Nissan'daki Renault hissesi yüzde 15'e düşürülecek

AA
AA
TT

Nissan'daki Renault hissesi yüzde 15'e düşürülecek

AA
AA

Japon üretici Nissan'daki Fransız Renault Group'a ait mevcut hisse yüzde 15'e düşürülecek.
Japon Devlet Televizyonunun müzakerelere yönelik piyasa kaynaklarına dayandırdığı haberine göre, Renault'un hisse seviyesinin yüzde 15'e düşürülmesi planlanıyor.
Renault, Nissan'da yüzde 43 ile en büyük hisseye, Nissan da Renault'da yüzde 15 hisseye sahip. Nissan'ın mevcut hisse seviyesi farklılığında uzun süredir rahatsız olduğu biliniyor. İki firma, hisse seviyelerini karşılıklı olarak eşit düzeye getirilmesini müzakere ediyor.
Planlamaya göre hisselerin ayrı bir şirkete geçici olarak havale edileceği ve aşamalı olarak satışının yapılacağı aktarıldı.
Öte yandan Fransız firmanın, bünyesinde kurmayı planladığı yeni elektrikli araç (EV) şirketinde, Nissan'ın maksimum yüzde 15 hisse alabileceği bildirildi.
Söz konusu müzakerelerde Fransız ve Japon firma yöneticilerinin anlaştığı ve yönetim kurullarının onayının beklendiği ifade ediliyor.
Renault Grup Üst Yöneticisi (CEO) Luca de Meo'nun, müzakereleri nihayete erdirmek üzere Nissan CEO'su Makoto Uçida ile bu hafta içerisinde görüşmesi bekleniyor.
Renault-Nissan, 1999'da Fransız-Japon ortaklığıyla dünyanın en büyük otomobil gruplarından birini oluşturmuştu. Renault, Nissan'a yaklaşık 4 milyar dolar yatırım yapmıştı.
İflasın eşiğindeki Japon firmaya yönelik "kurtarıcı görülen hamlesiyle" Fransız üretici, Nissan'ın en büyük hissedarı oldu. İttifaka, 2016'da Japon Mitsubishi de katılmıştı.
Müzakerelere yönelik Fransız yönetici de Meo, partnerliği yeniden tanımlamak istediklerini belirterek, "Bu, 'bir taraf kaybediyor, diğeri kazanıyor' durumu değil." demişti.
Nissan eski CEO'su Saikawa, Japon firma ile Fransız firmanın "eşit olmayan otomobil ittifakında, Renault'un Nissan'daki hisseleri azaltılarak" çare bulunması gerektiğini söylemişti.
 



Trump'ın gümrük vergileri yürürlüğe girerken küresel piyasalarda panik yaşanıyor

Pekin'de bir borsa aracılık ofisinin camından içerideki hisse senedi panosu gözüküyor. (Reuters)
Pekin'de bir borsa aracılık ofisinin camından içerideki hisse senedi panosu gözüküyor. (Reuters)
TT

Trump'ın gümrük vergileri yürürlüğe girerken küresel piyasalarda panik yaşanıyor

Pekin'de bir borsa aracılık ofisinin camından içerideki hisse senedi panosu gözüküyor. (Reuters)
Pekin'de bir borsa aracılık ofisinin camından içerideki hisse senedi panosu gözüküyor. (Reuters)

Küresel piyasalar, ABD'nin Çin'den ithal edilen mallara uyguladığı yüzde 104'lük vergi başta olmak üzere yeni gümrük vergileri paketinin yürürlüğe girmesiyle bugün kayıplarını derinleştirerek piyasalarda büyük bir satış dalgasına yol açtı ve küresel resesyon korkularını arttırdı. Japonya'nın Nikkei 225 Endeksi, ABD Başkanı Donald Trump liderliğindeki ticaret savaşında artan gerilimden büyük ölçüde etkilenerek yüzde 3,9 düşüşle 31.714,03 puandan kapandı.

Asya piyasalarının çoğundaki önemli düşüşe rağmen, Çin piyasaları, piyasayı desteklemek için kamu iktisadi teşebbüslerini hisse senedi almaya çağıran düzenleyici otoritelerin açık müdahalesinin ardından bu eğilimi tersine çevirdi. Şarku’l Avsat’ın AP'den aktardığına göre bunun sonucunda Şanghay Bileşik Endeksi yüzde 1,3 artışla 3.186,81 puana, Hong Kong Hang Seng Endeksi ise yüzde 0,4 artışla 20.205,04 puana yükseldi.

