Karnak Tapınağı’nın sütunlarının ihtişamı, orijinal yazıtları ile geri dönüyor

37 sütunun restorasyonunun tamamlandığı bildirildi.

Luksor'daki Karnak Tapınağı ihtişamıyla göz kamaştırıyor. (Şarku’l Avsat)
Luksor'daki Karnak Tapınağı ihtişamıyla göz kamaştırıyor. (Şarku’l Avsat)
TT

Karnak Tapınağı’nın sütunlarının ihtişamı, orijinal yazıtları ile geri dönüyor

Luksor'daki Karnak Tapınağı ihtişamıyla göz kamaştırıyor. (Şarku’l Avsat)
Luksor'daki Karnak Tapınağı ihtişamıyla göz kamaştırıyor. (Şarku’l Avsat)

Güney Mısır'da kış turizm sezonunun zirvesine gelinmesiyle birlikte Luksor'daki (güney Mısır) Karnak Tapınağı’ndaki Büyük Hipostil Salon, yeniden ihtişamını kazanıyor. Bölge, ziyaretçilerini kabul etmeye başladı. Burada iki yıl önce başlayan kapsamlı restorasyon sürecinden sonra sütunların orijinal desenleri ve renkleri ortaya çıktı.
Mısır Turizm ve Eski Eserler Bakanlığı dün, Eski Eserler Yüksek Konseyi'nin restorasyonu yürüten ekibinin, devasa tarihi tapınaklar için hazırlanan proje kapsamında Karnak Tapınağı’nda yer alan Büyük Hipostil Salon’un 37 sütununu bitirdiğini duyurdu.
Eski Eserler Yüksek Konseyi Genel Sekreteri Dr. Mustafa Veziri konuyla ilgili açıklamasında, ‘restorasyon çalışmalarının Mısır tarafından yapıldığını, tapınağın Büyük Hipostil Salon duvar ve sütunlarında yıllar içinde biriken kir ve kireçlenme temizlenerek, sütunların yazıtlarının ve orijinal renklerinin ilk kez başarıyla ortaya çıkarıldığını’ kaydetti.

Luksor'daki Karnak Tapınağı’nın sütunlarından birinin çizimleri. (Şarku’l Avsat)
Mısır Turizm ve Eski Eserler Bakanlığı, kültür turizmini tanıtmayı amaçlayan bir plan aracılığıyla, özellikle Mısır uygarlığını ve antik eserleri keşfetme tutkusu olan turist gruplarına yönelik çalışmalar yürütüyor. Bakanlık tarafından yapılan açıklamaya göre Mısır turizm açısından en popüler yerlerden biri.
Karnak Tapınağı’ndaki Büyük Hipostil Salon restorasyon projesinin ilk aşaması Temmuz 2021'de başladı. Bu ilk aşamada, 16 sütunun orijinal yazıtlarının restorasyonu ve sergilenmesi tamamlandı.
Büyük Hipostil Salon’nda 21 metre yüksekliğindeki 12 orta sütun dışında çoğu 15 metre yüksekliğinde 134 sütun yer alıyor. Turizm ve Eski Eserler Bakanlığı'nın internet sitesindeki bilgilere göre Büyük Hipostil Salon tarihi, 18. Hanedanlık döneminin 3. Amenhotep (MÖ 1390- 1352) yönetimine, süslemeleri ise 19. Hanedanlık döneminin Kral 1. Seti (MÖ 1294- 1279) ve Ramses 2. (MÖ 1279- 1213) zamanına dayanıyor.
Mısırlı yetkililer, ‘projenin, toz katmanlarıyla kaplı olsalar bile ihtişamını koruyan orijinal sütunların yazıtlarını ve renklerini ortaya çıkardıktan sonra, Karnak Tapınağı’nın ihtişamını geri kazanacağı" görüşünde.



Bilim insanları mavi balina yavrularının sırrını çözmüş olabilir

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters
TT

Bilim insanları mavi balina yavrularının sırrını çözmüş olabilir

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters

Bilim insanları uzun süredir gizemini koruyan mavi balina yavrularının neden nadiren görüldüğü sorusuna nihayet açıklama getirmiş olabilir. Bu gelişme nesli kritik derecede tehlike altında olan türün daha iyi korunmasını sağlayabilir.

Dünyanın en büyük hayvanının tüm insanlık tarihi boyunca doğum yaptığına dair sadece iki örnek kaydedildi ve her ikisi de onlarca yıl öncesine ait.

