Mısır’da ekmek fiyatına ilişkin tartışma sürüyor

Hükümet, ekmek fiyatının aynı kalacağını duyurdu.

Fotoğraf (Reuters)
Fotoğraf (Reuters)
TT

Mısır’da ekmek fiyatına ilişkin tartışma sürüyor

Fotoğraf (Reuters)
Fotoğraf (Reuters)

Mısır’da halk bundan 46 yıl önce, Ocak 1977’denadir görünen bir hareketle sokaklara dökülerek söz konusu dönemde ‘ekonomik açılım politikası’ olarak bilinen fiyat serbestleştirme süreci sebebiyle bazı emtia fiyatlarında yaşanan artışa tepki göterdiler. Bu olay, Mısır siyasi literatürüne ‘ekmek ayaklanması’ olarak geçti.
Bu olayların yıl dönümüyle eş zamanlı olarak bugün yine ekmeğin fiyatı halk ve hükümet çevrelerinde tartışma konusu haline geldi. Bakanlar Kurulu, sübvansiyonlu ekmek fiyatının 5 kuruşa sabitlendiğini duyurdu. Bu duyuru, ülkede gideren artan bir fiyat krizinin ortasında, hükümetin ekmeğin birimi fiyatını değiştirmeye yönelik incelemelerin başladığını açıklamasından yaklaşık bir yıl sonra yapıldı.
Mısır Bakanlar Kurulu Başkanı Mustafa Medbuli çarşamba akşamı yaptığı basın açıklamasında şunları söyledi:
“Buğday teşviki için devletin belirlediği rakam 38 milyar cuneyh civarındaydı. Bu kararın süresi bitecek ve bu yıl buğdayda sübvansiyon 95 milyar liraya ulaşacak. Söz konusu veriler, devletin bu yükü omuzlarında taşımaya çalışırken dünyanın yaşadığı olağanüstü koşulları da anlayarak, ekmeği fiyatına çok fazla müdahale etmeden vatandaşa sağlama çabasını ortaya koyuyor.”
Mısır Tedarik ve İç Ticaret Bakanı Ali el-Muselhi’nin açıklamalarına göre Mısır yılda 93 milyar ekmek üretiyor. Bakan “Bir ekmeğin maliyeti yaklaşık 85 kuruş. Vatandaş sübvansiyonlu ekmeği 5 kuruşa alıyor” dedi. Tedarik Bakanlığı’nın istatistiklerine göre sübvansiyonlu ekmekten yararlanan karne sahibi Mısırlıların sayısı yaklaşık 71 milyon.
Resmi istatistiklere göre nüfusunun yaklaşık üçte birinin ‘yoksulluk sınırının altında’ olduğu ülkede, ekmeğin biriminin fiyatlandırılması konusu büyük endişe yarattı. Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, ekmeğin fiyatlandırılması konusunda, Ağustos 2021’de yaptığı açıklamada “Ekmeğin fiyatına zam yapılması zamanı geldi ve 20 somunun fiyatının bir sigara fiyatına eşit olması mantıksız” dedi.
Buna açıklamaya rağmen Sisi’nin ekmeğin yeniden fiyatlandırılması çağrısı cevapsız kaldı. Hükümet, fiyatlandırılma senaryolarını incelemeye yönelik bir plan açıkladı. Ancak sonrasında ülkenin buğday ithalatını büyük ölçüde etkileyen Rusya-Ukrayna savaşı başladı. Yetkililer, hükümetin ekmeğin fiyatını belirlemesi konusunda güvenceler verdi. Bu kişilerden biri de Tedarik Bakanı Birinci Yardımcısı İbrahim Aşmavi’ydi. Aşmavi çarşamba akşamı televizyondan şu açıklamada bulundu:
“Şu an ekmek fiyatında bir değişiklik yok. Devlet, ekmek sistemine 90 milyar lira sübvansiyon verirken yeni bütçede sübvansiyon artarak 400 milyar lirayı geçecek. Karne sistemine destek ise yıllık 150 milyar lirayı buluyor.”
Mısırlı ekonomist Dr. Vail en-Nehhas Şarku’l Avsat’a şu değerlendirmede bulundu:
“Hükümetin sübvansiyonlu ekmeğin fiyatını (geçici olarak) sabit tutma düşüncesi ve bunun neden olduğu tartışma, konuyla ilgili olarak yetkililer tarafından gündeme getirilen eğilimin varlığını ortadan kaldırmıyor. Mısır, Uluslararası Para Fonu ile yaptığı anlaşmaya göre, emtia sübvansiyonlarını hafifleten daha fazla politika uygulayacak. Bu IMF’nin akaryakıt sübvansiyonlarından bahseden son açıklamasında da net bir şekilde görülüyor. Ayrıca ekmek sübvansiyonlarının yanı sıra nakit desteği de aynı yoldan geçebilir.”
Ekmeğin fiyatı uzun yıllar sonra ilk kez, 1968 yılında Cumhurbaşkanı Cemal Abdülnasır döneminde 5 milyemden bir kuruşa çıkmıştı. Bu fiyat 1977'de eski Cumhurbaşkanı Enver Sedat döneminde zam girişiminin başarısızlıkla sonuçlanması ve ekmek isyanının patlak vermesinin ardından yaklaşık 16 yıl sabit kaldı. 1984 yılında ekmeğin fiyatı 2 kuruşa çıktı ve 3 yıl sabit kaldı. Sonrasında ekmek fiyatı 1988 yılında 5 kuruşa çıktı ve o zamandan bu yana aynı fiyatlandırma uygulanıyor.



