Lübnan’da oturma eylemi yapan milletvekilleri zorluklarla karşı karşıya

Protest yapan milletvekillerinin parlamento binası yakınlarına park etmeleri yasaklandı.

Oturma eylemi yapan milletvekillerinin gece çekilen görüntüleri sosyal medyada hızla yayıldı.
Oturma eylemi yapan milletvekillerinin gece çekilen görüntüleri sosyal medyada hızla yayıldı.
TT

Lübnan’da oturma eylemi yapan milletvekilleri zorluklarla karşı karşıya

Oturma eylemi yapan milletvekillerinin gece çekilen görüntüleri sosyal medyada hızla yayıldı.
Oturma eylemi yapan milletvekillerinin gece çekilen görüntüleri sosyal medyada hızla yayıldı.

Lübnan’da Değişim Güçleri Partisi’den milletvekilleri, yeni cumhurbaşkanının seçilmesi için baskı oluşturmak amacıyla perşembe gününden bu yana meclis binası içerisinde gerçekleştirdikleri oturma eylemini büyük zorluklar altında yürütüyor.
Bu zorlukların başında elektriğe erişimleri geliyor. Zira mecliste hafta içi günde en fazla beş saat elektrik bulunurken hafta sonu ise elektrikler tamamen kapatılıyor.
Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre milletvekili Paula Yacoubian meclisteki ofisine jeneratör getirilmesini istedi ancak Meclis Genel Sekreteri Adnan Daher buna izin vermeyerek konuyu bu hafta başında yeniden gündeme taşıyacağı sözü verdi.
Meclisteki tüm salonlar gibi koridorlar da öğleden sonra karanlığa bürünüyor. Yollarını aydınlatmak için telefonlarını kullanan milletvekilleri, akşam saatlerinde üzerinde oturacakları veya uyuyacakları kanepelerin bulunduğu ofislere dağılıyor.
Milletvekilleri Nejat Saliba, Melhem Halef, Halime el-Kakur ve Firas Hamdan meclis binasında uyuyor. Ancak Değişim Güçleri’nin 12 milletvekilinin çoğu ve çok sayıda muhalefet milletvekili, günün her saatinde meslektaşlarıyla dayanışma içinde. Meslektaşları kendilerine  yiyeceğin yanı sıra birçok ihtiyaçlarını sağlıyor.
Değişim Güçleri’nden bir milletvekili, meclis yöneticileri ve güvenlik görevlilerinin meclis binası ve cumhurbaşkanlığı kapılarının yakınlarına araçlarını park etmelerini engellediklerini aktardı. Kendilerini karanlık olan garajı kullanmaya mecbur bıraktıklarını söyledi. Milletvekili açıklamasında karanlık garajdaki güvenlik görevlilerinin ise kendilerine ‘iyi’ davrandığını vugruladı.
Değişim Güçleri’nden bir diğer milletvekili de Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, mecliste protestolarını yürütürken karşılaştıkları zorluklar hakkında ayrıntı vermezken bu durumun, zorluklarının döviz kurunun değerinin 50 bin Lübnan lirası eşiğini aşmasıyla Lübnan halkının karşılaştığı zorluklara kıyasla çok basit kaldığını söyledi.
Diğer yandan gazetecilerin, Beyrut'un merkezinde bulunan parlamento binasının yer aldığı Necme Meydanı’na girmelerine bile izin verilmiyor. Milletvekilleri ve meclis çalışanları haricindekilere meydana giden tüm yolların kapandı. Bu nedenle gazeteciler milletvekillerinin protestolarını uzaktan takip etmek zorunda kalıyor. Medya çalışanlarının meclis içindeki faaliyetleri haber yapmalarına genellikle izin veriliyor ancak Değişim Güçleri milletvekilleri tarafından perşembe günü mecliste yapılan oturma eyleminin başlatılmasından bu yana olayları yakından takip etmeleri engelleniyor.
Medya bu konuda paylaştığı içerikleri, bazı milletvekilleri tarafından çekilen video kliplere, uygulamalar aracılığıyla gönderdikleri doğrudan mesajlara ya da bazı milletvekillerinin canlı televizyon röportajlar vermek için medyanın bulunduğu yerlere giderek yaptığı açıklamalara dayandırıyor. Halef, MTV’ye verdiği röportajda şunları söyledi:
“Adımımız ölümcül durgunluğu bozdu. Sorumsuzca olan rahatlama bizi intihar niteliğindeki durgunluktan çıkmak için bu adımı atmaya zorladı. Bizler görevlerimizi yerine getirmek için mecliste bulunuyoruz ve milletvekillerinin cumhurbaşkanı seçiminde üzerlerine düşen sorumluluğu üstleneceklerini umuyoruz. Gelecek seçim turları başlayana kadar burada kalacağız.”
Milletvekili Firas Hamdan da açıklamasında “Cumhurbaşkanı seçmek sihirli bir çözüm değil ancak her seviyede çarkı döndürmenin bir başlangıcıdır. Ayrıca milletvekillerinin oturma eylemi kimseye yönelik bir mesaj içermiyor” dedi.



