Türkiye’nin Suriye’de kontrol ettiği bölgelerde ve İdlib’de kolera salgını

Suriye’nin kuzeyinde kolera kaynaklı can kayıplarında tehlikeli bir artış yaşanırken, bir felakete yol açmasına karşı uyarı yapılıyor

İdlib’de bir hastanede tedavi gören çocuk (Şarku’l Avsat)
İdlib’de bir hastanede tedavi gören çocuk (Şarku’l Avsat)
TT

Türkiye’nin Suriye’de kontrol ettiği bölgelerde ve İdlib’de kolera salgını

İdlib’de bir hastanede tedavi gören çocuk (Şarku’l Avsat)
İdlib’de bir hastanede tedavi gören çocuk (Şarku’l Avsat)

Türkiye’nin Suriye’de kontrol ettiği bölgelerde ve Heyetu Tahriru’ş Şam yönetimindeki İdlib’de kolera salgını yaşanıyor.
Yerel kuruluşlar ve sağlık yetkilileri, kamplarda yaşayan yerinden edilmiş sivillerin kolera salgının yayılacağına yönelik endişeleri ve uyarılarını arttırdı. Son günlerde Suriye’nin kuzeybatı bölgelerinde koleraya bağlı can kayıplarında ve vaka sayılarında görülmemiş bir artış yaşanmasının ardından alarm zillerini çaldı.
Suriye-Türkiye sınırına yakın bir noktada, yerlerinden edilmiş Suriyelilere yönelik onlarca kampın bulunduğu Atme’de yaşayan yarım milyondan fazla yerinden edilmiş sivil, sağlık hizmetlerinin olmaması da göz önüne alınarak, koleranın yayılma tehlikesinden endişe duyuyor.
Bu kamplardan birinin yöneticisi olan Ahmed el-Ali, “Ülke içinde mülteci durumuna düşen siviller arasında koleraya bağlı olarak 6 can kaybının yanı sıra birkaç gün önce 50’den fazla vakanın koleraya yakalandığından şüphelenilmesinin ardından kamplardakiler büyük bir korku ve endişe içinde yaşıyorlar” ifadelerini kullandı.
Şarku’l Avsat’a konuşan Ali şu ifadelere de yer verdi: “Sağlık ekipleri ve Suriye Sivil Savunması’nın (Beyaz Miğferler), yerinden edilmiş insanlar arasında farkındalık yaratma, enfeksiyona karşı önlemler alma, içme suyunun kaynaklarına dikkat etme, içmeden önce kaynatma veya su sterilizasyonu için klor ile kullanma, yemekleri iyi pişirme, sebzeleri yemeden önce yıkama gibi tedbirlere uyulmasını sağlamak için sarf ettiği çabaların tümü, tuvaletlerin paylaşılması ve açıkta kalan lağım kanalları çevresindeki çadırlarda aşırı kalabalık durumunun devam etmesi ile işe yaramayacaktır. Korkunç bir insani felaketi önlemenin tek çözümü, ilk etapta ve mümkün olan en kısa sürede aşıların sağlanması, ailelere yeterli temiz ve steril su sağlanması, deterjan sağlanması ve vakarın tedavi edilmesi için tıp merkezlerinin kurulmasıdır.”
Suriye’nin kuzeybatısındaki Beyaz Miğferler, “Suriye’nin kuzeybatısında (İdlib ve Halep kırsalı) koleraya bağlı olarak son can kaybı sayısı 20’ye ulaşırken, enfeksiyon sayısı 555’e ulaştı” açıklamasında bulundu.
Hastalık bölgede yayılmaya devam ederken, Beyaz Miğferler’e bağlı ekipler, acil müdahale, sanitasyon, enfekte ve şüpheli vakaların sağlık merkezlerine nakledilmesi ve siviller arasında kolera yayılmasının azaltılması için farkındalığın artırılması gibi çalışmalarını sürdürüyor.
Suriye’nin kuzeybatısındaki insani yardım çalışmalarını yürüten Suriye Müdahale Koordinatörlüğü Ekibi ise, “Yerinden edilenlerin barındığı kamplarda kolera olduğundan şüphelenilen vaka sayısı 6 bin 893’ü aştı. Aynı zamanda hastalıkla bağlantılı dokuzdan fazla can kaybı kaydedildi” açıklamasında bulundu.
Açıklamada ayrıca şu ifadelere de yer verildi:
“Geçtiğimiz iki hafta boyunca, özellikle çok sayıda yerinden edilmiş insanın bulunduğu bölgeler olan Afrin, Dana ve Harem’de kaydedilen vaka sayısının yükseldiği gözlemlendi. Suriye bölgelerinin geri kalanı özellikle rejim tarafından kontrol edilen alanlar ise, milyonlarca doz aşı tedariki nedeniyle vaka sayılarında düşüşe tanık oldu. Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) yayınladığı raporlar, rejim bölgelerinde ve Haseke, Rakka, Deyri Zor ve Halep başta olmak üzere Suriye Demokratik Güçleri (SDG) bölgelerinde aşılama çalışmalarının tamamlandığını, diğer yandan Suriye’nin kuzeybatı bölgelerinde, kolera olduğundan şüphelenilen vakalarının sayısının 37 bin 738’e ulaşması ve bölgenin Suriye’deki vaka sayısında birinci sıra olmasına rağmen hala aşı beklediğini gösterdi.”
İdlib Sağlık Müdürlüğü salı günü yaptığı açıklamada, “UNICEF ve Küresel Aşı İttifakı (GAVI) tarafından sağlanan bir parti kolera aşısı, önümüzdeki iki gün içinde Suriye’nin kuzeyine ulaşacak. Bu aşı sevkiyatı, güvenli ve etkili olan ve dünyanın çoğu ülkesinde kullanılan Euvichol oral aşısının 1 milyon 702 bin dozundan oluşuyor. Bu aşılar, birçok kampın bulunduğu İdlib kırsalında Sarmada, Dana, Atme ve Maarrat Misrin bölgelerinde ve Halep kırsalında Azez ilçesinde, hastalığa karşı bir yaş ve üstü insanları hedef alan bir mobil aşılama kampanyası başlatma hazırlığı kapsamında geliyor” ifadelerini kullandı.
Sağlık Müdürlüğü yaptığı açıklamada “Suriye’nin kuzeybatısı, 14 Ocak 2023 itibariyle, yaklaşık 6 bini bu ay içinde olmak üzere, 37 bin 500’den fazla kolera vakası kaydetti. Can kaybı ise 20’ye ulaştı. Bu, salgının bölgede hala geniş çaplı bir yayılma durumunda olduğu anlamına geliyor. Söz konusu durum, insanların kişisel hijyen, yiyecek ve içme suyunun temizliğine özen gösterme gibi koruyucu önlemlere daha ciddi bir şekilde uymalarını ve aşıyı olmak için acele etmelerini gerektiriyor” ifadelerine yer verdi.
İdlib’de görev yapan sağlık çalışanı Ahmed el-Hasan, İdlib Sağlık Müdürlüğü ve diğer insani yardım kuruluşlarının İdlib, Sarmada, Cisr el-Şuğur, Dana, Atme, Ariha ve Darkuş şehirlerindeki vakaların tedavisi için 7 merkez açtığını, onlarca çocuk da dahil olmak üzere yaklaşık 430 vakanın şu anda bu merkezlerde tedavi gördüğünü belirtti.



