Filistin-İsrail çatışmasında BM’den ‘ateşe körükle gitmeme’ uyarısı

Birleşmiş Milletler Orta Doğu Barış Süreci Özel Koordinatörü Tor Wiensland (UNESCO’nun internet sitesi)
Birleşmiş Milletler Orta Doğu Barış Süreci Özel Koordinatörü Tor Wiensland (UNESCO’nun internet sitesi)
TT

Filistin-İsrail çatışmasında BM’den ‘ateşe körükle gitmeme’ uyarısı

Birleşmiş Milletler Orta Doğu Barış Süreci Özel Koordinatörü Tor Wiensland (UNESCO’nun internet sitesi)
Birleşmiş Milletler Orta Doğu Barış Süreci Özel Koordinatörü Tor Wiensland (UNESCO’nun internet sitesi)

Birleşmiş Milletler Ortadoğu Barış Süreci Özel Koordinatörü Tor Wiensland, Filistinliler ile İsrailliler arasında devam eden çatışmada “ateşe körükle gitmeme” uyarısında bulundu. Özellikle "tehlikeli şiddet döngüsünü ve iki devletli çözümü baltalayan tek taraflı kararları durdurma" çağrısında bulunan Wiensland, dün (Çarşamba) yaptığı açıklamada, yerleşimlerin "uluslararası hukuka aykırı olduğunu ve barışın önünde büyük bir engel olmaya devam ettiğini" vurguladı.
Wensland, Filistin sorununa da yer veren "Ortadoğu'daki durum" konulu New York'taki Güvenlik Konseyi toplantısında üyelere şöyle hitap etti: “Yeni yılın başlamasıyla birlikte, tırmanan siyasi gerilim ve tıkanan barış sürecinin gölgesinde, sahada tehlikeli şiddet döngüsü devam ediyor. Daha fazla can kaybını önlemek için şiddet durmalı. Hedef işgali sona erdirmek, çatışmayı bitirmek ve iki devletli bir çözüme ulaşmak. Birleşmiş Milletler kalıcı bir barışa ulaşmak için İsraillileri ve Filistinlileri destekleme taahhüdüne bağlı kalıyor.”
8 Aralık-13 Ocak tarihleri arasında İsrail güçleri tarafından 5'i çocuk 14 Filistinli'nin öldürüldüğünü, 3'ü kadın 18'i çocuk 117 Filistinli'nin yaralandığını kaydeden Wensland, sözlerini şöyle sürdürdü: “İsrailli yerleşimciler veya diğer siviller tarafından Filistinlilere yönelik 63 saldırı düzenlendi. 6'sı çocuk 28 kişi yaralandı. Birçok saldırı meydana geldi. Tüm şiddet eylemlerinin faillerinden hesap sorulmalı ve bu kişiler derhal adalete teslim edilmeli.”
BM temsilcisi yerleşimlerle ilgili gelişmeler hakkında ise şunları söyledi: “2 Ocak'ta İsrail hükümeti Yüksek Mahkeme'ye, ‘2005 Ayrılma Yasası'nın bir bölümünü iptal ederek (İsrail yasalarına göre) Homesh karakolunu yasallaştırmayı planladığını’ bildirdi. Bu yerleşim karakolu özel Filistin arazisi üzerine inşa edildi. Tüm yerleşim birimleri uluslararası hukuka göre yasa dışı konumda ve barışın önünde büyük bir engel olmaya devam ediyor.”
İsrail'in devam eden yıkımları ve Filistin mülklerine el koymasıyla ilgili "ciddi endişelerini" dile getiren Wensland, “İsrail makamları Filistinlilere ait C Bölgesi'ndeki 126 ve işgal altındaki Doğu Kudüs'te bulunan 7 yapının bir kısmını yıktı bir kısmını mühürledi, bir kısmının ise sahiplerini binalarını yıkmaya zorladı. Sonuç olarak, 60'ı çocuk olmak üzere 127 Filistinli yerinden edildi. Yıkımlar, binalara İsrail tarafından ruhsat verilmediği gerekçesiyle yapıldı. Filistinlilerin bunu elde etmesi neredeyse imkânsız.” diye konuştu.
Kudüs'teki diğer rahatsız edici gelişmelere de değinen BM yetkilisi, “Yerleşimciler, İsrail güvenlik güçleri eşliğinde, işgal altındaki Doğu Kudüs'ün Silvan bölgesinde Rum Ortodoks Kilisesi'nden Filistinli bir ailenin 1931'den beri kiraladığı bir tarım arazisinin kontrolünü zorla ele geçirdi. Öte yandan İsrail güçleri yönetimi protesto eden en az 5 Filistinliyi tutukladı.” dedi.
Birleşmiş Milletler Ortadoğu Barış Süreci Özel Koordinatörü, “Yerleşimciler kilisenin hileli olduğu gerekçesiyle reddettiği bir işlemle, Rum Ortodoks Kilisesi'nden arazi satın aldılar.” dedi.
BM Genel Sekreteri Antonio Guterres'in tüm taraflara, kutsal mekanlarda ve çevresinde gerilimi tırmandırabilecek “adımlar atmaktan kaçınma” çağrısını yineleyen Wensland, “Bu durum kutsal mekanlarda ve çevresinde gerilimi tırmandırabilir” dedi.
Wensland, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nun 30 Aralık 2022'de "İsrail'in Doğu Kudüs de dahil olmak üzere işgal altındaki Filistin topraklarında Filistin halkının insan haklarını etkileyen uygulamalarına" ilişkin bir kararı kabul etmesine değindi. Bu karar İsrail'in, Filistin topraklarını işgali konusunda Uluslararası Adalet Divanı'ndan tavsiye talebi içeriyor. Karar Filistin yönetimi adına İsrail tarafından alıkonulan yaklaşık 39 milyon dolarlık vergi gelirinin transferinin durdurulması dahil, İsrail hükümetinin Filistin yönetimine karşı aldığı müteakip tedbirleri de içeriyor. Wensland bu tedbirlerin Filistin Yönetimi'nin mali durumu üzerindeki etkisine ilişkin "aşırı endişesini" dile getirdi.
Filistinlilerin ve İsraillilerin "şiddetin tırmanmasına paralel olarak siyasi ve kışkırtıcı tırmanışın ortasında hala bir çatışma rotasında olduğunu" kaydeden özel koordinatör, bu durumun "ciddi sonuçları" konusunda uyardı.
Wensland, “Mevcut dinamiği dönüştürmek için gereken ivmeyi oluşturma konusunda, acilen ve cesur bir siyasi liderliğe ihtiyaç var. Ancak Kudüs'teki kutsal yerler de dahil olmak üzere iki taraf da provokasyonlardan ve tek taraflı adımlardan kaçınmalıdır. Filistine ekonomik faaliyetleri için gerekli alan açılırken sahadaki olumsuz eğilimleri tersine çevirmek, Filistin otoritesini güçlendirmek ve Filistinliler için erişimi ve hareketi iyileştirmek için acil somut adımlar atılması gerekir. Uluslararası toplumun güçlü desteğiyle herkesin koordineli ve kolektif bir çaba göstermemesi, yağmacıların ve aşırılık yanlılarının ateşe körükle gitmeye devam etmesine neden olacaktır. Birleşmiş Milletler, işgale son verilmesini desteklemeye, 1967 sınırlarında iki devletli çözüm ilkesini benimsemeye ve Kudüs'ün her iki devletin de başkenti olduğu bağımsız ve egemen bir Filistin devleti ilkesini tesis etmeye olan bağlılığını sürdürüyor.” diye konuştu.