Trablus'taki çatışmalar, Dibeybe'nin Libya'daki nüfuzunun arttığını gösteriyor

Libya güvenlik güçleri, Trablus'un Ebu Selim bölgesinde gece boyunca yaşanan çatışmaların ardından geri alınan bir polis karakolunu koruyor (AFP)
Libya güvenlik güçleri, Trablus'un Ebu Selim bölgesinde gece boyunca yaşanan çatışmaların ardından geri alınan bir polis karakolunu koruyor (AFP)
TT

Trablus'taki çatışmalar, Dibeybe'nin Libya'daki nüfuzunun arttığını gösteriyor

Libya güvenlik güçleri, Trablus'un Ebu Selim bölgesinde gece boyunca yaşanan çatışmaların ardından geri alınan bir polis karakolunu koruyor (AFP)
Libya güvenlik güçleri, Trablus'un Ebu Selim bölgesinde gece boyunca yaşanan çatışmaların ardından geri alınan bir polis karakolunu koruyor (AFP)

 

Trablus'ta gece saatlerinde rakip silahlı gruplar arasında çıkan şiddetli çatışmalarda en az altı kişi ve güçlü bir silahlı grubun lideri öldürüldü. Çatışmalar dün salı günü şafak vakti “istikrarın yeniden sağlandığının” duyurulmasıyla sona erdi.

Acil Durum ve Tıp Merkezi salı günü yaptığı açıklamada, “Güney Trablus'taki yoğun nüfuslu Ebu Selim bölgesi civarındaki çatışmaların yaşandığı yerden altı kişinin cesedinin çıkarıldığını” söyledi.

Pazartesi günü başlayan ve saatlerce süren, makineli tüfekler ve roketatarlar da dahil olmak üzere ağır silahların kullanıldığı çatışmalarda başka olası can kayıpları ve yaralanmalar bildirilmedi.

Yerel medya araçları Ganiva lakaplı Abdulgani el-Kikli’nin öldürüldüğünü bildirdi. İstikrarı Destekleme Birimi Başkanı olan Kikli, 2011'den bu yana Trablus'un önemli bölgelerini kontrol eden en önemli silahlı grupların kilit liderlerinden biri.

Muhammed el-Menfi başkanlığındaki Başkanlık Konseyi'ne bağlı gibi görünen İstikrarı Destekleme Birimi, İçişleri ve Savunma Bakanlıkları tarafından güvenliğinin sağlanması gereken devlet kurumları ve hayati öneme sahip tesisler üzerinde kontrolünü zorla dayatan en önemli silahlı gruplardan biri.

AFP'nin doğruluğundan emin olamadığı görüntüler, Kikli'nin yerde yattığını ve yakın mesafeden vurulduğu gösteriyor.

Analist Celal Harşavi, Ganiva'nın yeğeninin, “Trablus'taki silahlı grupların en güçlü ve etkili liderlerinden biri” olan adamın pusuya düşürüldüğünü söylediğini aktardı.

Harşavi, “Kikli’nin bankalar, telekomünikasyon, idareler ve hatta üst düzey diplomatik görevler gibi kilit pozisyonlara kendisine sadık kişileri atayabildiğini” açıkladı.

Salı günü okullar ve Trablus Üniversitesi güvenlik önlemleri kapsamında ikinci bir duyuruya kadar eğitime ara verdiler. Daha sonra Üniversite çarşamba gününden itibaren eğitime yeniden başladığını duyurdu. İçişleri Bakanlığı, “Vatandaşlar ile memurlara işlerine dönme” çağrısı yaparak, durumun “güvenli ve istikrarlı” olduğunu vurguladı.

