Kongo Demokratik Cumhuriyeti milis gruplarla mücadele ediyor

Terörizm ve etnik çatışmalar, Kongo Demokratik Cumhuriyeti'nin Doğu Bölgesi’nde istikrarsızlığı ve güvenlik boşluğunu şiddetlendiriyor

Kongo Demokratik Cumhuriyeti milis gruplarla mücadele ediyor
TT

Kongo Demokratik Cumhuriyeti milis gruplarla mücadele ediyor

Kongo Demokratik Cumhuriyeti milis gruplarla mücadele ediyor

Kongo Demokratik Cumhuriyeti’nin doğu bölgesinde, dini, siyasi ve etnik silahlı hareketlerin çokluğu ve çeşitliliği sebebiyle kayda değer bir şiddet artışı yaşanıyor. Birleşmiş Milletler (BM) uzmanlarına göre bu durum, “bölgesel olarak desteklenen” güvenlik sorununun çözümünü zorlaştırıyor.
Pazar akşamı DEAŞ örgütü tarafından üstlenilen, bir kiliseyi hedef alan "terör saldırısı" on kişinin ölümüne ve 39 kişinin yaralanmasına neden oldu. Ülke Cumhurbaşkanlığı saldırıyı kınadı. BM Barış Gücü’nün yanı sıra Kinşasa'daki Fransız Büyükelçiliği, olanlardan duyduğu “şoku” Twitter üzerinden dile getirdi.
Kongo Demokratik Cumhuriyeti (KDC) Ordu Sözcüsü Anthony Mualushay yaptığı açıklamada, Uganda sınırındaki Kuzey Kivu eyaletine bağlı Kasendi kasabasındaki bir kiliseye “terör saldırısı” düzenlendiğini söyledi. Mualushay ayrıca, Kenyalı bir zanlının tutuklandığını bildirdi.
Maden zengini KDC’de 120'den fazla silahlı grup faaliyet gösteriyor ve bunların büyük bir kısmı bölgede bu yüzyılın başında patlak veren savaşların mirası. Milis gruplar arasında, “Kuzey Kivu” bölgesinin kuzeyinde ve “Ituri” bölgesinin güneyinde faaliyet gösteren ve Uganda kökenli Müslüman isyancıları içeren “Müttefik Demokratik Güçler” (MDG) de bulunuyor.
ABD, 2021 yılında MDG’yi terör örgütleri listesine dahil etti.
Demokratik İttifak Güçleri (ADF), binlerce Kongolu sivili öldürmek ve Uganda'da bombalı saldırılar düzenlemekle suçlanıyor.
2021 yılında Kongo topraklarındaki MDG unsurlarını hedef almak için Kongo güçleri ile Uganda güçleri arasında ortak bir askeri operasyon başlatıldı. Ancak terör saldırıları devam etti.
BM Güvenlik Konseyi'nden bir grup uzmanın 16 Aralık'ta KDC hakkında hazırladığı bir rapora göre, “MDG, ülkede coğrafi yayılımını sürdürdü”. Ayrıca “374 kişiyi kaçırdı, yüzlerce evi yağmaladı ve yaktı, çoğunlukla tıbbi malzeme aramak için sağlık merkezlerini yıktı ve yağmaladı.”
Uzmanlara göre, “Bu güçler ayrıca “kentsel bölgelerde” patlayıcı cihazlar kullanarak daha görünür ve ölümcül terör eylemlerini tercih ettiler.
Mayıs 2021'de KDC Cumhurbaşkanı Felix Tshisekedi, Kuzey Kivu ve Ituri bölgelerinin “kuşatma altında” olduğunu duyurdu ve bölgede sivil idari personelin askeri yetkililerle değiştirilmesiyle, süregelen şiddet olaylarının durdurulmasının amaçlandığını belirtti. Ancak bu olağanüstü önlem de saldırıları durdurmakta büyük ölçüde başarısız oldu.
Şarku’l Avsat’ın Fransız basın ajansı AFP’den aktardığı habere göre bölgenin en güneyindeki Irumu'da sivil toplum koordinatörü Dieudonne Lussa, ajansa verdiği demeçte, “KDC’nin Ituri'deki silahlı kuvvetlerinin sayısındaki azalmadan üzüntü duyduğunu belirterek, bunun sebebinin silahlı unsurların Tutsi kökenli 23 Mart Hareketi’yle (M23) savaşmak için Kuzey Kivu'ya geri gönderilmesi” olduğunu söyledi.
KDC Ordusu, Kongolu Tutsilerin hâkim olduğu bir isyancı grup olan M23 liderliğindeki bir dizi silahlı grupla savaşıyor. M23, 2013 yılında yenilmesine rağmen geçen yılın sonunda, Kuzey Kivu Eyaleti’nin başkenti olan Goma'nın kuzeyindeki toprakların büyük bir bölümünü işgal ederek çatışmalara yeniden başladı.
KDC, komşu Ruanda'yı M23’ü desteklemekle suçluyor. Ancak Kigali bunu reddediyor ve Kinşasa'yı Ruanda'daki 1994 Tutsi soykırımından bu yana KDC’de konuşlanmış olan Ruanda'nın Kurtuluşu İçin Demokratik Güçler (FDLR) ile iş birliği yapmakla suçluyor.
Geçen ay BM Güvenlik Konseyi'ne sunulan bir raporda, BM yetkili uzmanlarının, Ruanda Silahlı Kuvvetleri’nin Kasım 2021 ile Ekim 2022 arasındaki dönemde KDC topraklarına doğrudan müdahalesini kanıtlayan “önemli deliller” topladıklarını bildirdiler.
Afrika meselelerinde uzmanlaşmış bir araştırmacı olan Rim Ebu Hüseyin, Şarku'l Avsat'a yaptığı açıklamada, KDC’nin Doğu Bölgesi’ndeki çatışmanın “karmaşık, jeopolitik ve ekonomik faktörlerle iç içe geçmiş olduğunu, yirmi yıldan uzun süredir devam ettiğini ve çok fazla silahlı hareketi barındırdığını” söyledi.
Ebu Hüseyin, KDC Ordusu'nun silahlarının modernizasyonu ve personelinin eğitilmesi ile gücünün artırılması ve orduya lojistik destek sağlanmasının, KDC Hükümeti’ne “M23” ve DEAŞ terör örgütüne biat eden katı yönelime sahip silahlı gruplarla mücadelede yardımcı olacağına inanıyor. Ancak bu, bölgede kalıcı bir barışın tesisine yol açan siyasi müzakerelere paraleldir.



