Mimari aydınlatma: İşlevsel bir seçimden daha fazlası

Aydınlatmanın etkilerinin farkında olmak, yapacağımız bazı seçimler hakkında iki kez düşünmemize neden olabilir

Aydınlatma olmasaydı mimari aynı etkiye sahip olamazdı
Aydınlatma olmasaydı mimari aynı etkiye sahip olamazdı
TT

Mimari aydınlatma: İşlevsel bir seçimden daha fazlası

Aydınlatma olmasaydı mimari aynı etkiye sahip olamazdı
Aydınlatma olmasaydı mimari aynı etkiye sahip olamazdı

Nermin Ali
İsviçreli mimar Le Corbusier, mimariyi "ışıkta toplanan formların oyunu" olarak tanımlıyor.
Mimari tasarımcılar, aydınlatma olmadan mimarinin aynı etkiyi yaratamayacağı konusunda hemfikir.
Çünkü aydınlatma binanın estetiğini geliştirmek ve amacını yerine getirmek için tasarım öğelerine hizmet edebilir, binayı güzelleştirebilir ve ardından onu bir hikaye anlatabileceği noktaya taşıyabilir.

Bir ışıktan daha fazlası
Ekspresyonist mimarinin Britanyalı öncüsü Norman Foster, "Mimari, değerlerin bir ifadesidir" diyor.
Aydınlatmanın etkisi, kullanıcıların günlük aktivitelerini gerçekleştirirken mekanları güvenli bir şekilde görme gibi temel işlevleri yerine getirmenin ötesine geçiyor.
Aydınlatma bugün esas olarak daha fazla yenilik ve yaratıcılığa yol açan teknolojik gelişmeler ve yeni tasarım trendleri tarafından yönlendirilmektedir.
Norman Foster aydınlatmayla ilgili şu değerlendirmede bulundu:
"Mimari aydınlatma, sanat (mimari) ile tasarım ve teknoloji (aydınlatma) arasında bir kesişme noktasıdır. Aydınlatmada fizik, mühendislik ve ışığın psikolojik ve fizyolojik etkileri gibi rol oynayan başka alanlar da vardır. Çağdaş aydınlatma tasarımı artık bir odayı tamamen dönüştürebilir ve hacimleri tanımlayarak, renkleri geliştirerek, görsel konforu etkileyerek ve dokuya dikkat çekerek hepsinin uyumunu ayarlayabilir. Işık aynı zamanda şekil ve boyut algısını da değiştirebilir, örneğin açık renkli duvarlara yansıyan ek aydınlatmanın varlığı, küçük odalarda alanın daha büyük görünmesine yardımcı olur."

Mimari uygulamalar
Vurgulanmak istenen mimari detaylara göre aydınlatma seçenekleri, kombinasyonları ve kullanımları değişiyor.
Mimari aydınlatmanın en yaygın kullanım ve uygulamalarından mağara aydınlatması veya zarif ve modern bir izlenim veren dolaylı ve yumuşak bir aydınlatma türü olan kenar ve boşluk aydınlatması buna örnek.
Tavanın ayrıntılarını göstermek, içindeki koyu noktaları ve gölgeleri azaltmak ve tavanın herhangi bir ayırt edici yapısını vurgulayarak odadaki hissi ve alanı artırmak için kullanılan tavana yönelik bir aydınlatma çeşidi de var.
Tavana, duvara veya zemine monte edilen ve yaratıcılığı, üretkenliği ve uyanıklığı artıran, iç mekanları vurgulayan ve dengeli genel aydınlatma sağlayan, dinamik bir ortam yaratmayı amaçlayan çizgisel aydınlatma çokça kullanılan aydınlatmalardan.
Son olarak, çok çeşitli uygulamalara uyum sağlayabilen çok yönlü tavan ve sarkıt aydınlatma, kullanılan aydınlatma çeşitlerinden.