Pazartesi akşamı uçaklar Trablus Havalimanı'ndan başkentin 200 kilometre doğusunda bulunan Misrata'daki güvenli bir yere nakledildi ve çok sayıda uçuş bu şehre yönlendirildi. Daha sonra havalimanına uçuşlar yeniden başlatıldı ve Mitiga Uluslararası Havalimanı hava sahası da açıldı.

Nüfuz haritasındaki değişim

Pazartesi akşamı Libya'nın başkentinde güçlü bir silahlı grubun liderinin öldürülmesi, saatlerce süren şiddetli çatışmalara ve grubunun kalesinden çıkarılmasına yol açtı. Bu durum, Trablus hükümetiyle ittifak halindeki silahlı grupların nüfuzunun güçlenmesiyle sonuçlanabilir.

Yıllardır Trablus'un geniş bir bölümünü kontrol eden Kikli'nin öldürülmesi, bundan daha geniş bir bölgenin istikrarı açısından da sonuçlar doğurabilir.

Libya önemli bir enerji ihracatçısı olup uzun süredir rakip doğulu ve batılı silahlı gruplar arasında bölünmüş durumda. Akdeniz'i geçerek Avrupa'ya ulaşmak isteyen göçmenler için bir hareket noktası ve bölgedeki rakip güçlerin mücadele alanı konumunda. Libya çatışması Rusya, Türkiye, Mısır ve BAE'yi de kendine çekti.

Kikli'nin öldürülmesinin ardından Ulusal Birlik Hükümeti, Başbakan Abdulhamid Dibeybe'nin düzensiz silahlı gruplar olarak adlandırdığı gruplara karşı güvenlik operasyonunun tamamlandığını duyurdu. Kikli'ye bağlı militanlar cezaevlerini yönettiler ve bakanlıklarda, devletin mali kuruluşlarında görevler üstlendiler.

Avrupa Dış İlişkiler Konseyi'nden Tarık Megerisi, “Ganiva, Trablus'un fiilen kralıydı. Takipçilerinin bir kısmı İç Güvenliği kontrol ederken, diğer bir kısmı da Merkez Bankası'ndan yapılan nakit transferlerinin dağıtımını kontrol ediyorlardı. Ayrıca birçok kamu şirketi ve bakanlık da kontrolleri altındaydı” dedi.

Trablus'ta otoritenin güçlenmesi, son yıllardaki kendisini zorla görevden alma girişimlerinin ardından Türkiye'nin müttefiki ve Ulusal Birlik Hükümeti'nin Başkanı Dibeybe’yi de güçlendirecek. Aynı zamanda Doğu Libya'daki silahlı gruplarla kapsamlı çatışmadaki pozisyonunu destekleyecek.

Dibeybe liderliğindeki Ulusal Birlik Hükümeti'ne bağlı silahlı gruplar, Kikli başkanlığındaki İstikrarı Destekleme Birimi'nin uzun süredir elinde tuttuğu bölgeleri ve üsleri hızla ele geçirdi. Ele geçirilen bölgeler arasında örgütün kalesi olan Ebu Selim bölgesi de yer alıyordu.

Kikli'nin devrilmesiyle birlikte Savunma Bakanlığı'na bağlı ve Dibeybe ile müttefik grupların, özellikle de Mahmud Hamza komutasındaki 444. Tugay ile 111. Tugay ve Misrata'dan gelen Ortak Harekât Gücü’nün daha büyük bir rol üstlenmesi mümkün.

Dibeybe'nin müttefiklerinin birleşmesi, Batı Libya'nın, komutan Halife Hafter'in on yıl önce rakiplerini tasfiye ederek ve diğer grupları kendi kontrolüne girmeye zorlayarak iktidarı ele geçirdiği Doğu Libya’ya benzemesine yol açabilir.

Atlantik Konseyi araştırmacılarından İmadeddin Badi, “Bu, Trablus'ta daha önce görülmemiş düzeyde bir saha kontrolünün önünü açıyor ve silahlı grupların sayısının azaltılmasını sağlıyor” dedi.

Libya, Muammer Kaddafi rejiminin 2011 yılında devrilmesinden bu yana bölünmelerle boğuşuyor. Ülke iki hükümet tarafından yönetiliyor: Biri uluslararası toplum tarafından tanınan ve Abdulhamid Dibeybe başkanlığındaki Trablus'taki hükümet, diğeri ise doğuda Usame Hamad’ın başkanlık ettiği ve Meclis ile Mareşal Halife Hafter tarafından desteklenen hükümet.