İran, Avrupa'nın Devrim Muhafızları Ordusu’nu terör örgütü listesine almasını engellemeye çalışıyor

Tahran yönetiminin planları arasında Hürmüz Boğazı'ndaki gemilerin hareketini kısıtlamak, Batılı askeri personelin güvenliğini tehdit etmek ve Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Anlaşması'ndan çekilmek var

Abdullahiyan ve Selami dün İran Parlamentosu’nun oturumuna katıldılar. (EPA)
Abdullahiyan ve Selami dün İran Parlamentosu’nun oturumuna katıldılar. (EPA)
TT

İran, Avrupa'nın Devrim Muhafızları Ordusu’nu terör örgütü listesine almasını engellemeye çalışıyor

Abdullahiyan ve Selami dün İran Parlamentosu’nun oturumuna katıldılar. (EPA)
Abdullahiyan ve Selami dün İran Parlamentosu’nun oturumuna katıldılar. (EPA)

İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan, Avrupa Birliği’nin (AB) Devrim Muhafızları Ordusu’nu (DMO) terör örgütü olarak sınıflandırması durumunda Tahran'ın yanıt olarak Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Anlaşması'ndan (NPT) çekilmek de dahil olmak üzere her türlü adımı atabileceğini söyledi. Buna karşılık Avrupa’dan, DMO’yu terör listesine almak gibi bir niyetin olmadığına dair birtakım mesajlar aldığını kaydetti. İran İslami Şura Meclisi Başkanı Muhammed Bakır Galibaf da Avrupa ordularının İran’ın tepkisiyle karşılaşacakları ve unsurlarının bölgede güvende olmayacağı tehdidinde bulundu.
İran Parlamentosu, Avrupa Parlamentosu'nun DMO’yu terör örgütleri listesine alma konusundaki son kararını kapalı düzenlenen bir oturumda tartıştı. Oturuma Dışişleri Bakanı Abdullahiyan, DMO Genel Komutanı Hüseyin Selami ve Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi de katıldı.
Avrupa Parlamentosu geçen perşembe günü oy çokluğuyla konuya dair bir karar aldı. Söz konusu kararda İranlı yetkililer insan hakları ihlallerine, protestocuları idam etmeye ve muhalefeti baskılamaya son vermeye çağrılırken AB’den DMO’nun yanı sıra dış operasyonlarından sorumlu Kudüs Gücü’nü ve Besic güçlerini terör örgütleri listesine dahil etmesini kapsıyor.
İran İslami Şura Meclisi Başkanı Muhammed Bakır Galibaf dün yaptığı açıklamada, “DMO’ya karşı herhangi bir adım atılırsa, Avrupa ülkelerinin ordularını terör örgütü olarak kabul edeceğiz” diyerek uyarıda bulundu.
Meclis Başkanlık Heyeti üyesi milletvekili Ali Rıza Selimi de Dışişleri Bakanı ve DMO Genel Komutanı’nın ‘Avrupalılardan ‘affedilemeyecek’ herhangi bir hata gelmesine karşı İran’ın da benzer bir adımla karşılık vereceğini’ vurgulayan açıklamalar yaptığını aktardı. Selimi “İran, tüm Avrupa askeri kurumlarını terörist ilan edecek. Bundan sonra herhangi bir Avrupa askeri birimi bölgede güvende olmayacak. Danışmanları elçiliklerinde bile kendilerini güvende hissetmeyecekler” ifadesini kullandı.

Galibaf ve Reisi. (EPA)
İran'ın ABD ve Avrupa'dan mesajlar aldığını belirten Selimi sözlerini şöyle sürdürdü:
"Avrupalılar böyle bir adım atma niyetinde olmadıklarına dair mesajlar gönderdiler ve İran'dan da benzer adımlar atmamasını istediler. ABD’liler de İran'a mesajlar göndererek müzakere talebinde bulundular.”

