Irak: Arap dünyasıyla ilişkilerimiz yeni bir aşamaya girdi

Irak Dışişleri Bakanlığı: Arap dünyasıyla ilişkilerimiz yeni bir aşamaya girdi

Irak Dışişleri Bakanlığı'nın Twitter'dan yayınladığı sempozyum fotoğrafı
Irak Dışişleri Bakanlığı'nın Twitter'dan yayınladığı sempozyum fotoğrafı
TT

Irak: Arap dünyasıyla ilişkilerimiz yeni bir aşamaya girdi

Irak Dışişleri Bakanlığı'nın Twitter'dan yayınladığı sempozyum fotoğrafı
Irak Dışişleri Bakanlığı'nın Twitter'dan yayınladığı sempozyum fotoğrafı

Irak yönetimi, Arap dünyası ile ilişkilerinin "yeni bir aşamaya" girdiğini açıklayarak, hali hazırda Basra ilinde düzenlenen 25. Körfez Şampiyonası'nın Irak'ın Arap ve bölgesel siyasi statüsünün güçlendirilmesine katkıda bulunacağını bildirdi.
Irak'ın tutumu, Dışişleri Bakanlığı'nın Dışişleri Bakanlığı bünyesindeki Dış Servis Enstitüsü tarafından düzenlenen “dış politika, spor diplomasisi, halklar arasındaki barış ve dostluk mesajı” başlıklı sempozyumun ardından yapılan açıklamayla geldi. Toplantıya çok sayıda Arap ve yabancı siyasetçi, diplomatik misyon şefleri, araştırmacılar ve uzmanlar katıldı. Sempozyum sırasında, 25. Körfez Şampiyonası’nın Basra'da düzenlenmesinin, Irak ile Arap Körfez ülkeleri arasındaki ikili ilişkileri güçlendirmek için bir giriş noktası olduğu belirtilen açıklamada, ayrıca Irak'ın Arap dünyası, bölgesel ve uluslararası arenadaki siyasi konumunu güçlendirmeye katkıda bulunan ve ona daha geniş ufuklar sağlayan bir başka ek faktör oluşturduğu kaydedildi.
Başkent Bağdat’ta düzenlenen sempozyum, önümüzdeki Perşembe günü sona erecek 25. Körfez Şampiyonası ile bağlantılı. Uzmanlar ve politikacılar, Irak'ın Arap Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) ülkeleriyle ilişkilerini güçlendirmek amacıyla bir tür spor diplomasisini desteklemeyi umuyor. Irak Başbakanı Muhammed Şiya es Sudani, İran'ın kendisinden istediği gibi buraya "Basra Körfezi" yerine "Arap Körfezi" denildiği için özür dilemeyi reddederken, Irak’ın, Arap bölgesinin bir parçası olduğunu ve Arap Körfez ülkeleriyle ilişkilerini sürdürmek konusunda istekli olduğunu vurguladı. Geçtiğimiz hafta Berlin’e yaptığı ziyaret sırasında Alman DW’e röportaj veren Sudani, “Arap Körfez ülkeleri bir gerçek. Bazılarının gündeme getirmeye çalıştığı bu sorunlara karışmak istemiyoruz. Tüm bakış açılarına saygı duyuyoruz ve bugün Arap dünyasının bir parçasıyız ve Körfez ülkeleriyle ilişkilerimizi sürdürmek konusunda istekliyiz. Son şampiyonanın yaklaşık 43 yıl sonra Irak'taki bu ülkeler için bir buluşma noktası olduğu açık” ifadelerini kullandı. Irak Başbakanı açıklamasında ülkesinin Körfez ülkeleri ve İran ile ilişkilerine değinerek, “Bağdat, Suudi Arabistan ile İran arasında arabuluculuk çabalarını sürdürüyor. İran ve Suudi Arabistan'dan yanıt arıyoruz, yakında Bağdat'ta yeniden görüşmeye başlayana kadar bu girişimlerimizi sürdüreceğiz. Suudi Arabistan'ın da aralarında bulunduğu bölge ülkeleri ile İran arasında bakış açılarının getirilmesi, Irak hükümetinin izlediği ve sürdürmekte olduğu bir yaklaşım olup, bölgedeki gerilimin azalmasına katkı sağlayacak. Bu da Irak'ın güvenliğine yansıyacak” şeklinde konuştu.
