Baykar Genel Müdürü Bayraktar: Hiçbir işimizde tek kuruş kredi kullanmadık... Beni tutuklatmak için Ankara'da savcıyı aradılar

Baykar Genel Müdürü Haluk Bayraktar, Baykar'ın yaptığı hiçbir işte tek kuruş kredi kullanmadığını, AR-GE desteği veya nakit hibe almadığını belirterek, "Destekleri hiç almadık, uzak durduk. Her zaman kendi yağımızda kavrulmayı seçtik." dedi.

Baykar Genel Müdürü Bayraktar: Hiçbir işimizde tek kuruş kredi kullanmadık... Beni tutuklatmak için Ankara'da savcıyı aradılar
TT

Baykar Genel Müdürü Bayraktar: Hiçbir işimizde tek kuruş kredi kullanmadık... Beni tutuklatmak için Ankara'da savcıyı aradılar

Baykar Genel Müdürü Bayraktar: Hiçbir işimizde tek kuruş kredi kullanmadık... Beni tutuklatmak için Ankara'da savcıyı aradılar

Habertürk TV'de "Kübra Par'la Açık ve Net" programına katılan Baykar Genel Müdürü Haluk Bayraktar, gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
Milli teknolojiyle geliştirilen en yeni insansız savaş uçağı Bayraktar Kızılelma'yı ilk kez 30 Ağustos'ta TEKNOFEST Karadeniz'de halkla buluşturduklarını hatırlatan Bayraktar, 14 Aralık'ta ilk uçuşun gerçekleştirildiğini, bunun çok kritik kilometre taşı olduğunu söyledi.
Kızılelma'nın tamamen öz sermaye ile Baykar'ın yüzde 100 imkanlarıyla geliştirildiğini dile getiren Bayraktar, "Bize kimsenin Kızılelma'yı üret, geliştir gibi bir talebi olmadı. Dünyanın en büyük teknoloji firmalarından biri olmamızdan dolayı ülkemizin geleceği açısından bunun ne kadar önemli olduğunu bildiğimiz için kendi imkanlarımızla adım attık." diye konuştu.
Bayraktar, Kızılelma'nın havacılık noktasında Türkiye'yi bölgesel ve küresel anlamda süper güç seviyesine çıkaracak teknoloji olduğunu kaydederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu projede yaş ortalaması 27 olan, 3 bin 500 kişi çalışıyor. Kızılelma çok uzun soluklu bir proje. Biz şu an ses altı hızında uçan ilk varyantı üzerinde çalışıyoruz. Ses üstü hızlara çıkan, çift motorlarda olan, hava-hava, hava-yer mühimmatlarının, Aselsan'ın geliştirdiği radar teknolojilerinin, elektro optik gibi teknolojilerin entegre edildiği Kızılelma 20-30 yıl boyunca hayatımızda olacak. Mini sınıf, taktik, taarruzi sınıfı İHA'lar ve en son Kızılelma. Bizim Baykar olarak Kızılelma'dan sonra hedefimiz uzay teknolojisi alanlarında yatırımlar yapmak. Bugün ülkemizde tüm vatandaşlarımızı korumak için onlarca İHA var. Tüm bu ekosistemi, hava araçlarının altyapısını desteklemek için uzayda da bir hakimiyet oluşturmamız gerekiyor."

