Prens Harry: İkinci kitabı da yazabilirim

Prens Harry: “William'ın çocuklarının iyiliği için kendimi, İngiliz monarşisinde reform yapmaktan sorumlu hissediyorum.”

Prens Harry, kardeşi ve babasıyla yeniden görüşmeyi içtenlikle istediğini söyledi (AP)
Prens Harry, kardeşi ve babasıyla yeniden görüşmeyi içtenlikle istediğini söyledi (AP)
TT

Prens Harry: İkinci kitabı da yazabilirim

Prens Harry, kardeşi ve babasıyla yeniden görüşmeyi içtenlikle istediğini söyledi (AP)
Prens Harry, kardeşi ve babasıyla yeniden görüşmeyi içtenlikle istediğini söyledi (AP)

Sussex Dükü Prens Harry, yakın zamanda yayınlanan “Spare” isimli kitabından başka bir kitap daha yazmak için yeterli materyale sahip olduğunu açıkladı. Ancak Harry, kamuya açtığı takdirde Kral 3. Charles ve Galler Prensi William’ın kendisini affetmeyeceği gerekçesiyle bu materyali açıklamayı reddetti. The Telegraph gazetesinden Briony Gordon ile yaptığı röportajda Harry, Spare’ in orijinal versiyonunun, son taslağının iki katı uzunluğunda olduğunu söyledi. Harry, kitapta düzenlenen (veya silinen) ayrıntıların çoğunun hem babasının hem de erkek kardeşinin reaksiyonlarıyla ilgili olduğunu kabul etti.
Şarku’l Avsat’ın The Telegraph’tan aktardığı habere göre Buckingham Sarayı kaynakları, Harry’nin mali kazanç elde etmek için başka kitaplar yazmak zorunda kalabileceğini belirttiğinden, ilk kitapta yer alan ifşalar, kraliyet ailesinin, gelecekteki ifşalarla ilgili ciddi şekilde endişe duymasına neden olabilir.
Prens Harry açıklamasında şunları söyledi: “İlk taslak farklıydı. Kitap daha önce 800 sayfaydı, şimdi 400 sayfaya düştü. Aynı şekilde iki kitap olabilirdi. En zor kısım birçok şeyi gün yüzüne çıkarmaktı.”
Harry, açıklamalarına şöyle devam etti: “Özellikle kardeşimle ve bir dereceye kadar da babamla benim aramda dünyanın bilmesini istemediğim bazı şeyler oldu. Bilirlerse beni asla affedeceklerini sanmıyorum.”
Açıklamasında, “kitabının yazarıyla yaptığı 50 görüntülü görüşmeden sonra bazen neleri kitaba dahil edip neleri dışarıda bırakacağına karar vermekte zorlandığını” itiraf eden Harry, ailenin içinden bir kitap yazmanın “kesinlikle kabul edilemez” şeylerden biri olduğunun da farkında.
Saray personelini kardeşi Prens William'ı korumak için yalan söylemekle suçlayan Prens Harry, “medyanın elinde ailesi hakkında bir ton kötü şey" olduğunu iddia etti. Harry, medyanın bu bilgilere sahip olduğunu ve diğer insanlardan ilginç hikayeler almak için bu bilgileri gizli tuttuğunu da bildiğini” kaydetti.
Harry, kitabında ailesi hakkında yer alan her şeyin "reddedileceğini ve karalanacağını" bildiğini söyledi. Ancak hikayesini onlardan bahsetmeden anlatmanın imkansız olduğu konusunda da ısrar etti.
Sussex Dükü ayrıca, Prens George (9), Prenses Charlotte (7) ve Prens Louis (4) lehine monarşide reform yapmaktan "sorumlu" hissettiğini de belirtti. Harry konuyla ilgili şunu söyledi: “Bu üç çocuktan en az birinin benim gibi olacağını biliyorum, yani (yedek). Bu beni incitiyor ve endişelendiriyor.” Bu fikrin Prens William'ı kırdığını kabul eden Harry, "Çocuklarının benim sorumluluğumda olmadığını bana çok net bir şekilde ifade etti" dedi.
Harry, ne olursa olsun, bir şeyleri "düzeltmeyi" sevdiğini ve misyonunun "uzun vadeli stratejik düşünme" olduğunu söyledi.


