Libyalı bazı taraflar Ulusal Uzlaşma Forumu’nu neden reddediyor?

Geçen Perşembe günü Trablus’ta düzenlenen Ulusal Uzlaşma Forumu’na katılanların bir kısmı (Başkanlık Konseyi)
Geçen Perşembe günü Trablus’ta düzenlenen Ulusal Uzlaşma Forumu’na katılanların bir kısmı (Başkanlık Konseyi)
TT

Libyalı bazı taraflar Ulusal Uzlaşma Forumu’nu neden reddediyor?

Geçen Perşembe günü Trablus’ta düzenlenen Ulusal Uzlaşma Forumu’na katılanların bir kısmı (Başkanlık Konseyi)
Geçen Perşembe günü Trablus’ta düzenlenen Ulusal Uzlaşma Forumu’na katılanların bir kısmı (Başkanlık Konseyi)

Libya’daki bazı siyasi gruplar, Muhammed el-Menfi başkanlığındaki Başkanlık Konseyi himayesinde düzenlenen ve geçen Perşembe günü sona eren ‘Ulusal Uzlaşma Konferansı Hazırlık Forumu’ sonuçlarına itiraz etti.
Başkanlık Konseyi Başkan Yardımcısı Abdullah el-Lafi, forumun tartışmalı tüm konularda katılımcılar arasında anlaşmaya varılarak başarıya ulaştığını söyledi.
Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre, Misrata Belediye Meclisi ise, ‘her yönüyle eksikliklerle gölgelenen’ hazırlık forumu çalışmalarına karşı çıkıyor.
Konferans olaylarının şüpheli bir siyasi anlaşma olduğunu öne süren Misrata Belediye Meclisi, bunun gerçek bir uzlaşma girişimi olma noktasına ulaşmadığını belirtti.
Merhum Cumhurbaşkanı Muammer Kaddafi rejiminden, 2011’deki 17 Şubat Devrimi sonrasına geçiş arasındaki dönemin olumsuz etkileri hala devam ediyor.
Mısrata Belediye Meclisi yaptığı açıklamada, “Misrata halkı ve devrimciler forum çalışmaları sırasında meydana gelen olayları büyük bir dikkatle takip etti ve ortaya çıkan sonuçları onaylamayarak reddetti” ifadelerini kullandı.
Açıklamada, Anayasa Beyannamesi ve Geçici Adalet Yasası temelinde gerçek ve kapsamlı bir ulusal uzlaşma sağlanmasına ve faillerin adalete teslim edilmesine olan bağlılık vurgulandı.
Belediye Meclisi, Başkanlık Konseyi ve uzlaşma dosyasındaki temsilcisini, ‘uzlaştırma konusu manipüle edilerek, Şubat ilkelerinin çiğnenmesi ve toplumsal barışın ihlal edilmesi’ olarak nitelediği olaylardan manevi ve hukuken sorumlu tuttu.
Forum sonuçlarının İslam hukuku hükümlerine, geçiş dönemi adaletinin temellerine ve Libya gelenek ve göreneklerine dayanmadığına vurgu yapan Mısrata Belediye Meclisi, Misrata kentinin herhangi bir gerçek uzlaşma projesinin önemli bir parçası olduğuna işaret etti.
Libya Yaşlılar Uzlaşma Konseyi Başkanı Muhammed Mubaşir, Başkanlık Konseyi’nden foruma katılma daveti aldığını ancak katılmayı reddettiğini açıkladı.
Bunun nedeninin de önceliklerin ihmal edilmesine ek olarak, geçiş dönemi adaleti için kapsamlı ve adil bir yasanın bulunmaması olduğunu söyleyen Mubaşir şu ifadeleri kullandı;
“Uzlaşma, dürüst olmak ve haklarını sahiplerine iade etmek anlamına gelir ve ihtilafın yenilenmesi korkusuyla nezaket ve dürüst olmamak anlamına gelmez. Uzlaşma, anlaşmazlığı sona erdirmek için tarafların samimi arzusunu gerektirir.”
Başkanlık Konseyi Başkanı Muhammed el-Menfi daha öne şunları söyledi;
“Forum, tüm Libya partilerinden, bileşenlerinden ve bölgelerinden 140’tan fazla katılımcının katılımıyla beş ana konuyu tartıştı. Ulaşılan tavsiyeler, yerel ve Afrikalı tarafların önümüzdeki yazdan önce düzenlenmesini umdukları kapsamlı ulusal uzlaşma konferansına sunulacak.”
Forumun mekanizmalarına yönelik çekincelerin artması bağlamında Libya Senatosu, Başkanlık Konseyi’ne kapsamlı bir ulusal konferansın yasal, bilimsel ve teknik standartlara uygun olarak düzenlenmesinin yeniden gözden geçirilmesi ve uzlaşma için ayrıntılı bir yasa taslağı üzerinde çalışılması çağrısında bulundu.
Libya Senatosu, ‘ulusal uzlaşmanın gerçek paydaşları’ olarak adlandırdığı, Libya halkını temsil eden ileri gelenler, yaşlılar ve kurbanların temsilcilerinin yanı sıra uzlaşma alanında uzmanların davet edilmemesini kınadı.
Birleşmiş Milletler (BM) Libya Özel Temsilcisi ve BM Libya Destek Misyonu (UNSMIL) Başkanı Abdullah Bathili ise foruma katılımı esnasında yaptığı açıklamada, “Uzlaşma bir günlük bir olay değil, ülkenin dört bir yanındaki köylerde ve topluluklarda başlayan, insanların dürüstçe farklılıklarını tartıştığı ve çözüm aradığı bir süreçtir” dedi.