"Beni tutuklatmak için Ankara'da savcıyı aradılar"
Haluk Bayraktar, Bayraktar TB2'nin doğuş sürecinden bahsederek, şu bilgileri verdi:
"Türk Silahlı Kuvvetleri '15 bin feette uçabilen, 6 saat havada kalabilen 100 kilometreden haberleşebilen bir insansız uçak sistemine ihtiyacımız var' dedi. İki tane firmayı davet ettiler. Hiç bir AR-GE desteği verilmedi. Bizden teminat mektubu istendi. O zamanlar biz çok ufak bir firmayız. 2007 yılında projeye davet edildik. 2009 yılında uçağı uçurmak için pist bulamadık. Projeye engel olmak isteyen bürokrasi Kastamonu'da, Çorlu'da, Keşan'da bize uçuş izni vermedi. 6 ay bekledikten sonra dönemin 1. Ordu Komutanı Ergin Saygun bizzat emir vererek uçuşun yapılmasını sağladı. Ankara'dan o dönemde izin çıkmadı. Dünyanın en meşhur silahsız insansız hava aracı Bayraktar TB2 ilk uçuşunu 2009 Haziran ayında Keşan'da izinsiz yaptı. Hiç bir banka bize teminat mektubu vermedi. O dönemde Kale Grubu ile ortak olduk. Sıkıntılardan dolayı 2009 Ağustos ayında babamın aort damarı patladı."
Bayraktar, Ekim 2009'da askerden izin alarak Sinop'a uçuş testine gittiğini, sınırın 18 bin feet olduğu demo uçuşunda 19 bin feet yüksekliğe çıktıklarını, öğlen 14.00'te kalkan uçağın gece 22.00'de indiğini anlattı.
Dışarıdan gelen asker üniformalı bir kişi gece karanlıkta otomatik olarak inen uçak için bahane uydurarak, "Ben bu uçağın otomatik indiğine inanmıyorum. Sen tuşa bastın indi. Tutanağa otomatik iniş yazılmayacak" dediğini aktaran Bayraktar, şu ifadeleri kullandı:
"Benim kısa dönem askerlik yaptığımı, izin alıp geldiğimi öğrenen bu asker kılıklı zat, biz kendimizi anlatmaya çalışırken bana dönerek bir anda 'Çavuş esas duruşa geç' dedi. Daha sonra bana dönerek 'şerefsiz' diye bağırdı. Ben de cevabını verdim. Beni tutuklatmak için Ankara'da savcıyı aradılar. O dönemin savcısı herkesin ifadesinin alınması talimatını verdi. Heyette olmayıp dışarıdan gelip bize hakaret eden bu kişi 3 ay sonra askerlikten istifa edip rakip firmada işe girdi. Diğer firma kriterleri sağlayamadı. Ocak 2010'da Savunma Sanayii Başkanlığı İcra Kurulu toplandı. Taktik İHA programında işi kazanan 24 adet uçak üretecekti. Bizden 12 adet uçak üretmemiz istendi. İhaleyi kaybeden firmaya yeni proje açtılar. Onlara da 6 tane katapulttan atılan ve paraşütle inen uçak yapmaları için sipariş verdiler. Biz sözleşme için 2,5 sene bekledik. Kaybeden firma ile sözleşmeyi bizden 1 sene önce imzaladı."

"Cumhurbaşkanları 'Biz Bayraktar TB2 almak için sıraya girdik' diye açıklama yapıyor"
Baykar Genel Müdürü Bayraktar, kendilerine yönelik engellemelere ilişkin, "Bizim bürokrasimiz dikkatlidir, asker 5 kere düşünür, bunun için mi izin verilmedi yoksa size yönelik özel bir engelleme mi vardı?" şeklindeki soru üzerine, bu konuları detaylı bilenlerin çok iyi bildiğini, bilmeyenlerin ise kasıtlı olarak iftira atabildiğini söyledi.
Türkiye'nin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde 2004'te milli ve özgün üretim modeli konusunda bir irade konduğunu ancak sistemin buna hazır olmadığını dile getiren Bayraktar, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Karşılaştığınız şeyler daha önce bu alanda hiç kimsenin karşılaşmadığı şeyler. Çok farklı şeylerle karşılaşabilirsiniz. Ben size yüzlerce olumsuz engelleme, karşılaştığımız ince oyunlar sayabilirim. Ancak sonuca baktığınızda bu işler şu anda başarıya ulaşmış. Bağımlı olan bir Türkiye'den kendi ihtiyaçlarını en iyi şekilde karşılayan bir ülkeye, bunun da ötesinde 27 ülkeye ihracat yapan, bunun dış politikada kaldıraç etkisini yaşayan bir konuma gelindi. Bu dış politikada büyük de bir kazanımdır aslında. Şu an ülkelerin cumhurbaşkanları 'Biz Bayraktar TB2 almak için sıraya girdik' diye açıklama yapıyor."

