Alimi’den Husilerin şantajına boyun eğilmesinin tehlikelerine yönelik uyarı

Reşad el-Alimi, uluslararası arenaya yaptığı uyarıda Yemen’in adil ve kapsamlı bir barış ve güç ortaklığı yaklaşımına bağlı olduğunu vurguladı.

Reşad el-Alimi (sağda) dün Riyad’da Avrupa Birliği Büyükelçisi Gabriel Munuera Vinals ile bir araya geldi. (SABA)
Reşad el-Alimi (sağda) dün Riyad’da Avrupa Birliği Büyükelçisi Gabriel Munuera Vinals ile bir araya geldi. (SABA)
TT

Alimi’den Husilerin şantajına boyun eğilmesinin tehlikelerine yönelik uyarı

Reşad el-Alimi (sağda) dün Riyad’da Avrupa Birliği Büyükelçisi Gabriel Munuera Vinals ile bir araya geldi. (SABA)
Reşad el-Alimi (sağda) dün Riyad’da Avrupa Birliği Büyükelçisi Gabriel Munuera Vinals ile bir araya geldi. (SABA)

Yemen Başkanlık Konseyi Başkanı Reşad el-Alimi dün, ülkesinin adil ve kapsamlı barışı sağlama ile yönetim ve zenginlikte ortaklık yaklaşımına yönelik bağlılığını bir kez daha vurguladı. Alimi meşru hükümeti desteklemenin ve milislerin barış sürecine girmelerini sağlamak için baskı yapmanın önemini belirtirken uluslararası topluma Husi milislerinin şantajına boyun eğilmesinin yol açtığı tehlikeye karşı uyarıda bulundu.
Alimi’nin açıklamaları, Riyad’da Avrupa Birliği (AB) Yemen Misyonu Başkanı Gabriel Munuera Vinals ile gerçekleştirdiği görüşme sırasında, Birleşmiş Milletler (BM) Yemen Özel Temsilcisi Hans Grundberg’in Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde (BMGK) verdiği brifingin ertesi günü geldi. Grundberg brifingde, tıkanan Yemen barış sürecini yeniden canlandırmak için yakında ilerleme kaydedileceğine dair iyimserliğini dile getirdi.
Resmi kaynaklara göre Alimi, Yemen Başkanlık Konseyi ve hükümetinin, tüm Yemenlilerin yönetim ve zenginlikte ortak olmasını ve -Husi darbe grubunun kontrolü altındaki bölgelerde sürdürdüğü mezhepçi fikirlere atıfta bulunarak- ‘geçmişte kalmış hurafeler’ olarak tanımladığı uygulamalardan kurtuluşu garanti eden adil ve kapsamlı bir barış yaklaşımına bağlı olduğunu kaydetti.
Yemen resmi haber ajansı SABA’ya göre Alimi, AB Yemen Misyonu Başkanı Gabriel Munuera Vinals ile yaptığı görüşmede, ‘Birleşmiş Milletler’in yerel, bölgesel ve uluslararası düzeyde üzerinde anlaşmaya varılan kapsamlı çözüme yönelik referanslar ve BMGK’nın 2216 sayılı kararı temelinde Yemen’deki siyasi süreci canlandırmaya yönelik iyi niyetli çabalarını’ memnuniyetle karşıladığını blirtti. Alimi sözlerini şöyle sürdürdü:
“Birlikte çalışmak, terörist Husi milislerine maksimum baskı uygulamak ve meşru hükümeti desteklemek, İran destekli grubu barış yoluna yönlendirmenin ve onları Yemen halkının çıkarları için tavizler vermeye, insani acılarına son vermeye, ulusal ve Arap kimliklerine saygı duymaya zorlamanın en iyi yoludur.”  