Avrupa’dan mesajlar
İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Abdullahiyan, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda İran Parlamentosu’nun ‘Avrupa ülkelerinin ordularının taraflarını terör listesine koymayı planladığını’ belirterek “Kısasa kısas” dedi. AFP’nin aktardığına göre Avrupa Parlamentosu’nun DMO’ya karşı oylama yaparak ‘kendine zarar verdiğini’ bir kez daha vurguladı.
Abdullahiyan, İran Parlamentosu’nun Haber Ajansı'na (Hane-i Millet/ICANA) yaptığı açıklamada, AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell ve AB dönem başkanlığını yürüten İsveç'ten ‘AB’nin Avrupa Parlamentosu tarafından onaylanan kararı uygulama gibi bir çabası olmadığına’ dair ‘teminat’ aldığını söyledi. Ancak Abdullahiyan ‘Avrupa tutumunu düzeltmezse herhangi bir karşı önlem alınabileceğine’ dair uyarıda bulunarak söz konusu kararın ‘Avrupa Parlamentosu’ndaki bazı milletvekillerinin duygularını yansıttığını’ vurguladı.
Abdullahiyan, İran’ın NPT’den çıkma veya Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) gözlemcilerini ülkeden çıkarma ihtimaline ilişkin bir soruya şu yanıtı verdi:
 “Almanya Dışişleri Bakanı gibi bazı Avrupalı diplomatlar, yeterli tecrübeye sahip olmamalarına rağmen diplomasi mekanizmasının başındalar. Eğer kendileri mantıklı bir çerçevede hareket etmez ve tutumlarını düzeltmezlerse her ihtimal düşünülebilir.”
İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi de mecliste yeni bütçe taslağını savunurken, Avrupa’nın hamlesinin ‘sefil bir girişim’ olduğunu vurguladı. “Diğer hesapları gibi bu da başarısızlığa mahkumdur” dedi.

Deniz seyrüseferine ilişkin tehdid
İran Dini Lideri’ne bağlı İdeolojik ve Siyasi Rehberlik Dairesi’nin siyasi işlerden sorumlu yardımcısı olan Resul Sanayi Rad, "Avrupa ordularının terör listesine alınması karasularındaki hareketlerini kısıtlayacaktır. Bu durum bölgesel ve uluslararası güvenliği tehlikeye atacaktır” açıklamasında bulundu.
reformist çizgideki İranlı İşçiler Haber Ajansı’nın aktardığına (ILNA) göre milletvekili Muhammed Hasan Asfari konuya dair şunları söyledi:
“Hürmüz Boğazı'nda Avrupa gemilerinin hareketini kısıtlayacak bir tasarı için uğraşıyoruz. Avrupa Parlamentosu kararını geri çekmezse, meclisteki prosedürleri takip edeceğiz ve olağanüstü bir kararla Hürmüz Boğazı'ndaki gemilerinin hareketini sınırlayacağız. Bu nedenle Avrupa Parlamentosu'nun çok geç olmadan geri adım atması ve aklını başına alması daha iyi olur. DMO’ya yaptırım uygulanmasının nükleer anlaşmanın akıbetini etkileyeceği kesin. Bu, Avrupalıların çıkarına olmaz.”
Diğer yandan İran İstihbarat Bakanı İsmail Hatip ‘benzer bir karşılık verme’ hakkında yaptığı açıklamada “İslam Cumhuriyeti'nin ulusal güvenliği ile çatışan her türlü eyleme karşı benzer bir karşılık vermek ülkenin yasal hakkıdır” ifadelerini kullandı.