"Spare" çıktığı ilk gün 1,4 milyon satarak rekor bir satış rakamına ulaştı (Reuters)

Harry, “Mesele monarşiyi yıkmaya çalışmak değil, onları kendilerinden kurtarmaya çalışmak. Bunu söylediğim için birçok insanın bana büyük sıkıntı vereceğini biliyorum” açıklamasında bulundu.
Harry'nin The Telegraph'tan Briony Gordon ile gerçekleştirdiği görüşme, geçen hafta yayınlanan birkaç televizyon röportajından önce, tanıtım kampanyalarının ortasında yapıldı. Tanıtım kampanyaları sonucunda kitap, yayınlandığı ilk gün (Salı), Birleşik Krallık, ABD ve Kanada'da 1,4 milyon satarak, bir rekora imza attı.
Sussex Dükü, kraliyet ailesinden, Meghan'dan özür dilemesini istedi ve söz konusu röportajda doğrudan onlara hitap ederek şöyle dedi: “Çünkü ne yaptığınızı biliyorsunuz ve şimdi ben de neden yaptığınızı biliyorum. Bu yüzden dürüst ve net olun. Sonra hepimiz yolumuza devam edebiliriz.”
Harry, açıklamalarına şöyle devam etti: “Tehlike çanları çaldığında dinleselerdi bu durum yaşanmazdı. Bu işin en üzücü yanı da bu; hepsi önlenebilirdi ama yardım edemediler.”
Prens Harry, “ağabeyinin ve babasının, hayatına geri dönmesini içtenlikle istediğini” söyledi. Ayrıca "yönteminin" kraliyet ailesi ile basın arasındaki ilişkiyi tamamen sınırlamak olduğunu ve bunu yaparak ailesini "korumayı" amaçladığını öne sürdü.
“Bir kurumu ve özellikle de medya ortamını değiştirmeye çalıştığınızda, bu hiç de kolay bir iş değil. Zorluğun boyutu çok büyük ve bu süreç boyunca kendimi zihinsel ve duygusal olarak koruyabilmeliyim” açıklamasında bulunan Harry, hikayenin "dürüst" tarafını anlatmanın neden bu kadar "şok edici ve utanç verici" olduğunu anlamadığını belirtti. Sussex Dükü, “eşi Meghan'ı ve diğer kadınları savunmak için haklı mücadelesine devam edeceğine ve diğer erkekleri de aynı şeyi yapmaya teşvik edeceğine” dair söz verdi.
Harry, açıklamasında şunu söyledi: “Başkalarına örnek olamıyorsan, hayatın amacı ne?"



Akdeniz'de "olağanüstü" Roma miğferi bulundu

"Montefortino" miğferi, Aegadian Adaları açıklarındaki deniz tabanında bulundu (Sicilya Bölgesi)
"Montefortino" miğferi, Aegadian Adaları açıklarındaki deniz tabanında bulundu (Sicilya Bölgesi)
TT

Akdeniz'de "olağanüstü" Roma miğferi bulundu

"Montefortino" miğferi, Aegadian Adaları açıklarındaki deniz tabanında bulundu (Sicilya Bölgesi)
"Montefortino" miğferi, Aegadian Adaları açıklarındaki deniz tabanında bulundu (Sicilya Bölgesi)

Deniz arkeologları, MÖ 241'deki antik bir deniz savaşında Akdeniz'in dibinde kaybolan nadir bir Roma dönemi miğferi ortaya çıkardı.

"Olağanüstü biçimde iyi korunmuş" askeri miğfer, Batık Alanların Belgelenmesi Derneği üyesi derin deniz dalgıçları tarafından Aegadian Adaları sularında bulundu.

Araştırmacılar, miğferin o dönemde yaygın kullanılan "Montefortino" miğfer tipinin neredeyse eksiksiz bir örneği olduğunu ve iyi korunmuş yanak korumalarıyla öne çıktığını söylüyor.

Kültürel Miras Bölge Konseyi Üyesi Francesco Paolo Scarpinato, "'Montefortino' miğferi, şimdiye kadar bulunan en güzel ve eksiksiz miğferlerden biri" dedi.

Araştırmacılar, bu miğfer tipinin Romalılara Keltler tarafından tanıtıldığını ve MÖ 4. yüzyıldan MS 1. yüzyıla kadar yaygın bir tercih haline geldiğini söylüyor.

Arkeologlar, miğferin muhtemelen MÖ 241'de Roma ve Kartaca arasındaki Birinci Pön Savaşı'nda gerçekleşen Aegates Muharebesi sırasında kaybolduğunu tahmin ediyor.

Tarihi kaynaklar, Kartacalıların bu savaşta Roma ordusundan sayıca üstün olduğunu ancak daha iyi eğitimli Romalıların onları yendiğini gösteriyor.

Bu durum, Kartaca'nın Sicilya'yı teslim etmesine ve 20 yıldan uzun süre sonra Birinci Pön Savaşı'nın sona ermesine yol açtı.

Uzun ve maliyetli savaşın sona ermesi, Roma'yı Batı Akdeniz'de baskın güç haline getirdi.