"Hiçbir işimizde tek kuruş kredi kullanmadık"
Haluk Bayraktar, devletin kendilerine özel bir desteğinin bulunduğuna ve bunun da adil rekabeti ortadan kaldırdığına yönelik iddialara ilişkin şu yanıtı verdi:
"Bu da atılan iftiraların en büyüklerinden bir tanesi. Selçuk Bey (Bayraktar) 2016'da damat oldu. Biz 2016'dan önce zaten Bayraktar TB2'yi geliştirmiş, SİHA olarak TSK'ye teslim etmiş bir firmaydık. Yine döner kanatlı Malazgirt İHA'yı da teslim etmiştik. Bayraktar Mini İHA'yı 2007'de geliştirip teslim etmiş bir firmayız. Aylarımız, yıllarımız zaten Güneydoğu'da, Cudi'de, Gabar'da geçmiş. Biz bu alanda gece gündüz AR-GE yapan bir firmayız. Baykar yaptığı hiçbir işte 40 yıllık hayatı boyunca tek kuruş kredi kullanmamış bir firma. Hiçbir zaman kredi kullanmadık."

"AR-GE desteği almadık, nakit hibe kullanmadık"
Baykar Genel Müdürü Bayraktar, Savunma Sanayii Başkanlığından normalde AR-GE desteği alan binlerce firmanın bulunduğunu kaydederek, şunları söyledi:
"Biz bir kuruş AR-GE desteği almadık. AR-GE sözleşmesi imzalamadık. Nakit hibe kullanmadık. Sattık, ihraç ettik. Kazandığımızı projelerimize kaynak yaptık. 2022'de Baykar'ın imzaladığı sözleşmelerin yüzde 99,3'ü ihracattan. Böyle bir firma hiç gördünüz mü? Tek kuruş kredi, nakit hibe kullanmamış. Baykar'ın varlığı zaten rekabet ortamı oluşturuyor. Baykar'dan önce Türkiye İsrail'den Heron'ları alıyordu. Onlarca sıkıntı yaşadık, silahlı bile değildi. Zaten silahlı olanını da Türkiye'ye vermiyorlardı. Bu SİHA bile olmayan Heron'ların fiyatı Bayraktar TB2'nin 5 katıydı. Türkiye Bayraktar TB2 öncesinde Heron'lardan da önce Gnat İHA alıyordu. Ortalama uçuş ömrü 100 saat olmuş. 100 saat nedir ki biz aylık 15 bin saat uçuyoruz. (Sizinkilerin ne kadar?) 600 bin saatteyiz biz. Baykar'ın varlığı zaten rekabeti ve maliyet etkinliğini getiriyor."

"Alenen bir iftira ile karşı karşıyayız"
Haluk Bayraktar, DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan'ın Baykar'a yönelik açıklamalarına ilişkin, şu değerlendirmelerde bulundu:
"İddialara, iftiralara gelelim. İlk önce spiker soruyor: 'Selçuk Bayraktar'ın 'Cumhurbaşkanı Erdoğan kaybederse bu işler engellenir' diye bir ifadesi var' deniliyor. Bir kez öyle bir ifadesi yok Selçuk Bayraktar'ın. Selçuk Bey böyle stratejik konularda mevcut iktidar dahil bir gevşeme gösterirse bu projelerin risk altında olduğunu söyledi. Siyasi hesaplarla yapılacak her müdahalenin bu projeleri sonlandırmaya yeteceğini ifade etti. AR-GE herkesin destek vermesi gereken bir süreç. Biz bunları yaşadığımız için biliyoruz ancak yaşamayanlar bilemez. Beyefendi 8 yıl MGK üyeliği yaptığını söylüyor. '8 yıl MGK üyeliği yapan bir kişi bir gün, 'Ben bu ülkede bütün dünyanın konuştuğu Bayraktar TB2 nedir? Bu Baykar ne yapıyor demez mi? Bir fuara gelir, firmayı ziyaret eder... Bir fuar yaptık (SAHA Expo) geçtiğimiz kasımda. İngiltere Savunma Bakanı Ben Wallace geldi. Sabah 09.00'dan öğlen 15.00'e kadar durdu. Bayraktar SİHA'ların ne kadar oyun değiştirici olduğunu ifade etti. Bulgaristan'ın, Malezya'nın Cumhurbaşkanları geldi, fabrikamızı ziyaret etti. Sayın Kılıçdaroğlu 2012'de Baykar'a geldi, TEKNOFEST'e de geldi. Onun gelmesine rağmen maalesef CHP'den bir grup başkanvekili milyonların katıldığı dünyanın en büyük festivalini 'Damadın TEKNOFEST'i' diyerek itibarsızlaştırmaya çalıştı. 'İstikbal göklerdedir diyen' bir liderin, Atatürk'ün kurduğu parti CHP değil mi?"
Bayraktar TB2'nin sözleşme imzalaması aşamasında bankaların kendilerine teminat mektubu vermediğini kaydeden Haluk Bayraktar, yazdıkları mektup sonrası, firmayı değerlendiren İş Bankası ekibinin "Sizlerin eğitimleri, kariyeri bizim için teminattır. Dünyanın en iyi üniversitelerinde lisans, yüksek lisans yapmışsınız." dediğini aktardı. Bayraktar, bunun ardından İş Bankası'ndan teminat mektubu alabildiklerini anlattı.
Selçuk Bayraktar'ın, "Mevcut iktidarda dahi bu konularda bir gevşeme olursa bu projeler risk altında olur." yönündeki sözüne işaret eden Bayraktar, şu ifadeleri kullandı:
"Bunun ne kadar doğru olduğunu gördük. Alenen bir iftira ile karşı karşıyayız. Türkiye savunma ve havacılık sektörünün bu yıl ihracatı 4,2 milyar dolar. Bunun 1,2 milyar dolarını Baykar yaptı. Toplam 27 ülke ile ihracat anlaşması yapan, 2022'de 18 ülkeye SİHA teslim eden, Türkiye savunma havacılık sanayisi ihracatının yüzde 28'ini yapan bir firma Baykar. 1000'den fazla yerli tedarikçisi olan, 3 bin 500 kişinin çalıştığı bir firmaya, siz 'bütün kaynaklar tek firmaya veriliyor, rekabet yok, şımarıklık oluşur, dokunuruz' iftiralarıyla ve tehditleriyle dil uzatacaksınız ve buna biz sosyal medyadan cevap verince siyasi bir yapı olacağız. Böyle bir şey olabilir mi?"
Bayraktar, "Baykar, devlet ya da iktidar tarafından diğer firmaların rekabeti engellenecek şekilde destekleniyor mu?" şeklindeki soruya karşılık, böyle bir şeyin mümkün olmadığını, Baykar'ın varlığının rekabeti doğurduğunu anlattı.