Şara: Devlet, azınlıkları korumaya ve hangi taraftan olursa olsun tüm ihlalcileri sorumlu tutmaya kararlıdır

Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara (Arşiv – DPA)
Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara (Arşiv – DPA)
TT

Şara: Devlet, azınlıkları korumaya ve hangi taraftan olursa olsun tüm ihlalcileri sorumlu tutmaya kararlıdır

Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara (Arşiv – DPA)
Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara (Arşiv – DPA)

Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara, Dürzilerin çoğunlukta olduğu Süuveyda vilayetinde bir hafta içinde 700'den fazla kişinin ölümüne neden olan şiddet olaylarının ardından, devletin ülkedeki ‘azınlıkları koruma’ ve ‘hangi taraftan olursa olsun tüm ihlalcileri sorumlu tutma’ konusundaki kararlılığını yineledi. Eş-Şara bugün Suriyelilere hitaben yaptığı konuşmada şunları söyledi: “Suriye devleti ülkedeki tüm azınlıkları ve mezhepleri korumaya kararlıdır ve hangi taraftan olursa olsun tüm ihlalcileri sorumlu tutmaya devam edecektir. Hiç kimse hesap vermekten kaçamayacak. İşlenen tüm suçları ve ihlalleri reddediyoruz... Adaletin sağlanmasının ve hukukun herkese uygulanmasının önemini vurguluyoruz.”

“Süveyda vilayetindeki son olaylar tehlikeli bir hal aldı” diyen Suriye Cumhurbaşkanı, “Suriye devleti durumu yatıştırmak için müdahale etmeseydi gruplar arasındaki şiddetli çatışmalar kontrolden çıkacaktı” ifadesini kullandı.

Şarku’l Avsat’ın Suriye resmi haber ajansı SANA’dan aktardığına göre eş-Şara bugün yaptığı konuşmada şu ifadeleri kullandı: “Suriye devleti zor duruma rağmen durumu sakinleştirmeyi başardı. Ancak İsrail'in müdahalesi, güneyin ve Şam'daki hükümet kurumlarının bariz bir şekilde bombalanması sonucunda ülkeyi istikrarını tehdit eden tehlikeli bir aşamaya itti. Bu olaylar sonucunda ABD’li ve Arap arabulucular durumu yatıştırmak amacıyla devreye girdiler.”

Eş-Şara sözlerini şöyle sürdürdü: “Devlet bazı bölgeleri terk ederken, Süveyda'daki silahlı gruplar Bedevilere ve ailelerine karşı intikam saldırıları düzenlemeye başladı. İnsan hakları ihlallerinin eşlik ettiği bu intikam saldırıları, diğer kabilelerin Suveyda'daki Bedeviler üzerindeki kuşatmayı kırmak için bölgeye akın etmesine neden oldu.”

Eş-Şara, “Devlet, Suriye'nin kurtuluşundan sonra Süveyda'nın yanında durdu ve onu desteklemeye hevesliydi. Ancak bazı kişiler şehri ve ulusal istikrardaki rolünü kötüye kullandı. İçerideki bazı tarafların Süveyda'yı uluslararası çatışmalarda dış destek aracı olarak kullanması Suriyelilerin çıkarlarına hizmet etmiyor, aksine krizi daha da kötüleştiriyor” dedi.

Suriye Cumhurbaşkanı, “İster Süveyda'nın içinden ister dışından olsun, işlenen tüm suçları ve ihlalleri reddediyor, adaleti sağlamanın ve hukuku uygulamanın önemini vurguluyoruz. Bu hassas noktada, aklın ve bilgeliğin sesinin galip gelmesine ve akıllı ve sağduyulu olanın önünün açılmasına ihtiyaç vardır. Gerçekler Suriye'nin bölünme, ayrılık ya da mezhepsel kışkırtma projeleri için bir deneme alanı olmadığını doğrulamaktadır” ifadelerini kullandı.

Eş-Şara, “Suriye devletinin gücü, halkının bütünlüğünden, bölgesel ve uluslararası ilişkilerinin gücünden ve ulusal çıkarlarının birbirine bağlılığından kaynaklanmaktadır” diyerek sözlerini noktaladı.