Netanyahu’nun evi, 100 bin muhalifin katıldığı bir protesto gösterine tanık oldu

İsrail’de koalisyonda çatlaklar oluşmaya başlarken Başbakan Netanyahu, derin bir diplomatik krizin önünü açmakla suçlanıyor.

Binyamin Netanyahu, muhalifleri tarafından İsrail’i onlarca yıl geriye götürmekle itham edildi. (Reuters)
Binyamin Netanyahu, muhalifleri tarafından İsrail’i onlarca yıl geriye götürmekle itham edildi. (Reuters)
TT

Netanyahu’nun evi, 100 bin muhalifin katıldığı bir protesto gösterine tanık oldu

Binyamin Netanyahu, muhalifleri tarafından İsrail’i onlarca yıl geriye götürmekle itham edildi. (Reuters)
Binyamin Netanyahu, muhalifleri tarafından İsrail’i onlarca yıl geriye götürmekle itham edildi. (Reuters)

İsrail’de Likud ve Şas partilerinin liderlik saflarında çatlaklar oluşmaya başlarken Yüksek Mahkeme’nin Şas Başkanı’nın bir bakan olarak hükümette kalmasını engelleme kararı konusunda da anlaşmazlık baş gösterdi. Bu çerçevede muhalif güçler, Hayfa, Kudüs ve Beerşeba’daki gösterilerin yanı sıra sayılarının 100 bine ulaşmasının beklendiği haftalık kitlesel bir gösteriye hazırlanıyor.
İlk kıvılcım, bu hafta Kayserya şehrinde Başbakan Netanyahu’nun evinin önünde ve İsrail ordusundaki Askeri İstihbarat Birimi ‘Aman’ eski Başkanı General Amos Levin önderliğinde düzenlenen bir gösteride çıktı. Levin yaptığı konuşmada Netanyahu hükümetinin İsrail’i onlarca yıl geriye götürdüğünü ve ülke için dünyada ciddi bir diplomatik krizin önünü açtığını söyledi. Levin ayrıca hükümetin, ordunun güvenliğini savunmak için büyük zorluklarla mücadele hazırlıklarını baltaladığını ve bu bozulmanın kitlesel gösteriler ve tüm yasal araçlarla durdurulması gerektiğini vurguladı.
Sivil toplum örgütleri, 30 bin ve ardından 80 bin kişinin katıldığı, önceki iki gösteriden daha büyük olacak büyük bir gösteri çağrısında bulundu ve bu haftaki (21 Ocak akşamı) gösterinin, büyüklüğüyle ülkeyi sarsacağını bildirdi. Belirlenen gösteri alanı, 100 bin eylemciyi barındıramayacağı için gösterinin Tel Aviv’deki iki merkezi alana yayılmasına karar verildi. Ayrıca eski Başbakan Yair Lapid ve eski Savunma Bakanı Benny Gantz liderliğindeki muhalefet liderlerine de gösteriye katılmaları ve partilerinden aktivistleri de kitlesel eylemlere davet etmeleri çağrıları yapıldı. Lapid çağrılara yanıt vererek, gösterilere katılacağını duyurdu.
Gösteriyi yapılmasını savunanlar, ana sloganın yargıda hükümetin ortaya koyduğu darbenin reddi olacağını vurguladı. Ancak diğer gruplar, Batı Şeria’da ordunun gücünü azaltmayı reddetmek ve yoksullukla mücadele etmek gibi farklı sloganlar atarken solcu kesimler de işgale karşı sloganlar attılar.
Yapılan değerlendirmeler halk ayaklanması ve bunun kışkırttığı büyük uluslararası tepkinin Netanyahu’yu etkilemeye başladığı yönünde. Şas Partisi’ne yakın taraflar, hükümet koalisyonunda ve özellikle Likud partisinde kötü bir koku aldıklarını ve Deri’den vazgeçildiğini gösteren bir atmosferin oluştuğunu bildirdi. Yüksek Mahkeme, hafta başında dindar Doğu Yahudilerinden oluşan Şas Partisi Başkanı Aryeh Deri’yi hükümete bakan olarak atama kararını iptal etme kararı yayınlamıştı. Binyamin Netanyahu ise ‘sağcıların yargıya saygı duyduğunu göstermek için’ Deri’yi istifaya ikna etmeye çalıştı. Ancak Deri bunu reddederken çözümleri Netanyahu’nun kendisinin araması gerektiğini söyledi. Aryeh Deri’nin Şas’taki yoldaşları ise hükümeti dağıtma tehdidinde bulunurken, Netanyahu’ya ise ‘aldatma, hileli davranma, Deri’yi satma ve mahkemeyle anlaşma’ suçlamasında bulundu. Siyasi uzmanlar da Netanyahu’nun halkın çoğunluğunun hükümete karşı mahkemeyi desteklediğinin farkında olduğunu belirtti.
Diğer yandan sağ eğilimli İsrail Hayom gazetesinde yapılan bir kamuoyu anketinin sonuçları yayınlandı. Anket, İsrail’de halkın yüzde 65’inin mahkemenin kararını desteklediğini ve bu konuda hükümeti destekleyenlerin sadece yüzde 22 olduğunu ortaya koydu. Anketin organizatörü olan Magar Mohot Enstitüsü Müdürü Profesör Yitzhak Katz şu açıklamada bulundu:
“Likud seçmenleri arasında bile mahkemeye destek yüzde 57’ye ulaştı. Aynı şekilde dindar Siyonist Parti içinde mahkemeyi destekleyenlerin oranı yüzde 42 ve Şas partisi içinde ise mahkemenin parti lideri Deri aleyhindeki kararını destekleyenlerin oranı yüzde 22'dir.”
Ankette halka, Netanyahu’nun mahkemeye boyun eğerek müttefiki Deri’yi görevden alıp almaması gerektiği sorusu yöneltildi. Bu çerçevede yüzde 45’lik kesim destek verdiğini belirtirken ankete katılanlardan yalnızca yüzde 25’i desteklemediğini dile getirdi. Ayrıca yüzde 15’lik kesim, Netanyahu’nun Yüksek Mahkeme kararlarına saygı duymaması gerektiğini belirtti.
Gözlemciler, Netanyahu’nun bizzat gizli anketler yürüttüğüne ve halkın tutumu hakkındaki gerçekleri öğrendiğine inanıyor. Başta ABD olmak üzere Batı ülkelerinden gelen tepkileri de endişeyle takip ediyor. Netanyahu ayrıca hükümet sistemindeki köklü değişikliklerin, İsrail’in dünyadaki konumuna zarar verecek öfkeli bir tepkiyle karşılanacağının ve belki de dış ekonomik yatırımları baltalayacağının da farkında. İsrail Başbakanı bu noktada, yargıya yönelik darbede ölçülü olmak gerektiğine inanıyor. Diğer taraftan Şas’ın birçok mensubu, koalisyondan çekilmekle ve hükümeti dağıtmakla tehdit ediyor. Dolayısıyla Netanyahu, Şas’a dönerek koalisyon talep ederken, daha sonra ise karşılarına yeni şartlar koyuyor.



