Kahire’den Nasrallah'ın Mısır ile ilgili son açıklamalarına ‘saçma’ yorumu

Mısır Dışişleri Bakanı Şukri, COP 27 çalışmaları kapsamında İran heyetini kabul etti. (Mısır Dışişleri Bakanlığı)
Mısır Dışişleri Bakanı Şukri, COP 27 çalışmaları kapsamında İran heyetini kabul etti. (Mısır Dışişleri Bakanlığı)
TT

Kahire’den Nasrallah'ın Mısır ile ilgili son açıklamalarına ‘saçma’ yorumu

Mısır Dışişleri Bakanı Şukri, COP 27 çalışmaları kapsamında İran heyetini kabul etti. (Mısır Dışişleri Bakanlığı)
Mısır Dışişleri Bakanı Şukri, COP 27 çalışmaları kapsamında İran heyetini kabul etti. (Mısır Dışişleri Bakanlığı)

Kahire, Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah'ın Mısır'ın izlediği politika ve ekonomik durumu ile ilgili eleştirel açıklamalarını ‘saçma’ olarak nitelendirdi.
Mısır resmi haber ajansı MENA’nın aktardığına göre Mısır Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ahmed Ebu Zeyd, Nasrallah’ın açıklamalarına verdiği yanıtta “Nasrallah'ın açıklamaları saçma ve sahte bir kahramanlık çağrısından başka bir şey değil” dedi.
Süreci yakından takip eden Mısırlı bir kaynak, adının açıklanmaması şartıyla Şarku'l Avsat’a yaptığı açıklamada şunları söyledi:
“Hizbullah’ın açıklamaları ile Kahire ve Tahran arasında iletişim kanallarının açılması çağrısında bulunan ve Mısır'ın görmezden geldiği İran hamleleri arasında bağlantı var.”
Lübnan Ulusal Haber Ajansı’nın aktardığına göre Nasrallah, perşembe akşamı yaptığı konuşmada Mısır siyasetine ve ekonomisine değindi. Mısır’da durumu izleme çağrısı yapan Hizbullah Genel Sekreteri, “Mısır'ın İsrail ile bir barış anlaşması imzalaması ve buna bağlı kalması, onu Uluslararası Para Fonu’na borçlanmaya başvurmaktan alıkoymadı” dedi.
Mısır ile Hizbullah arasındaki ilişki son yirmi yılda keskin virajlara tanık oldu. Mısır 2010 yılında ülkede Hizbullah’a bağlı bir hücreyi çökertti ve hücrenin üyelerini, altı aydan müebbet hapis cezasına varana kadar çeşitli cezalarla mahkûm etti.
Şarku'l Avsat'a konuşan Mısırlı kaynak duruma dair şunları aktardı:
“İran ile Hizbullah arasındaki yakın bağ ve İran ve Mısır arasında temasları derinleştirme çağrılarının Kahire tarafından tekrar tekrar görmezden gelinmesi dikkate alındığında Nasrallah'ın açıklamaları Mısır ile ikili çerçeveye sığdırılmamalı. Tahran, Mısır ile ilişkileri ilerletmek için sürekli talepte bulunarak temas kuruyor. Mısır'ın Şarm eş-Şeyh kentinde düzenlenen COP 27 İklim Zirvesi’ne Mısır ve İran heyetlerinin katılımı İranlılar nezdinde bir algı oluşmasına neden oldu. Ardından Ürdün'ün ev sahipliğinde düzenlenen Bağdat 2 Zirvesi’ne de iki ülke birlikte katıldı. Meseleleri geliştirme fırsatları var ancak Mısır bu fırsatları kullanmadı.”
İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan yaklaşık bir hafta önce resmi temaslarda bulunmak üzere geldiği Lübnan'ın başkenti Beyrut'ta Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah ile görüştü. Görüşmede Abdullahiyan ile Nasrallah Lübnan, Filistin ve bölgedeki son gelişmeleri ele aldılar.
Kaynak konuya dair "Mısır'ın İran'la ilgili hesapları doğru. Bu hesaplar İran’ın bölge ve Araplarla ilişkileriyle bağlantılı. Bu bağlamda Kahire, anlık değişimlere değil kapsamlı bir vizyona bağlı kalıyor” dedi.
İran, geçtiğimiz yıl boyunca Kahire ile diyalogdan memnun olduğuna dair mesajlar gönderdi. İran Dışişleri Bakanı geçtiğimiz aralık ayında Irak Başbakanı Muhammed Şii es-Sudani'nin ‘Kahire ile Tahran arasında bir diyalog başlatma’ teklifini memnuniyetle karşıladığını açıkladı.
Abdullahiyan, Irak Başbakanı ile Ürdün'de düzenlenen Bağdat İşbirliği ve Ortaklık Konferansı'nın oturum aralarında yaptıkları görüşmede şunları söyledi:
“Başbakan Sudani, güvenlik ve siyasi düzeylerde İran-Mısır görüşmelerini başlatma arzusunu dile getirdi. Bu, Tahran ve Kahire arasındaki ilişkilerin güçlenmesini sağlar. Bu teklifi memnuniyetle karşılıyorum.”
İran'ın geçtiğimiz aylarda, ‘Mısır ile ilişkileri güçlendirme’ konusunda birçok sinyal verdiğine tanık olundu. İran Dışişleri Bakanı geçtiğimiz temmuz ayında “Tahran ile Kahire arasındaki ilişkilerin güçlenmesi bölge ülkelerinin ve iki ülke halklarının çıkarınadır” açıklamasında bulunmuştu. Bu açıklamadan yalnızca birkaç gün sonra, Kahire’deki İran'ın Çıkarlarını Koruma Ofisi Başkanı Muhammed Hüseyin Sultanifer de kişisel hesabından paylaştığı mesajında ‘ABD’nin İran'a karşı ittifak projesine karşı Mısır’ın muhalif tutumuna’ övgüde bulundu.
Sultanifer, Iran Daily gazetesinde yayımlanan bir yazısında Kahire ile Tahran arasındaki ilişkilerin düzeleceğine dair mesajlar verdi.
İran haber ajansının haberine göre Sultafiner yazısında “Mevcut gelişmeler, iki ülke arasındaki ilişkilerin çıkar düzeyinden arzu edilen siyasi düzeye çıkarılmasını gerektiriyor” ifadelerini kullandı.