Hizbullah'a "çağrı cihazı" operasyonunun detayları ortaya çıktı

Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)
Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)
TT

Hizbullah'a "çağrı cihazı" operasyonunun detayları ortaya çıktı

Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)
Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)

Lübnan'da Hizbullah'ın çağrı cihazlarının ardından telsiz, radyo ve güneş enerjisi panellerinin patlatılmasıyla bölge topyekun savaşa doğru sürükleniyor. 

17 Eylül'de Hizbullah'ın kullandığı çağrı cihazlarında eş zamanlı patlamalar yaşanmış, ikisi çocuk 12 kişi hayatını kaybetmiş, 2 bin 800 kişi de yaralanmıştı. 

Dün de ülkedeki telsiz, radyo ve güneş enerji sistemlerinde patlama gerçekleşti. En az 20 kişinin öldüğü, 450'den fazla kişinin de yaralandığı bildiriliyor. Lübnanlı yetkililer, olaydan İsrail'i sorumlu tutarken Tel Aviv'den henüz açıklama gelmedi.

Diğer yandan saldırıyla ilgili bilgiye sahip olan fakat adlarının gizli tutulmasını isteyen kaynaklar, Amerikan gazetesi New York Times'a (NYT) operasyonun ardında İsrail'in olduğunu doğruluyor. 

Mossad'ın BAC Consulting adlı bir paravan şirket kurduğu ve çağrı cihazlarını bubi tuzağına dönüştürerek Lübnan'a soktuğu iddia ediliyor. Macaristan merkezli bu paravan şirket, kağıt üstünde Tayvanlı Gold Apollo firması adına çağrı cihazı üretiyor. Kimliklerinin açıklanmasını istemeyen İsrailli istihbaratçılar, buna ek olarak operasyonda en az iki paravan şirket daha oluşturulduğunu belirtiyor. 

Kaynaklar, AR-924 model numaralı cihazların bataryalarına patlayıcı bir madde olan pentaeritritol tetranitrat (PENT) yerleştirildiğini ve bunların 2022 yazında Lübnan'a gönderildiğini ifade ediyor.

Hizbullah, İsrail istihbaratı tarafından takip edilmemek için cep telefonlarını bırakıp çağrı cihazı kullanmaya başlamıştı. Kaynaklar, bu kararın ardından milyonlarca dolarlık yatırımla üretimin artırıldığını ve Lübnan'a bubi tuzağı haline getirilmiş binlerce cihaz sokulduğunu söylüyor.

Öte yandan ikinci dalga saldırıda telsiz ve güneş enerji panellerinin nasıl patlatıldığı henüz bilinmiyor.

NYT'nin patlayan telsizlerin görüntülerinden yola çıkarak yaptığı analizde, bunların çağrı cihazlarından daha ağır ve büyük olduğuna, bu yüzden daha fazla hasar yarattığına işaret ediliyor. 

Ayrıca telsizlerin patlamasıyla daha büyük yangınlar çıktığına, bunun da çağrı cihazlarına kıyasla telsizlere daha fazla patlayıcı yerleştirilmiş olabileceğini gösterdiğine dikkat çekiliyor.

Lübnan'ın açıkladığı rakamlara göre telsizlerin patlatılmasıyla en az 71 ev ve dükkanla 18 sivil araç ve motosiklet yandı. 

Telsizlerden bazılarında Japon firması Icom'un amblemi görülüyor. Ancak şirket, IC-V82 model numaralı telsizlerin ve bunlarda kullanılan bataryaların üretiminin neredeyse 10 yıl önce durdurulduğunu belirtiyor. Patlayıcıların bu cihazlara nasıl yerleştirildiğiyse henüz netleştirilemedi. Icom, bu telsizlerin sahte olabileceğini öne sürüyor.

Lübnan medyasındaki haberlerde, saldırıda en az iki güneş enerjisi panelinin de alev aldığı bildiriliyor. Saldırılarda çıkan küçük çaplı yangınların söndürüldüğü bildirilirken, patlamada bir kız çocuğunun yaralandığı aktarılıyor. Ancak bu panellerin infilak ettirilen diğer cihazların etkisiyle mi alev aldığı yoksa uzaktan kumandayla mı patlatıldığı belli değil. 

Amerikan düşünce kuruluşu Soufan Center'dan Clara Broekaert, CNN'e açıklamasında saldırı dalgasının Lübnan halkının psikolojisini olumsuz etkilediğini ve Hizbullah üzerinde misilleme baskısı oluşturduğuna dikkat çekerek şunları söylüyor:

Saldırılarda günlük hayatın böylesine korkunç, beklenmedik ve geniş ölçekte kesintiye uğratılması, misilleme yapılmasına yönelik ekstra bir baskı yaratacaktır diye düşünüyorum. İnsanlar yaşananların hesabının sorulduğunu görmek istiyor.

Üst üste gelen saldırıların ardından dün Hizbullah, İsrail sınırındaki el-Merc bölgesine füze fırlattı. İkisi ağır 8 İsraillinin yaralandığı bildirilirken, bu kişilerin sivil veya asker olduğuna ilişkin bilgi paylaşılmadı.

Independent Türkçe, Times of Israel, New York Time, Japan Times, CNN, France 24