Libya'nın doğusundaki yetkililer güneye doğru genişliyor

Usame Hammad uzlaşma anlaşmasını imzalarken (LUO Genel Komutanlığı)
Usame Hammad uzlaşma anlaşmasını imzalarken (LUO Genel Komutanlığı)
TT

Libya'nın doğusundaki yetkililer güneye doğru genişliyor

Usame Hammad uzlaşma anlaşmasını imzalarken (LUO Genel Komutanlığı)
Usame Hammad uzlaşma anlaşmasını imzalarken (LUO Genel Komutanlığı)

Libya'nın doğusundaki yetkililer, ülkenin batısındaki mevkidaşlarının aleyhine, güneydeki unutulmuş şehirlere doğru nüfuzlarını genişletti. Bu durum Murzuk kentinde kanlı bir çatışmanın sonrasında meydana geldi. Halk ile Tebu kabileleri arasında bir uzlaşma anlaşması imzalandı ve projeler başlatıldı.

Sebha Uluslararası Havaalanı’na, ülkenin doğusundan askeri ve sivil liderleri taşıyan uçaklar iniş yaptı. Çok sayıda yetkili Sebha'daki buluşma için bölgeye geldi. Libya Ulusal Ordusu (LUO) Başkomutanı Mareşal Halife Hafter, Temsilciler Meclisi (TM) Başkanı Akile Salih ve parlamento tarafından görevlendirilen hükümetin Başbakanı Usame Hammad liderliğindeki yetkililer, yıllarca süren marjinalleştirmenin ardından güneyin kalkınma haritasına girdiğini duyurdu.

