Türkiye'de Suriyelilerin vatandaşlığa alınması yeniden gündem konusu

Türkiye’de yaşayan Suriyelilerin vatandaşlık başvuruları seçim sürecinde iktidar ve muhalefet arasında bir kart olarak gündeme alınıyor

AA
AA
TT

Türkiye'de Suriyelilerin vatandaşlığa alınması yeniden gündem konusu

AA
AA

Türkiye’deki Suriyeli mültecilerin ülkelerine dönüşü meselesi, Ankara ile Esed rejimi arasında uzun süredir istihbarat servisleri düzeyinde gerçekleşen yakınlaşma görüşmelerinde ana gündem maddesi. Konu ayrıca Moskova’da 28 Aralık’ta Türkiye, Suriye ve Rusya savunma bakanları ve istihbarat şeflerinin üçlü toplantısında ve bunu takip eden görüşmelerde gündeme getirildi. Aynı mesele yaklaşan cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimleriyle Türkiye’deki iç siyaset arenasında da kendisini dayatıyor.
Türkiye’de Suriyelilere hizmet vermek için çalışan gruplar, son iki ayda binlerce kişinin Türkiye makamlarından vatandaşlığa kabul dosyalarını rafa kaldıranlara karşı ‘Göç İdaresi Başkanlığı’na gitme’ çağrıları yapılan mesajlar aldığını belirtiyor.
Türkiye’de yaşayan Suriyelilerin kurdukları sosyal medya sayfaları, çok sayıda şehirde binlerce kişiye gelen mesajların içeriğine ilişkin bir dizi soruyla doldu. Bazıları, incelemeye gittiklerini ve kendilerine ‘dosyalarını tamamlama, yeniden kabul veya üçüncü ülkelerde yerleştirme’ arasında seçim yapma teklif edildiğini belirtti.
Mart 2019’da tanık olduğu yerel seçimler öncesinde ve geçen Mayıs ayına kadar Suriyelilere istisnai vatandaşlık verilmesine ilişkin binlerce dosya, Türkiye’deki Göç ve Nüfus İdarelerinin internet sitesinden kaldırılmıştı. Binlerce Suriyelinin sosyal medya organları üzerinden şikâyet ettiğine göre bazı Suriyeliler, vatandaşlık için başvurdu, ancak işlemleri 3 yılı aşkın süredir devam ediyor. Ancak daha sonra dosyaları birdenbire ve gerekçe gösterilmeden resmi web sayfalarından kaldırıldı ve bazı Suriyeliler, henüz karara bağlanmamış itiraz talepleri sundu.
Türkiye muhalefeti, hükümetin bir milyondan fazla Suriyeli mülteciyi yerel seçimlerde iktidardaki Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) lehine oy kullanmaları için vatandaşlığa aldığını iddia ediyor. Bu iddialar, Haziran 2018’deki erken cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimlerinden bu yana bazı muhalefet partileri tarafından dillendirilmeye devam ediyor. Ancak Türkiye İçişleri Bakanlığı, vatandaşlığa kabul edilen Suriyelilerin toplam sayısının 300 bini geçmediğini ve bunun, herhangi bir seçimin sonucunu hiçbir şekilde etkileyemeyecek bir sayı olduğunu açıkladı.
İstanbul’da Suriyeli mültecileri destekleyen bazı hukukçular, daha önce kaldırılan dosyaların yeniden etkinleştirilmesinin yasal itiraz taleplerine yanıt olarak geldiğini ve Türkiye’de 17 Mayıs’ta yapılması planlanan cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimleriyle hiçbir ilgisi olmadığını belirtti.
Hukukçular, göçmenlik ve mültecilerin kabulü konusunda Türkiye ile Avrupa Birliği (AB) arasındaki gerilim çerçevesinde vatandaşlığa kabul dosyasının bir baskı aracı olarak kullanıldığına dikkat çektiler. Türkiye, iki taraf arasında 18 Mart 2016’da imzalanan Göç ve Mülteci Geri Kabul Anlaşması'na göre AB’nin maddi desteği karşılığında göçmenleri kabul etmeyi ve Suriyelilerin akışını sınırlamayı kabul etmişti.
Vatandaşlık için başvuran 15 bin Suriyelinin dosyasının kaldırıldığı belirtilirken, İçişleri Bakanlığı’na bağlı Nüfus Müdürlüğü ise bunu yalanlıyor. Müdürlük, ‘ulusal güvenlik, kamu düzeni ve adayın terörle bağlantısının olmaması’ da dahil vatandaşlık verilirken dikkate alınan kriterler olduğunu vurgularken, bu kriterlerin vatandaşlığı aldıktan sonra bile iptal için bir gerekçe olabileceğine dikkati çekiyor.
Öte yandan aktivistler, binlerce Suriyelinin, vatandaşlığa kabul sürecini yeniden başlatmak için mahkeme kararı aldığını ve artık yetkili makamların bu kararları uygulamak zorunda olduğunu söylüyor.
Göç İdaresi Başkanlığı kaynakları ise askıya alınan dosyaların yeniden aktifleştirilmesi durumunun, yalnızca dosyaları yasa dışı bir şekilde veya doğrulanamayan bir nedenle kaldırılanları kapsadığını duyurdu.

