Yemen'de iki mahkumun Husi hapishanelerinde işkence sonucu ölmesi öfkeyi artırdı

Yemen'in Saada kentinden yerinde barınan edilmiş vatandaşlar Husilerin Marib'te gerçekleştirdiği infazları protesto etti. (SABA)
Yemen'in Saada kentinden yerinde barınan edilmiş vatandaşlar Husilerin Marib'te gerçekleştirdiği infazları protesto etti. (SABA)
TT

Yemen'de iki mahkumun Husi hapishanelerinde işkence sonucu ölmesi öfkeyi artırdı

Yemen'in Saada kentinden yerinde barınan edilmiş vatandaşlar Husilerin Marib'te gerçekleştirdiği infazları protesto etti. (SABA)
Yemen'in Saada kentinden yerinde barınan edilmiş vatandaşlar Husilerin Marib'te gerçekleştirdiği infazları protesto etti. (SABA)

Yemen’de İran destekli Husi milislerin sekiz yıl boyunca kaçırılan 300 sivili öldürdüğü yönündeki suçlamaları artarken Husi kontrolündeki hapishanelerde tutulan iki mahkumun işkence altında ölmesi geniş çaplı öfkeye yol açtı.
Yemen insan hakları raporlarına göre El-Bayda vilayetinden bir sivil mahkum ile başka bir tutuklu Sana'da, terörist Husi milislerin hapishanelerinde gördükleri işkence sonucu yaşamlarını yitirdi.
Hak ve Özgürlükler (Musavat) Örgütü, 40 yaşındaki Mansur bin Hüseyin’in ailesinden, oğullarının evden kaçırılmasından 7 ay sonra Husi milis hapishanelerinde ağır işkenceler altında öldüğünü doğrulayan haber aldığını aktardı.
Açıklamada, mahkum Hüseyin’in ailesinin geçtiğimiz perşembe günü Husi milislerden oğullarını serbest bırakma sözü aldığı belirtilirken, hapishaneye tahliyesi için gittiklerinde milislerin aileye oğullarının hapishanede öldüğünü söylemesi üzerine şok yaşadıkları kaydedildi.
İnsan hakları örgütü, el Numan bölgesinden 26 yaşındaki Ulusal Ordu askeri Hadi Hüseyin Salim’in ailesinden de benzer bir haber aldıklarını aktardı. Açıklamada, Salim’in tutuklanmasından bir buçuk yıl sonra Husi milislerin işkencesi nedeniyle öldüğünün doğrulandığı kaydedildi.
Musavat’ın açıklamalarına göre Husi milislerinin cezaevlerinde uyguladıkları vahşi işkence yöntemleri genellikle ölümle sonuçlanıyor. Bunların en sonuncu ise Hüseyin ve Salim oldu.
Örgüt, Uluslararası ceza hukuku, Lahey Sözleşmeleri, Cenevre Sözleşmesi ve Uluslararası Ceza Mahkemesi Tüzüğü, Nürnberg Mahkemesi İlkeleri, Nürnberg Askeri Mahkemesi Tüzüğü ve  İşkenceye Karşı Sözleşme ’ye göre sivilleirn kaçırılmasının ve işkence etmenin suç olarak sınıflandırıldığını, bir askere işkence edilmesinin de savaş suçu olarak nitelendirildiğini kaydetti.
Musavat, Temmuz 2022'deki bir önceki raporunda, Eylül 2014'te gerçekleşen darbeden bu yana Husi grubun kontrolü altındaki cezaevleri ve gözaltı merkezlerinde işkence altında yaşamını yitirenlerin sayısının yaklaşık 300 olduğunu vurguladı.
Bu, Yemenli insan hakları aktivistlerin, milislerin başta Saada vilayeti olmak üzere hapishanelerde kaçırılanların çoğuna yönelik infaz emirlerini yerine getireceğine dair korkuların arttığı bir zamanda meydana geldi.
Marib şehrinde barınan, Saada'nın zorla yerinden edilmiş halkı, son Husi infaz emirlerini kınayarak bunu terörist ideoloji ve eylemlerine karşı çıkan Saada halkına karşı Husilerin uyguladığı terörist baskı ve taciz eylemi olarak niteledi.
Protestocular alınan bu kararları ve Husi grubun fikirlerini reddeden sesleri terörize etmek, susturmak ve onurlu yaşam haklarına el koymak amacıyla yürüttüğü tüm suç eylemlerini şiddetle kınadıklarını ifade eden bir bildiri yayınladı.
Husiler darbe kontrolündeki bölgelerde halka yönelik ihlallerini arttırırken ateşkesinin yenilenmesi, genişletilmesi ve Yemen krizine kapsamlı bir siyasi çözümün önünün açılmasına yönelik çabalara karşı çıkmaya devam ediyor.

