Husiler Sağlık Bakanlığı’nın bahçesini patates tarlasına çevirdi

Husilerin elindeki Gençlik ve Spor Bakanı’nın Spor Hekimliği Merkezi talan edildi

Husiler tarafından satılan Sana'daki binicilik kulübünün bir bölümü (kulübün resmi web sitesi)
Husiler tarafından satılan Sana'daki binicilik kulübünün bir bölümü (kulübün resmi web sitesi)
TT

Husiler Sağlık Bakanlığı’nın bahçesini patates tarlasına çevirdi

Husiler tarafından satılan Sana'daki binicilik kulübünün bir bölümü (kulübün resmi web sitesi)
Husiler tarafından satılan Sana'daki binicilik kulübünün bir bölümü (kulübün resmi web sitesi)

Husi darbecilerin gerçekleştirdiği yağma, yalnızca devlet kurumlarının gelirleri ve arazileri ile sınırlı değil. Husiler yalnızca muhaliflerin mülklerini gasp etmiyorlar. Darbe hükümetinin Gençlik ve Spor Bakanı yeni bir yağma ve gasp modeli izleyerek Sporcu Hekimliği Merkezi'ni ele geçirerek ailesi ve kardeşlerinin konutu haline getirdi, bakanlık binasının avlusunu da patates tarlasına çevirdi. Ayrıca 2000 yılında kurulan Sana'daki binicilik kulübünü de satışa çıkardı.
Husi darbeciler, eski bakanları Hasan Zeyd'in iki yıl önce Sana'nın merkezinde öldürülmesinin ardından Saada şehrinden Muhammed Mecduddin el-Mueyyidi'yi getirdi. Yemen'de mezhepçiliğin en önde gelen savunucularından biri olan babasından aldığı mezhep ve hanedan düşüncesinin tüm vasıflarını ve yeteneklerini teşkil etmesine rağmen, onu Gençlik ve Spor Bakanlığı'nın başına atadılar.
Mueyyidi'nin göreve geldikten sonra yaptığı ilk iş, başkent Sana'nın kuzeyindeki es-Sevra Spor Kenti’nde bulunan Spor Hekimliği Merkezi’ni ele geçirmek oldu. Başkentte Gençlik ve Spor Bakanlığı bünyesinde çalışan işçilerin ifade ettiğine göre, kardeşlerini aynı binada yaşamaları için getirmeden önce burayı kendisi ve ailesi için kişisel bir konut haline getirdi.
Spor Hekimliği Merkezi'nin ele geçirilmesiyle ilgili bazı eleştirel seslerin yükselmesiyle birlikte, darbeci bakan Spor Hekimliği Merkezi'nin ekipmanını Spor Kenti'ndeki gençlik yurdunun bir parçası olan küçük bir binaya taşıdı. Kontrolleri altındaki bölgelerdeki Husi Yüksek Siyasi Konseyi (Darbe Yönetim Konseyi) Başkanı Mehdi el-Meşat, bunu darbe döneminin yeni bir kazanımı olarak göstermek ve skandalın üstünü örtmek için bölgeye getirildi.
Mueyyidi’nin davranışları bununla da sınırlı kalmadı. Bir gün bakanlık binasındaki çalışanlar, tarlayı sürmek için bir makinenin ve bakanlık bahçesindeki işçilerin varlığını görünce şaşırdılar. Neler olduğunu sorduklarında, Husi liderin gıdada kendi kendine yeterlilik dedikleri girişimi başarmak için darbe liderinin çağrısıyla harekete geçtiği ve bakanlığın bahçesini bir patates tarlasına çevirmeye karar verdiği söylendi.
Sana'daki Gençlik ve Spor Bakanlığı bünyesinde çalışan kıdemli işçiler, bakanlık bahçesinde olanları gördüklerinde şok olduklarını itiraf ediyorlar. Bu girişim için yardımcılarının fikrini almayan Mueyyidi’nin yardımcıları da diğer işçiler gibi bahçenin tarlaya çevrilmesine şaşırdılar. Mueyyidi’nin sporla veya gençlik faaliyetleriyle ilgisi olmadığını iddia ettiler. Husi yönetiminin, spor kulüplerini ve derneklerini mezhep ideolojisini destekleyen yerlere dönüştürmek ve kulüpler arasından gençleri cezbedip cephelere göndermek amacıyla onu bu makama getirdiğini belirttiler.
Husi liderinin faaliyetleri, başkentte 2001 yılında kurulan Binicilik Kulübü'nün genel merkezini ve pistini satmaya kadar uzandı. Kaynaklar, anlaşmanın iki aşamada gerçekleştiğini ve ilk etapta kulüp arazisinin yarısının satıldığını, birkaç gün önce de sürecin tamamlandığını ve kalan arazinin bir tüccara satıldığını belirttiler. Şarku’l Avsat ile konuşan Binicilik Federasyonu'ndaki kaynakların tahminlerine göre, anlaşmanın değeri yaklaşık 10 milyon doları buldu.
Kaynaklar, darbecilerin, kimsenin tanımadığı milis hükümetinin Gençlik ve Spor Bakanı ile gizli anlaşma yaparak Heziz bölgesindeki Binicilik Kulübü'ne ait araziden 500 tuğla alan (Yemen’de bir ölçü birimi) (bir tuğla alan 44 metrekare) araziyi sattığını belirtti. Başkentin güneyinde bin tuğla alanı bulan bu arazi küçük ve orta büyüklükte parçalara bölünerek satıldı. Bir tuğla alan yaklaşık 6 milyon Yemen riyaline satılıyor (bir dolar 560 riyale eşittir).
Yemen'deki Binicilik Federasyonu, 1 Eylül 2022'de Suudi Arabistan'ın Taif kentinde yapılan federasyon genel kurulunun acil toplantısı ve olağan seçim meclisi sırasında Arap Binicilik Federasyonu'na tam üyelik aldı.
Eldeki veriler, bayram ve tatillerde bin beş yüz – iki bin arasında kişinin ağırlandığını ve bu sporun darbe öncesi dönemde kulüpte sadece erkeklerle sınırlı kalmadığını, kadın üye sayısının yüzde 30'a ulaştığını gösteriyor.
Merhum Yemen Devlet Başkanı Ali Abdullah Salih'in binicilik kulübünün kurulmasına destek vermesi, Cumhurbaşkanlığı konutunda sahip olduğu Yemen ve Arap ırklarından 30 attan 13'ünü kulübe hediye etmesi ve bu atların eğitimlerinin ülkenin en iyi jokeylerinden üçünün gözetiminde olması dikkat çekicidir.



