Hamas, Gazze'de esir tuttuğu İsraillinin görüntülerini paylaştı

Etiyopya asıllı İsrailli Avera Mengistu, yayımlanan görüntülerde, "Sıkıntı ve acıyla geçen bunca yıldan sonra ben ve arkadaşlarım daha ne kadar burada esaret altında kalacağız? İsrail devleti ve halkı nerede?" ifadelerini kullandı

AA
AA
TT

Hamas, Gazze'de esir tuttuğu İsraillinin görüntülerini paylaştı

AA
AA

Filistinli İslami Direniş Hareketi (Hamas), Gazze Şeridi’nde yıllardır esir tuttuğu İsrailli Avera Mengistu’nun görüntülü mesajını yayımladı.
Hamas'ın askeri kanadı İzzettin el-Kassam Tugaylarının paylaştığı videoda, rehin tutulan Etiyopya asıllı İsrailli Mengistu, İsrailli yetkililere seslenerek şunları söyledi:
"Ben esir Avera Mengistu. Sıkıntı ve acıyla geçen bunca yıldan sonra ben ve arkadaşlarım daha ne kadar burada esaret altında kalacağız? İsrail devleti ve halkı nerede?"
Mengistu, videoda söz ettiği "arkadaşlarının" isimlerini açıklamadı.
Video kaydıyla birlikte yayımlanan yazılı açıklamada ise İsrail'de Genelkurmay Başkanlığı görevi sona eren Aviv Kohavi’nin "halka ve hükümete başarıları konusunda yalanlar söylediği ve İsrail ordusuyla birlikte başarısız olduğu" ifade edildi.
Açıklamada, Kohavi’nin yerine atanan yeni Genelkurmay Başkanı Herzi Halevi’nin de bu "başarısızlığı" devam ettireceği kaydedildi.
Hamas, videonun ne zaman çekildiğine ilişkin bilgi paylaşmadı.

İsrail: Hamas'ın Gazze'de esir tuttuğu İsrailliye ilişkin görüntüler teyit edilmedi
İsrail hükümeti, Hamas tarafından Gazze Şeridi’nde 8 yıldır esir tutulan Avera Mengistu’nun yayımlanan görüntülü mesajını, "teyit etmenin mümkün olmadığını" savundu.
İsrail Kamu Yayın Kuruluşunun (KAN) haberine göre, Başbakan Binyamin Netanyahu'nun basın ofisi, Hamas'ın yayımladığı görüntülü mesaja ilişkin hükümet üyelerine yazılı bir mesaj gönderdi.
"Videonun doğruluğunu tespit etme bu aşamada mümkün değil." denilen mesajda, Hamas'ın yayımladığı görüntünün "psikolojik rahatsızlıktan muzdarip bir İsrail vatandaşının insani durumuna yönelik kirli medya oyunu" olarak nitelendirildi.
Bu videonun aslında "Hamas'ın hüsrana uğradığı ve strese girdiğinin kanıtı" olduğu savunulan mesajda, İsrail'in "kayıp vatandaşlarını" getirmek için tüm imkanlarını seferber ettiği ifade edildi.
Mesajda ayrıca Hamas, esir takası konusunda olabilecek anlaşma fırsatını baltalamakla suçlandı.

"Annesi teyit etti"
KAN haberine göre, İsrail Ordu Sözcüsü Ran Kochav de Hamas'ın yayımladığı videoya ilişkin "Videoyu teyit etmeye çalışıyoruz. Videonun gerçek çıkması ve Mengistu'nun sağlığının iyi olmasını umuyoruz." ifadelerini kullandı.
Yedioth Ahronoth gazetesine haberinde ise Mengistu’nun annesi, videodaki şahsın oğlu olduğunu teyit ettiği belirtildi.
Hamas'ın askeri kanadı İzzettin el-Kassam Tugaylarının paylaştığı videoda, rehin tutulan Etiyopya asıllı İsrailli Mengistu, İsrailli yetkililere seslenerek şunları söylemişti:
"Ben esir Avera Mengistu. Sıkıntı ve acıyla geçen bunca yıldan sonra ben ve arkadaşlarım daha ne kadar burada esaret altında kalacağız? İsrail devleti ve halkı nerede?"
Hamas, videonun ne zaman çekildiğine ilişkin bilgi paylaşmadı.