SABA’ya göre, Alimi ‘bölgesel ve uluslararası arabuluculara, Husi milislerinin şantajlarına boyun eğilmesinin ve korkunç insan hakları ihlallerinin, aşırılık yanlısı ideolojik fikirlerinin, İran’ın sınır ötesi yıkıcı projesiyle olan bağlantılarının ve bunların gerektirdiği üzere uluslararası terör örgütü olarak sınıflandırılması başta olmak üzere caydırıcı cezai önlemlerin göz ardı edilmesinin tehlikelerine karşı’ uyarıda bulundu. Ayrıca Avrupalıların teknik destekten daha sürdürülebilir ekonomik ve kalkınma müdahalelerine geçmesini ve dünyadaki bu en kötü insani krizin hafifletmesini beklediğini söyledi.
Yemen’in Birleşmiş Milletler Daimi Temsilcisi Abdullah es-Saadi, BM ve uluslararası çevrelerin, Husileri barış yoluna girmeye ikna etmeye yönelik diplomatik çabalara öncülük etmek istediği bir dönemde, milsileri ‘akaryakıt karaborsasını manipüle ederek, bankaların ve finans kuruluşlarının çalışmalarına engel olarak ve kontrolü altındaki alanlarda ulusal paraların dolaşımını engelleyip paralel bir ekonomi yaratarak Yemenlilerin çektiği acıları derinleştirmeye devam etmekle’ suçladı.
Saadi, Brleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi oturumunda ülkesi adına  şu açıklamada bulundu:
“Hepsinden daha tehlikelisi, bu terörist milislerin barış seçeneğini reddetmekte ısrar etmeleri ve sivilleri ve yerinden edilen insanları hedef alan terörü artırma yoluyla şiddeti ateşlemeye ve çatışma meydanına geri dönmeye zorlamalarıdır. Ülkemin hükümeti, BMGK tarafından yayınlanan açıklamada, 21 Ekim’deki Husi terör saldırısını kınamasını takdir ediyor ancak artık açıklamalar yeterli değil. Terörist Husi milisler ve onu destekleyen İran rejimi üzerinde tüm baskı araçları kullanılarak Yemen’de barışın sağlanmasına yönelik daha fazla çaba gösterilmesi gerekiyor. Savaş seçeneğinden vazgeçen, tüm Yemen halkı için eşit haklara inanan ve siyasi gündemlerini empoze etmenin bir yolu olarak şiddeti kullanmaktan ayrılan gerçek bir ortak olmadan barış sağlanamaz.”
Hükümetin Husi milislerle, sonuncusu ateşkes çabaları olmak üzere deneyimlerini hatırlatan Saadi sözleirni şöyle sürdürdü:
“Bunlar, Yemen hükümetinin de defalarca uyardığı üzere Husi milislerin barış arzusu olmadığını, aksine BM çabalarını, Yemen ve bölgedeki sivillere ve sivil tesislere karşı terör eylemlerini uygulamak ve uluslararası nakliye yollarını tehdit etmek ve her türlü insan haklarını uygulamaktan kaçmak için bir araç olarak kullanmaya çalıştığını kesin delillerle kanıtlıyor.”
Yemen’in BM Daimi Temsilcisi, BMGK ve BM’nin çabalarının, İran rejiminin Yemen’in iç işlerine karışmaya devam etmesi halinde ‘ulaşılmasının zor olacağını’ belirtti. Saadi, Tahran’ı ‘savaşı uzatmak, binlerce Yemenlinin canına kastetmek ve bölgesel ve uluslararası barış ve güvenliği tehlikeye atmak için Husi milislerini desteklemeye’ devam etmekle suçladı. İran’ın bu desteği başta BMGK’nın 2022 tarihinde alınan 2624 sayılı kararı ve 2015’de alınan 2216 sayılı kararı olmak üzere uluslararası kararları açık bir şekilde ihlal ederek, balistik füze ve insansız hava aracı gibi silah ve askeri teknoloji transferleri yoluyla sağladığını vurguladı.