Kremlin: Moskova ile Washington arasındaki diyalog ‘her alanda’ devam edecek

Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov (DPA)
Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov (DPA)
TT

Kremlin: Moskova ile Washington arasındaki diyalog ‘her alanda’ devam edecek

Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov (DPA)
Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov (DPA)

Kremlin bugün, Rusya ve ABD arasında Ukrayna'daki çatışmanın çözümüne yönelik diplomatik yakınlaşmanın ortasında Washington ile ‘tüm alanlarda’ diyaloğu sürdürme kararı aldığını doğruladı.

Şarku’l Avsat’ın AFP’den aktardığına göre Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov düzenlediği basın toplantısında, “Rusya-ABD diyaloğunun tüm alanlarda yeniden başlatılması yönünde karar alındı” dedi.

Peskov'un bu ifadesi, Moskova ve Washington arasında olası yeni bir mahkûm takasıyla ilgili bir soruya yanıt olarak geldi. Peskov, “Bu konu ikili ilişkilerimizin gündeminde yer alıyor ve göz ardı edilemez” dedi. Ukrayna'daki savaşla ilgili de konuşan Peskov, Kiev ve Washington arasındaki sert eleştirilerin ardından Kremlin'in ABD Başkanı Donald Trump yönetiminin çatışmanın bir an önce sona erdirilmesi gerektiği yönündeki tutumuna ‘tamamen katıldığını’ söyledi. Peskov, “Barışı mümkün olan en kısa sürede getirme ve bunu müzakereler yoluyla yapma ihtiyacından bahsediyorlar. Bu tutumun bizim için önceki yönetimin tutumundan daha olumlu olduğunu ifade ettik. Mevcut ABD yönetimi ile tam bir mutabakat içindeyiz” ifadelerini kullandı.

ABD'nin Ukrayna'daki çatışmanın ‘körüklenmesine en büyük mali katkıyı’ yapan ‘ana itici güç’ olduğunu söyleyen Peskov, Joe Biden yönetimine yönelik, ‘son Ukraynalıyı ortadan kaldırana kadar savaşı sürdürmek’ istediği ve bunun için Amerikan vergi mükelleflerinin parasını harcadığı yönündeki suçlamalarını yineledi. Bununla birlikte, şu anda, esas olarak ‘Washington ve Kiev arasındaki farklılıklar’ nedeniyle, çatışmanın çözümüne ulaşmak için ‘çok az somut şey’ olduğunu kaydetti. Diğer yandan Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy, Trump tarafından ağır bir şekilde eleştirilmesinin ardından bugün ABD Özel Temsilcisi Keith Kellogg'u kabul edecek. Trump, Zelenskiy'i ‘seçimsiz bir diktatör’ olarak tanımladı ve Moskova'nın müzakerelerde artık ‘güçlü bir konumda’ olduğunu ifade etti.