Binlerce mavi balina okyanuslarda dolaşıyor ve bu dev memeliler her iki ila üç yılda bir doğum yapıyor. Ancak doğumlar çok gizli gerçekleşiyor ve yavrular nadiren görülüyor.

Türdeki yüzde 33-50 gibi yüksek gebelik oranları göz önüne alındığında, mavi balina anne-yavru çiftlerinin görülme oranının ortalama yüzde 3,1 gibi son derece düşük olması bir gizem.

Araştırmacılar bu kadar az yavru görülmesinin muhtemel nedenleri olarak genellikle fetüsün hayatta kalma oranının düşüklüğü, yavrunun hayatta kalma oranının düşüklüğü, doğum oranlarının düşüklüğü ve anneden ayrı düşme gibi nedenlerden şüpheleniyor ve bu da türün hayatta kalmasına dair endişelere yol açıyor.
 

sdfrgt
Meksika'nın Baja eyaletindeki Kaliforniya Körfezi'nde anne ve yavru mavi balina birlikte yüzüyor (Diane Gendron/Centro Interdisciplinario de Ciencias Marinas)

Endangered Species Research adlı akademik dergide yayımlanan yeni çalışma, mavi balina yavrularının neredeyse hiç görülmemesinin temel nedeninin, araştırmacıların hayvan topluluklarını incelemek için yaz mevsimini tercih etmesi olabileceğini belirtiyor.

Washington Üniversitesi'nden çalışmanın ortak yazarı Trevor Branch, yavruların sonbahar ve kış aylarında doğduğunu ve beslenme alanlarına dönmeden önce sütten kesildiğini söylüyor.

Mavi balinalar yaz aylarında Kaliforniya açıklarındaki gibi krilin bol olduğu daha soğuk bölgelerde beslenmek için göç ediyor. Kışın doğum yapmaya hazır olduklarında Kaliforniya Körfezi ve doğu tropikal Pasifik gibi daha sıcak bölgelere geri dönüyorlar.

Doğduktan 7 ay sonra, 16 metreden uzun olan yavrular sütten kesiliyor ve anneleriyle ilişkilerini koparıyor. Dr. Branch, "Mavi balinalar yazın beslenme alanlarından ayrıldıktan kısa süre sonra yavru doğurur ya da doğum yapar ve 7 ay sonra, geri dönmeden hemen önce yavrularını sütten keser" diye açıklıyor.

Bu durum, yaz aylarında saha çalışmaları yürüten çoğu araştırmacının neden mavi balina annelerini yavrularıyla birlikte nadiren gördüğünü açıklıyor.

Dr. Branch, "Bu yeni fikir, bazı mavi balina popülasyonlarının neden çok az sayıda yavru ürettiğine dair alternatif bir açıklama sunuyor: Bunun nedeni yavru doğurmadaki başarısızlık değil, bu popülasyonlardaki saha çalışmalarının anlaşılabilir bir şekilde kolay erişilebilir yaz beslenme alanlarında yoğunlaşması" diyor.

Son araştırma için Dr. Branch saha çalışmalarından elde edilen verileri ve geçmişteki balina avcılığı kayıtlarından elde edilen biyolojik bilgileri birleştirip değerlendirdi. Analiz, kış bölgelerinde tespit edilen yavruların oranının daha yüksek olduğunu ortaya koydu.

Dr. Branch, "Bu sonuçlar, kayıp mavi balina yavrularının gizeminin büyük ölçüde annelerin yazın beslenme alanlarından ayrıldıktan hemen sonra yavrulaması ve dönüşlerinde sütten kesilmesiyle açıklanabileceğini gösteriyor" diye belirtti.

Çalışma ayrıca, mavi balinaların kış ve ilkbaharda seyahat ettiği bölgelerde yoğunlaşan saha çalışmaları sırasında daha fazla sayıda yavrunun görülebileceğini öne sürüyor.

Dr. Branch, "Yaz beslenme alanları için kavramsal model, Güney Yarımküre'de kasımdan şubata ve Kuzey Yarımküre'de mayıstan ağustosa kadar mevsim ilerledikçe hızla azalan oranlar öngörüyor" diyor.

Deniz biyoloğu bu fikri her bölgede aylara göre saha verileriyle ve aylara göre yavru büyüklüğü tahminleriyle test etmeye hazırlanıyor.

Independent Türkçe