Işık ve vücudu uyarma
Işığın ruh halini, odaklanmayı, genel rahatlamayı ve kişinin mekana bağlılığını etkilediği ispat edildi ve yeterince aydınlatılmış bir ortam sıcaklık ve gelişmiş enerji seviyeleri ile ilişkilendirilirken, zayıf aydınlatma baş ağrısı, göz yorgunluğu gibi sağlık sorunları, hatta depresyon ile ilişkilendiriliyor.
Modern yaşam, çoğu zaman doğal aydınlatmaya ek olarak bir grup yapay aydınlatma ile donatılmış kapalı odalarda vakit geçirmeyi gerektirdiğinden, bu durum, binlerce yıl önce gündüzleri güneş ışınlarına, geceleri ise karanlığa tepki verecek şekilde evrimleşen vücudumuzda birtakım karışıklıklara neden olabilir.
Doğal ışığa verilen bu doğal tepki "Sirkadiyen ritim" veya "Sirkadiyen döngü" olarak adlandırılır.
Sirkadiyen ritim, tüm canlıların 24 saatlik biyolojik döngüsünü temsil eder. Hem sıcaklık hem de diğer uyaranlar sirkadiyen ritimlerde rol oynar.
Bu ritimler öncelikle ışık alımından etkilenir ve sirkadiyen döngü insan vücut ritimlerini, uykuyu, ruh halini, uyanıklığı, sindirimi, sıcaklık kontrolünü ve hatta hücre yenilenmesini etkiler.
Bu reseptörler, iç saatimizi gün boyunca emdiğimiz ışıkla senkronize etmekten sorumludur.
Doğal saat, beynin hipotalamus adı verilen ve retina gibi vücutta bulunan fotoreseptörlere bağlı olan bölümünde bulunur.

Gece ve gündüz arasında
Araştırmalar, yeterli miktarda ışığın ruh halini iyileştirdiğini ve enerji seviyelerini ayarladığını, zayıf aydınlatmanın ise depresyona, işlev bozukluğuna ve diğer vücut problemlerine yol açtığını gösteriyor.
Işığın miktarı ve kalitesi odaklanmayı, iştahı, ruh halini ve günlük yaşamın birçok yönünü doğrudan etkiler.
Sıcak ışıklar ortamı daha ferah ve konforlu hale getirirken, soğuk ışıklar daha uyarıcı ve enerji verici hale getirir, daha uyanık ve odaklanmış hissetmemizi sağlar ve üretkenlik düzeylerini artırabilir.
Ayrıca mavi ışığın uykuyla ilişkili melatonin hormonunun seviyesini azaltabileceğine inanılıyor. Melatonin hormonunun artması da bizi daha uyanık hissettiriyor.
Bilgisayarlar ve cep telefonu gibi modern cihazların çoğu çok fazla mavi ışık yayar. Ancak akıllıca kullanıldığında mavi ışık, toplantı odaları, endüstriyel mutfaklar ve hatta fabrikalar gibi yüksek derecede konsantrasyon gerektiren zihnin yoğun ve hızlı çalışmasına ihtiyaç duyduğu alanlar için çok ideal olabilir.
Sarı tonlar ise genel olarak vücudun en rahat olduğu zaman olan alacakaranlık ve şafak zamanlarına karşılık gelir.
Bu nedenle zayıf, dolaylı ve sıcak aydınlatma ortamları daha sakin ve insanları daha rahat hale getirir.
Ancak verimlilik ve üretkenlik gerektiren çalışma ortamlarında bu seçenek iyi olmayabilir, fakat restoran, dinlenme alanları veya yatak odaları gibi mekanlar için oldukça kullanışlıdır.
Araştırmacılar, yapay ışıklar kullanarak doğal gün ışığı döngülerinin taklit edilmesini öneriyor, sabahları ve gündüzleri daha parlak ve daha güçlü lambaların kullanılmasını, geceleri ise daha kısık ışıkların kullanılmasını tavsiye ediyor.
Son olarak uzmanlar, gün içinde güneş ışığından yararlanmanın ve yatmadan önce soğuk veya mavi ışığa doğrudan maruz kalmaktan kaçınmanın uyku kalitesini iyileştirebileceği ve insanların refahını ve üretkenliğini olumlu yönde etkileyebileceği konusunda hemfikirdir.
Sadece aydınlatmanın vücudumuz üzerindeki etkilerinin farkında olmak bile, ister yeni bir lamba satın almak, ister yatmadan önce sadece telefonlarımızla vakit geçirmek olsun, yapacağımız bazı seçimler hakkında iki kez düşünmemize neden olabilir.
 
