ABD Libya’da diplomatik trafiğini neden arttırdı? Bingazi’deki ABD-Libya görüşmelerinin zamanlamasına dair soru işaretleri

Bazılarına göre Bingazi’deki ABD-Libya görüşmeleri, Hafter’e, uluslararası bir gözetim ve ABD’nin doğrudan denetimiyle herhangi bir yeni siyasi haritada önemli roller oynama fırsatı veriyor.

Libya’ya yönelik Amerikan hamleleri son 72 saatte Bingazi yönünde yoğun bir hareketliliğe tanık oldu (Reuters)
Libya’ya yönelik Amerikan hamleleri son 72 saatte Bingazi yönünde yoğun bir hareketliliğe tanık oldu (Reuters)
TT

ABD Libya’da diplomatik trafiğini neden arttırdı? Bingazi’deki ABD-Libya görüşmelerinin zamanlamasına dair soru işaretleri

Libya’ya yönelik Amerikan hamleleri son 72 saatte Bingazi yönünde yoğun bir hareketliliğe tanık oldu (Reuters)
Libya’ya yönelik Amerikan hamleleri son 72 saatte Bingazi yönünde yoğun bir hareketliliğe tanık oldu (Reuters)

Zayid Hediye
ABD yönetimi son zamanlarda Libya’daki diplomatik faaliyetini dikkat çekici şekilde yoğunlaştırdı. Bu doğrultuda, Washington’dan iki önemli yetkili son iki gündür Bingazi’de ve özellikle Libya Ulusal Ordusu (LUO) merkezinde etkin görüşmeler gerçekleştirdi.  
Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı analize göre gözlemciler, Washington Demokrat Başkan Joe Biden’ın görevi devralmasından bu yana Libya dosyasına tekrar ilgi göstermeye başladı. Biden’ın selefi Cumhuriyetçi Başkan Donald Trump döneminin ardından bu dosya, dünyanın halihazırda sahne olduğu enerji krizinin büyümesiyle özellikle son aylarda yeniden gündeme geldi.

Bingazi’ye hava köprüsü
ABD’nin Libya’daki hamleleri, son 72 saatte Bingazi’de yoğun bir hareketliliğe tanık oldu. Sadece çarşamba günü kentin havalimanına beş Amerikan uçağı indi ve hava trafiği eksik olmadı.
18 Ocak Çarşamba sabahı biri ABD Dışişleri Bakanlığı’na ait diğeriyse özel iki ABD uçağı Bingazi’ye ulaştı. CIA Başkanı William Burns’ün Bingazi ziyaretinden birkaç gün sonra gerçekleşen ziyaretteki uçaklara, biri ABD Hava Kuvvetleri diğeri de NATO’ya bağlı iki de gözetleme ve keşif uçağı eşlik etti. Bunlardan sonra gelen beşinci uçak ise ABD Özel Kuvvetlerine bağlı.
İtalyan havacılık sitesi ItaMilRadar da Libya sahillerinde gözetleme yapan bir ABD uçağını gözlemledi ve geçtiğimiz perşembe günü (19 Ocak’ta) Libya hava sahasına girer girmez uçağın alıcı-verici sistemi durduruldu.
Söz konusu uçaklar, LUO Başkomutanı Halife Hafter ile görüşmek üzere gelen ABD’li siyasi ve askeri yetkilileri taşıyordu. Bu yetkililerden en önemlileri ise Afrika’daki ABD Hava Kuvvetleri Komutanı Yardımcısı Korgeneral John D. Lamontagne ile ABD’nin Libya Büyükelçiliği Maslahatgüzarı Leslie Ordman idi.
LUO, ABD’li yetkililerle yapılan müzakerelerin içeriğini kamuoyu ile paylaşmazken Ordman, ABD’nin Trablus Büyükelçiliği’nin Twitter hesabı üzerinden şu açıklamayı yaptı: “Toplantıda havacılık da dahil olmak üzere güvenlik koordinasyonu ile Libya ordusunun demokratik olarak seçilen bir sivil yönetim altında yeniden birleşmesinin önemi tartışıldı.”
Yeni sızıntılar
CIA Başkanı Burns, 12 Ocak’ta önce Hafter ile bir araya gelmiş, ardından Abdülhamid Dibeybe yönetimindeki Ulusal Birlik Hükümeti (UBH) yetkilileriyle görüşmek üzere Trablus’a gitmişti.
Londra merkezli Middle East Monitor dergisinin yayınladığı bir haberin de dahil olduğu Batı kaynaklı bazı haberlere göre Burns, Halife Hafter’den Abdülhamid Dibeybe Hükümeti ile iş birliği yapmasını ve yürütme kurumlarının birliği ilkesini koruma bağlamında ülkenin doğusunda faaliyetine imkân tanımasını talep etti.