Avrupa piyasaları düşüyor... Tayvan Asya'daki kayıplara öncülük ediyor

Diğer taraftan Avrupa piyasaları keskin bir düşüş yaşadı. Alman DAX Endeksi yüzde 2,1 kayıpla 19.857,36 puana, Fransız CAC 40 Endeksi benzer bir oranda düşüşle 6.949,92 puana, İngiliz FTSE 100 Endeksi ise yüzde 2 düşüşle 7.753,42 puana geriledi.

Asya'da Tayvan, ana endeksi Taiex'in yüzde 5,8 düşmesiyle en kötü etkilenen ülke oldu. Başta yüzde 3,8 düşen TSMC ve hisseleri Tayvan piyasasında izin verilen maksimum günlük limit olan yüzde 10 düşen Hon Hai Precision Industry (Foxconn) olmak üzere büyük teknoloji şirketleri ağır kayıplar yaşadı.

Güney Kore'de KOSPI yüzde 1,7 düşerken, hükümet etkilenen otomobil sektörüne destek sağlayacağını açıkladı. Avustralya'da S&P/ASX 200 yüzde 1,8 düşüşle 7.375,00 puana gerilerken, Yeni Zelanda, Tayland ve Hindistan piyasaları da benzer düşüşler kaydetti; Hindistan'da Sensex, merkez bankasının faiz oranlarını düşürmesinin ardından yüzde 0,5 değer kaybetti.

Wall Street endişe sinyalleri veriyor

ABD göstergeleri de bundan nasibini aldı. S&P 500 ve Dow Jones vadeli endeksleri dün ABD piyasalarının keskin kayıplara tanık olduğu şiddetli bir seansın ardından sırasıyla yüzde 0,7 ve yüzde 0,5 düştü; özellikle S&P 500 endeksi sabahki yüzde 4,1'e varan büyük kazançlarını sildikten sonra yüzde 1,6 düştü. Nasdaq Endeksi yüzde 2,1 değer kaybetti ve endeksler resmi olarak ayı piyasası bölgesine girmeye yaklaştı.

Yatırımcılar ABD yönetiminin hamlelerini beklerken, müzakere edilmiş bir çözüme ulaşılabileceğine dair umutlar devam ediyor. Trump, Güney Kore Geçici Devlet Başkanı’yla yaptığı ve ‘her iki ülke için de harika bir anlaşmaya’ kapı açtığını söylediği telefon görüşmesinin ardından ilerleme kaydedildiği sinyali verdi. Japonya Başbakanı Şigeru İşiba, Washington ile doğrudan görüşmelere hazırlık amacıyla bir ticaret müzakerecisinin atandığını duyurdu.

Çin'in tehditleri ise devam ediyor. Pekin ‘sonuna kadar savaşmaya’ hazır olduğunu ilan etti ve Trump'ın gümrük vergilerini arttırmasının ardından misilleme önlemleri almakla tehdit etti.

Beyaz Saray Sözcüsü Caroline Leavitt yeni gümrük vergilerinin istisnasız olarak gece yarısı yürürlüğe girdiğini doğruladı. ABD Ticaret Temsilcisi Jameson Greer, 50'den fazla ülkenin ticaret açığını azaltmak için alternatif çözümleri görüşmek üzere Washington ile iletişime geçtiğini kaydetti.

Bu gelişmeler emtia ve döviz piyasalarında keskin dalgalanmalarla aynı zamana denk geldi. ABD petrolünün varil fiyatı 1,82 dolar düşerek 57,76 dolara, Brent ham petrolü ise 1,81 dolar düşerek 61,01 dolara geriledi. Dolar 145,09 yen seviyesine gerilerken, euro 1,1060 dolar seviyesine yükseldi.

Altın güçlü bir şekilde yükselerek fiyatını 71 dolar artırdı ve ons başına 3 bin 61 dolara ulaştı. Kuşkusuz bu, küresel kaygıların ortasında yatırımcıların güvenli limanlara olan talebinin arttığının açık bir işareti.