Tunuslu muhalif Şeyma İsa, hapishanede başladığı açlık grevinin dokuzuncu gününde

Siyasi aktivist Şeyma İsa (AFP)
Siyasi aktivist Şeyma İsa (AFP)
TT

Tunuslu muhalif Şeyma İsa, hapishanede başladığı açlık grevinin dokuzuncu gününde

Siyasi aktivist Şeyma İsa (AFP)
Siyasi aktivist Şeyma İsa (AFP)

Tunus ana muhalefet partisi Ulusal Kurtuluş Cephesi (NSFT) üyesi ve siyasi aktivist Şeyma İsa, tutukluluk koşullarını protesto etmek için başladığı açlık grevinde dokuzuncu gününe girdi.

1 Aralık'ta muhalefet tarafından düzenlenen yürüyüşe katılan İsa, devlet güvenliğine karşı komplo kurmak suçundan Temyiz Mahkemesi tarafından verilen bir kararla sivil polisler tarafından gözaltına alındı. Muhalif aktivist, hapishaneye girer girmez açlık grevine başladı.

Şeyma İsa (45), 2023 yılının şubat ayında yakalanmış, gözaltında tutulmuştu ve aynı yılın temmuz ayında serbest bırakılmıştı. Birinci Derece Mahkemesi tarafından 18 yıl hapis cezasına çarptırılan İsa’nın cezası temyiz sonucunda 20 yıla çıkarılmıştı.

İsa'nın yanı sıra aynı davayla bağlantılı olarak NSFT lideri, tanınmış siyasetçi Ahmed Necib eş-Şabi (82) de tutuklandı ve 12 yıl hapis cezasına çarptırdı. Muhalif Avukat Ayaşi Hammami (66) de terör suçlamasıyla beş yıl hapis cezasına çarptırıldı.

İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW) Ortadoğu ve Kuzey Afrika Bölümü Müdür Yardımcısı Bessam Havaci, “Tunus muhalefetinin önemli simalarının tutuklanması, Cumhurbaşkanı Kays Said'in tek başına iktidarına alternatif olan her şeyi ortadan kaldırma planının son adımıdır. Bu tutuklamalarla Tunuslu yetkililer, siyasi muhalefetin çoğunu etkili bir şekilde hapse atmayı başardı” değerlendirmesinde bulundu.