Görsel kaldırıldı.Libya Ulusal Ordusu (LUO) Başkomutanı Mareşal Halife Hafter ve Temsilciler Meclisi (TM) Başkanı Akile Salih, en-Nazuri ve Hammad ile birlikte (LUO Genel Komutanlığı)

Libya'nın doğusundaki yetkililerin güneye doğru ilerlemesi ve burada projeler başlatması, gözlemciler tarafından ülkenin güneybatı sınır şeridi üzerindeki kontrollerini güçlendirdiği ve başkent Trablus'taki muhataplarını daha da kuşatabileceği şeklinde değerlendiriliyor.

Hükümetin perşembe günü ‘Ötekileştirmeden yeniden inşaya’ sloganıyla başlattığı konferans çerçevesinde imzalanan uzlaşma anlaşmasının ardından Hammad, ‘Libya'nın Murzuk ulusunun bileşenleri arasında kardeşlik ve vatanseverlik ruhunun vücut bulmasıyla Libya’nın yakın tarihinde elde edilenlerden büyük gurur duyduğunu’ ifade etti.

Görsel kaldırıldı.Kalkınma ve Yeniden İnşa Fonu Başkanı Belkasım Hafter ve Libya İstikrar Hükümeti (LİH) Başbakan Yardımcısı Salim ez-Zadime (LUO Genel Komutanlığı)

Hammad X platformundaki hesabından yaptığı paylaşımda, “Sebha kentinde halk ile Tebu kabileleri arasında varılan kapsamlı uzlaşma anlaşmasının başarıya ulaşmasıyla birlikte, kente normal yaşamın geri dönmesini, savaş hayaletinin kentten uzaklaştırılmasını ve bugün kentte yaşayanlar arasında barış içinde bir arada yaşamın başlamasını kutluyoruz” ifadelerini kullandı.

Hammad ayrıca, ‘son yıllarda savaş, çatışma ve yerinden edilme belasına maruz kalan yerinden edilmiş vatandaşların şehre geri dönüşünün sağlanmasından’ bahsetti.

Şarku’l Avsat’ın elde ettiği bilgilere göre Murzuk sakinleri, 2019 yılında zorla yerlerinden edildi. 90 kişinin ölümüne, 200'den fazla kişinin yaralanmasına, çok sayıda evin yıkılmasına ve çiftliklerin ateşe verilmesine neden olan ölümcül aşiret çatışmalarının ardından Murzuk sakinleri yerlerinden ayrılmak zorunda kaldı.

Görsel kaldırıldı.Libya'nın güneyinde düzenlenen yeniden inşa konferansı kutlamalarından (LUO Genel Komutanlığı)

Anlaşma, her iki tarafın da düşmanlıklara son verme ve anlaşmazlıkları barışçıl yollarla çözmek için diyaloğu temel alma taahhüdünü içeriyor. Ayrıca çatışmanın durdurulması için net koşulların belirlenmesi, uyum için garantiler, ateşkesin uygulanmasını takip edecek mekanizmalar, neden olunan zarar ve kayıpların muhasebesinin yapılması, etkilenenlerin tazmin edilmesi ve yıllar süren çatışmanın ardından şehirde barış ve istikrarın sağlanması için tazminat ödenmesini de içeriyor.

Ağustos 2021'de Abdulhamid Dibeybe başkanlığındaki Ulusal Birlik Hükümeti (UBH), evlerinden edilen Murzuk vatandaşlarına tazminat ödenmesini emretti. Ancak Murzuklular o dönemde ‘zararlarını telafi edecek herhangi bir maddi tazminat almadıklarını’ söyleyerek şikâyette bulundular.

Başkent yetkilileri Trablus'ta yerleşik kalmaya devam ederken, Libya'nın doğusundaki muadilleri kalıcı olarak güneye doğru genişleme arayışındalar.

Görsel kaldırıldı.Uzlaşma anlaşmasının imzalanması sırasında güneyden gelen liderler (LUO Genel Komutanlığı)

Yeniden inşa toplantısı, geçtiğimiz şubat ayında gerçekleşti. Hammad hükümeti istikrarı arttırmak amacıyla güney bölgesindeki güvenlik servislerini ve müdürlüklerini içeren ortak bir güvenlik gücü kurduktan sonra bu toplantı yapıldı.

