Husiler Sana’nın demografik yapısını değiştiriyor

Bir iş adamı suikasta uğradı... Bir aşiret verilecek yanıtı tartıştı

Sana’nın batısındaki Beni Matar’da Husiler tarafından ele geçirilen bir arazi alanı (Twitter)
Sana’nın batısındaki Beni Matar’da Husiler tarafından ele geçirilen bir arazi alanı (Twitter)
TT

Husiler Sana’nın demografik yapısını değiştiriyor

Sana’nın batısındaki Beni Matar’da Husiler tarafından ele geçirilen bir arazi alanı (Twitter)
Sana’nın batısındaki Beni Matar’da Husiler tarafından ele geçirilen bir arazi alanı (Twitter)

İran destekli darbeci Husiler, Yemen’in başkenti Sana’nın demografik yapısını değiştirmek için çalışmaya devam ederken, kimliği belirsiz silahlı kişiler şehrin güneyindeki evinin önünde bir iş adamını öldürdü. Saldırganlar, işadamının cesedini alıp bir caminin yanına bıraktı.
Bu olay, Dhamar aşiretlerini durumu ele almak ve aşiretin ileri gelenlerine veya iş adamlarına yönelik suikastların artması çerçevesinde gerçekleşen olaya tepki vermek üzere bir araya gelmesine yol açtı.
Yemen’in başkentinde suikast olaylarının artmasıyla birlikte, aşiret kaynakları, milis liderlerinin haraç toplamakla, servet oluşturma ve gayrimenkullere el koymakla meşgul olması sebebiyle, aşiret lideri ve iş adamı Nasır el-Kamim’in öldürülmesinin ardından benzer olaylara tanık olunurken, katillerin herhangi bir tepki veya ceza korkusu olmaksızın güvenle hareket ettiğini belirtti.
Şarku’l Avsat’a konuşan Sana’daki yerel kaynaklara göre, güvenlik krizi, Husi milis liderlerinin devlete veya vakıflara ait olduğu bahanesiyle, şehirdeki büyük arazi ve topraklar ile ticari kurumları ele geçirmenin yanı sıra şehrin demografik yapısını değiştirmek için çalışmalarının devam ettiği bir zamanda yaşanıyor.
Kaynaklar, milislerin işgal altındaki başkentte, milis lideriyle aynı soydan gelen ve gelecekte başkentteki sosyal yapıyı etkileyebilecek zenginlerden oluşan bir sınıf yaratmak amacıyla, bazı aileleri kendilerini ortak olarak liderler tarafından toplanan fonların yönetimine dahil ettiğini söylüyor.
Kaynakların Şarku’l Avsat’a söylediğine göre, milisler Taiz, İbb ve Marib’teki şubelerinden Sana’ya liderler getirdi. Sana’nın güneyindeki Bayt Baws mahallesinde ve Hamel bölgesinde, bu liderler için lüks binalar satın aldı. Aynı şekilde başka liderleri de, hava savunma, Özel Kuvvetlere ve Cumhuriyet Muhafızları kamplarına kadar uzanan bir sıradağın eteğinde yer alan şehrin güneyindeki Beyt Zabtan bölgesine, Hadda köyüne, Sana köyüne ve Hamel köyüne yerleştirdi.
Sana’daki yerel kaynaklar, Husilerin Toprak Askeri Komitesi Başkanı Ebu Haydar Cahhaf’ın konut topluluklarına ait veya onlarca yıldır sakinlerin mülkiyetine ait binlerce araziye el koyduğunu belirtti. Kaynaklar ayrıca, Cahhaf’ın devlet malı olduğu bahanesiyle, kent ve çevresindeki bölgelere ve yaylalara el koyduğunu açıkladı. Cahhaf’ın son adımı kapsamında, Sana’nın batısındaki Beni Matar’da yüzlerce kişinin yaşadığı geniş arazilere el koyduğunu, bölgeye 30 askeri araçtan oluşan bir grup gönderdiğini ve 2 bin 200 libnelik (Bir libne 44 metrekareye eşit yerel bir ölçü birimidir) tarım alanını ele geçirdiğini belirtti.
Beni Matar’da yaşayan iki kişiye göre, milisler tarafından gönderilen güçler mahalle sakinlerinin evlerini kuşattı, protestocuları tutuklayarak onları bilinmeyen yerlere götürdü.
Mahalle sakinleri milisleri yolsuzluk ve yalanlara batmış bir yönetim olarak tanımladı. Sakinler, Kamim’in suikastı ile eş zamanlı olarak, Husi lideri Abdülvehhab el-Muhbeşi’nin şehrin batısında el-Nahda mahallesinde silah bakımı merkezinin yakınında bulunan bir çiftliği ele geçirmek için büyük kuvvetler gönderdiğini belirtti. Söz konu çiftlik, 400 libnelik alanda yüzlerce ağacı içeriyordu ve 40 yılı aşkın bir süredir aynı kişinin mülkiyetinde bulunuyordu.
Kaynaklara göre, doğrudan Abdülmelik el-Husi’nin Ofisi’ne bağlı olan ölüm tugaylarına ait 25 askeri araç, Husilere mensup bir aileye ait olduğu gerekçesi ile siyasi büro üyelerinden biri olan Abdülvehhab el-Muhbeşi’nin gözetiminde çiftliğe el koyma görevini üstlendi.
Ancak siyasi kaynaklar Şarku’l Avsat’a, milislerin bu bölgelerin korunması için gerekli güvenlik önlemlerinin uygulama gerekçesi altında, şehir içinde ve çevresinde birden fazla alanda yaptıkları gibi askeri nedenlerle çiftliğe el koyduğunu, ancak el koymanın ardından onlarca yıldır Sünni çoğunluğun yaşadığı şehrin demografik yapısını değiştirmek amacıyla bu bölgeleri, Sana’ya yerleşmek üzere Saada ve Hacca’dan nakledilen Husi soyundan veya güvenilir müritlere ait unsurlara verdiğini anlattı.
Kaynaklara göre milisler, İran tarafından sağlanan kaçak insansız hava araçlarının ve balistik füzelerin kurulumu ve modifiyesi için en önemli yer olduğuna inanılan silah bakım kampının yakınında el konulan bu çiftliğin Husi soyundan bir aileye ait olduğunu iddia etti.
Yargı kaynakları, bu iddia doğru olsa bile, milislerin kesin bir yargı kararı olmaksızın bu kadar güçlü bir şekilde müdahalede bulunma ve meyve ağaçlarını kökünden sökme hakkının olmadığını belirtti.
Kaynaklar, Cahhaf’ın komitesinin bu adımlarını, meşru hükümete karşı darbeden sonra kurulan askeri alanlar ve silah depolarının yakınında bulundukları bahanesiyle Beni Matar ve Hamedan bölgelerindeki geniş arazilere el koymak üzere attığını, daha sonra bu bölgelere başkent dışından müritlerini nakletmeye karar verdiklerini belirtti. Kaynaklar ayrıca, füze kamplarına yakın Fag Attan bölgesi içinde aynı durumun geçerli olduğunu, zira bölgenin arkeolojik alanlardan biri olmasına rağmen arazilerine el konularak grubun yandaşlarına verildiğini anlattı.



