Yemen: Husilerin arazi gaspı kırsala doğru genişliyor

Gayrimenkulleri gasp eden Husiler, uygulamalarını şehir merkezlerinden kırsal bölgelere doğru genişletiyor

Husiler, Sana'nın kuzeyindeki Hamdan bölgesindeki arazileri gasp ediyor (Twitter)
Husiler, Sana'nın kuzeyindeki Hamdan bölgesindeki arazileri gasp ediyor (Twitter)
TT

Yemen: Husilerin arazi gaspı kırsala doğru genişliyor

Husiler, Sana'nın kuzeyindeki Hamdan bölgesindeki arazileri gasp ediyor (Twitter)
Husiler, Sana'nın kuzeyindeki Hamdan bölgesindeki arazileri gasp ediyor (Twitter)

Ümmü Muhammed İzzeddin, 2022’nin son günlerinde, kocasını kaybetmesi ardından Taiz’in batısındaki Mahbana semtinde çocuklarıyla birlikte yaşıyordu. Ancak el-Havban’a gittikleri günlerde Husi liderlerin eve baskın düzenleyerek evi ele geçirmeleri ardından hayatı karardı.
Yerel kaynakların Şarku’l Avsat’a anlattığına göre, Ümmü Muhammed İzzeddin 2 Aralık’ta Taiz’in doğusundaki Havban’da bir hastaneye gitti. Evin boşalmasını fırsat bilen Husi askeri liderleri ise kapıları kırarak evi işgal etti. Evin mülkiyeti Ümmü Muhammed İzzeddin’in üzerineyken, döndüğünde ise Husiler kadının evine geri dönmesini engelledi.
Husilerin kontrolü altındaki semtin sakinleri, bu olayın 60’lı yaşlarındaki kadını yıprattığını, Husiler tarafından yağmalanan evini geri alacak gücü bulamadığını anlattı. Semt sakinleri il yetkililerini olaya müdahale etmemek, Husilerin elini güçlendirmek ile suçluyor.
Ardından Husi liderler, kırsal kesimde yaşayanların mallarına yönelik başka bir soygun gerçekleştirdi. Husi lideri Abdulhamid el-Umeysi, Yarim bölgesindeki Cebel Zara’da Galib İsmail'e ait araziye büyük birlikler eşliğinde el koydu. Umeysi, Yarim ilçesi genel müdürü, Husi lider Muhammed el-Darvani ve müdürlüğün Ebu Attan lakaplı güvenlik liderinin desteği ve suç ortaklığı ile arazinin sahibini hapse attı.
İlgili kaynaklar, şehir merkezlerinde muhaliflerinin mal ve evlerine el koyan Husilerin bu uygulamalarını şimdi de kırsal kesime taşıdığını, farklı gerekçeler üretmeye başladıklarını teyit ediyor.
Husiler, bazı sakinlerin silah taşıdığı şüpheleri olduğunu dile getirerek silahları arama bahanesiyle başkentin kuzeyindeki Hamdan ilçesine bağlı el-Cahiliye köyüne çok sayıda silahlı devriye göndermişti.
Kaynakların bildirdiğine göre, darbeye ve mezhepçi eğilimlere karşı duruş sergileyen bazı sakinler milislere bağlı muhbirlerin mülkiyetlerine el koyma planı kapsamında söylentilerin kurbanı oluyor. Askeri devriyeler, silah arama bahanesi ile köyde dolaşarak insanların evlerine ve çiftliklerine baskın düzenliyor.
Sana'da İçişleri Bakanlığı binasının yanındaki evinin yağmalandığından şikayetçi olan Üniversite profesörü Abdullah el-Murteza, yağmalayanların kapsamlı bir güvenlik biriminden olduğuna, girişimin gündüz saatinde ve silah zoruyla gerçekleştirdiğine dikkat çekmişti.
İlgili her makama şikayette bulunduğunu, tutuklama emirlerinin verildiğini, ancak yağmalayanların Husi liderliğine yakınlıkları dolayısıyla bu emirlerin dikkate alınmadığını da eklemişti. Murteza, “Kimse kılını dahi kıpırdatmadı. Zirâ bu sadece basit bir vatandaşı ilgilendiriyor” vurgusunda bulundu.