Şarku'l Avsat'a konuşan eski Milletvekili ve siyasetçi Haydar el-Molla, Basra’daki  25. Körfez Şampiyonası’nın siyaset ve sorun bir arada olduğunu gösteren net bir mesaj verdiğine değinerek, herhangi bir siyasi süreci pazarlamanın  her alanda tüm yetkinlikleri ve yenilikleri benimsemeye dayalı yeni bir yönetim ve anlayış gerektirdiğini söyledi. Molla, sanatçı, entelektüel, sporcu ve bilim insanlarını kucaklamanın kendi için başarılı bir pazarlama süreci olduğunu aktardı. Öte yandan dış politika ve uluslararası güvenlik meseleleri araştırmacısı Dr. Seyfeddin ed-Derraci Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, sorumluluğun bir kısmını medya ve siyasetin taşıdığına dikkati çekti. Derraci, Basra'da olanların önümüzdeki yıllarda Irak'ın rolünü ve uluslararası konumunu güçlendirecek projelere, fikirlere ve benimsemelere dönüştürülecek olan dostluk ve kardeşlik ilişkileri için yapısal temeller oluşturan popüler diplomasi tarihinde parlak bir nokta olduğunu ve bunun sürdüğünü ifade etti.
Derraci açıklamasında, “Bir yönetim aracı olarak, bazı ürkek girişimlere rağmen, karşılıklı güven eksikliği ve rasyonalizm sonucunda siyasi, güvenlik, ekonomik ve sosyal ilişkileri olumlu yönde açamamanın ve güçlendirmenin Irak'ı hesaplaşma arenası olarak kullanan birçok ülkenin ideolojikleşmesi için daha büyük bir bölümünü taşımakta. B u, ideolojik olmayan, son on yıldan etkilenmeyen ve yüksek ulusal çıkarları koruma temelinde dengeli ilişkiler kurmaya çalışan genç şahsiyetlerin varlığını gerektiriyor” dedi.
Irak Üniversitesi'nde uluslararası medya uzmanı Prof. Dr. Fadıl el Bedrani ise Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, “Siyasi mutfaklar, medyanın karşıt platformlara dönüşmesinin temelini oluşturdu ve yirmi yıl süren çatışma ve gerilimlerin üretilmesine yol açan karanlık köşelerin derinliklerine inme sürecine doğru ilerledi. Irak ile Arap (Basra) Körfezi ülkeleri arasındaki Arap kardeşliği sosyal, ekonomik ve kültürel düzeydeki kazanımlarının kaybını temsil ediyor” diyerek yaklaşık beş yıl önce ilişkilerdeki ayrılığın yakınlaşmaya doğru evrildiğini bildirdi. Spor diplomasisinin, bu ülkeler arasındaki entegrasyon ve etkileşime yardımcı olan olumlu bir siyasi iklim yaratmanın en iyi yolu olduğuna dikkati çeken Bedrani, bunun Arap kardeşliği çerçevesinde halka hizmet edecek bir iletişime doğru gelişeceğini umduklarını söyledi.



