G5 Sahel ülkeleri, yaraları yeni bir yapıyla sarmaya çalışıyor

Hükümet karşıtı protestocular Ekim 2022’de N'Djamena'daki (Çad) çatışmalar sırasında ateş yakıyor
Hükümet karşıtı protestocular Ekim 2022’de N'Djamena'daki (Çad) çatışmalar sırasında ateş yakıyor
TT

G5 Sahel ülkeleri, yaraları yeni bir yapıyla sarmaya çalışıyor

Hükümet karşıtı protestocular Ekim 2022’de N'Djamena'daki (Çad) çatışmalar sırasında ateş yakıyor
Hükümet karşıtı protestocular Ekim 2022’de N'Djamena'daki (Çad) çatışmalar sırasında ateş yakıyor

G5 Sahel ülkelerinin (Mali, Moritanya, Çad, Burkina Faso ve Nijer) savunma bakanları artan terörizm ve sınır ötesi suç tehdidi ışığında artan güvenlik sorunlarıyla karşı karşıya kalan bölgesel grup için yeni bir yapıyı tartışmak üzere dün Çad’ın başkenti Encemine’de (N'Djamena) bir araya geldi. Bu toplantı Mali'nin gruptan çekilmesinden bu yana türünün ilk örneği oldu.
Sahel ülkeleri Grubu'nun yeni yapısı geçtiğimiz Eylül ayından bu yana yoğun tartışmalara konu oluyor. Moritanya'nın başkenti Nuakşot, geçtiğimiz Eylül ayında Moritanya, Çad, Nijer ve Burkina Faso'dan askeri uzmanların katıldığı bir toplantıya ev sahipliği yapmıştı. Söz konusu toplantıda geçtiğimiz yıl Mayıs ayında gruptan ayrılan Mali yoktu.
Geçtiğimiz Pazartesi günü Sahel ülkelerinin ordularının genelkurmay başkanları tarafından Çad başkenti Encemine’de düzenledikleri olağanüstü bir toplantıda tartışılmadan önce, Nuakşot'taki askeri uzmanların toplantısında yeni yapının ilk vizyonu geliştirilmişti.
Moritanya ordusu tarafından yapılan açıklamada, Encemine toplantısında, G5 Sahel Grubu’nun yeni yapısını tartışmaya ve onaylamaya ve Mali Cumhuriyeti'nin gruptan çekilmesi ışığında ortak gücünü yeniden düzenlemeye odaklanıldığı bildirildi.
Yeniden yapılanma, en önemlileri Ortak Askeri Kuvvet karargahının Mali'nin başkenti Bamako'dan Nijer'in başkenti Niamey'e taşınması olan birkaç kararı içeriyordu. Ayrıca bu müşterek askeri gücün yeniden yapılandırılmasına ve ‘askeri bölgeler’ sistemine alternatif olarak ‘muharebe taburları’ sistemine geçilmesine karar verildi.
G5 Sahel Ortak Gücü, terörizm ve sınıraşan suçla mücadele çabalarını birleştirmek üzere 2017'de kurulmuştu. Ancak bu 5 bin kişilik askeri güç, finansman, ekipman ve eğitim eksikliği nedeniyle yapısal sorunlarla karşılaşmaya devam etti. Bunun yanısıra uluslararası güçlerin Birleşmiş Milletler'in (BM) 7. bölümü kapsamında bir askeri güç oluşturmayı reddetti. Bu onlara yasal koruma ve kalıcı finansman sağlar.
Askeri gücün birimleri, beş ülke arasındaki ortak sınırlara dağılmış ‘askeri bölgelerde2 faaliyet gösteriyordu. Ancak uzmanlar, Mali'nin geri çekilmesinin Sahel ülkelerinin ordularının liderlerini ‘askeri sektörler’ fikrinden vazgeçmeye zorladığına dikkat çekti. Çünkü bölgesel gruptaki ülkeler arasındaki sınır askeri alanlar ‘artık birbirine bağlı değil.’ Moritanya batıda yalnız kaldı ve gruptaki diğer ülkelerle bağlantılı değilken, Çad uzak doğuda sadece Nijer ile sınır komşusu olarak kaldı.
Sahel ülkelerinin ordularının liderleri, Mali'nin çekilmesinin bıraktığı bu stratejik ikilemin üstesinden gelmek için terörist grupların saldırılarını gerçekleştirmek için kullandıklarına benzer, hızlı taktik görevlere sahip mobil ve hafif muharebe taburları kurmaya karar verdiler. Ancak yeni muharebe tugaylarının, ortak askeri gücün yeni karargahının bulunduğu Nijer'deki sıcak noktalara odaklanması bekleniyor.
Moritanya Ordusu tarafından yapılan basın açıklamasında, "Bu yeni önlem ve prosedürler, Sahel grubu ve ortak gücüne yeni bir ivme kazandırmayı, güvenlik sorunlarıyla yüzleşmesini, terörizm ve organize suçla mücadele etmesini sağlamayı amaçlıyor" ifadelerine yer verildi. Ancak, bölgesel grubun yaklaşık dokuz yıl önce 2014 yılında kuruluşundan bu yana zor ve benzeri görülmemiş bir durumda olduğu açıktır. Mali devletinin geri çekilmesi 2020 yılındaki iki askeri darbenin ardından geldiğinden ve başkent Bamako'da iktidardaki genç subayların hakimiyeti ve Başta Fransa olmak üzere Batı ile ilişkilerini gözden geçirmeye ve Rus ‘Wagner’ grubunun hizmetlerini arayarak terör tehdidine karşı yeni bir stratejide Rusya'ya yönelmeye karar verilmesinden dolayı, siyasi gerilim Sahel bölgesindeki durumu daha da karmaşık hale getirdi.