Şam'da Şera ile SDG lideri Abdi arasında Barrack'ın da katıldığı bir toplantı gerçekleşiyor

Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera (Reuters)
Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera (Reuters)
TT

Şam'da Şera ile SDG lideri Abdi arasında Barrack'ın da katıldığı bir toplantı gerçekleşiyor

Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera (Reuters)
Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera (Reuters)

Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera ile Suriye Demokratik Güçleri (SDG) lideri Mazlum Abdi başkanlığındaki Kürt heyeti arasında, ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack'ın da katıldığı görüşme Şam'da başladı.

Görüşme, eş-Şera ve Abdi'nin 10 Mart'ta ABD himayesinde imzaladıkları ve ‘sınır kapıları, havaalanı, petrol ve doğalgaz sahaları dahil olmak üzere Suriye'nin kuzeydoğusundaki tüm sivil ve askeri kurumların Suriye devletinin idaresine dahil edilmesini’ öngören bir dizi maddeden oluşan anlaşmadan dört ay sonra gerçekleşti.

Ancak Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi daha sonra anayasal deklarasyon ve çeşitliliği yansıtmadığını söylediği bir hükümetin kurulması nedeniyle Suriye yönetimini eleştirdi. Geçtiğimiz ay Kürt güçleri ‘demokratik ve adem-i merkeziyetçi’ bir devlet talep etmiş, Şam da buna yanıt olarak ülkede ‘bölücü bir gerçeklik dayatma girişimlerini’ reddettiğini açıklamıştı.

Şarku'l Avsat'ın AFP'den aktardığı habere göre  adının açıklanmasını istemeyen bir Kürt kaynak, “SDG liderinin başkanlığındaki bir Kürt heyeti bugün DEAŞ’la Mücadele Uluslararası Koalisyonu (DMUK) temsilcilerinin eşliğinde Şam'a gitti ve şu anda Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera ile görüşüyor. Görüşmede ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack da yer alıyor” ifadelerini kullandı.

Toplantının gündemi hakkında bilgi sahibi olan kaynak, ‘görüşmelerde dört ana dosyanın ele alındığını, bunların Suriye devletinin yapısı, Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi ile Şam hükümeti arasındaki ilişki, ekonomi ve askeri güç olduğunu’ söyledi.

Çatışmaların patlak vermesinden önce onlarca yıl ötekileştirme ve dışlanmaya maruz kalan Kürtler, yeni yönetimin karar alma mekanizmasını merkezileştirme ve kilit unsurları geçiş sürecinin yönetiminden dışlama girişimini eleştiriyor.

Abdi, mayıs sonunda bir televizyon kanalına verdiği röportajda, “Şam ile vardığımız mutabakata bağlıyız ve şu anda uygulama komiteleri aracılığıyla bu anlaşmayı hayata geçirmek için çalışıyoruz” dedi. Abdi ayrıca, tüm bileşenlerin tam haklarla yaşadığı ve hiç kimsenin dışlanmadığı adem-i merkeziyetçi bir Suriye’ye olan bağlılığını vurguladı.

Eş-Şera'nın Şam'a gelişinden kısa bir süre sonra tüm silahlı askeri grupları dağıtacağını açıklamasına rağmen, ABD destekli Kürtler, 2019'da son kalesinden çıkarılana kadar DEAŞ'la mücadelede etkili olduğunu kanıtlayan organize askeri güçlerini korumakta ısrar ediyor.

Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi, Şam'ın ihtiyaç duyduğu büyük petrol ve doğalgaz sahaları da dahil olmak üzere kuzey ve doğu Suriye'nin büyük bölümünü kontrol ediyor.

Suriye Dışişleri Bakanı Esad Hasan eş-Şeybani daha önce Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi ile imzalanan anlaşmanın şartlarının uygulanmasının ‘ertelenmesinin’ ülkedeki ‘kaosu uzatacağı’ uyarısında bulunmuştu.