İnsani yardım misyonu ilk kez El Faşir'e girdi

El Faşir'den kaçan Sudanlılar, 19 Kasım 2025'te Sudan'ın kuzeyindeki El-Debba şehrinde bulunan "El-Afad" mülteci kampına ulaşmalarının ardından dinleniyorlar (AFP)
El Faşir'den kaçan Sudanlılar, 19 Kasım 2025'te Sudan'ın kuzeyindeki El-Debba şehrinde bulunan "El-Afad" mülteci kampına ulaşmalarının ardından dinleniyorlar (AFP)
TT

İnsani yardım misyonu ilk kez El Faşir'e girdi

El Faşir'den kaçan Sudanlılar, 19 Kasım 2025'te Sudan'ın kuzeyindeki El-Debba şehrinde bulunan "El-Afad" mülteci kampına ulaşmalarının ardından dinleniyorlar (AFP)
El Faşir'den kaçan Sudanlılar, 19 Kasım 2025'te Sudan'ın kuzeyindeki El-Debba şehrinde bulunan "El-Afad" mülteci kampına ulaşmalarının ardından dinleniyorlar (AFP)

Birleşmiş Milletler insani yardım misyonu, Hızlı Destek Kuvvetlerinin (HDK) bir yıldan uzun süren kuşatmanın ardından kontrolü ele geçirdiği ve geride felaket boyutunda bir insani durum bıraktığı Kuzey Darfur eyaletinin başkenti El Faşir'e ilk kez girdi.

Birleşmiş Milletler İnsani İşler Koordinasyon Ofisi (OCHA), El Faşir'e bir değerlendirme heyetinin ulaştığını ve bu adımı şehre insani yardım ulaştırılmasında "sınırlı bir atılımın göstergesi" olarak değerlendirdiğini açıkladı. Heyet, Dünya Gıda Programı'ndan bir delegasyon ve Dünya Sağlık Örgütü'nden bir ekibi de içeriyor.

ABD Başkanı'nın Arap ve Afrika işlerinden sorumlu kıdemli danışmanı Massad Boulos ise El Faşir'e değerlendirme heyetinin gelişini memnuniyetle karşıladı ve "X" platformunda attığı bir tweet'te bu gelişin Amerika Birleşik Devletleri'nin kolaylaştırdığı bir yolla gerçekleştiğini belirtti.


Aralarında Esed rejiminin bazı üyelerinin de bulunduğu beş kişi, Suriye’ye yasa dışı yollarla girmeye çalışırken gözaltına aldı

8 Aralık'ta Deyrizor'da düzenlenen askeri geçit töreni sırasında Suriye birlikleri (X)
8 Aralık'ta Deyrizor'da düzenlenen askeri geçit töreni sırasında Suriye birlikleri (X)
TT

Aralarında Esed rejiminin bazı üyelerinin de bulunduğu beş kişi, Suriye’ye yasa dışı yollarla girmeye çalışırken gözaltına aldı

8 Aralık'ta Deyrizor'da düzenlenen askeri geçit töreni sırasında Suriye birlikleri (X)
8 Aralık'ta Deyrizor'da düzenlenen askeri geçit töreni sırasında Suriye birlikleri (X)

Suriye Arap Haber Ajansı'nın (SANA) haberine göre, Suriye sınır muhafızları Tartus kırsalında Suriye topraklarına yasa dışı yollarla girmeye çalışan beş kişiyi gözaltına aldı.

Savunma Bakanlığı Medya ve İletişim Dairesi dün yaptığı açıklamada, " gözaltına alınanlarla ilgili ilk soruşturmalar, bazılarının eski rejimin unsurları olduğunu gösterdi" diyerek, "gerekli soruşturma ve işlemlerin tamamlanması için yetkili makamlara teslim edileceklerini" belirtti.

sadfgth
Suriye askerleri (AFP)

Ajans, bu operasyonun "vatan güvenliğinin ve topraklarının emniyetinin korunmasını sağlamak amacıyla, ordunun sınırları koruma ve her türlü yasadışı sızma girişimini önleme yönündeki devam eden çabaları çerçevesinde" gerçekleştirildiğini belirtti.


Kürt liderler Türkiye'yi Suriye'ye yönelik politikasını gözden geçirmeye çağırıyor

Halep'teki hareketlilik sırasında SDG mensupları (AFP)
Halep'teki hareketlilik sırasında SDG mensupları (AFP)
TT

Kürt liderler Türkiye'yi Suriye'ye yönelik politikasını gözden geçirmeye çağırıyor

Halep'teki hareketlilik sırasında SDG mensupları (AFP)
Halep'teki hareketlilik sırasında SDG mensupları (AFP)

Kürt liderler, Türkiye'nin Suriye'ye yönelik politikasını ve "Suriye Demokratik Güçleri"ne (SDG) karşı tekrarlanan askeri müdahale tehditlerini eleştirerek, Suriye Kürtlerinin ülkeyi bölmeyi amaçlamadığını vurguladı.