Gazze ateşkesi: Arabulucuların çıkmazı aşmak için seçenekleri neler?

Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Beyt Lahiya'da bulunan Endonezya Hastanesi’nde kefene sarılmış kızı için ağlayan Filistinli bir baba (AFP)
Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Beyt Lahiya'da bulunan Endonezya Hastanesi’nde kefene sarılmış kızı için ağlayan Filistinli bir baba (AFP)
TT

Gazze ateşkesi: Arabulucuların çıkmazı aşmak için seçenekleri neler?

Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Beyt Lahiya'da bulunan Endonezya Hastanesi’nde kefene sarılmış kızı için ağlayan Filistinli bir baba (AFP)
Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Beyt Lahiya'da bulunan Endonezya Hastanesi’nde kefene sarılmış kızı için ağlayan Filistinli bir baba (AFP)

Hamas'ın 7 Ekim 2023'ten bu yana devam eden savaşı sona erdirecek kapsamlı bir anlaşmanın imzalanması önceliğinde ısrar etmesi ve geçici ateşkes önerisini göz ardı etmesinden sonra Gazze Şeridi'nde ateşkes anlaşmasının tekrar başlaması yeni bir krizle karşı karşıya.

Özellikle İsrail'in gerilimi artırması ve ABD Başkanı Donald Trump'ın önümüzdeki ay bölgeye yapacağı ziyaretin yaklaşması nedeniyle ateşkes anlaşmasını kabul etmeye kapıyı kapatmayan Hamas, daha önce Doha'da liderleriyle görüşen ABD Başkanı Donald Trump'ın rehine işlerinden sorumlu özel temsilcisi Adam Boehler'e kapsamlı bir anlaşmanın imzalanması konusunda pozisyonlarının aynı olduğunu bildirdi. Şarku’l Avsat'a konuşan uzmanlar bu durumu, Filistin hareketinin manevraları ile Binyamin Netanyahu hükümetinin gerilimi artırması arasında çok zor ‘parmak ısırma’ aşamasının tanımı olarak görüyor.