Burkina Faso'da ise Eylül 2022’de bir askeri darbe gerçekleşti. Ülke Sahel Devletleri Grubu'ndan çekilmese de ülkeyi halen devam eden bir şüphe dönemine soktu. Artık o kadar hevesli değil ve onu yöneten genç subaylar, komşu Mali'deki akranlarına olan hayranlıklarını gizlemiyorlar.
Çarpıcı askeri gücü ve ordusunun tecrübesi nedeniyle yakın zamana kadar Sahel bölgesinde teröre karşı savaşı yöneten Çad'a gelince Mareşal Idriss Deby Itno'nun otuz yıllık rejimini devirmek için kuzeyden gelen isyancılarla çatışmalar sırasında 2021 yılında öldürülmesinden bu yana kendi içine çekildi. O sırada en büyük oğlu Mahamat Kaka olarak bilinen Mahamat Idriss Deby Itno, orduda bir generaldi ve isyancılara karşı savaşın liderlerinden biriydi. Bunun üzerine babasının yerine ülkenin başına geçmeye karar verdi ve o zamandan beri Çad kaynıyor.
G5 Sahel Grubu’nun liderliğini elinde bulunduran Çad, istisnai durumuyla meşgul görünüyor. ‘Kaka’ lakaplı genç general Mahamat Idriss Deby liderliğindeki geçiş döneminin uzatılmasından bu yana, muhalefet demokratik yönetime daha hızlı geçiş talebi için baskı yapıyor. Ancak yetkililer bu talepleri kısıtlama ve baskıyla karşılıyor. Bu, geçtiğimiz Ekim ayında muhalefetin çağrısıyla düzenlenen gösterilerde yaklaşık 50 kişinin ölümüyle sonuçlandı.
Çad'daki yetkililer, siyasi ve askeri hareketlerle siyasi anlaşmaya varsa da Doha'da çetin müzakerelerin ardından Başbakan yaptığı açıklamalarda, yeni bir isyanın çıkışını uzak bir ihtimal olarak görmedi. Başbakan, “Doğal olarak; Çad, Çad olduğu için ve alışkanlıklar çabuk ölmediği için, burada veya orada isyan girişimlerinin ortaya çıkmasına şaşırmayacağız” diyerek, ‘isyan çıkarmaya çalışanlarla yüzleşmek için tüm önlemler alınacağını’ teyit etti. Ayrıca “Çadlılar arasında savaş başlatmak isteyip ortadan kaybolanlar var ve biz buna karşı duracağız ve önleyeceğiz” dedi.
Çad kısa bir süre önce, hükümeti ‘istikrarsızlaştırma girişimini’ engellediğini açıklamıştı. Hükümet, bunu 11 subayın planladığını ve 8 Aralık'ta tutuklandıklarını söyledi. Adli kovuşturmaya tabi tutulanların, ‘suç ortaklığı, anayasal düzeni ihlal, suç çetesi oluşturmak ve yasa dışı ateşli silah bulundurmak’ suçlarından yargılandıkları bildirildi. Kendi meseleleriyle meşgul olan Çad, G5 Sahel Grubu’nun liderliğini, yakın zamanda mevcut Cumhurbaşkanı Muhammed Bazum ile selefi Mahamadou Issoufou arasında barışçıl bir güç geçişi yaşayan bir ülke olan Nijer'e devretmeye hazırlanıyor. Buna rağmen, hükümeti zorla devirme girişimini engelledi. Bu, komşu Mali ve Burkina Faso'da yaşananlara benzer bir senaryodan muaf olmadığı anlamına geliyor.
Ancak Nijer, son değişikliklerin ışığında, Sahel bölgesinde terörizme karşı uluslararası savaşın merkezi haline geldi. Bunun üzerine ABD’liler ve Avrupalılar burayı askeri faaliyetleri için bir üs olarak aldılar. Fransızlar Mali'den çekilme kararı alınca, Fransız ‘Barkhane’ Kuvvetleri’nin burayı operasyonlarının merkezi olarak alması için Nijer'e yöneldiler.
Bölgede sadece Moritanya istisna bir durumda bulunuyor. 2011 yılından bu yana herhangi bir terör saldırısına tanık olmadı. 2019'da seçilmiş iki cumhurbaşkanı arasında ilk barışçıl güç değişimini yaşadı. Ancak, yolsuzluğun yayılması, yüksek yaşam maliyeti ve özgürlüklerin gerilemesi ile ilgili kendi sorunlarıyla mücadele ediyor. Moritanya tarihinde bir emsal teşkil eden yolsuzluk suçlamasıyla eski Cumhurbaşkanı Mohamed Ould Abdel Aziz ve rejiminin bazı sembol isimlerini yargılamaya hazırlanıyor.