Zubeydi-Hoff buluşması
Diğer yandan resmi medyaya göre Yemen Başkanlık Konseyi üyesi Aydarus ez-Zubeydi, Hollanda’nın Yemen Büyükelçisi Peter Der Hoff’u Riyad’da kabul etti. Görüşmede, bölgesel ve uluslararası düzeyde yürütülen çabalar ışığında Yemen arenasındaki son gelişmelerin yanı sıra savaşın bitmesi ve barışın gelmesi için izlenecek strateji ele alındı.
SABA haber ajansına göre, görüşmede ayrıca Yemen’deki ekonomik durum, Husilerin hayati tesislere yönelik saldırıları, Hadramut ve Şebve’deki petrol ihracat limanlarının hedef alınması, terör saldırılarının yol açtığı insani felaket, çalışanların maaşlarının askıya alınması, yerel para biriminin döviz kuru karşısında değer kaybetmesi ve tüketici fiyatlarının yükselmesi konuları ele alındı.



İsrail, Gazze'deki tampon bölgeyi genişletmek için acele ediyor

 İsrail ordusunun dün Gazze şehrinde bir evi yıkmasının ardından yükselen dumanlar (AP)
İsrail ordusunun dün Gazze şehrinde bir evi yıkmasının ardından yükselen dumanlar (AP)
TT

İsrail, Gazze'deki tampon bölgeyi genişletmek için acele ediyor

 İsrail ordusunun dün Gazze şehrinde bir evi yıkmasının ardından yükselen dumanlar (AP)
İsrail ordusunun dün Gazze şehrinde bir evi yıkmasının ardından yükselen dumanlar (AP)

İsrail, Gazze Şeridi’nde işgal altındaki bölgeler (Sarı Hattın doğusu) ile Hamas'ın faaliyet gösterdiği bölgeleri (Sarı Hattın batısı) birbirinden ayıran Sarı Hattın yaklaşık 3 kilometre batısında yeni bir tampon bölge oluşturmaya çalışıyor.

Şarku’l Avsat'a konuşan silahlı gruplardan saha kaynaklarına göre İsrail'in bu çabaları, ateşkesin ikinci aşamasına geçmeden önce sahadaki yeni durumu istikrara kavuşturmayı amaçlıyor. Bu çabalar, işgalci İsrail güçlerinin tampon bölge için istedikleri yerleri belirlemelerine olanak tanıyan evlerin yıkılması ve arazinin düzleştirilmesini içeriyor.

Sahadaki bu gelişmeler, İsrail Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir'in geçtiğimiz pazar günü Gazze Şeridi'ndeki İsrail güçlerini teftiş ederken yaptığı açıklamalarla tutarlıydı. Zamir, Sarı Hattın yeni bir sınır, yerleşim yerleri için ileri bir savunma hattı ve bir saldırı hattı oluşturduğunu söyledi.

Buna karşın Hamas liderlerinden Husam Bedran, Zamir'in açıklamalarının işgalin ateşkes anlaşmasının şartlarına uymadığını açıkça ortaya koyduğunu vurguladı. Bedran dün Fransız Haber Ajansı AFP'ye yaptığı açıklamada, Hamas’ın anlaşmanın ikinci aşamasına geçilmeden önce İsrail'in ateşkese yönelik ihlallerine son verilmesini istediğini belirtti.