ABD petrol güvencesi istiyor
Burns’ün görüşme boyunca petrol sektöründe istikrar ve ihracatın etkilenmemesi gerektiği konusunda güçlü uyarılarda bulunduğunu aktaran dergiye göre, “ABD’li yetkili Hafter’den, doğal kaynaklar, sular ve güneydeki sınırların korunması ve güvence altına alınması için ordu ve ülkenin batısındaki askeri taraflardan oluşan ortak bir güç oluşturulmasını istedi.”

Rakiplerin öfkesi
Hafter’e muhalif taraflar, ABD’li diplomatların Hafter ile gerçekleştirdiği yoğun görüşmelerden memnun olmadıklarını ifade ederken diğerleri bunun, Hafter’e uluslararası bir gözetim ve ABD’nin doğrudan denetimiyle herhangi bir yeni siyasi haritada önemli roller oynama fırsatı sunabileceğini düşünüyor.
Libya-ABD İttifakı Başkanı İsam Umeyş’in ifadesiyle “ABD yönetiminin, Libya’daki krizin çözümü bağlamında Halife Hafter’le ortaklık yürütmesi kabul edilemez ve de uygulanabilir bir seçenek değil. Hafter’in Libya’da geniş bir coğrafyada etkin olması, ABD’nin de dahil olduğu aktif uluslararası tarafların Libya dosyasında benimsediği politikanın bir sonucudur. Halife Hafter, Libya’nın bazı bölgelerinde iktidarı elinde tutuyor ve geniş bir coğrafyada etkin. Bu, Libya’da barış ve istikrar beklentilerinin yıkılmasına yol açan yatıştırma siyasetinin neticesidir ve özellikle ABD’nin Hafter’in, demokrasi davasını baltalamasını önlemek için daha sert bir yaklaşıma ihtiyacı vardır.”

Gerçekçi strateji
Öte yandan Libyalı basın mensubu Ömer el-Ceruşi, Washington’ın Libya sahasında etkili ve güçlü tüm taraflara açık bu tavrını “rasyonel siyaset” olarak niteledi.
Ceruşi durumu, “Washington, Libya dosyasını ve Ortadoğu’da buna benzer tüm mayınlı konuları, önce kendi çıkarlarını muhafaza eden bir siyasetle ele alıyor. Bingazi’ye siyasi, askeri ve istihbari tüm düzeylerde böyle yoğun bir şekilde heyetlerini gönderiyorsa ister kendi çıkarlarına yönelik bir tehdit unsuru ister bu çıkarların korunmasını garanti edebilecek bir kişi olsun, her halükârda Halife Hafter’i bir taraf olarak görüyor demektir. ABD yönetimi bir gerçekliğe göre hareket ediyor. Askeri olarak güçlü tarafların, Libya’daki çözüm ve sözleşmenin anahtarlarına sahip olduklarının farkında. Mevcut uluslararası koşullarda aciliyet kazanan bir hedefi gerçekleştirmek için onlarla dengeli bir şekilde muhatap olmaya çalışıyor. Hedef ise Libya’nın, petrol ithalat akışının sürmesini sağlayacak şekilde, siyaset ve güvenlik açısından istikrarlı olması. Zira küresel pazar, içinde bulunduğumuz dönemde başat olan bir ürün konusunda herhangi bir sarsıntıyı kaldıramaz.” değerlendirmesinde bulundu.

Karmaşık hesaplar
Araştırmacı akademisyen Ferec eş-Şattat, ABD’nin son zamanlarda Libya’daki dikkat çeken hareketliliğini şöyle değerlendiriyor: “Washington’a göre Libya’da istikrarın sağlanmasıyla beraber yeni yönetimin Doğu Akdeniz ülkelerini, özellikle gaz arama ve çıkarmaya ilişkin daha önemli meselelere dahil etmesi kolaylaşacak. ABD’nin Libya dosyasına yönelik ilgisini canlandıran diğer önemli sebeplerden biri de farklı bölgesel ve uluslararası tarafları, kendi çıkarlarını tehdit eden kriz hattına dahil etmektir. Hele de bu kez sahadaki rakipler arasında Rusya var; ABD, Rusya’nın ön saflardaki varlığından tahrik olduğu ölçüde ne Türkiye’nin ne de diğer ülkelerin rolünden rahatsızlık duyuyor.”
ABD’nin Libya’ya yaptığı diplomatik çıkartma yeni başlamadı. Biden’ın iktidara gelişi ile birlikte ABD’nin Libya politikasının aktifleştiğine işaret eden eş-Şattat, değerlendirmesini şu sözlerle sürdürdü: “Bu durum, ABD’nin Libya Büyükelçisi Richard Norland’ın Mayıs 2021’de ABD’nin Libya Özel Temsilcisi olarak atanmasında ve Libya dosyasının bu yönetimin ilgi alanlarının başına getirilmesinde açıkça görülüyordu. Nitekim Norland, Libya krizinin çözüm sürecine tüm ağırlığıyla müdahil oldu. ABD, Rusya’nın Libya’daki nüfuzunu sınırlandırmaya odaklanarak etkili ve doğrudan bir rol oynamaya odaklandı. ABD’nin, BM Libya’ya Destek Misyonu (UNSMIL) ve Afrika’daki askeri güçleri AFRICOM aracılığıyla yürüttüğü faaliyeti ile Büyükelçi Norland’ın Libya ve çevresindeki belirgin diplomatik faaliyeti de bunu açıkça ortaya koyuyor.”



İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik bombardımanında 100'e yakın kişi hayatını kaybetti

8 yaşındaki kızı Miyar Ebu Avde'nin yasını tutan Filistinli anne (AP)
8 yaşındaki kızı Miyar Ebu Avde'nin yasını tutan Filistinli anne (AP)
TT

İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik bombardımanında 100'e yakın kişi hayatını kaybetti

8 yaşındaki kızı Miyar Ebu Avde'nin yasını tutan Filistinli anne (AP)
8 yaşındaki kızı Miyar Ebu Avde'nin yasını tutan Filistinli anne (AP)

Gazze Şeridi'ndeki Sağlık Bakanlığı bugün, İsrail bombardımanı sonucu son 24 saat içinde 97 kişinin hayatını kaybettiğini ve 440 kişinin yaralandığını açıkladı.

Filistin resmi haber ajansı WAFA bugün erken saatlerde Gazze Şeridi'ndeki Han Yunus'ta yerinden edilmiş insanların barındığı bir okula insansız hava aracıyla (İHA) düzenlenen saldırıda en az 10 Filistinlinin hayatını kaybettiğini ve İsrail'in şafak vaktinden bu yana düzenlediği çok sayıda hava saldırısında da yaşamını yitirenler olduğunu bildirdi.

Şarku’l Avsat’ın WAFA’dan aktardığına göre Gazze Şeridi'nin güneyinde bulunan Han Yunus kentinin güneyindeki Kizan en-Neccar bölgesinde İsrail ordusuna ait tanklar vatandaşların evlerine ateş açtı. İşgalciler ayrıca, Gazze şehrinin kuzeydoğu bölgelerini de bombaladı.

AP, hayatını kaybedenler arasında 8 yaşında bir kız çocuğu olan Miyar Ebu Avde'nin de bulunduğunu bildirdi. Cenazesi Gazze şehrindeki Şifa Hastanesi’ne nakledildi.

Jdjdj
İsrail'in Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırıda hayatını kaybeden 8 yaşındaki Miyar Ebu Avde'nin cenazesinin etrafını saran yakınları (AP)

Gazze Şeridi'ndeki Sağlık Bakanlığı bugün İsrail bombardımanının Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Deyr el-Balah'ta bulunan Aksa Şehitleri Hastanesi'nin yönetim binasının çatısını hedef aldığını duyurdu.

Mfmdk
 İslam el-Batş, İsrail'in Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırıda hayatını kaybeden yeğeni 19 yaşındaki Mahmud el-Batş'ın cenazesini Şifa Hastanesi'nde son yolculuğuna uğurladı... (AP)

Bakanlık tarafından bugün Facebook üzerinden yayınlanan basın açıklamasında, “İşgal, Aksa Şehitleri Hastanesi'nin yönetim binasının çatısını hedef alarak sağlık sistemini zayıflatmaya yönelik sistematik politikasını sürdürüyor” denildi.

Kdkjd
Gazze Şeridi'ndeki Han Yunus'ta yardım dağıtımı sırasında öldürülen Rim el-Ahras'ın cenaze töreninden (AP)

Bakanlık, İsrail’i kınayarak, sağlık kurumlarına koruma sağlanması ve sistemin çalışmalarının baltalanmaya ve hedef alınmaya devam edilmesinin suç sayılması yönündeki acil talebi yineledi.

İsrail işgal güçleri, 7 Ekim 2023'ten bu yana Gazze Şeridi'ne yönelik saldırılarını sürdürüyor. Saldırılar sonucu çoğu çocuk ve kadın olmak üzere 54 bin 510 Filistinli hayatını kaybetti ve 124 bin 901 kişi yaralandı. Kurbanların bir kısmı ise halen enkaz altında.