Tunus muhalefeti ve NSFT, 25 Temmuz 2021'de olağanüstü hal (OHAL) ilan edip ardından yeni bir siyasi sistem kurarak geniş yetkilerle iktidarını sürdüren Cumhurbaşkanı Kays Said'in yönetimine karşı çıkıyor ve demokrasinin yeniden tesis edilmesini talep ediyor. Şarku’l Avsat’ın aldığı bilgiye göre buna karşın yetkililer tutuklananları hükümeti devirmeye ve devlet kurumlarını yıkmaya teşebbüs etmekle suçluyor. Muhalefet ise mevcut rejimi tutuklulara karşı siyasi suçlamalar uydurmak ve yargıyı emirlerine boyun eğdirmekle suçluyor.


Hamas, İsrail medyasına konuştu: “Filistin devleti kurulursa silah bırakırız”

İsrail'in 70 binden fazla Filistinliyi öldürdüğü savaşta Hamas, Gazze Şeridi'nin neredeyse yarısını hâlâ kontrol ediyor (AP)
İsrail'in 70 binden fazla Filistinliyi öldürdüğü savaşta Hamas, Gazze Şeridi'nin neredeyse yarısını hâlâ kontrol ediyor (AP)
TT

Hamas, İsrail medyasına konuştu: “Filistin devleti kurulursa silah bırakırız”

İsrail'in 70 binden fazla Filistinliyi öldürdüğü savaşta Hamas, Gazze Şeridi'nin neredeyse yarısını hâlâ kontrol ediyor (AP)
İsrail'in 70 binden fazla Filistinliyi öldürdüğü savaşta Hamas, Gazze Şeridi'nin neredeyse yarısını hâlâ kontrol ediyor (AP)

Hamas, ateşkesin ikinci aşamasına geçilmesini desteklediklerini ve silah bırakmaya açık olduklarını duyurdu.

Adının paylaşılmaması şartıyla Times of Israel'e konuşan Hamas yetkilisi, Filistin devletinin kurulmasını sağlayacak müzakerelerin başlatılması halinde silah bırakacaklarını söylüyor:

Bu zorla veya ültimatomlarla yapılamaz. İsrail iki yıl boyunca Hamas'ı silahsızlandırmak için tüm askeri gücünü kullandı ama işe yaramadı. Silah bırakma meselesi siyasi bir sorunla bağlantılıdır ve bu nedenle siyasi bir çözüm gerektirir.

Yetkili, Filistinlilerin 78 yıllık İsrail işgaline karşı silahlı mücadele hakkının olduğunu belirterek, 1967 sınırlarının esas alınacağı bir Filistin devleti kurulması taleplerini yineliyor.

Gazze savaşının sonlandırılması için ABD öncülüğünde hazırlanan 20 maddelik barış planı 10 Ekim'de devreye girmişti. Anlaşmanın garantörleri arasında Türkiye, Mısır ve Katar var.

Plan kapsamında Hamas'ın silah bırakması ve Gazze'nin geleceğinde söz sahibi olmaması isteniyor. Bunun yerine Gazze Şeridi'nin yönetiminin Filistinlilerin yer alacağı bir teknokratlar komitesine geçici olarak devredilmesi planlanıyor. ABD Başkanı Donald Trump'ın başkanlık edeceği Barış Kurulu'na ek olarak bölgeye Uluslararası İstikrar Gücü (ISF) konuşlandırılması öngörülüyor.

Anlaşmanın ilk aşamasında Hamas ve İsrail arasında rehine takası gerçekleştirilmişti. Ayrıca İsrail askerleri belirlenen "sarı hatta" geri çekilmişti. Haberde, İsrail ordusunun Gazze Şeridi'nin yüzde 53'ünü kontrol ettiği belirtiliyor.

İsrail, Hamas'ın elindeki 28 rehinenin hepsini teslim etmeden ikinci aşamaya geçilmeyeceğini duyurmuştu. Filistinli örgüt şimdiye dek 27 rehineyi İsrail'e gönderdi. Ancak 7 Ekim saldırısında öldürülen İsrailli polis memuru Ran Gvili'nin naaşı hâlâ Gazze'de. Hamas yetkilisi, cesedin yerini bulmak için çalışmaların sürdüğünü söylüyor.