"Devlete farklı sınıflarda İHA teslim eden 7 farklı şirket var"
Baykar Genel Müdürü Bayraktar, devletin milli güvenliğe yönelik projeleri desteklemesinin doğal olduğunu kaydederek, şöyle konuştu:
"Ancak biz Baykar olarak bu destekleri hiç almadık, uzak durduk. Her zaman kendi yağımızda kavrulmayı seçtik. Hiçbir zaman nakit hibe istemedik. Biz hep geliştirelim, satalım, ihraç edelim dedik. Hiçbir zaman kredi kullanmadık. Hakkımız olduğu halde nakit destek ve hibe kullanmadık. Düşünün ki zaten hiçbir nakit destek, hibe kullanmadığımız halde üstelik tümüyle öz kaynaklarımızla yürüttüğümüz böylesine stratejik bir işte ne tarz karalamalara, iftiralara maruz kalıyoruz, bu imkanları kullanmış olsak kim bilir ne şekilde saldıracaklardı. İstiyoruz ki dünya çapında bir ürünümüz olsun. 1,2 milyar dolar ihracatı biz 1 tane ürünle yaptık. Savunma sanayinde kısa bir süre önce çalışan firma sayısı 15 civarındayken bugün sektörde iş yapan 2 bin firma var."
Bayraktar TB2 için sıra olduğunu, sipariş verenlerin 3 yıl beklediğini dile getiren Bayraktar, Türkiye'de TSK'ye alınan her türlü İHA ve SİHA'nın şeffaf bir süreçle ve ihaleyle alındığını, devlete İHA teslim eden 7 farklı şirketin (Farklı sınıfta sistemler üreten) bulunduğunu vurguladı.
Haluk Bayraktar, Baykar'ın ihalelerde diğer şirketlerden farklı değerlendirilmesinin söz konusu dahi olmadığını ifade ederek, zaten ürettiklerinin büyük bir kısmını ihraç ettiklerini anlattı.
Bayraktar TB2'nin dünyanın en meşhur silahlı insansız aracı olduğunu vurgulayan Bayraktar, hiç kimsenin, hiçbir ülkenin Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın damadı olduğu için Selçuk Bayraktar'dan SİHA almadığını söyledi.
Bayraktar, "Baykar, şu anda dünyanın en büyük İHA ihracatçısı. Dünyada bizden fazla ülkeye bu ölçekteki İHA'ları veren başka bir firma yok." diye konuştu.