Vatandaşlık süreci nasıl işliyor?
Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre uluslararası hukuk ve Türkiye yasalarına göre geçici koruma altındaki Suriyeliler, İçişleri Bakanlığı tarafından aday gösterilerek ve dosyalarını Göç İdaresi’ne teslim ederek istisnai vatandaşlık başvurusunda bulunabiliyor. Daha sonra dosya, Nüfus Müdürlüğü’ne aktarılıyor ve burada vatandaşlık verilene kadar 8 araştırma ve doğrulama aşamasından geçiyor.
İstisnai vatandaşlık almak takdire bağlı. Başvuru sahibi, vatandaşlığın alınabileceği hallerde kanunda belirtilen kriterleri taşımalı ve vatandaşlığa kabul sadece idari bir işlem olmamalı.
Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü’nün geçen yıl başında yaptığı açıklamaya göre, Türkiye’de geçici koruma kapsamında kayıtlı 3 milyon 528 bin 835 Suriyeli arasında Türk vatandaşlığına geçen Suriyeli sayısı 221 bin 671’e ulaştı.
Türkiye’deki Suriyeli mülteciler meselesi, seçim sürecinde siyasi polemiğe dönüşmüş ve insani niteliğinden uzaklaşmış durumda. Öyle ki zor ekonomik durum, iktidar partisinin konuyu muhalefetin elinden alma girişimi ve bunu Esed rejimi ile normalleşmeyi amaçlayan görüşmelerde ana dosyalardan biri haline getirmesine karşı Türkiye muhalefeti, yaklaşan seçimlerde Erdoğan’a ve iktidardaki AKP’ye baskı yapmak için bu meseleyi kullanıyor.