Kaynaklar: Trump, Azerbaycan ve bazı Orta Asya ülkelerini İbrahim Anlaşmaları’na dahil etmek istiyor

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, 15 Eylül 2020'de Washington'da İbrahim Anlaşmaları’nın imzalanmasının ardından ABD Başkanı Donald Trump ile birlikte (Reuters)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, 15 Eylül 2020'de Washington'da İbrahim Anlaşmaları’nın imzalanmasının ardından ABD Başkanı Donald Trump ile birlikte (Reuters)
TT

Kaynaklar: Trump, Azerbaycan ve bazı Orta Asya ülkelerini İbrahim Anlaşmaları’na dahil etmek istiyor

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, 15 Eylül 2020'de Washington'da İbrahim Anlaşmaları’nın imzalanmasının ardından ABD Başkanı Donald Trump ile birlikte (Reuters)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, 15 Eylül 2020'de Washington'da İbrahim Anlaşmaları’nın imzalanmasının ardından ABD Başkanı Donald Trump ile birlikte (Reuters)

Reuters’a konuşan bilgi sahibi beş kaynak, ABD Başkanı Donald Trump yönetiminin, Azerbaycan ve Orta Asya'daki bazı müttefiklerini İbrahim Anlaşmaları’na dahil etme olasılığını aktif olarak müzakere ettiğini ve bununla mevcut İsrail ile ilişkileri güçlendirmeyi umduğunu bildirdi.

