Ölülere kafa nakli yapan beyin cerrahından yeni hamle

Fotoğraf: (AFP_Arşiv)
Fotoğraf: (AFP_Arşiv)
TT

Ölülere kafa nakli yapan beyin cerrahından yeni hamle

Fotoğraf: (AFP_Arşiv)
Fotoğraf: (AFP_Arşiv)

Daha önce kafa nakli yapma planlarını açıklayarak gündem olan Sergio Canavero, bütün bir beyin naklinin artık "teknik açıdan mümkün" olduğunu öne sürdü.
Beyin cerrahı, bu iddiayı Uluslararası Cerrahi Nöroloji Derneği'nin internet sitesinde yayımlanan yeni yazısında dile getirdi.
"İnsanda tümden beyin nakli: Teknik açıdan mümkün" başlıklı yazıda şu ifadeler yer aldı:
"Yaşlı bir vücudu başarıyla gençleştirebilecek teknolojiler geliştirilemedi. Bu da (beyin nakli gibi) diğer seçenekleri keşfetme zamanının geldiğini gösteriyor."
Canavero, daha önce yaptığı hayvan deneyleriyle adından söz ettirdiyse de asıl ününe ölü insanlar üzerindeki çalışmasıyla kavuştu.
Cerrah, 2017'de Çin'deki Harbin Tıp Üniversitesi'nde ölü insanları ameliyat ederek kafa nakli yaptığını iddia etmişti.
The Telegraph'a konuşan Canavero, "İnsan kadavraları üzerinde ilk insan kafası nakli yapıldı" demişti.
Son yazısıyla ilgili VICE News'a röportaj veren Canavero, "O insnalara yaptığım kafa nakli, beyin nakline doğru atılan ara adımdı" dedi:
"İkincisi imkansız kabul edildiğinden, çok daha basit olan kafa nakline odaklanmaya karar vermiştim."
Beyin cerrahı canlı insanlar üzerindeki ilk deneyini 2019'da yapmaya kalkmıştı. Bu plan kamuoyunda büyük yankı uyandırmıştı ama bunun için gönüllü olan denek, aşık olup çocuk sahibi olduktan sonra projeden çekilmişti.
Cerrah yeni makalesinde, konuyla ilgili şu ifadeleri kullandı:
"Yaygın inanışın aksine, en azından teorik olarak tam bir beyin nakli gerçekleşebilir."
"Tabii ki kadavralar üzerinde daha kapsamlı provalar ve ardından beyin ölümü gerçekleşmiş organ donörlerinde testler gerekli olacaktır" diyen Canavero sözlerini şöyle sürdürdü:
"Yeni cerrahi aletlerin geliştirilmesi gerekecek. Uygun finansmanla, uzun süredir devam eden bir rüya sonunda gerçek olabilir."
Independent Türkçe, VICE News, Uluslararası Cerrahi Nöroloji Derneği
 



Uzmanlar sadece tek bir aşırı işlenmiş gıdayı önerdi

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters
TT

Uzmanlar sadece tek bir aşırı işlenmiş gıdayı önerdi

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters

Araştırmacılar, sosisli sandviç ve patates kızartması gibi aşırı işlenmiş gıdalarla beslenmenin Parkinson hastalığı, kardiyovasküler hastalıklar, kanser ve erken ölümle bağlantılı olduğunu daha önce göstermişti. Ancak bazı aşırı işlenmiş gıdaların sağlığımız için o kadar da kötü olmayabileceği ortaya çıktı.

Good Food Institute ve PAN International'ın aşırı işlenmiş bitki bazlı etler üzerine hazırladığı yeni rapor, son zamanlarda popülaritesindeki düşüşe rağmen bu gıda ürünlerine yönelmenin faydalarını ortaya koyuyor.

PAN International Beslenme Rehberi Girişimi Direktörü olan beslenme bilimci Roberta Alessandrini, yakın zamanda CNN'e, "Doktorlar ve diyetisyenler hastalarına beslenme tavsiyeleri verirken alternatif proteinleri dikkate almıyor çünkü bu gıdaları aşırı işlenmiş olarak görüyorlar" diye konuştu.

Ancak dikkatle seçildiği takdirde bu gıdalar, insanlar ve gezegenin iyiliği için daha bitkisel diyetlere geçişte uygun ve yararlı bir yol olabilir.

Harvard T.H. Chan Halk Sağlığı Okulu'nda beslenme ve epidemiyoloji profesörü olan Dr. Frank B. Hu, bu yıl The New York Times'a, "etsiz" et ürünleri etin tadını ve dokusunu taklit etmek için tasarlanırken (ve hatta bazı burger köfteleri "kanlıyken" ) sahte etin genellikle kırmızı etten daha iyi bir besin profiline sahip olduğunu söyledi.

Okulda epidemiyoloji ve beslenme profesörü olan Dr. Walter Willett, CNN'e, "Sığır etinin yağ bileşimi sağlık açısından o kadar istenmeyen bir durum ki, bundan daha iyisini yapmak çok kolay" diye konuştu. Willett, sığır etinde bulunan ve bitkilerde eksik olan önemli besin maddelerinin et alternatiflerine eklenebileceğini belirtti.

Hayvansal ürünler sadece çok fazla doymuş yağ içermekle kalmaz, aynı zamanda çoklu doymamış yağ, lif ve bitkilerde bulunan mineral ve vitaminlerin çoğundan yoksundur.

Ancak olumsuz yanlar da var. Avustralya George Enstitüsü 2023'te, bitki bazlı et ürünlerinin genellikle gerçek etlerden daha sağlıklı olmasına rağmen, şeker oranlarının daha yüksek olabileceğini tespit etmişti.

Bir başka sorun da yüksek sodyum içeriği. Kırmızı etin tuzu daha az ancak 2020'de yapılan rastgele klinik araştırmaya göre, çoğu kişi yemeden önce bifteği terbiye ediyor ve bazen daha yüksek sodyumlu ürünler yiyen insanlarla aynı miktarda tuz tüketiyor.

Bitki bazlı etlerin yüksek maliyeti tüketicilerin hâlâ büyük ölçüde gerçek ete yönelmesine neden olsa da bu etin beraberinde getirdiği ağır bir maliyeti daha var.

Biyolojik Çeşitlilik Merkezi'ne göre, et endüstrisi her yıl küresel olarak gezegeni ısıtan sera gazı emisyonlarının yüzde 16,5'ine sebep oluyor. Et ürünleri tüketmeyi kesmek, toplumlara her yıl ekstrem hava koşullarına bağlı felaketler nedeniyle trilyonlarca dolara mal olan bu küresel felaketin önlenmesinde önemli bir etkiye sahip olacaktır.

Willett, "İklim değişikliği, çevresel bozulma ve halk sağlığıyla ilgili o kadar büyük bir aciliyet var ki, insanlara bitki bazlı et alternatifleri de dahil mümkün olduğunca çok seçenek sunmamız gerekiyor" dedi.

Amerikan Kalp Derneği, et yerine yüksek oranda işlenmiş ikame etler tüketilmemesini ve bunun yerine "yüksek kaliteli, besin değeri yüksek bitki bazlı gıdaların" terchil edilmesini öneriyor.

Independent Türkçe