Meşruiyet krizi
Kayhan gazetesi, Avrupa Parlamentosu'nun aldığı karara işaret ederek bu karara imza atan ülkelerle iletişimin askıya alınması çağrısında bulundu.
İran Dini Lideri’nin ofisine bağlı olan gazete, İran’ın yalnızlığına ilişkin iç uyarılara ve iktidar düzeninin karşı karşıya olduğu meşruiyet krizine işaret ederek ‘DMO’yu terör örgütü olarak sınıflandıran belgeye imza atan’ ülkeleri, ‘aslında İslam Cumhuriyeti’ni tanımamakla’ suçladı.
Gazete haberinde söz konusu ülkelere dair şu ifadeleri kullandı:
“İran'ı pratikte ve tamamen bağımsız bir devlet olarak tanıyana ve iç işlerine karışılmaması gerektiğini kabul edene kadar, bizimle ilişkiye giremezler. İran'ı tamamen bağımsız bir devlet olarak tanıyana ve iç işlerine karışılmaması gerektiğini kabul edene kadar, bizimle yakınlaşamazlar. Dolayısıyla İran ile bu ülkeler arasındaki siyasi ve ekonomik tartışmalar askıya alınmalı ve her iki tarafın başkentlerdeki temsilcilikleri kapatılmalıdır.”
‘Avrupalıların yakında parlamentolarının kararlarından binlerce kez pişman olacakları büyük insani ve mali bedeller ödeyecekleri’ uyarısında bulunan gazetetenin haberinin devamı şöyle oldu:
“Avrupalılar İran'a bağlı bir bölgedeler. Geri kalan bölge ülkelerinin Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü (NATO) çerçevesinde askeri ve güvenlik varlığı var. Üslerini, askeri ve güvenlik güçlerini kolay kolay koruyamıyorlar (...) ABD, İngiltere, Fransa ve Almanya'nın da aralarında bulunduğu Batı ülkeleri askeri ve güvenlik güçlerinin, İran askeri ve güvenlik güçlerinden sürpriz saldırılar alması dikkat çekici.”
Gazete, bombalı saldırı planlamaktan Belçika'da 20 yıl hapis cezasına çarptırılan İranlı diplomat Esedullah Esedi’nin tutuklanmasını da gündeme taşıdı. Esedi, İran rejimine muhalif olan Halkın Mücahitleri Örgütü'nün (HMÖ) 30 Haziran 2018'de Fransa'daki büyük yıllık toplantısını hedef alacaktı.
Gazete haberinde konuya ilişkin “Avrupa'daki diplomatlarımızın tutuklanmasına karşı önlem alsaydık, Avrupa'nın İran’a yönelik saldırıları olmazdı” ifadelerini kullandı.
ABD daha önce 2019'da DMO’yu ‘terör’ örgütleri listesine dahil etmişti. Avrupa’da ise yasal olarak karmaşık olan bu prosedür, yaptırım uygulama yetkisi olan Avrupa Konseyi’ne ait.
Üye devletlerin çoğu parlamentonun kararına lehte oy verdi. 23 Ocak'ta yapılacak Avrupa dışişleri bakanları toplantısında, Ahlak Polisi tarafından gözaltına alındığı sırada hayatını kaybeden Mahsa Amini adlı genç kızın ölümünün ardından patlak veren protestoların ‘bastırılması’ ve İran’ın askeri teçhizatlarla Rusya’ya destek vermesi ile ilişkili olarak Tahran’a dördüncü yaptırım paketinin uygulanması görüşülecek.
DMO, İran’da 1979’da gerçekleştirilen ve Velayet-i Fakih yönetiminin benimsendiği devrim duyurulduktan sonra, öncelikli görevi devrimi savunmak olan ideolojik bir askeri güç olarak kuruldu. Rolü son yıllarda o kadar büyüdü ki siyasette ve ekonomide önemli bir aktör haline geldi.
DMO, İran Dini Lideri'nin emirlerine tabi, kara, deniz ve hava-uzay birimleriyle İran düzenli ordusuna paralel bir oluşum olarak kabul ediliyor. İran İstihbarat Bakanlığı'na paralel bir istihbarat kolu olmasının yanı sıra ekonomik alanlarda devlet kurumlarıyla rekabet eden kolları da bulunuyor.