Kassam Tugaylarınca esir alındığı duyurulan İsrailliler
Kassam Tugayları, İsrail'in 2014'te Gazze'ye düzenlediği saldırılar sırasında 2'si asker 4 İsraillinin esir alındığını açıklamıştı.
İsrail tarafı ise Oron Şaul ve Hadar Goldin isimli askerlerinin savaşta öldüklerini ancak cesetlerinin alıkonulduğunu, biri Etiyopya asıllı (Avera Mengistu) diğeri Arap (Hişam es-Seyyid) olmak üzere 2 vatandaşının da Gazze'de olduğunu ileri sürmüştü.
İsrail Savunma Bakanlığı, daha sonra Gazze savaşında öldüğü duyurulan Goldin ve Şaul isimli askerlerin durumunu "kayıp ve esir" olarak değiştirmişti.
Katar merkezli Al Jazeera televizyonunda 7 Haziran 2021'de yayımlanan bir programda, kimliğine ilişkin bilgi verilmeyen, Gazze'de Kassam Tugaylarının elinde tutulduğu belirtilen İsrailli askerin ses kaydına yer verilmişti.
Kassam Tugayları, 28 Haziran 2022'de Gazze'de elinde tuttuğu İsraillilerden Hişam es-Seyyid'in videosunu yayımlamıştı.
Gazze'deki Hamas yetkilisi Yahya Sinvar, Aralık 2022’de yaptığı açıklamada, "İsrail esir takası anlaşmasını ertelerse Kassam Tugayları'nın elindeki İsrail askerlerinin dosyasını sonsuza kadar kapatmakla" tehdit etmişti.

2011'deki esir takası anlaşması
Hamas'ın Mısır aracılığıyla İsrail'le 11 Ekim 2011'de yaptığı esir takası anlaşması çerçevesinde, bir İsrail askeri (Gilad Şalit) karşılığında hapishanelerdeki 1027 Filistinli tutuklu serbest bırakılmıştı.
Ancak İsrail, serbest bırakılan Filistinlilerden bazılarını yeniden tutuklamış ve haklarındaki önceki cezaları yeniden vermişti.



“En büyük güvenlik ihlali” Hizbullah’a Lübnan’da ve Suriye'de darbe indirdi

Yaralıları Beyrut Amerikan Üniversitesi Hastanesi'ne taşıyan bir ambulans (EPA)
Yaralıları Beyrut Amerikan Üniversitesi Hastanesi'ne taşıyan bir ambulans (EPA)
TT

“En büyük güvenlik ihlali” Hizbullah’a Lübnan’da ve Suriye'de darbe indirdi

Yaralıları Beyrut Amerikan Üniversitesi Hastanesi'ne taşıyan bir ambulans (EPA)
Yaralıları Beyrut Amerikan Üniversitesi Hastanesi'ne taşıyan bir ambulans (EPA)

Lübnan’daki Hizbullah Hareketi, üyelerinin kullandığı çağrı cihazlarını hedef alan ‘en büyük güvenlik ihlali’ ile karşı karşıya kaldı. Bu güvenlik ihlali, Hizbullah’ın Lübnan’daki ve Suriye'deki kaleleri olarak kabul edilen bazı bölgelerde yaklaşık 2 bin 800 kişinin yaralanmasına ve 9 kişinin ölümüne neden olurken yaralıların sayısı hastanelerin kapasitesini aştı.

Suriye basını Suriye'de bulunan çok sayıda Hizbullah üyesinin taşıdıkları çağrı cihazlarının patlaması sonucu yaralandığını ve hastaneye kaldırıldığını bildirdi. Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR), Şam’ın kentsel ve kırsal kesimlerinde Hizbullah üyelerinin bazılarının taşıdıkları çağrı cihazlarının patlaması sonucu yaralanarak hastaneye kaldırıldığını aktardı.

Suriye’nin başkenti Şam'daki Kefer Susa Mahallesi yakınlarında seyir halindeki bir araçta bir çağrı cihazı patladı. İsrail’in Lübnan ve Suriye'deki Hizbullah üyeleri tarafından yaygın olarak kullanılan çağrı cihazlarını hedef alan eş zamanlı siber saldırısı sonucunda Lübnan'da birkaç cihaz daha patladı.