İkinci aşama kapsamında Barış Kurulu üyelerinin belirlenmesi ve Gazze'ye güvenlik gücü konuşlandırılması hedefleniyor. Bu aşamaya geçiş için Hamas'ın silah bırakmayı kabul etmesi gerekli. Bunun ardından İsrail askerleri daha gerideki bir hatta çekilecek.

Trump ikinci aşamaya "çok yakında geçileceğini" söylemiş fakat bir takvim açıklamamıştı. Ocak itibarıyla Gazze'ye ISF askerlerinin gönderilmesi planlanıyor.

Hamas yetkilisi, 7 Ekim 2023'te düzenlenen Aksa Tufanı'nda esir alınan kişileri ilk etapta operasyondan kısa süre sonra bırakmayı düşündüklerini söylüyor.

Ancak İsrail'in saldırıları durdurmaması ve arabulucular tarafından savaşın sonlandırılacağına dair garantiler sunulmaması nedeniyle bu plandan vazgeçtiklerini ifade ediyor.

ABD Başkanı Donald Trump'ın öncülüğünde hazırlanan plana göre ISF, Hamas'ın silahsızlandırılmasında da rol oynayacak.

Öte yandan Hamas yetkilisi, ISF kontrolündeki böyle bir sürece yanaşmayacaklarını belirterek, güvenlik gücü askerlerinin Gazze'de İsrail ordusuyla Filistin halkı arasında "tampon bölge" görevi görmesi gerektiğini savunuyor.

Ayrıca silahsızlanma karşılığında İsrail ordusunun tamamen Gazze'den çekilmesini talep ettiklerini aktarıyor.

7 Ekim 2023'te düzenlenen Aksa Tufanı'nın sonuçlarından pişmanlık duymadıklarını söyleyen Hamas yetkilisi, dünya kamuoyunun İsrail'in gerçek yüzünü görmesini sağladıklarını vurguluyor:

Tarihi değiştirmeyi başardık. Dünya gözlerini açtı, Filistinlilerin yaşadıklarını ve İsrail'in ne suçlar işlediğini gördü.

IDF ve Yahudi yerleşimciler işbirliği yapıyor

Diğer yandan İsrail Savunma Kuvvetleri'nin (IDF), Batı Şeria'daki Yahudi yerleşimcilerle aktif işbirliği yaptığı aktarılıyor.

İsrail'in kamu yayıncısı Kan'ın hazırladığı Zman Emet (Gerçek Zamanlı) programına katılan Tuğgeneral Avi Bluth, ISF'nin "sınır bölgelerinde çiftlikler kurmaları için yerleşimcilerle tam işbirliği içinde hareket ettiğini" söyledi.

Bluth, bu işbirliğinin özellikle geçen yıl temmuzda hızlandırıldığını belirtti.

Independent Türkçe, Times of Israel, Haaretz


Muhammed bin Salman ve eş-Şara Suriye ekonomisini canlandırma çabalarını görüştü

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Salman, geçen şubat ayında Riyad'da Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara'yı kabul etti (SPA)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Salman, geçen şubat ayında Riyad'da Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara'yı kabul etti (SPA)
TT

Muhammed bin Salman ve eş-Şara Suriye ekonomisini canlandırma çabalarını görüştü

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Salman, geçen şubat ayında Riyad'da Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara'yı kabul etti (SPA)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Salman, geçen şubat ayında Riyad'da Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara'yı kabul etti (SPA)

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Salman bin Abdulaziz, dün Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara'dan telefon aldı.

Prens Muhammed bin Salman ve Ahmed eş -Şara, Suudi Arabistan ve Suriye arasındaki ikili ilişkilerin çeşitli yönlerini ve bu ilişkileri bir dizi alanda güçlendirme fırsatlarını gözden geçirdiler.

İki taraf ayrıca ortak ilgi alanlarına giren konuları ve Suriye'de güvenlik ve istikrarın pekiştirilmesi ile ekonomik toparlanmanın sağlanması çabalarını görüştü.