Şara İsrail'i uyardı: Bir alanda zafer kazanmak diğer alanda başarıyı garantilemez

Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş Şara (Arşiv)
Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş Şara (Arşiv)
TT

Şara İsrail'i uyardı: Bir alanda zafer kazanmak diğer alanda başarıyı garantilemez

Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş Şara (Arşiv)
Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş Şara (Arşiv)

Bu sabah bir konuşma yapan Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş Şara, İsrail'i “Suriye içinde ihtilaf yaratmakla” suçladı ve “(Süveyda vilayetindeki) durumun tırmanmasına eylemleriyle neden olduğunu” ifade etti.

 “Önümüzde iki seçenek var; ya İsrail'le yüzleşeceğiz ya da iç cephemizi onaracağız” diyen eş Şara sözlerini şöyle sürdürdü: "Kaos yaratma girişimlerine birlik içinde karşı koyacağız. Suriye kaos yaratılacak bir yer olmayacak ve Suriye'nin yeni bir savaşa sürüklenmesine izin vermeyeceğiz." “Suriye'yi bölmeye yönelik her türlü girişimi” reddettiklerini vurgulayan Suriye Devlet Başkanı, “Dürzilerin vatanın dokusunun bir parçası ve korunmalarının öncelikli olduğunu” belirterek, “Süveyda'da güvenliğin sağlanmasından yerel gruplar ve şeyhlerin sorumlu olduğunu” kaydetti.

Eş Şara konuşmasında, “Halkımız özgürlüğünü kazanmak için bir devrime girişti ve büyük fedakârlıklar yaparak bu devrimi kazandı. Hala tehdit altında olması durumunda onuru için savaşmaya hazır” dedi. “Eski rejimin devrilmesinden bu yana istikrarımızı hedef almaya ve aramızda anlaşmazlık yaratmaya alışkın olan İsrail varlığı, şimdi yine saf topraklarımızı bitmek bilmeyen bir kaos alanına dönüştürmeye çalışıyor ve bu yolla halkımızın birliğini bozmaya ve yeniden inşa ve ilerleme sürecinde ilerleme kabiliyetimizi zayıflatmaya çalışıyor” ifadelerini kullandı.