Bu durum, Suriye'deki Kürdistan İşçi Partisi'nin (PKK) bir kolu olarak kabul edilen Kürt Halk Koruma Birimleri (YPG) liderliğindeki SDG ile Şeyh Maksud ve Eşrefiye mahalleleri arasında son haftalarda yaşanan çatışmalarla gerilimin yeniden arttığı bir dönemde ortaya çıkıyor. Ayrıca, SDG'nin 10 Mart'ta Şam ile imzaladığı, Suriye ordusu ve devlet kurumlarına entegrasyonuyla ilgili anlaşmayı uygulamaya koyacağına dair hiçbir işaret de bulunmuyor.

PKK’nın önde gelen liderlerinden ve Kürdistan Topluluklar Birliği (KCK) Yürütme Kurulu üyesi Mustafa Karasu, "Türk devletinin Suriye'ye yaklaşımı yanlıştır. Türkiye Gazze'deki savaşa ve İsrail'in Lübnan ve Suriye'ye yönelik saldırılarına karşı çıkıyor, yani savaşa karşı ve barış istiyor, ancak aynı zamanda SDG entegrasyon anlaşmasını uygulamadığı takdirde Suriye'ye müdahale edeceğini söylüyor... Bu mantık nasıl makul olabilir?" dedi.

Suçlamalar ve uyarılar

Karasu, bugün Türk gazetelerinde de yer alan Kürt medya kuruluşlarına yaptığı açıklamalarda, Türkiye'nin tüm bölgelerde barış istediğini ancak Kürtlere karşı savaş istediğini belirterek, "Kürtler ve Şam hükümeti sorunlarını kendi aralarında görüşüp çözebilirler, çünkü bu iç meseledir ve Kürtler 'Suriye'yi bölelim' demiyor, böyle bir yaklaşım söz konusu değil" diye vurguladı.

PKK liderlerinden Mustafa Karasu (Türk medyası)PKK liderlerinden Mustafa Karasu (Türk medyası)

Türkiye'nin Suriye'ye yönelik, baskı ve tehdit yoluyla adımlarını dayatmaya dayalı politikasını değiştirmesi gerektiğini vurgulayan Karasu, şunları ekledi: “Mesele birden fazla gücün elinde. Evet, farklı güçler söz konusu. Sadece Türkiye ile sınırlı değil; diğer güçler de Suriye'de karışıklık çıkarıyor. Yapılabilecek en iyi şey Suriye'de istikrarı sağlamaktır, ancak istikrar, Şam ile Kuzey ve Doğu Suriye yönetimleri arasında çatışma ve anlaşmazlık çıkararak sağlanamaz.”

Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada, SDG'nin Suriye ordusuna entegrasyonu konusunda anlaşmaya varan Türkiye ve diğer tarafların sabrının tükendiğini belirterek, anlaşmanın uygulanması yönünde herhangi adım atıldığına dair bir işaret olmadığını vurguladı.

El-Şara, 22 Aralık'ta Şam'da Türk heyetiyle yaptığı görüşmede (Türkiye Savunma Bakanlığı - X)El-Şara, 22 Aralık'ta Şam'da Türk heyetiyle yaptığı görüşmede (Türkiye Savunma Bakanlığı - X)

Geçtiğimiz pazartesi günü Şam'da Suriye Dışişleri Bakanı Esad el-Şeybani ve Türk mevkidaşı Hakan Fidan'ın düzenlediği ortak basın toplantısında Ankara ve Şam, SDG'yi lideri Mazlum Abdi ile Cumhurbaşkanı Ahmed el-Şara arasında imzalanan anlaşmanın uygulanmasını geciktirmekle suçladı ve Suriye'nin birliğini ve istikrarını baltalamaya yönelik her türlü girişimi reddettiklerini yineledi.

Fidan, Savunma Bakanı Yaşar Güler ve İstihbarat Başkanı İbrahim Kalın'ın da aralarında bulunduğu bir Türk heyeti Şam'da El-Şara ile görüşmeler yaparken, SDG ateşkes anlaşmasını ihlal ederek Halep'in kuzeyindeki El-Şeyhan ve El-Layramun kavşaklarına yakın noktalara saldırdı. Bu saldırı, Şam ve Ankara'ya yönelik mesaj olarak değerlendirildi.