Suriyelilerin iadesi
Türkiye’nin ana muhalefet partisi olan Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, bir kez daha muhalefetin seçimleri kazanması halinde Suriyelileri iki yıl içinde ülkelerine göndereceğini vaat etti. Geçen perşembe günü İstanbul’dan sonra en çok Suriyelinin yaşadığı illerden biri olan Türkiye’nin güneydoğusundaki Gaziantep’te vatandaşlarla yaptığı görüşmede Kılıçdaroğlu, “Beraber mücadele vermezsek başarılı olamayız. Bir devlet bir kişiye teslim edilemez. Dünyada örneği yoktur. Devleti bir kişiye teslim ettik, yarın sabah ne olacağız belli değil. Gaziantep bu bölgenin en güçlü illerinden birisi. Sanayisi ve tarımı güçlü bunu da biliyorum. Sadece Gaziantep'te çok sayıda işsizin olduğunu biliyorum. 500 bini aşkın Suriyeli kardeşimiz var burada” açıklamasında bulundu.
CHP Genel Başkanı, “Bu Suriye politikası yanlış mı doğru mu? Bizim Suriye ile ne kavgamız vardı. Niye Suriye’ye girdik biz. Emevi Camisi’nde 24 saatte namaz kılacaklardı. 24 saatte gireceklerdi. 3 milyon 600 bin Suriyeli geldi. Burada yaşayan Suriyeli sayısının 500 bin olduğu söyleniyor. Kimin ne yaptığı belli değil. Biz karnımızı doyurduk, şimdi onların karnını doyuracağız. Onları en geç 2 yıl içerisinde onların iradesiyle Suriye’ye göndereceğiz. Hepsi gidecek, göndereceğiz” dedi.
CHP, geçen ay ‘Sana rakip olmak için geliyorum ey dünya. Türkiye senin mülteci kampın olmayacak’ sloganıyla yeni bir kampanya başlattı. Başkent Ankara ve İzmir’in yanı sıra ülkedeki yaklaşık 3,7 milyon Suriyelinin 500 binden fazlasının yaşadığı İstanbul başta olmak üzere birçok şehirdeki sokaklara bu sloganı taşıyan pankartlar asıldı.
Pankartlarda, kampanyanın ana sloganına ek olarak, Türkiye ile AB arasında 18 Mart 2016’da imzalanan geri kabul anlaşmasından çekilme sözü de yer aldı.
Söz konusu pankartlarda, ‘İki yıl içinde mültecilerle vedalaşacağız’ ve ‘Sınırlarımızın kontrolünü yeniden sağlayacağız’ yazdığı da görüldü.
Öte yandan Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi Genel Başkanı Ali Babacan da dahil siyasetçiler ve hukukçular, mültecilerin dönüşü için bir süre belirlemenin mümkün olmadığını söylerken, “Çünkü zorla geri gönderilemezler ve seçim atmosferinde bu konu, siyasi bir gösteriden başka bir şey değildir” dedi.



Netanyahu, Refah'taki patlamada bir subayın yaralanmasının ardından Hamas'ı tehdit etti

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (Reuters)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (Reuters)
TT

Netanyahu, Refah'taki patlamada bir subayın yaralanmasının ardından Hamas'ı tehdit etti

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (Reuters)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (Reuters)

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu bugün yaptığı açıklamada, Refah'ta bir İsrail ordu subayının patlayıcı cihazla yaralanmasının ardından Hamas'ın Gazze Şeridi'ndeki ateşkes anlaşmasını ihlal ettiğini söyledi.

Netanyahu, Hamas'ın "iktidardan uzaklaştırılması, silahsızlandırılması ve aşırıcılığın ortadan kaldırılması"nı içeren ateşkes anlaşmasına uyması gerektiğini belirterek, hareketin silahsızlanmayı açıkça ve sürekli olarak reddetmesinin "açık ve devam eden bir ihlal" olduğunu vurguladı.

Netanyahu açıklamasında, "İsrail, askerin yaralanmasına neden olan hareketin ihlallerine karşılık verilecektir" uyarısında bulundu.

Gazze Şeridi'ndeki ateşkes anlaşması geçen ekim ayında yürürlüğe girmişti ve ABD Başkanı Donald Trump yönetimi, Hamas'ın silahsızlandırılmasını da içermesi beklenen anlaşmanın ikinci aşamasına geçmeyi hedefliyor.

Anlaşmanın ikinci aşaması, İsrail'in Gazze'nin bazı bölgelerinden daha fazla çekilmesini, uluslararası bir istikrar gücünün konuşlandırılmasını ve Trump liderliğindeki "barış konseyini" içeren yeni bir yönetim yapısının uygulanmasını içeriyor.Şarku’l Avsat’ın aldığı bilgiye göre planlanan uluslararası gücün, şu anda İsrail askeri kontrolü altında bulunan Gazze Şeridi'nin bir bölümüne konuşlandırılması bekleniyor.