Avustralya'da Filistinlileri desteklemek için kitlesel gösteriler düzenlendi

Sidney'de düzenlenen ‘Filistin için Ulusal Yürüyüş’ eyleminde bazı göstericiler pankartlar taşıdı. (Reuters)
Sidney'de düzenlenen ‘Filistin için Ulusal Yürüyüş’ eyleminde bazı göstericiler pankartlar taşıdı. (Reuters)
TT

Avustralya'da Filistinlileri desteklemek için kitlesel gösteriler düzenlendi

Sidney'de düzenlenen ‘Filistin için Ulusal Yürüyüş’ eyleminde bazı göstericiler pankartlar taşıdı. (Reuters)
Sidney'de düzenlenen ‘Filistin için Ulusal Yürüyüş’ eyleminde bazı göstericiler pankartlar taşıdı. (Reuters)

Merkez sol hükümetin Filistin devletini tanıma niyetini açıklamasının ardından İsrail ile Avustralya arasında gergin ilişkiler yaşanırken, bugün binlerce Avustralyalı Filistinlileri desteklemek için düzenlenen mitinglere katıldı.

Filistin Eylem Grubu, Avustralya genelinde 40'tan fazla eylem düzenlendiğini ve Sidney, Brisbane ve Melbourne gibi eyalet başkentlerindeki yürüyüşlere büyük kalabalıkların katıldığını belirtti.

Söz konusu gösteriler, bu ayın başlarında Sidney Liman Köprüsü’nde on binlerce kişinin katıldığı yürüyüşün ardından gerçekleşti. Bu yürüyüş, Kanberra'nın Gazze Şeridi'ndeki savaşa ilişkin tutumunda bir dönüm noktası olarak görüldü.

fdve
Sidney'deki göstericiler (Reuters)

Filistin Eylem Grubu, Brisbane'de yaklaşık 50 bin kişi olmak üzere, toplam 350 bin kişinin yürüyüşlere katıldığını duyurdu, ancak polis buradaki sayının yaklaşık 10 bin olduğunu bildirdi. Polis, Sidney ve Melbourne'daki kalabalığın sayısına ilişkin tahminlerde bulunmadı.

ı8o9p0
Avustralya genelinde 40'tan fazla gösteri düzenlendi ve Sidney, Brisbane ve Melbourne gibi eyalet başkentlerindeki yürüyüşlere büyük kalabalıklar katıldı. (Reuters)

Sidney'de yürüyüşü düzenleyen Josh Lees, Avustralyalıların ‘Gazze Şeridi'ndeki soykırıma son verilmesini ve hükümetin İsrail'e yaptırım uygulamasını talep etmek için’ şehrin meydanlarına akın ettiğini söyledi. ‘Özgür Filistin’ sloganları atan katılımcıların birçoğu Filistin bayrakları taşıdı.

yuı8
Sidney'de düzenlenen yürüyüşte Filistin bayrağı taşıyan bir kız (EPA)

Öte yandan, ülkenin Yahudi topluluğunun çatı örgütü olan Avustralya Yahudileri Yürütme Konseyi Eş Başkanı Alex Ryvchin, Sky News'e verdiği demeçte, yürüyüşlerin ‘güvenli olmayan bir ortam yarattığını ve yapılmaması gerektiğini’ ifade etti.

 

o90p
Sidney'de Gazze'ye destek yürüyüşü sırasında İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu aleyhine açılan bir poster (AFP)

Protestolar, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun geçen hafta, Avustralya hükümetinin bu ay Filistin devletini tanıma niyetini açıklaması üzerine Avustralyalı mevkidaşı Anthony Albanese'ye yönelik sert söylemlerinin şiddetini artırmasının ardından patlak verdi.

dcfgthy
Yaklaşık 350 bin kişi yürüyüşlere katıldı, bunlardan 50 bini Brisbane'deydi. (AFP)

Avustralya ile İsrail arasındaki diplomatik ilişkiler, İşçi Partisi liderliğindeki Albanese hükümetinin Fransa, Birleşik Krallık ve Kanada'nın benzer adımlarının ardından Filistin devletini tanıyacağını açıklaması sonrası gerginleşti.