Aynı bağlamda, Murzuk için uzlaşma ateşkesi imzalanmasına katılan Hafter, yeniden inşa konferansının güneyi ihya etmek için pratik adımlar atmayı amaçladığını söyledi. Hafter, şehirlerinin Arap silahlı kuvvetlerinin çabaları doğrultusunda şu anda bir güvenlik ve istikrar dönemi yaşadığını, bunun da kapsamlı bir kalkınma sağlamanın, hizmet ve altyapı seviyesini iyileştirmenin yolunu açtığını belirtti.

Hafter, Salih ve Hammad'ın yanı sıra Genelkurmay Başkanı Abdurrezzak en-Nazuri ve Libya İstikrar Hükümeti (LİH) Başbakan Yardımcısı Salim ez-Zadime, perşembe akşamı Sebha'da düzenlenen toplantıya katıldı. Güneydeki organizasyona ise bakanlar ve bakanlık müsteşarları, güney belediyelerinin başkanları, bir grup askeri ve güvenlik lideri ile güneyin çok sayıda kültürel, sosyal ve siyasi bileşeni katıldı.

Güneyli liderlerden oluşan kalabalığın önünde konuşan Salih, “Bugün buraya güney halkına yeteneklerini ve yeterliliklerini, bölgelerini geliştirme isteklerini gösterme ve çeşitli alanları kapsayan bir reforma katılma fırsatı sağlayacak gerçek bir kalkınma ve yeniden yapılanma başlatmak için geldik” ifadelerini kullandı.

Salih milisleri ima ederek merakını şöyle dile getirdi: “Silahlı gruplar sokakları işgal ediyor, devlet işlerini ele geçiriyor, devletin karargahlarını kontrol ediyor, çalışanları terörize ediyor ve onlara şantaj yapıyor. Kanun dışı hapishaneler varken, siyasi geçiş nasıl sorunsuz ve kademeli olabilir?”

Salih suikastları ve bunları siyasi nedenlerle gerçekleştirme girişimlerini kınadı. Salih, farklılıkların niteliği ve çatışmaların yoğunluğu ne olursa olsun bir arada durma çağrısında bulundu. “Bu koşullar altında bir anlayışa varmak ve buluşmaktan başka seçeneğimiz yok” ifadesini kullanan Salih, “Dağılmamızdan yalnızca paramızı yağmalayan ve devletimizi yok eden düşmanlar fayda sağlayacaktır” dedi.

Görsel kaldırıldı.Birinci Destek Bölüğü Komutanı el-Far lakaplı Muhammed Bahrun (sosyal medya)

Başsavcılık, perşembe akşamı Deniz Harp Okulu Komutanı el-Bidca lakaplı Binbaşı Abdurrahman Milad'ın öldürülmesiyle ilgili olarak, Birinci Destek Bölüğü Komutanı el-Far lakaplı Muhammed Bahrun'un gönüllü olarak soruşturma prosedürlerine uyduğunu ve ifadesinin alındığını duyurdu.

El-Far, Libya'nın batısındaki ez-Zaviye şehrinin önde gelen milis liderlerinden biri. Savcılık daha önce çarşamba günü yaptığı açıklamada, 3 şüphelinin tutuklanmasına karar verdiğini duyurmuştu. Soruşturma sonucunda bu kişilerin el-Bidca cinayetine karıştıkları kanıtlanmış ve İçişleri Bakanlığı yetkilileri bu tedbiri uygulamaya yönlendirilmişti.

Başsavcılık perşembe akşamı, Adli Kontrol İşleri Birimi’nin, gönüllü olarak teslim olan Birinci Destek Bölüğü Komutanı’nı kabul ettiğini, ifadesini aldığını ve soruşturma makamına sunduğunu bildirdi.

Bugünlerde ez-Zaviye adeta bir volkanın üzerinde yaşıyor. El-Bidca'nın öldürülmesinin ardından mensubu olduğu kabile, Trablus'taki yetkililer eğer taleplerine yanıt vermezse, aşiretlerinin gerilimi artıracağı uyarısında bulundu.

Ez-Zaviye'daki gazeteler dün (Cuma) el-Bidca'ya sadık sakinlerin İspanyol üçgeni yolunu kapattıklarını yazdı. Yolu kapatan vatandaşlar, başkanlığı el-Far'a verilen Güvenlik Tehdidiyle Mücadele Ajansı’nın feshedilmesini talep etti. Çünkü vatandaşlara göre el-Bidca suikastının arkasında el-Far bulunuyor.