Otoparkta bulunan çivava, yaşayan en yaşlı köpek unvanını ele geçirdi

"Dünyanın en yaşlı köpeği olma ihtimalini hiç kimse düşünmemişti"

Yaklaşık 23 santimetre uzunluğundaki Spike 5,8 kilo (Guinness Dünya Rekorları)
Yaklaşık 23 santimetre uzunluğundaki Spike 5,8 kilo (Guinness Dünya Rekorları)
TT

Otoparkta bulunan çivava, yaşayan en yaşlı köpek unvanını ele geçirdi

Yaklaşık 23 santimetre uzunluğundaki Spike 5,8 kilo (Guinness Dünya Rekorları)
Yaklaşık 23 santimetre uzunluğundaki Spike 5,8 kilo (Guinness Dünya Rekorları)

Yaşayan en yaşlı köpek unvanı bir kez daha el değiştirdi. ABD'nin Ohio eyaletinde yaşayan çivava cinsi Spike, Guinness Dünya Rekoru'nun yeni sahibi oldu. Guinness Dünya Rekorları'ndan dün yapılan açıklamada, Spike'ın 7 Aralık itibarıyla 23 yaş 43 günlük olduğu kaydedildi.
Spike böylece 22 yaşındaki Gino'yu tahtından etti.
Spike'ın sahibi Rita Kimball, köpeği Ağustos 2009'da bir marketin otoparkında bulduğunu ifade etti. Spike'ı epey kötü durumda bulduğunu söyleyen Kimball, köpeğin buna rağmen arabanın kapısını açar açmaz içeri girdiğini kaydetti:
"Spike sanki nereye gittiğimizi biliyormuş gibi hemen içeri atladı ve koltuğa oturdu."
Kimball, Jimmy Fallon'ın The Tonight Show'da bir dönem yaşayan en yaşlı köpek seçilen Pebbles'tan bahsetmesiyle Spike'ın rekorun sahibi olabileceğini fark ettiğini açıkladı:
"Ailemizin çoğu üyesi Spike'ın yaşlı olduğunu biliyordu. Ama dünyanın en yaşlısı olma ihtimalini düşünmemişlerdi. Rekorla birlikte onu bir ünlü olarak görüyorlar."
Kimball, köpek sahiplerine hayvanlar için sağlıklı bir beslenme programı hazırlamalarını, onlara günlük egzersiz yaptırmalarını ve hayvanları sevgiye boğmalarını tavsiye etti.
 
Independent Türkçe, The Telegraph, New York Post



Azteklerin geniş ticaret ağı ortaya çıktı

Silah olarak ya da inşaatlarda kullanılan obsidyenin Aztek İmparatorluğu'na farklı bölgelerden geldiği tahmin ediliyor (INAH)
Silah olarak ya da inşaatlarda kullanılan obsidyenin Aztek İmparatorluğu'na farklı bölgelerden geldiği tahmin ediliyor (INAH)
TT

Azteklerin geniş ticaret ağı ortaya çıktı

Silah olarak ya da inşaatlarda kullanılan obsidyenin Aztek İmparatorluğu'na farklı bölgelerden geldiği tahmin ediliyor (INAH)
Silah olarak ya da inşaatlarda kullanılan obsidyenin Aztek İmparatorluğu'na farklı bölgelerden geldiği tahmin ediliyor (INAH)

Orta Amerika'daki obsidyen eşyaların kökenini araştıran arkeologlar, Aztek İmparatorluğu'nun geniş ticaret ağını ortaya çıkardı. 

Aztek İmparatorluğu'nun obsidyeni geniş çapta kullandığı biliniyor. Sıradan çelikten daha sert olan bu volkanik cam, jiletten daha keskin kenarlara ve aynaları andıran yansıtma özelliğine sahip olabiliyor. Ayrıca farklı renklerde oluşması, bu mineralin silahlardan takılara kadar çeşitli alanlarda kullanılmasına olanak tanıyor.

Bugüne kadar Azteklere ait arkeolojik kazı alanlarında yapılan çalışmalarda çok fazla obsidyen eşya bulunsa da bunların nereden geldiği detaylıca incelenmemişti. 

Bulguları hakemli dergi PNAS'te dün (12 Mayıs) yayımlanan çalışmada, Aztek İmparatorluğu'nun başkenti Tenoçtitlan'ın ana tapınağı Templo Mayor'dan çıkarılan 788 obsidyen obje analiz edildi. Araştırma bugüne kadar bölgede yapılan en kapsamlı obsidyen çalışması olma özelliği taşıyor.

Örneklerin yaklaşık yüzde 90'ının başkentin 94 kilometre kadar kuzeydoğusundaki Sierra de Pachuca'dan çıkarıldığı tespit edildi. Bu bölge, yeşil ve altın rengi volkanik camlarıyla biliniyor.

Ancak nesnelerin geri kalanındaki mineral, 7 farklı bölgeden geliyordu. Araştırmacılar Ucareo gibi bazı bölgelerin, imparatorluğun sınırlarının dışında yer aldığını belirtiyor.

Aztek İttifakı kurulmadan önce Tenoçtitlan'ın obsidyeni çoğunlukla yakındaki Pachuca'dan temin ettiği görülüyor. Ancak MS 1430 civarında imparatorluğun güçlenmesinden sonra başkente rakip devletlerden daha çok obsidyen girdiği anlaşılıyor.

Araştırmacılar ayrıca bu dönemde dini amaçlarla kullanılan obsidyenin neredeyse tamamının Pachuca'dan geldiğini saptadı. Bu durum merkezi kontrolün artarak dini alanı tek tipleştirdiği anlamına gelebilir.

Tulane Üniversitesi'nden makalenin başyazarı Diego Matadamas-Gomora "Meksikalılar yeşil obsidyeni tercih etse de çoğunlukla ritüel dışı amaçlarla kullanılan obsidyen eserlerdeki yüksek çeşitlilik, birden fazla kaynaktan gelen obsidyen aletlerin, imparatorluğun başkentine doğrudan madenler yerine pazar yoluyla ulaştığını düşündürüyor" diyor.

Tarihi belgeler de Orta Amerika'nın çeşitli bölgelerinden gelen tüccarların, Tenoçtitlan pazarında mallarını sattığını gösteriyor.

Araştırmacılar makalede şu ifadeleri kullanıyor:

En az 7 obsidyen kaynağının varlığı, Meksikalıların bu dönemde ticari etkileşimlerini genişlettiğine işaret ediyor.

Araştırmacılar, Aztek obsidyeninin kökenlerini inceleyerek Orta Amerika'daki ticari ağların daha net bir haritasını çıkarmayı umuyor.

Matadamas-Gomora yeni çalışma hakkında "Bu tür bir analiz imparatorluk topraklarının, siyasi ittifakların ve ticari ağların zaman içinde nasıl geliştiğinin izini sürmemizi sağlıyor" diyor.

Independent Türkçe, Science Alert, Phys.org, PNAS