Beyrut ve Tel Aviv’de roketler ve saldırılar günü

Hizbullah füzesinin Tel Aviv yakınlarında yol açtığı hasardan (AFP)
Hizbullah füzesinin Tel Aviv yakınlarında yol açtığı hasardan (AFP)
TT

Beyrut ve Tel Aviv’de roketler ve saldırılar günü

Hizbullah füzesinin Tel Aviv yakınlarında yol açtığı hasardan (AFP)
Hizbullah füzesinin Tel Aviv yakınlarında yol açtığı hasardan (AFP)

Lübnan ve İsrail dün, saldırılar ve füzelerle dolu şiddetli bir gün yaşadı; İsrail Beyrut'un güney banliyösü ve güneyde bir mahalleyi yerle bir ettiği düzinelerce saldırı düzenlerken, Hizbullah İsrail topraklarını hedef alan saldırılarını Tel Aviv ve çevresine kadar genişletti ve yaklaşık 300 füze fırlattı.

İsrail'in Beyrut'un Basta mahallesindeki katliamına karşılık olarak Hizbullah roketleri Tel Aviv'in kalbini sarstı. Bir güvenlik kaynağı Hizbullah'ın, “Beyrut'a karşı Tel Aviv” denklemiyle füze gücünün hala yerinde olduğunu kanıtlamaya ve İsrail savunmasını şaşırtmaya çalıştığını söyledi.

Ben Gurion Havaalanı'nda kısa süreliğine uçuşların durdurulduğu bildirilirken, İsrail medyası “Tel Aviv'de şiddetli patlamaların duyulduğunu”, Nahariya, Akka ve Yukarı Celile'ye roket atılması üzerine sirenlerin çaldığı ve İsrail'in merkezinde 5 kişinin yaralandığı bildirildi.

İsrail ayrıca Lübnan ordusunu da hedef almaya devam etti ve “İsrail düşmanının Al-Qalila-Tyre yolu üzerinde bulunan Amiriye’de ordu karargahını hedef alması sonucu bir askerin şehit olduğunu ve bazıları ağır olmak üzere 18 askerin yaralandığını” duyurdu. Lübnan Başbakanı Najib Mikati, İsrail'in Lübnan ordusunu hedef almasının ateşkes çabalarını reddeden doğrudan kanlı bir mesaj olduğunu belirtti.