Independent Türkçe



Gerçek olaylardan esinlenen yeni savaş filmi tam not aldı

FX'in hit dönem dizisi Shōgun'ın 35 yaşındaki yıldızı Cosmo Jarvis, ünlü yönetmen Guy Ritchie'nin yeni filmi Wife & Dog'da rol alacak (A24)
FX'in hit dönem dizisi Shōgun'ın 35 yaşındaki yıldızı Cosmo Jarvis, ünlü yönetmen Guy Ritchie'nin yeni filmi Wife & Dog'da rol alacak (A24)
TT

Gerçek olaylardan esinlenen yeni savaş filmi tam not aldı

FX'in hit dönem dizisi Shōgun'ın 35 yaşındaki yıldızı Cosmo Jarvis, ünlü yönetmen Guy Ritchie'nin yeni filmi Wife & Dog'da rol alacak (A24)
FX'in hit dönem dizisi Shōgun'ın 35 yaşındaki yıldızı Cosmo Jarvis, ünlü yönetmen Guy Ritchie'nin yeni filmi Wife & Dog'da rol alacak (A24)

Yazar ve yönetmen Alex Garland, sert ve çarpıcı filmi Warfare'la eleştirmenlerden tam not almaya devam ediyor. 

Eleştiri derleme sitesi Rotten Tomatoes'da 100 üzerinden 94 gibi etkileyici bir puana ulaşan film, ortak senarist ve yönetmen, eski ABD Donanması üyesi Ray Mendoza'nın Irak Savaşı sırasındaki gerçek hayattaki deneyimlerinden ilham alıyor. 

Başrollerinde ödül rekortmeni Shōgun'dan Cosmo Jarvis, popüler dizi The Bear'le tanınan Will Poulter, yeni Fantastik Dörtlü'nün (Fantastic Four) yıldızı Joseph Quinn ve Netflix'in The Recruit dizisinden Noah Centineo'nun yer aldığı film, savaşın acımasız ve sarsıcı gerçekliğini büyük bir ustalıkla yansıtmasıyla övgü topluyor. 

Garland, 2024'teki sert politik draması İç Savaş'la (Civil War) dikkatleri üzerine çektikten sonra bu kez savaşın kaotik doğasını en gerçekçi şekilde perdeye taşıyor.

Hollywood Reporter, film hakkında "Garland en iyi formunda ve muazzam bir teknik ustalık sergiliyor. Bu, tartışmasız Ex Machina'dan bu yana en iyi filmi" yorumunda bulunuyor. 

"Duyusal bir bombardıman"

The Times ise filmi şu sözlerle özetliyor: 

İzlemesi ne kadar zorsa unutması da bir o kadar güç. Duyusal bir bombardıman, gürültülü bir kabus ve ruhu hedef alan amansız bir saldırı.

MovieWeb ise filmle ilgili şunları söylüyor: 

Warfare, çarpıcı bir savaş tasviri sunuyor: Kanlı, acımasız ve dehşet verici. Gerçekten sarsıcı bir sinema deneyimi.

Aldığı övgü dolu yorumlarla Warfare, Alex Garland'ın hanesine bir başarı daha ekliyor. 

Öte yandan 20 Haziran'da vizyona girecek 28 Yıl Sonra (28 Years Later), Garland'ı 28 Gün Sonra'nın (28 Days Later) yönetmeni Danny Boyle'la yeniden bir araya getiriyor. 

2002'de izleyiciyi dehşet verici, virüsle mahvolmuş bir dünyaya sürükleyen ikili, bu kez Jodie Comer, Aaron Taylor-Johnson ve Ralph Fiennes'li yeni kadrosuyla aynı korkutucu atmosfere geri dönüyor. 

Independent Türkçe, GamesRadar, Rotten Tomatoes, Hollywood Reporter, The Times, MovieWeb