Gazze halkı, savaşın neden olduğu yıkımın ardından kültürel mirasını korumak için zamanla yarışıyor

Gazze şehrinde yaşanan savaş sırasında İsrail bombardımanı sonucu hasar gören Büyük Ömer Camii'nin iç restorasyon çalışmaları sırasında çekilmiş bir fotoğraf, 17 Kasım 2025 (Reuters)
Gazze şehrinde yaşanan savaş sırasında İsrail bombardımanı sonucu hasar gören Büyük Ömer Camii'nin iç restorasyon çalışmaları sırasında çekilmiş bir fotoğraf, 17 Kasım 2025 (Reuters)
TT

Gazze halkı, savaşın neden olduğu yıkımın ardından kültürel mirasını korumak için zamanla yarışıyor

Gazze şehrinde yaşanan savaş sırasında İsrail bombardımanı sonucu hasar gören Büyük Ömer Camii'nin iç restorasyon çalışmaları sırasında çekilmiş bir fotoğraf, 17 Kasım 2025 (Reuters)
Gazze şehrinde yaşanan savaş sırasında İsrail bombardımanı sonucu hasar gören Büyük Ömer Camii'nin iç restorasyon çalışmaları sırasında çekilmiş bir fotoğraf, 17 Kasım 2025 (Reuters)

Gazze Şeridi’nde 70 bin kişinin hayatını kaybetmesi, çok sayıda kişinin yaralanması, yüz binlerce insanın yerinden edilmesi ve neredeyse bütün mahallelerin yok olmasının ardından, yeniden inşa artık hayal gücünü zorlayan, neredeyse tasavvur edilemez bir görev haline geldi.

Buna rağmen, bölgede en değerli tarihi yapılar arasında yer alıp ağır hasar gören az sayıdaki noktada, işçiler şimdiden çalışmaya başladı. Amaç, geçmişten geriye kalan az sayıdaki kalıntıyı toprak altından çıkarmak.

Bu alanlar arasında, Gazze’nin eski kent merkezinde bulunan ve savaş sırasında İsrail güçlerinin hedef aldığı en önemli kültürel miras olan Büyük Ömer Camii de bulunuyor. İsrail ordusu, avlularının altında savaşçılar tarafından kullanılan bir tünel bulunduğunu öne sürerek yapıyı bombaladığını açıklamıştı. Filistinliler ise böyle bir tünelin varlığını reddediyor ve saldırının Gazze’nin dini ve kültürel mirasını yok etmeye yönelik olduğunu savunuyor.

dfrgt
Gazze şehrinde bulunan Büyük Ömer Camii'nin içindeki enkazı temizleyen bir işçi, 17 Kasım 2025 (Reuters)

Batı Şeria’daki Beytüllahim’de bulunan Miras Koruma Merkezi’nde mimar ve kültürel miras uzmanı olarak görev yapan ve şu anda savaşta zarar gören alanları kurtarmak için Gazze’de çalışan Hammude ed-Dehdar, İsrail’in bu yapıların yıkımının Filistin tarihini silebileceğini düşünerek ‘yanıldığını’ söyledi.

Dehdar, Gazze’de Reuters’a yaptığı açıklamada, bu yapıların kadim bir halkın ortak hafızasını temsil ettiğini belirterek, “Bu miras, korunması ve savunulması için ortak çaba gerektiren bir bellektir” dedi.

İsrail ordusu ise Hamas hedeflerine yönelik her saldırının, bu tür alanları tehlikeye atabilecek olması nedeniyle sıkı bir onay sürecinden geçtiğini açıkladı.

fgt
Gazze şehrinde savaş sırasında hasar gören tarihi Paşa Sarayı'nda restorasyon çalışmaları yürüten işçiler, 11 Kasım 2025 (Reuters)

İsrail ordusu tarafından yapılan açıklamada, “İsrail ordusu, kültürel miras alanları ile tarihi ve kültürel önemi bulunan mekânlara azami hassasiyetle yaklaşmaktadır. Bu alanlar ve sivillerin zarar görmesini en aza indirmek, saldırı planlamasında temel bir önceliktir” ifadeleri yer aldı.

Zamansız hikayeler

Nüfusunun büyük bölümü, bugün İsrail sınırları içinde kalan şehir ve köylerden zorla göç ettirilmiş mülteciler ya da onların çocuklarından oluşan Gazze Şeridi’nde, Büyük Ömer Camii, Gazze halkını kendi kültürel mirasına ve Ortadoğu’nun zengin mimari tarihine bağlayan temel unsurlardan biriydi.