İsrail Ordusu: Sinvar’ı tank ateşi öldürdü, bir drone saatler sonra kimliğini tespit etti

Sinvar'a ait olduğundan şüphelenilen cesedin İsrail medyasında dolaşan fotoğrafı
Sinvar'a ait olduğundan şüphelenilen cesedin İsrail medyasında dolaşan fotoğrafı
TT

İsrail Ordusu: Sinvar’ı tank ateşi öldürdü, bir drone saatler sonra kimliğini tespit etti

Sinvar'a ait olduğundan şüphelenilen cesedin İsrail medyasında dolaşan fotoğrafı
Sinvar'a ait olduğundan şüphelenilen cesedin İsrail medyasında dolaşan fotoğrafı

İsrail Ordu Radyosu'nun haberine göre Hamas lideri Yahya el-Sinvar, bu sabah erken saatlerde bir İsrail tankının Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta bulunan Tel el-Sultan'daki bir eve ateş açması sonucu “öldürüldü.”

Habere göre askerler bu sabah erken saatlerde bir binanın üst katında “şüpheli hareket” tespit etti ve bir tank binaya ateş açtı. Sabahın ilerleyen saatlerinde “bir insansız hava aracı saldırı bölgesini inceledi ve askerler enkazda Sinvar'ın yüzünü tanıdı.”

Ordunun daha önce bölgede “olağandışı hareketlilik” tespit ettiğini, bu nedenle geçen hafta “gözetleme operasyonlarını artırmaya ve izlemeye devam etmeye” karar verdiğini bildirdi.

İsrailli yetkililer ve Hamas kaynakları, ordunun Refah'ta biri Sinvar olduğu ortaya çıkan üç militanın hedef alınması sırasında kazara öldürülmesiyle ilgili soruşturma başlattığını duyurmasının ardından Sinvar'ın öldüğünü doğrularken, mini güvenlik kabinesi üyeleri de bir toplantı sırasında Sinvar'ın büyük olasılıkla öldürüldüğü konusunda bilgilendirildi.

İsrail ordusu bugün (Perşembe) yaptığı açıklamada, İsrail Genel Güvenlik Servisi (Şin Bet) ile birlikte Sinvar'ın “Gazze Şeridi'ndeki bir ordu operasyonu sırasında” öldürülmüş olma ihtimalini incelediklerini duyurdu. Bazı İbrani medya kuruluşları yetkililerin Sinvar'ın ölümünü doğruladığını ve şüpheli ceset üzerinde yapılan ilk DNA testinin “pozitif” çıktığını aktardı.

Şarku’l Avsat'a konuşan iki Hamas kaynağı Yahya el-Sinvar'ın ölümünün hareketin çeşitli kademelerince teyit edildiğini söyledi. Gazze dışında bulunan bir kaynak, Hamas güvenlik yetkililerinin hareketin liderinin öldürüldüğüne dair işaretleri ilettiğini doğrularken, Gazze Şeridi'ndeki bir başka kaynak, “haberin Gazze Şeridi'ndeki liderliğe olağan güvenlik yöntemleri aracılığıyla iletilmeye başlandığını” belirtti.

Yediot Aharonot'un İbranice internet sitesinde yer alan haberde, “şu ana kadar yayınlanmasına izin verilen ayrıntılar, bir bölgeyi terörden temizleyen İsrail ordusunun, bir kısmı İsrail ordusu tarafından yıkılan binadaki üç (teröristi) fark ettiği ve onları kaldırdığı yönündedir. Bunlardan biri el-Sinvar'a benziyordu” ve ‘daha sonra cesedin fotoğrafları dolaşıma girdi’ ifadeleri yer aldı.