Suriye Cumhurbaşkanı, “Bu varlık, Suriyelilerin uzun tarihleriyle her türlü ayrılık ve bölünmeyi reddettiği gerçeğinden habersiz, anlaşmazlık ve çatışma tohumları ekmek için tüm yöntemleri kullanmaktan vazgeçmiyor” dedi. “Büyük bir güce sahip olmak mutlaka zafere ulaşmak anlamına gelmez ve bir alandaki zafer başka bir alanda başarıyı garanti etmez. Bir savaşı başlatabilirsiniz, ancak sonucunu kontrol etmek kolay değildir. Biz bu toprakların evlatlarıyız ve İsrail varlığının bizi parçalamaya yönelik tüm girişimlerinin üstesinden gelebiliriz ve kararlılığımız uydurma çekişmelerle sarsılmayacak kadar güçlüdür” şeklinde konuştu.

“Biz Suriye halkı olarak, bizi kimin savaşa sürüklemeye çalıştığını ve kimin bizi bölmeye çalıştığını çok iyi biliyoruz ve onlara halkımızı topraklarımızda ateşlemek istedikleri bir savaşa, ülkemizi parçalamaktan ve çabalarımızı kaos ve yıkıma doğru dağıtmaktan başka bir amacı olmayan bir savaşa dahil etme fırsatı vermeyeceğiz. Çünkü Suriye ne yabancı komploların deneme alanı ne de çocuklarımız ve kadınlarımız pahasına başkalarının emellerini uygulama yeridir.”

Eş Şara, “Suriye devletinin herkesin devleti, vatanın onuru ve gururu ve her Suriyelinin vatanının yeniden inşa edildiğini görme hayali olduğunu, bu devlet aracılığıyla Suriye'nin itibarını yeniden tesis etmek ve onu güvenlik ve istikrar içinde yaşayan ulusların ön saflarına yerleştirmek için ayrım gözetmeksizin hepimizin birleştiğini” vurguladı.

“Yeni Suriye'yi inşa etmek hepimizin devletimizin etrafında toplanmasını, ilkelerine bağlı kalmasını ve vatanın çıkarlarını her türlü bireysel düşüncenin ya da sınırlı çıkarın üzerinde tutmasını gerektiriyor. Bugün ihtiyacımız olan şey, hepimizin bu inşaya ortak olması ve karşılaştığımız tüm zorlukların üstesinden gelmek için el ele çalışmasıdır” diyen Suriye Devlet Başkanı, “birlik bizim silahımız, çok çalışmak yolumuz ve güçlü irademiz bu müreffeh geleceği inşa edeceğimiz temeldir” dedi.

Suriye Devlet Başkanı sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu konuşmamda, bu ülkenin dokusunun özgün bir parçası olan Dürzi halkımızı da ayrı bir yere koyuyorum. Suriye hiçbir zaman bölünme, parçalanma ya da halkı arasında nifak tohumları ekme yeri olmayacaktır. Haklarınızı ve özgürlüğünüzü korumanın önceliklerimizden biri olduğu konusunda sizi temin ederiz ve sizi dışarıdan bir tarafa sürükleme ya da saflarımızda bölünme yaratma girişimlerini reddediyoruz, hepimiz bu toprakların ortaklarıyız ve hiçbir grubun Suriye'yi ve çeşitliliğini yansıtan bu güzel tabloyu bozmasına izin vermeyeceğiz.”

“Suriye devleti, tüm kurumları ve liderleriyle, Süveyda'da Süveyda ve çevresindeki bölgelerden silahlı gruplar arasında eski anlaşmazlıkların ardından meydana gelen iç çatışmaları durdurmak için tüm iradesi ve kararlılığıyla müdahale etti, ancak devletin durumu sakinleştirmesine yardımcı olmak yerine, kaosa, huzursuzluğa ve fitne çıkarmaya alışkın yasadışı gruplar ortaya çıktı. Bu çetelerin liderleri, aylardır diyaloğu reddeden ve dar kişisel çıkarlarını ulusun çıkarlarından üstün tutanlarla aynı kişilerdir.”

Pazar günü Süveyda vilayetinde Dürzi ve Bedevi militanlar arasında çıkan çatışmalarda çok sayıda kişi hayatını kaybetti. Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre çatışmaların şiddetlenmesi üzerine hükümet güçleri pazartesi günü çatışmaları durdurmak için eyalete müdahale edeceklerini duyurdu. İsrail, “Dürzileri korumak” amacıyla hareket ettiğini söyleyerek, Şam yakınlarında ve Suriye'nin güneyinde bir dizi saldırı düzenleyerek mücadeleye dahil oldu. Suriyeli yetkililer dün akşam Süveyda'daki Dürzi gruplarla ateşkes için anlaşmaya varıldığını duyurdu.