Tunus'ta görevden alınan 3 yargıç açlık grevine başladı

AA
AA
TT

Tunus'ta görevden alınan 3 yargıç açlık grevine başladı

AA
AA

Tunus'ta 3 yargıç, Cumhurbaşkanı Kays Said tarafından görevden alınmalarını protesto amacıyla açlık grevine başladıklarını duyurdu.
Yargıçlar Hammadi Rahmani, Remzi Bahriye, Muhammed Tahir Kenzari, yaptıkları ortak açıklamada, açlık grevlerine başkent Tunus'taki Adalet Sarayı'nda bulunan Tunuslu Hakimler Derneği merkezinde başladıklarını duyurdu.
Açıklamada, açlık grevinin, 57 yargıcın görevden alınmasına ilişkin kararı protesto amacıyla olduğu ifade edilirken, hakimlerin derhal görevlerine iade edilmeleri istendi.
Siyasi, idari ve yargı kesimlerinden söz konusu kararların alınmasındaki etkinliğinin araştırılması için bir inceleme açılması çağrısı yapılan açıklamada, yargıçlar ayrıca yargı erkinde anayasal ve kurumsal sürecin geri gelmesini, güçler ayrılığı ilkesine bağlı kalınması ve yargıya müdahalenin durdurulması talebinde bulundu.
Benzeri bir açlık grevi Tunus'ta Cumhurbaşkanı Kays Said'in 57 yargıcı görevden almasını protesto amacıyla 22 Haziran'da yine 3 yargıç tarafından başlatılmış, ancak açlık grevi yapanların sağlık durumlarının kötüleşmesi üzerine 2 Ağustos 2022'de eylemlerine son vermişti.

Görevden alınan yargıçlara ülke genelinden destek
Cumhurbaşkanı Said'in ülkede "yolsuzluk ve terör konularında soruşturmaları engelleyerek yargının önünü tıkamakla" suçladığı 57 yargıç, 1 Haziran'da yayımlanan kararnameyle görevden alınmıştı.
Söz konusu karar, Tunuslu parti ve sendikaların yanı sıra uluslararası camianın da tepkisine neden olmuştu.
Tunus Hakimler Derneği, 4 Haziran'da yaptığı açıklamada, Said'in yargı kararnamesine karşı genel grevin yanı sıra tüm yargı binalarında oturma eylemleri düzenlenmesi ve görevden alınan hâkimlerin yerine aday olunmaması kararı alındığını duyurmuştu.
Ülke genelinde düzenlenen ve terör davalarını kapsamadığı belirtilen iş bırakma eylemi 3 hafta boyunca devam etmişti.



Hamas: Edan Alexander'ın serbest bırakılmasının İsrail'in ‘askeri baskısı’ ile ilgisi yok

ABD vatandaşı İsrailli asker Edan Alexander, Tel Aviv'de ailesiyle buluştu. (AFP)
ABD vatandaşı İsrailli asker Edan Alexander, Tel Aviv'de ailesiyle buluştu. (AFP)
TT

Hamas: Edan Alexander'ın serbest bırakılmasının İsrail'in ‘askeri baskısı’ ile ilgisi yok

ABD vatandaşı İsrailli asker Edan Alexander, Tel Aviv'de ailesiyle buluştu. (AFP)
ABD vatandaşı İsrailli asker Edan Alexander, Tel Aviv'de ailesiyle buluştu. (AFP)

Hamas bugün yaptığı açıklamada ABD vatandaşı İsrailli asker Edan Alexander'ın serbest bırakılmasının İsrail'in askeri baskısının bir sonucu değil, ABD yönetimiyle yapılan temasların bir ‘meyvesi’ olduğunu bildirdi.

Hamas'tan yapılan açıklamada, “Edan Alexander'ın geri dönüşü, Siyonist saldırganlığın ya da askeri baskı yanılsamasının bir sonucu değil, ABD yönetimiyle yapılan ciddi temasların ve arabulucuların çabalarının bir meyvesidir” denildi.

Hamas dün, ABD Başkanı Donald Trump'ın Körfez turu öncesinde Gazze Şeridi'nde tutulan Edan Alexander'ı serbest bıraktı. 21 yaşındaki Alexander, 19 aydan uzun bir süredir Gazze Şeridi'nde tutuluyordu ve ABD vatandaşlığına sahip yaşayan son esirdi.

Hamas tarafından yapılan açıklamada, Alexander'ın serbest bırakılmasının İsrail Başbakanı’nın söylediğinin aksine İsrail'in askeri baskısının değil, Washington'la yapılan ‘ciddi temasların’ bir sonucu olduğu belirtildi.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Alexander'ın dönüşünü ‘sıcak’ bir şekilde karşıladı ve ‘İsrail hükümetinin yaşayan ya da ölü tüm esirleri ve kayıp kişileri geri getirmeye kararlı olduğunu’ vurguladı. Netanyahu, Alexander'ın serbest bırakılmasının İsrail devletinin askeri baskısı ve Trump'ın ‘siyasi baskısı’ sonucunda gerçekleştiği değerlendirmesinde bulundu.

İsrail ordusu, 7 Ekim saldırısı sırasında kaçırılan 251 esirden 57'sinin halen Gazze Şeridi'nde tutulduğunu, bunlardan 34'ünün öldüğünü açıkladı. Ayrıca Hamas, 2014 yılından bu yana bir İsrail askerinin cesedini elinde tutuyor.

Gazze Şeridi’ndeki Sağlık Bakanlığı'nın son verilerine göre savaşın başlamasından bu yana Gazze Şeridi'nde çoğu sivil olmak üzere en az 52 bin 862 Filistinli hayatını kaybetti. Bunların 2 bin 749'u yaklaşık iki ay süren kırılgan bir ateşkesin ardından İsrail'in 18 Mart'ta saldırılarına yeniden başlamasından sonra yaşamını yitirdi.