Scarpinato, "Bu buluntular, MÖ 241 savaşının tarihsel bilgisini zenginleştirmekle kalmıyor, aynı zamanda adamızın dünyada eşsiz bir kültürel mirasın koruyucusu olduğu imajını da güçlendiriyor" dedi.

Aynı deniz arkeolojik alanında dalgıçlar, MS 5. yüzyıla tarihlenen "kullanımı belirsiz" büyük bir bronz kulp da ortaya çıkardı.

Ayrıca daha önce bölgede bulunan ve üzeri kabuklarla kaplı yaklaşık 30 metal eser üzerinde Bilgisayarlı Tomografi'yle (BT) X ışını taraması yaptılar.

Bu eserler arasında MÖ 241'deki savaşta kullanılan ve yüzyıllardır deniz tabanında korunan kılıç, mızrak ve cirit gibi silahlar da var.

Arkeologlar, savaş sırasında bir Roma gemisinin Kartacalılar tarafından ele geçirilmesinin ardından bu eserlerin denize düşmüş olabileceklerinden şüpheleniyor.

Daha önceki bir sefer sırasında ele geçirilen eşyalardan biri de temizlenmiş ve üzerinde "Ser.Solpicio C.F. Quaestor Probavi(t)" ifadesine rastlanmıştı. Arkeologlar bunun Birinci Pön Savaşı'nın ortaları da dahil MÖ 243'ten beri Roma hakimi olan Gaius Sulpicius'a işaret ettiğini düşünüyor.

Independent Türkçe


Call of Duty'ye talip olan Spielberg'ün talepleri "yapımcıları ürküttü"

Call of Duty: Modern Warfare II (Activision)
Call of Duty: Modern Warfare II (Activision)
TT

Call of Duty'ye talip olan Spielberg'ün talepleri "yapımcıları ürküttü"

Call of Duty: Modern Warfare II (Activision)
Call of Duty: Modern Warfare II (Activision)

Kathryn Vann 

Activision'ın, Call of Duty'nin uyarlamasını çekmeyi teklif eden ödüllü sinemacı Steven Spielberg'ü reddettiği bildirildi.

Jurassic Park'ın yönetmeninin, oyunun yayıncısı teklifi reddedene kadar, en çok satanlar listesine giren askeri video oyunu serisini beyazperdeye uyarlamakla ilgilendiği söyleniyordu.

Puck'ın haberine göre Spielberg ve yapım şirketi Amblin, Er Ryan'ı Kurtarmak'ın (Saving Private Ryan) yönetmeninin proje üzerinde tam kontrole sahip olması koşuluyla Activision'a bir fikir sundu.

Ancak Spielberg'ün kontrol konusundaki ısrarı, şirketin tekliften "ürkmesine" neden oldu. Yayın kuruluşu, "Spielberg beraberinde, piyasadaki en iyi fiyatları, son kurguyu ve yapım ve pazarlama üzerinde tam kontrolü içeren ünlü Spielberg Anlaşması'nı getiriyor" iddiasında bulundu.

Anlaşma sağlansaydı projenin yapımcılığını Universal Studios üstlenecekti. Filmin yapımcılığını onlar yerine Paramount yürütecek.

The Independent cevap hakkı için Spielberg'ün bir temsilcisiyle temasa geçti.

Call of Duty tüm zamanların en popüler medya serilerinden biri. Çoğunlukla II. Dünya Savaşı gibi gerçek dünyadaki askeri senaryolarda geçen oyunlar, serinin başladığı 2003'ten bu yana 500 milyondan fazla kopya sattı.

Önceki günlerde yeni uyarlama duyurulurken yapımcılar, filmin popüler olması halinde eserin TV dizisine dönüşebileceğinin sinyalini verdi.

Call of Duty, gişe başarısı yakalayan diğer video oyunu uyarlamalarını takip ediyor. Bu yapımlar arasında bu yıl toplam 957,7 milyon dolarla yılın en çok hasılat yapan üçüncü filmi olan Bir Minecraft Filmi (A Minecraft Movie) de var.

Spielberg henüz herhangi bir video oyununu filme uyarlamasa da uzun zamandır Call of Duty serisinin hayranı olduğu söyleniyor.

Yönetmenin oğlu Max, MinnMaxx'e verdiği bir röportajda "Call of Duty'yi seviyor; maceralardan keyif alıyor" demişti.

Paramount CEO'su David Ellison, şirketin yeni uyarlamayı satın almasından duyduğu heyecanı dile getirmişti. Ellison "Hayatı boyunca Call of Duty hayranı olan biri olarak hayallerim gerçek oldu" demişti.