Netanyahu: Şam ile temaslar bir anlaşmayla sonuçlanmadı

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve ABD Başkanı Donald Trump (AP)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve ABD Başkanı Donald Trump (AP)
TT

Netanyahu: Şam ile temaslar bir anlaşmayla sonuçlanmadı

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve ABD Başkanı Donald Trump (AP)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve ABD Başkanı Donald Trump (AP)

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun ofisinden dün yapılan açıklamada, Suriye meselesine ilişkin ABD'nin de katıldığı son görüşmelerin iki taraf arasında bir anlaşma veya mutabakata yol açtığı iddiaları yalanlandı.

Açıklamada, Suriye ile ilgili konularda Washington'ın himayesinde görüşmeler ve temaslar yapıldığı, ancak bunların henüz ön görüşme aşamasında olduğu vurgulandı.

Bu konuda herhangi bir anlaşma veya niteliksel ilerleme olduğu yönündeki iddiaların doğru olmadığı vurgulanan açıklamada, temasların ABD'nin bölgede yürüttüğü daha geniş diplomatik çabaların bir parçası olduğu belirtildi.

Kaynaklara göre Netanyahu, İsrail medyasının, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurul toplantıları sırasında, ABD'nin arabuluculuğuyla iki taraf arasında varılan anlaşmayı imzalamayı reddettiğini bildirmesinin ardından bu açıklamayı yapmak zorunda kaldı.


Şam'daki Mezze Askeri Havaalanı çevresine havan toplu saldırı: Can kaybı yok

İsrail'in geçtiğimiz yaz Şam'a düzenlediği hava saldırıları sonrasında yükselen dumanlar (Reuters)
İsrail'in geçtiğimiz yaz Şam'a düzenlediği hava saldırıları sonrasında yükselen dumanlar (Reuters)
TT

Şam'daki Mezze Askeri Havaalanı çevresine havan toplu saldırı: Can kaybı yok

İsrail'in geçtiğimiz yaz Şam'a düzenlediği hava saldırıları sonrasında yükselen dumanlar (Reuters)
İsrail'in geçtiğimiz yaz Şam'a düzenlediği hava saldırıları sonrasında yükselen dumanlar (Reuters)

Suriye Devlet Televizyonu dün akşam başkent Şam'daki Mezze Askeri Havaalanı çevresine ‘nereden ateşlendiği bilinmeyen’ havan topları düştüğünü, ancak herhangi bir can kaybı yaşanmadığını bildirdi.

Suriye Arap Haber Ajansı SANA’ya konuşan askeri bir kaynak, üç havan topunun Şam'daki Mezze Askeri Havaalanı çevresini hedef aldığını, ancak herhangi bir can kaybı veya maddi hasara yol açmadığını söyledi. SANA, ‘İlgili yetkililer Mezze Askeri Havaalanı çevresine konuşlandı ve havan toplarının nereden ateşlendiğini belirlemek için soruşturma başlattı’ bilgisini aktardı.

Reuters geçtiğimiz kasım ayında, ABD'nin Suriye ile İsrail arasında bir güvenlik anlaşmasının önünü açmak için Şam'daki bir hava üssünde askeri olarak konuşlanmayı planladığını bildirmişti.

Şarku'l Avsat'ın edindiği bilgiye göre hava üssü, İsrail ve Suriye arasında gelecekte imzalanacak bir saldırmazlık anlaşması kapsamında silahsızlandırılmış bölge oluşturulması beklenen Suriye'nin güneyindeki bazı bölgelerin girişinde yer alıyor.

O dönemde SANA, Suriye Dışişleri Bakanlığı'ndan bir kaynaktan bilgiler aktaran Reuters'ın haberini yalanlamış ve ‘Reuters'ın Suriye'deki ABD üsleri hakkında yayınladığı haberlerin hiçbir gerçeklik payı yoktur’ ifadelerini kullanmıştı.

ABD, Suriye ile İsrail arasındaki gerilimi azaltmak ve Şam'ın İsrail'in son zamanlarda ele geçirdiği topraklarını geri almasını sağlayacağını umduğu bir güvenlik anlaşmasına varmak için iki taraf arasında arabuluculuk yapıyor.