Trump'ın ilk başkanlık döneminde, 2020 ve 2021 yıllarında imzalanan İbrahim Anlaşmaları uyarınca, Müslüman çoğunluğa sahip dört ülke, ABD'nin arabuluculuğuyla İsrail ile diplomatik ilişkilerini normalleştirmeyi kabul etti.

Kimliklerinin açıklanmamasını isteyen kaynaklar, Azerbaycan ve bazı Orta Asya ülkelerinin İsrail ile zaten uzun süredir ilişki içinde olduğunu belirtti. Bu da, anlaşmaların bu ülkeleri de kapsayacak şekilde genişletilmesinin büyük ölçüde sembolik bir adım olacağı, ticaret ve askeri iş birliği gibi alanlarda ilişkilerin güçlendirilmesine odaklanılacağı anlamına geliyor.

Gazze Şeridi'nde artan vefat sayısı, bölgeye yardım girişinin engellenmesi ve İsrail'in askeri operasyonları nedeniyle bölgede yaşanan kıtlık, Arap öfkesini daha da artırdı. Bu durum, İbrahim Anlaşmaları’na daha fazla Müslüman çoğunluklu ülke ekleme çabalarının aksamasını beraberinde getirdi.

Gazze Şeridi’ndeki sağlık yetkilileri, Gazze savaşının on binlerce kadın ve çocuk dahil olmak üzere 60 binden fazla kişinin hayatına mal olduğunu ve bunun dünya çapında öfkeye yol açtığını belirtti. Kanada, Fransa ve Birleşik Krallık son zamanlarda bağımsız bir Filistin devletini tanıma niyetlerini açıkladı.

Üç kaynak, diğer bir ana anlaşmazlık noktasının Azerbaycan'ın komşusu Ermenistan ile olan çatışması olduğunu söyledi. Trump yönetimi, Kafkasya bölgesinde bulunan iki ülke arasındaki barış anlaşmasını İbrahim Anlaşmaları’na katılmak için ön koşul olarak görüyor.

Trump yönetimi yetkilileri, anlaşmaya katılabilecek birkaç ülkenin adını kamuoyuna açıklarken, kaynaklar Azerbaycan'a odaklanan görüşmelerin en organize ve ciddi olanlar arasında olduğunu belirtti. İki kaynak, birkaç ay hatta birkaç hafta içinde bir anlaşmaya varılabileceğini söyledi.

Trump'ın Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff, mart ayında Azerbaycan'ın başkenti Bakü'ye giderek Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ile görüştü. Üç kaynak, Witkoff'un en önemli yardımcılarından biri olan Aryeh Lightstone'un bahar aylarında Aliyev ile bir araya gelerek İbrahim Anlaşmaları’nı görüştüğünü belirtti.

Şarku'l Avsat'ın Reuters'ten aktardığına göre aynı kaynaklar, bu görüşmeler kapsamında Azerbaycanlı yetkililerin komşu Kazakistan da dahil olmak üzere Orta Asya ülkelerindeki muhataplarıyla temasa geçerek, İbrahim Anlaşmaları'nın kapsamının genişletilmesine ne kadar ilgi duyduklarını ölçtüler.

Kazakistan, Özbekistan, Türkmenistan, Tacikistan ve Kırgızistan'ı içeren Orta Asya'da diğer hangi ülkelerle iletişime geçildiği henüz belli değil.

ABD Dışişleri Bakanlığı, yorum istendiğinde belirli ülkelere değinmedi, ancak anlaşmaların kapsamının genişletilmesinin Trump'ın ana hedeflerinden biri olduğunu bildirdi. Bir ABD'li yetkili, “Daha fazla ülkeyi dahil etmek için çalışıyoruz” ifadelerini kullandı.

Azerbaycan hükümeti ise yorum yapmaktan kaçındı. Beyaz Saray, İsrail Dışişleri Bakanlığı ve Kazakistan'ın Washington Büyükelçiliği de yorum taleplerine yanıt vermedi.