dfgthy
İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik saldırıları 60 binden fazla kişinin hayatını kaybetmesine neden oldu. (AFP)

Avustralya, bu tanıma kararının Filistin Yönetimi'nden aldığı taahhütlere bağlı olduğunu, bu taahhütler arasında Hamas'ın gelecekteki herhangi bir devlette yer almayacağına dair taahhüdün de bulunduğunu belirtti.

fo90p
Gazze Şeridi'ndeki savaş sırasında öldürülen gazetecilerin posterleri, Sidney'de düzenlenen bir yürüyüşte (AFP)

Avustralya bu kararı 11 Ağustos'ta, on binlerce kişinin Sidney Liman Köprüsü’nde Gazze Şeridi'ne yardım ve barış çağrısında bulunduğu yürüyüşün ardından açıkladı. İsrail, Hamas'ın 7 Ekim 2023'te İsrail yerleşimlerine düzenlediği saldırının ardından yaklaşık iki yıldır Gazze Şeridi’ne yönelik askerî harekât yürütüyor.

Filistinli yetkililer, İsrail saldırıları sonucunda Gazze Şeridi'nde 60 binden fazla kişinin hayatını kaybettiğini belirtiyor ve insani yardım kuruluşları gıda kıtlığı nedeniyle yaygın açlık tehlikesi olduğu konusunda uyarıda bulunuyor.


SDG: Halk Meclisi seçimleri ‘formalite’ niteliğinde olup Suriye halkının iradesini yansıtmamaktadır

Afrin'deki bir polis karakolunda Suriye hükümetine bağlı İç Güvenlik Güçleri'ne katılmak için kayıt sırasına giren Kürt gençler (AP)
Afrin'deki bir polis karakolunda Suriye hükümetine bağlı İç Güvenlik Güçleri'ne katılmak için kayıt sırasına giren Kürt gençler (AP)
TT

SDG: Halk Meclisi seçimleri ‘formalite’ niteliğinde olup Suriye halkının iradesini yansıtmamaktadır

Afrin'deki bir polis karakolunda Suriye hükümetine bağlı İç Güvenlik Güçleri'ne katılmak için kayıt sırasına giren Kürt gençler (AP)
Afrin'deki bir polis karakolunda Suriye hükümetine bağlı İç Güvenlik Güçleri'ne katılmak için kayıt sırasına giren Kürt gençler (AP)

Suriye Demokratik Güçleri (SDG) kontrolü altındaki Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi (KDSÖY) bugün yaptığı açıklamada, önümüzdeki ay yapılması planlanan Halk Meclisi seçimlerinin ‘demokratik olmadığını ve Suriye halkının iradesini yansıtmadığını’ belirterek, bu seçimleri 50 yılı aşkın süredir devam eden ‘ötekileştirme ve dışlama’ politikasının bir devamı olarak değerlendirdi.

KDSÖY tarafından yapılan açıklamada, seçimlerin şu anda yapılmasının ‘Suriye halkının yaklaşık yarısını katılımdan mahrum bıraktığı’ belirtilerek, bunun ‘seçimlerin kapsamlı bir siyasi çözümün gerekliliklerini karşılamayan formalite icabı bir adımdan ibaret olduğunun kesin kanıtı’ olduğu ifade edildi.

Suriye Yüksek Seçim Komisyonu dün, güvenlik sorunları nedeniyle Suveyda, Rakka ve Haseke'de oy kullanmanın ertelendiğini duyurdu.

KDSÖY, Suriye'nin kuzey ve doğusunu ‘5 milyondan fazla Suriyelinin haklarını reddetme politikasını meşrulaştırmak için’ güvensiz olarak nitelendirmenin tamamen anlamsız olduğunu vurgulayarak, bu bölgelerin ‘Suriye'nin diğer bölgelerine kıyasla en güvenli bölgeler’ olduğunu belirtti.

hy
Bedevi savaşçıların Suveyda'ya ilerlemesini engelleyen İç Güvenlik Güçleri’nin kontrol noktasında ellerini kaldıran Bedevi savaşçılar (Reuters)

KDSÖY, ‘tek taraflı bir zihniyetle dayatılan her türlü önlem veya kararı reddettiğini’ ve bu yaklaşımla alınan kararların ‘Suriye'nin kuzey ve doğu bölgeleri için bağlayıcı olmayacağını’ kaydetti.