Halep'te Gerilim artıyor

Dün gece Halep'in kuzeyinde SDG ile Suriye hükümet güçlerine bağlı gruplar arasında çatışmalar yeniden başladı.

 Halep'in Şeyh Maksud mahallesindeki bir kontrol noktasında SDG unsurları (X)Halep'in Şeyh Maksud mahallesindeki bir kontrol noktasında SDG unsurları (X)

SDG'ye bağlı İç Güvenlik Kuvvetleri (Asayiş), hükümete bağlı grupların Şeyh Maksud ve Eşrefiye mahallelerine ağır makineli tüfek ve topçu ateşiyle şiddetli bir saldırı düzenlediğini, Şeyh Maksud kavşağı yakınlarındaki kontrol noktalarından birine iki RPG mermisi isabet ettirdiklerini ve bu saldırıya karşılık verdiklerini açıkladı.

Bu gerilim, SDG ile Şam arasında 10 Mart anlaşmasının uygulanmasına ilişkin müzakereler için bir tehdit oluşturuyor.

Suriye Dışişleri Bakanlığı'ndan bir kaynak, dün resmi haber ajansı SANA'ya verdiği demeçte, SDG liderliğinin entegrasyon ve Suriye'nin birliğiyle ilgili yaptığı açıklamaların pratik adımlara veya net zaman çizelgelerine dönüşmediğini, bu durumun anlaşmaya olan bağlılıklarının ciddiyeti konusunda soru işaretleri yarattığını söyledi.

10 Mart'ta SDG'nin Suriye ordusuna entegrasyonuna ilişkin anlaşmanın imzalanması sırasında El-Şara ve Abdi (EPA)10 Mart'ta SDG'nin Suriye ordusuna entegrasyonuna ilişkin anlaşmanın imzalanması sırasında El-Şara ve Abdi (EPA)

Kaynak, Suriye ordusu çerçevesi dışında, bağımsız liderliğe ve yabancı bağlantılara sahip silahlı grupların varlığının devam etmesinin ulusal egemenliği zayıflattığını ve istikrarı engellediğini vurguladı. Aynı durum, sınır geçişlerinin tek taraflı kontrolü ve bunların pazarlık kozu olarak kullanılması için de geçerlidir.

Geçtiğimiz hafta, Türkiye Savunma Bakanı Yaşar Güler, Türkiye'nin her türlü olasılığa hazır olduğunu belirterek, SDG’den anlaşmanın uygulanması için net bir yol haritası açıklamasını istemişti.

Türk müdahaleleri

Suriye'deki Kürt Demokratik Birlik Partisi başkanlık kurulu üyesi Salih Müslim, Şeyh Maksud ve Eşrefiye mahallelerini kuşatan hükümete bağlı grupların emirleri Şam'dan değil, doğrudan Türkiye'den aldığını belirtti.

Salih Müslim (Suriye Kürt Demokratik Birlik Partisi)Salih Müslim (Suriye Kürt Demokratik Birlik Partisi)

Müslim, Türkiye'nin bu gerilimle Suriye arenasını alevlendirmeyi ve SDG entegrasyon anlaşmasını engellemeyi amaçladığını, Türk politikasının ise "Suriye'deki Kürt ve demokratik iradeyi" kırmayı hedeflediğini iddia etti.

Şeyh Maksud ve Eşrefiye mahallelerinin Genel Konseyi ile Suriye hükümeti arasında 1 Nisan'da imzalanan anlaşmanın, Halep şehrinde birlikte yaşamı pekiştirmeyi ve sivil barışı teşvik etmeyi amaçladığını, iki mahallenin özel statüsünü teyit ettiğini ve Suriye hükümetindeki İçişleri Bakanlığına bağlı İç Güvenlik Güçlerinin (Asayiş) iki mahallenin korunmasından sorumlu olacağını belirtti; ancak "asi" silahlı kişilerin bu anlaşmayı tehlikeye attığını vurguladı.