Halk arasında anlatılan geleneksel hikâyelere göre Samson’un onu esir alanların üzerine tapınağı yıktığı yer olduğu söylenen bu alan, İslam’ın 7. yüzyılda Halife Ömer bin Hattab döneminde Akdeniz’e ulaşmasından önce bir Bizans kilisesine de ev sahipliği yapıyordu. Bölge İslam hâkimiyetine girdikten sonra yapı camiye dönüştürüldü.

Sonraki yüzyıllar boyunca yapı; Memlükler, Haçlılar ve Osmanlılar tarafından pek çok kez yeniden şekillendirildi ve Orta Çağ’da bölgenin mimari harikalarından biri olarak ün kazandı.

Caminin minaresi, Gazze siluetinin en belirgin unsurlarından biriydi. Cemaat, kubbeli tavanlar altında ve cilalı taşlarla döşeli avlularda ibadet eder; namazın ardından caminin görkemli cephesinin önünden geçerek kapılarından dışarı çıkar ve eski kentin çevresindeki çarşı sokaklarına doğru akardı.

frgt
Gazze şehrinde savaş sırasında hasar gören tarihi Paşa Sarayı'nda restorasyon çalışmaları yürüten işçiler, 11 Kasım 2025 (Reuters)

Yakındaki Kayseriyye Çarşısı, dükkânlarıyla ünlüydü; esnafı ve komşuları, âşıkların düğün takılarından kıskanç kayınvalidelerin hikâyelerine uzanan unutulmaz öyküler anlatırdı. Bugün bunlardan geriye neredeyse hiçbir iz kalmadı.

Ağır hasar gören bir diğer yapı da 13. yüzyıla uzanan tarihi Paşa Sarayı oldu. Bir müzeye ev sahipliği yapan yapının sergilediği eserler artık kayıp.

Dehdar, kültür ve miras söz konusu olduğunda bunun yalnızca eski bir bina ya da tarihi taşlardan ibaret olmadığını vurgulayarak, “Her taş bir hikâye anlatır” dedi.

Filistin’in Batı Şeria merkezli Turizm ve Eski Eserler Bakanlığı Müsteşarı Cihad Yasin ise Filistinli yetkililer ve Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü’nün (UNESCO) tarihi alanların restorasyonu için üç aşamalı bir plan hazırladığını, ilk maliyetin 133 milyon dolar olarak öngörüldüğünü belirtti.

Yasin, önceliğin çökme riski taşıyan yapıların hızlı müdahaleyle desteklenmesi olduğunu söyledi. Ancak beyaz çimento ve alçı sıkıntısı yaşandığını, Gazze’deki kaynakların sınırlı olduğunu ve restorasyon malzemelerinin fiyatlarının ciddi şekilde arttığını ifade etti.

sdfgt
Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta İsrail hava saldırıları sırasında hasar gören, kısmen yıkılmış Berkuk Kalesi, 16 Kasım 2025 (Reuters)

Gazze Şeridi’nde kültürel mirasın yıkımı, evlerini ve geçim kaynaklarını kaybetmiş yaslı aileler arasında bile ayrı bir acı yaratmaya devam ediyor.

Münzir Ebu Asi, küçük kızı Kenzi’nin Büyük Ömer Camii’nin vurulduğunu duyunca hissettiği derin üzüntü nedeniyle onu teselli etmek zorunda kaldığını söyledi.

Ebu Asi, “Küçük kızım Kenzi çok üzüldü. Camiye saldırı haberini duyduğumuzda biz de şaşırdık; neden böyle bir şey yapıldı?” dedi.

Sözlerini sürdüren Ebu Asi, Paşa Sarayı’nın da bombalanmasının ardından artık kesin bir kanaate vardıklarını belirterek, “Bu işgalin, Filistin kimliğini yok etmek, her türlü Filistin eserini silmek istediği artık bizim için kesinleşti” ifadesini kullandı.