Hamas, Ankara'ya Gazze anlaşmasının ikinci aşamasına geçmek için gereken şartları yerine getirdiğini bildirdi

Gazze Şeridi'nin merkezindeki Deyr el-Belah'ta, yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan geçici bir kampta bir kadın çadırının yanında oturuyor (AP)
Gazze Şeridi'nin merkezindeki Deyr el-Belah'ta, yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan geçici bir kampta bir kadın çadırının yanında oturuyor (AP)
TT

Hamas, Ankara'ya Gazze anlaşmasının ikinci aşamasına geçmek için gereken şartları yerine getirdiğini bildirdi

Gazze Şeridi'nin merkezindeki Deyr el-Belah'ta, yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan geçici bir kampta bir kadın çadırının yanında oturuyor (AP)
Gazze Şeridi'nin merkezindeki Deyr el-Belah'ta, yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan geçici bir kampta bir kadın çadırının yanında oturuyor (AP)

Türk Dışişleri Bakanlığı'ndan bir kaynak Reuters'e verdiği demeçte, Bakan Hakan Fidan'ın bugün Ankara'da Hamas'ın siyasi büro yetkilileriyle bir araya gelerek Gazze Şeridi'nde ateşkesi görüştüğünü ve anlaşmanın ikinci aşamasına geçilmesini ele aldığını söyledi.

Kaynak, Hamas yetkililerinin Fidan'a anlaşmanın şartlarını yerine getirdiklerini bildirdiğini, ancak İsrail'in anlaşmanın bir sonraki aşamasına geçişi engellemek için Gazze'yi hedef almaya devam ettiğini ifade etti.

Kaynak, Hamas yetkililerinin Gazze Şeridi'ne giren insani yardımın yetersiz olduğunu ve ilaç, barınma ekipmanı ve yakıt gibi hayati öneme sahip mallara acil ihtiyaç duyulduğunu söylediklerini de belirtti.


Suriye Dışişleri Bakanı Şeybani: Suriye-Rusya ilişkileri yeni bir döneme giriyor

Suriye Dışişleri Bakanı Esad Şeybani ile Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Moskova’da daha önce gerçekleştirilen görüşmeden bir kare (AP)
Suriye Dışişleri Bakanı Esad Şeybani ile Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Moskova’da daha önce gerçekleştirilen görüşmeden bir kare (AP)
TT

Suriye Dışişleri Bakanı Şeybani: Suriye-Rusya ilişkileri yeni bir döneme giriyor

Suriye Dışişleri Bakanı Esad Şeybani ile Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Moskova’da daha önce gerçekleştirilen görüşmeden bir kare (AP)
Suriye Dışişleri Bakanı Esad Şeybani ile Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Moskova’da daha önce gerçekleştirilen görüşmeden bir kare (AP)

Suriye Dışişleri ve Gurbetçiler Bakanı Esad Şeybani, Suriye-Rusya ilişkilerinin karşılıklı saygıya dayalı yeni bir döneme girdiğini belirtti.

Şeybani, Moskova’da Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ile yaptığı görüşmede, “Suriye’nin yeniden imarını tamamen ulusal bir iradeyle sürdürmeye kararlıyız ve tüm taraflarla dengeli ilişkiler kurmayı hedefliyoruz” dedi. Şeybani ayrıca, “Ekonomik durumu iyileştirmek için Suriye’ye yatırımlar çekmek üzere çalışıyoruz” ifadesini kullandı.

efrty7u
Geçtiğimiz temmuz ayında Moskova’da, Rusya Dışişleri Bakanlığı binasında Suriye Dışişleri Bakanı Esad Şeybani ile Rus mevkidaşı Sergey Lavrov arasında yapılan müzakere oturumundan bir kare (DPA)

Lavrov ise görüşmede çeşitli başlıkların ele alındığını belirterek, Suriye’nin toprak bütünlüğünün korunmasının önemine vurgu yaparak iki ülke arasındaki ikili iş birliğinin güçlendirilmesi gerektiğini kaydetti.