"Bütün yatırımlarımızı kendi kaynaklarımızla yaptık"
Haluk Bayraktar, Türkiye'nin önde gelen firmalarının yatırım teşvik için devlete başvurabildiğini, her sektörden farklı işler yapan 55 firma için yatırım teşvik belgesi düzenlendiğini, kendilerinin de Baykar olarak başvurduklarını belirterek, proje teşviklerine başvuran firmaların tamamına yakınının nakit desteği kullandığını söyledi.
Bayraktar, "Biz sadece herkesin kullandığı, kendi öz kaynaklarımızla yatırımı yaptıktan sonra, o tesis kar ettiğinde vergi ödeyeceği zaman onu karından düşürme imkanı var. Bunu zaten yüzlerce firma alıyor. Sütçülük yapan da hayvancılık yapan da otomotiv yapan da alıyor. Bütün yatırımlarımızı kendi kaynaklarımızla yaptık." açıklamasında bulundu.

"Siyasi bir polemiğin içerisinde olma gibi bir derdimiz yok"
Baykar Genel Müdürü Bayraktar, eski Pentagon yetkilisi Michael Rubin'in Türk savunma sanayisinin güçlenmesinden duyduğu rahatsızlığı dile getirerek, Baykar'a yaptırım çağrısında bulunduğunu, aynı gün FETÖ'cü kaçak şahısların yayın organlarından iftiralarda bulunduğunu, yine aynı gün Ali Babacan'ın iftiralar atarak açıklamalar yaptığını belirterek, "Bu kadar şey nasıl oluyor bir anda? Biz işimize odaklanmışız ve ülkemizi bu alanda dünyanın en ileri ülkesi yapmaya çalışıyoruz. Bizim siyasi bir polemiğin içerisinde olma gibi bir derdimiz yok." diye konuştu.
Bayraktar Kızılelma'nın gelecek 2 yılda ürün olmasının beklendiğini dile getiren Bayraktar, "Şu an herhangi bir siparişi olan bir ürün değil ancak yurt dışından sipariş vermek isteyen ülkeler var. Ancak biz şu an ürün olmadığı için sipariş almıyoruz. Bayraktar TB3 de bu yılın sonunda seri üretim hattına girecek. Dolayısıyla Türkiye olarak kendi silahlı insansız hava aracını ve insansız savaş uçağını üretip geliştiren bir ülke olacağız." ifadelerini kullandı.



Türkiye Dışişleri Bakanı: Suriye'deki durum “kırılgan ve tehlikeli”

Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan (Türkiye Dışişleri Bakanlığı)
Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan (Türkiye Dışişleri Bakanlığı)
TT

Türkiye Dışişleri Bakanı: Suriye'deki durum “kırılgan ve tehlikeli”

Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan (Türkiye Dışişleri Bakanlığı)
Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan (Türkiye Dışişleri Bakanlığı)

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Suriye'deki durumu "kırılgan ve tehlikeli" olarak nitelendirerek, ülkesinin güney komşusunun birliğinden yana olduğunu ve Şam'daki yeni yönetimi uluslararası topluma açılmaya teşvik ettiğini söyledi.

Fidan, Türkiye'nin Suriye'ye yaklaşımının, Suriye'ye ilişkin temel kararların Suriyeliler tarafından alınması ilkesine dayandığını belirtti. Hem Suriye hem de Irak'ta "kaygan zemin" ve "kırılgan ve tehlikeli" bir durum olduğunu, Türkiye'nin genel olarak bu durumu ele alma ve iyileştirme kapsayıcılığına dayanan son derece yapıcı bir dış politika izlediğini vurguladı.

Suriye tarafının Türkiye'nin kendileri için neyi temsil ettiğini iyi fark ettiğini vurgulayarak, "Oradaki kardeşlerimizle (yeni Suriye yönetimi) bazı istişarelerde bulunuyoruz ve Suriye bölgesinin birliğine önem veriyoruz" ifadelerini kullandı.

Görsel kaldırıldı.
Fidan, dün gece televizyon röportajında ​​konuşuyor (TC Dışişleri Bakanlığı)

Fidan, dün gece 24TV'ye verdiği röportajda, yeni Suriye hükümetinin diğer ülkelerle çıkarlarını ilerletmek için atacağı adımların önemli olduğunu söyledi.