Etiyopya, Mısır'ı Afrika Boynuzu'nda ‘istikrarsızlaştırma kampanyası’ yürütmekle suçluyor

Rönesans Barajı (Reuters)
Rönesans Barajı (Reuters)
TT

Etiyopya, Mısır'ı Afrika Boynuzu'nda ‘istikrarsızlaştırma kampanyası’ yürütmekle suçluyor

Rönesans Barajı (Reuters)
Rönesans Barajı (Reuters)

Etiyopya Dışişleri Bakanlığı dün yaptığı açıklamada, Mısır’ı Afrika Boynuzu bölgesinde ‘Etiyopya’yı hedef alan bir istikrarsızlaştırma kampanyası yürütmekle’ ve ‘gerilimi artırmaya zemin hazırlamakla’ suçladı.

İki ülke arasında Mavi Nil üzerindeki Rönesans Barajı konusunda süren anlaşmazlığa atıfta bulunan bakanlık, açıklamasında Mısır’ın ‘Afrika Boynuzu’nda Etiyopya’yı merkeze alan, ancak onunla sınırlı olmayan bir istikrarsızlaştırma kampanyası yürüttüğünü’ savundu.

Bakanlık, Mısır’ın ‘diyaloğu reddettiğini ve gerilimi artırma niyetini açıkça ortaya koyan düşmanca söylemini yoğunlaştırdığını’ iddia etti.

Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati ise dün yaptığı açıklamada, ülkesinin Etiyopya’nın Rönesans Barajı’na ilişkin tek taraflı adımlarını reddettiğini yineleyerek, “Etiyopya’nın uygulamaları tüm Afrika kıtasının istikrarını tehdit eden ciddi bir tehlike oluşturuyor” dedi.

Mısır Su Kaynakları ve Sulama Bakanlığı da geçen ay yaptığı açıklamada, Etiyopya’nın baraj yönetiminde ‘tek taraflı ve kontrolsüz uygulamalarını’ sürdürdüğünü, bunun ‘havza ülkelerinin hak ve çıkarlarını tehdit eden ciddi riskler barındırdığını’ vurguladı.

Etiyopya, milyarlarca dolara mâl olan dev Rönesans Barajı’nın inşasına Nil Nehri üzerinde 2011 yılında başladı. Mısır ise projeyi, Afrika’nın en uzun nehrindeki tarihi su haklarını tehdit eden bir girişim olarak görüyor.

Afrika Birliği (AfB) arabuluculuğunda Mısır ile Etiyopya arasında yürütülen müzakereler Nisan 2021’de sonuçsuz kalmış; bunun üzerine Kahire, Addis Ababa’ya baskı uygulanması için konuyu Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi’ne taşımıştı.


İsrail, Gazze’nin güneyine düzenlediği hava saldırılarında 2’si çocuk 6 Filistinli hayatını kaybetti

İsrail'in Gazze Şehri'nin doğusunda düzenlediği hava saldırılarının ardından dumanlar yükseliyor (AFP)
İsrail'in Gazze Şehri'nin doğusunda düzenlediği hava saldırılarının ardından dumanlar yükseliyor (AFP)
TT

İsrail, Gazze’nin güneyine düzenlediği hava saldırılarında 2’si çocuk 6 Filistinli hayatını kaybetti

İsrail'in Gazze Şehri'nin doğusunda düzenlediği hava saldırılarının ardından dumanlar yükseliyor (AFP)
İsrail'in Gazze Şehri'nin doğusunda düzenlediği hava saldırılarının ardından dumanlar yükseliyor (AFP)

Filistin merkezli Ma'an haber ajansının bildirdiğine göre, dün akşam (Çarşamba) Gazze Şeridi’nin güneyine düzenlenen İsrail hava saldırılarında 6 Filistinli hayatını kaybetti, çok sayıda kişi de yaralandı.

Ajans, İsrail ordusunun Han Yunus kentinin batı bölgelerini en az dört füzeyle vurduğunu aktardı.

Filistinli sağlık kaynakları, “aralarında iki çocuğun da bulunduğu 6 kişinin İsrail bombardımanında yaşamını yitirdiğini” bildirdi.

Saldırının, Han Yunus’un batısındaki Mevasi bölgesinde bulunan bir çadırı hedef aldığı belirtilirken, gelişmenin İsrail ordusunun gün içinde Refah’ın güneyinde yaşanan çatışmalarda 5 askerinin yaralandığını duyurmasının ardından geldiği ifade edildi.