KDSÖY, uluslararası topluma ve Birleşmiş Milletler’e (BM), Suriye'deki siyasi çözümle ilgili BM'nin 2254 sayılı kararına aykırı olduğunu düşünerek bu seçimleri tanımamaları çağrısında bulundu.

BM Güvenlik Konseyi, 2015 yılında Suriye'ye ilişkin 2254 sayılı kararı yayınladı. Bu karar, mezhepçi olmayan bir hükümetin kurulması ve yeni bir anayasanın hazırlanması da dahil olmak üzere siyasi bir çözüm için bir yol haritasının oluşturulmasını içeriyor.

KDSÖY’nin askeri kanadı olan Suriye Demokratik Güçleri (SDG), 14 yıllık iç savaşın ve geçen yılın sonlarında Beşşar Esed'in devrilmesinin ardından Suriye'yi birleştirmek için yapılan çabaların bir parçası olarak, geçtiğimiz mart ayında Suriye hükümeti ile devlet kurumlarına katılmak üzere bir anlaşma imzaladı.

Söz konusu anlaşma, SDG ve KDSÖY’nin Şam hükümetiyle yeniden bütünleşmesinin önünü açmayı amaçlıyor.


Yemen hükümetinin aldığı önlemler Husi savaş ekonomisini sarsıyor

Yemen para biriminin toparlanması hükümete olan güveni yeniden sağladı, bunun da hizmetleri iyileştirmesi ve emtia fiyatlarını düşürmesi bekleniyor (AFP)
Yemen para biriminin toparlanması hükümete olan güveni yeniden sağladı, bunun da hizmetleri iyileştirmesi ve emtia fiyatlarını düşürmesi bekleniyor (AFP)
TT

Yemen hükümetinin aldığı önlemler Husi savaş ekonomisini sarsıyor

Yemen para biriminin toparlanması hükümete olan güveni yeniden sağladı, bunun da hizmetleri iyileştirmesi ve emtia fiyatlarını düşürmesi bekleniyor (AFP)
Yemen para biriminin toparlanması hükümete olan güveni yeniden sağladı, bunun da hizmetleri iyileştirmesi ve emtia fiyatlarını düşürmesi bekleniyor (AFP)

Yemenli araştırmacılar ve ekonomistler, Yemen riyalinin toparlanması ve parasal dengenin yeniden sağlanmasının ardından hükümetin son dönemde aldığı tedbirlerin Husi savaş ekonomisi üzerinde somut baskı oluşturmada başarılı olduğunu vurguladı.

Şarku'l Avsat'a konuşan araştırmacılar, hükümetin ithalatı düzenleyen ve döviz spekülasyonunu yasaklayan tedbir ve kararlarının, Aden'deki Merkez Bankası'na inisiyatifi geri kazandırdığını ve hükümet kontrolündeki bölgelerle Husi kontrolündeki bölgeler arasındaki parasal uçurumun kapanmasına katkıda bulunduğunu, dolayısıyla grubun döviz kurlarını kontrol etme kabiliyetini ortadan kaldırdığını değerlendiriyor.

Uzmanlara göre, bu önlemler Husileri karşı önlemler almaya yöneltti; bunların en dikkat çekeni, kendi kontrolleri altındaki bölgelerdeki banka ve şirketlerin, hükümet kontrolünde bulunan bölgelerdeki ticari kuruluşlarla işlem yapmasını engellemek ve ek vergiler ve haraçlar koymak oldu. Grubun, mal akışını engellemek ve işletme faaliyetlerini durdurmak gibi halkın acılarını daha da artıracak popülist politikalara başvurması bekleniyor.