Türkiye'nin, Suriye hükümetinin üçüncü ülkelerle görüşmeler yapmasını, uluslararası topluma yeni Suriye'nin mahiyetini anlatma çabalarının doğal bir adımı olarak gördüğünü ve bunu önemli bulduğu için açıkça teşvik ettiğini ifade etti. Fidan, hedeflediği üçüncü ülkelerin hangileri olduğunu belirtmezken, Suriye Devlet Başkanı Ahmed el-Şara son günlerde ülkesindeki durumu yatıştırmak için İsrail ile dolaylı temaslarda bulunduğunu söyledi. Şara yönetimi, İbrani devletiyle dolaylı temasların yanı sıra Batı ve Arap ülkeleriyle de temaslarını sürdürüyor.

Eski rejim döneminde Suriye'ye uygulanan yaptırımların kaldırılması gerektiğini vurgulayan Fidan, Avrupa Birliği ve ABD tarafından uygulanan yaptırımların kaldırılması için çaba sarf edilmesi gerektiğini, bölgedeki bazı ülkelerin tutumlarındaki ayrışmanın diyalog ve ikna yoluyla çözülmesi gerektiğini kaydetti.

PKK'nin Suriye'deki varlığına, örneğin Suriye Demokratik Güçleri'nin (SDG) öncülüğündeki Kürt Halk Koruma Birlikleri (YPG) üzerinden ve Suriye Kürt Demokratik Birlik Partisi'nin (PYD) Türkiye'de devam eden PKK'yi tasfiye sürecine yönelik izleyeceği yola ilişkin soruya Fidan, "Bizim için önemli olan, Türkiye'yi başından beri etkileyen silahlı terörist unsurların artık bölgede olmamasıdır" dedi.

"PKK kendini feshedip silah bırakmaya karar verirse, bunun Suriye ve Irak'taki varlığını nasıl etkileyeceğini zamanla hep birlikte göreceğiz."

Fidan, "Suriye ve Irak'taki durum istikrarsız ve Kürdistan İşçi Partisi'nin (PKK) Türkiye içindeki varlığı neredeyse imkânsız hale geldi. Ancak bu iki ülkenin toprakları hala işgal altında. Onlara adım atmaları gerektiğini söylüyoruz ve topraklarının işgalinden de rahatsız olduklarını kaydediyoruz" diye devam etti.

Görsel kaldırıldı. Amerikan güçleri Suriye'nin kuzeydoğusundaki Kamışlı'da (AFP)

Geçtiğimiz hafta Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile ABD Başkanı Donald Trump arasında Suriye'deki durum ve ABD'nin çekilme planlarını ele alan telefon görüşmesiyle ilgili olarak Fidan, "ABD'nin Suriye'deki askeri varlığı mutlak gereklilik değildir" ifadelerini kullandı.

ABD'nin, terör örgütü DEAŞ'a karşı mücadelede müttefik olarak Kürt birliklerine verdiği destek, Ankara ile Washington arasındaki tartışmalı konulardan biri. Türkiye, DEAŞ'a karşı mücadelede Suriye hükümetine destek vermeyi ve binlerce DEAŞ üyesi ve ailelerinin tutulduğu cezaevlerinin güvenliğini SDG yerine sağlamayı teklif etti. Türkiye ayrıca Suriye'de örgütle mücadele etmek için Ürdün, Irak, Suriye ve Lübnan'ın da aralarında yer aldığı beşli bir mekanizma oluşturmak için çalışıyor. 

Fidan, Türk-Amerikan ilişkilerinin mükemmel olması gerektiğini belirterek, Erdoğan ve Trump'ın, eğer sorunlar varsa bunların çözülmesi gerektiği konusunda mutabakata vardıklarını söyledi. Trump yönetiminin, ABD'de yıllardır görülmemiş, klasik Cumhuriyetçi yaklaşımdan daha devrimci, radikal değişimi hedefleyen bir dış politika yaklaşımı benimsediğini kaydetti.

Trump'ın politikalarının Türkiye üzerindeki olası etkilerinin Türkiye tarafından yakından takip edildiğini ve birçok alanda yankılarının neler olabileceğinin görüşüldüğünü belirtti.