Güvenlik ihlali saat 15.30 sularında Beyrut'un güney banliyölerinde bir kişinin elindeki cep telefonunun patlamasıyla başladı. Ardından Lübnan'ın çeşitli bölgelerinde eş zamanlı olarak meydana gelen ‘patlamalar’ birbirini takip etti.

Lübnan’ın güney banliyölerinde, Nebatiye’de ve Bekaa'da yollarda kanlar içinde yatan onlarca insanın görüldüğü görüntüler düşmeye başladı. Ardından Hizbullah, çağrı cihazı taşıyan herkesten bu cihazları atmalarını isteyen bir açıklama yapıldı. İç Güvenlik Güçleri de vatandaşlardan yaralılara yardım edilmesini ve hastanelere kaldırılmalarını kolaylaştırmak için yolları açmalarını istedi. Genelkurmay Başkanlığı, vatandaşlardan, sağlık ekiplerinin olay yerlerine ulaşmalarını kolaylaştırmak amacıyla patlamaların yaşandığı bölgelerde toplanmamalarını istedi.

xy6muu7
Beyrut'un güney banliyösünde yaralıların tedavisine yardımcı olmak için kurulan çadırda kan vermek için bekleyen bağışçılar (AFP)

Reuters, Hizbullah yetkililerinin birinin çağrı cihazlarının patlatılması olayının şimdiye kadarki en büyük güvenlik ihlali olduğunu söylediğini aktardı. Reuters’ın emniyet kaynaklarından aktardığına göre Hizbullah, patlayan çağrı cihazları üyelerine daha yeni dağıtmıştı. Fransız Haber Ajansı (AFP) da Hizbullah'a yakın kaynakların ‘yeni çağrı cihazlarının lityum pillere sahip olduklarını ve aşırı ısınma sonucu patlamış gibi göründüklerini’ söylediklerini aktardı.

ABD merkezli gazete New York Times’ın (NYT) konuyla ilgili bilgi sahibi yetkililere dayandırdığı haberine göre cihazlar patlamadan önce birkaç saniye boyunca bip sesi çıkardı. Saldırıda Hizbullah üyelerine ait yüzlerce çağrı cihazı hedef alındı. Sosyal medyada dolaşan videolarda cihazların yollarda, dükkanlarda ve evlerde insanların ellerinde patladığı ve maddi hasara yol açtığı anlar görülüyor.

Hizbullah: Geniş kapsamlı inceleme başlatıldı

‘Güvenlik ihlalinden’ yaklaşık üç saat sonra Hizbullah tarafından yapılan ilk açıklamada dün öğleden sonra saat 15.30 sularında Hizbullah'ın çeşitli birimlerinde ve kurumlarında çalışanların iletişim için kullandığı çağrı cihazlarının patladığı duyuruldu. Açıklamada “Sebebi açıklanamayan patlamalar şimdiye kadar bir çocuğun ve iki kardeşin ölümüne ve birkaç kişinin de yaralanmasına neden oldu” denildi.

Açıklamada Hizbullah'ın uzman kurumlarının şu an eş zamanlı patlamaların nedenlerini belirlemek için geniş kapsamlı bir güvenlik soruşturması başlattığı belirtildi. Hizbullah tarafından yapılan ikinci açıklamada ise “Mevcut tüm gerçekleri ve verileri inceledikten sonra, bu canice saldırıdan tamamen düşmanımız İsrail'i sorumlu tutuyoruz” ifadeleri kullanıldı.

xc
Başbakan Mikati'nin Milletvekili Ali Ammar'ın oğlu için taziye ziyareti sırasında çekilen bir fotoğrafı (Başbakanlık Basın Ofisi)

Öte yandan Bakanlar Kurulu, Lübnan'ın egemenliğinin ağır bir ihlali olan ve suç teşkil eden İsrail'in bu saldırganlığını kınadı. Hükümetin ilgili ülkeler ve Birleşmiş Milletler (BM) nezdinde gerekli tüm temasları derhal başlatarak bu suçla ilgili sorumluluklarını ortaya koyduğunu vurgulayan Bakanlar Kurulu, gelişmelerin takip edilebilmesi için toplantılarını kamuoyuna açık olarak yapma kararı aldı.

Bu arada Başbakan Necip Mikati, Milletvekili Ali Ammar'ı ziyaret ederek oğlu için başsağlığı diledi.