Filmin duyurulmasının ardından yaptığı açıklamada Ellison sözlerine şunları eklemişti:

Bu filme, Top Gun: Maverick'teki çalışmalarımıza rehberlik eden aynı disiplinle, mükemmellikten taviz vermeme sözüyle yaklaşıyoruz ve bu seriyle hayranlarının hak ettiği olağanüstü yüksek standartları karşılamasını sağlıyoruz.

Filmin prodüksiyonu henüz başlamadı ve hem oyuncu kadrosu hem de yönetmeni henüz kesinleşmedi.

Independent Türkçe, independent.co.uk/arts-entertainment


Yeni filmi için 23 kilo veren yıldız: "Korkunç biri oldum"

(Reuters)
(Reuters)
TT

Yeni filmi için 23 kilo veren yıldız: "Korkunç biri oldum"

(Reuters)
(Reuters)

Lydia Spencer-Elliott 

Orlando Bloom, Sean Ellis'in yakında vizyona girecek boks draması The Cut'taki rolü için sadece üç ayda yaklaşık 23 kilo verdiğinde "yanında olması korkunç bir insana" dönüştüğünü söyledi.

48 yaşındaki aktör, kariyerini değiştirecek bir şampiyonluk kazanmak için antrenman yapan boksör rolü için dönüşüm geçirirken, hızlı kilo verme yolculuğunun kendisini "bitap düşürdüğünü" ve "enerjisi ya da beyin gücünün kalmadığını" söyledi.

Çarşamba günü (27 Ağustos) This Morning'de Rylan Clark ve Josie Gibson'a verdiği röportajda Bloom, "Zihinsel ve fiziksel olarak açlıktan gözüm dönmüştü" dedi.

Oyuncu, filmin yapımı başlayana kadar sadece ton balığı ve salatalık yediğini, bunun da hem kilosunu hem de ruh halini etkilediğini açıkladı. Bloom "Evde denemeyiniz" ifadelerini kullandı.

Bloom, daha önce Christian Bale'a da danışmanlık yapan beslenme uzmanı Philip Goglia'yla birlikte çalışıyordu ve Goglia, aktörü günde üç öğünden bir öğüne "indirirken" kan değerlerini de kontrol ediyordu.

Bloom, "Birdenbire tüm bu yiyecekler elimden alınmaya başlandı ve protein tozum da sonuncusuydu" diye anlattı.

 'Hayır! Onu almayın' falan dedim.

Karayip Korsanları'nın (Pirates of the Caribbean) yıldızı hızlı kilo verme rejimi sırasında "paranoya" ve "istenmeyen düşünceler"den muzdarip olduğunu söyledi. "Yemek yememiz, uyumamız ve kendimize bakmamız gerekiyor" deyip ekledi:

Aslında film, insanın ikinci bir şans yakalayabilmek için ne kadar ileri gidebileceğine dair bir yorum. Bence bu çok bağ kurulabilecek bir şey.

Görsel kaldırıldı.Orlando Bloom son rolü için hızla kilo verirken yanında bulunulması "korkunç" bir insan olduğunu söyledi (ITV)


Bloom, profesyonel sporcular antrenman sezonları boyunca düzenli kilo verirken, oyuncuların çok daha kısa bir süre içinde "aşırı" vücut dönüşümleri yaşama eğiliminde olduğunu belirtti.

The Cut'ın çekimleri arasında dinlenmek için sık sık uzandığını ve kameralar çekime girmeden önce "biraz daha iri görünmek" için şınav çektiğini de sözlerine ekledi.

The Cut dövüşten ziyade Bloom'un karakterinin, büyük önem taşıyan tartıya çıkmadan önce kan kaybetmesine yol açan çarpıcı rejimde zayıflamasını konu alıyor.
Görsel kaldırıldı.Bloom, The Cut'ta (Paramount)

Yönetmen Ellis (Anthropoid) The Cut'ı ters kronolojik sırayla çekti, yani Bloom aslında prodüksiyon sırasında kilo alıyordu ve bu sayede daha iyi konsantre olabildi.

Sinemacı "Diyet yaparken çalışması imkansızdı. Bu yüzden bize en zayıf haliyle geldi ve sonra yemek yemeye başladı" demişti. 

Yani filmi sonundan çekmeye başladık ve en son da başını çektik... Sonra da geriye doğru  kurgulandı.

Yüzüklerin Efendisi (The Lord of the Rings) serisinde Legolas rolüyle şöhret kazanan Bloom, 2013 ve 2014'te Hobbit filmlerinde de rolünü tekrarladı. Karayip Korsanları serisinde Will Turner rolüyle ününü daha da arttıran Bloom, Truva (Troy) ve Cennetin Krallığı'nda (Kingdom of Heaven) da oynadı.


IndependentTürkçe, independent.co.uk/life-style