Uzmanlar arabulucuların rolü konusunda, kapsamlı bir anlaşmaya varmaya ya da iki tarafı yeniden yakınlaştırmaya çalışmak ile Hamas'ın hafta ortasında İsrailli muadile sunulmadan önce prensipte kabul ettiği son Mısır önerisine göre, ABD'nin ve muhtemelen Türkiye'nin desteği ve garantisiyle kapsamlı bir anlaşmaya yol açacak kısmi ateşkesi kabul etmeleri için iki tarafa baskı yapmak arasında bölünmüş durumda.

Alternatif bir öneri sunan Hamas'ın Gazze'deki lideri Halil el-Hayye, perşembe akşamı televizyonda yaptığı konuşmada, ‘hareketin, İsrail'in bölgeden çekilmesini garanti altına alan ve Gazze Şeridi'ndeki savaşı sona erdiren bir anlaşma çerçevesinde, tüm esirlerin İsrail tarafından alıkonulan mutabık kalınan sayıda Filistinliyle takas edilmesini öngören bir anlaşmayı derhal müzakere etmeye hazır olduğunu’ söyledi. El-Hayye, “Tüm esirlerin ve işgal tarafından tutulan mutabık kalınan sayıda mahkûmun serbest bırakılmasını içeren kapsamlı bir paket üzerinde müzakerelere derhal başlamaya hazır olduğumuzu yineliyoruz. Bunun karşılığında işgal, halkımıza karşı yürüttüğü savaşı tamamen durdurmalı ve Gazze Şeridi'nden tamamen çekilmelidir” ifadelerini kullandı.

El-Hayye sözlerini şöyle sürdürdü: “Kısmi anlaşmalar Netanyahu ve hükümeti tarafından, bedeli tüm esirlerin feda edilmesi olsa bile, imha ve açlık savaşının sürdürülmesine dayalı siyasi gündemine bir kılıf olarak kullanılıyor. Biz bu politikanın bir parçası olmayacağız.”

El-Hayye, ABD Özel Temsilcisi Adam Boehler'in esir dosyası ve savaşın birlikte sona erdirilmesi yönündeki tutumunu memnuniyetle karşılayarak, bunun, ‘hareketin kapsamlı bir anlaşmaya varılması yönündeki tutumuyla kesiştiğini’ söyledi. Diğer yandan, ‘Hamas'ın bizim şartlarımıza uygun bir şey sunması halinde bu teklife sıcak baktıklarını’ belirten Boehler, esirler konusunda kapsamlı bir anlaşmaya varılması ihtimalinin her zaman mevcut olduğunu ifade etti.

erlerinden edilmiş Gazzeli kadın ve çocuklar, eşyalarıyla birlikte bir kamyonetin arkasında seyahat ediyorlar. (AFP)Yerlerinden edilmiş Gazzeli kadın ve çocuklar, eşyalarıyla birlikte bir kamyonetin arkasında seyahat ediyorlar. (AFP)

CNN, ismi açıklanmayan bir Hamas liderinin pazartesi günü “Kahire'den gelen İsrail teklifini reddediyoruz ve kapsamlı bir anlaşma istiyoruz” dediğini aktardı.

Maariv gazetesi tarafından dün yayınlanan yeni bir ankete göre İsraillilerin yüzde 62'si çatışmaların durdurulması ve Gazze Şeridi'nden çekilme karşılığında tüm esirlerin bir kerede serbest bırakılacağı bir anlaşmaya destek verirken, yüzde 21'i buna karşı çıktı, yüzde 17'si ise fikrini belirtmedi.

Hamas'ın tutumunun ardından dün İsrailli bir güvenlik kaynağı, ‘İsrail'in Gazze Şeridi üzerindeki askeri baskıyı yoğunlaştıracağını, bu reddin Hamas'a ve üst düzey yetkililerine zarar vereceğini, havadan, denizden ve karadan askeri baskının artacağını’ söyledi. Maliye Bakanı Bezalel Smotrich dün X platformu üzerinden yaptığı açıklamada, “Hamas'a cehennemin kapılarını açmanın ve Gazze Şeridi'ni tamamen işgal edene kadar çatışmaları yoğunlaştırmanın zamanı geldi” dedi.

Mısırlı askeri uzman Tümgeneral Semir Ferec, “Hamas'ın nihai çözüme adım adım değil, bir kezde ulaşılmasını istediğini ve bu isteğin ABD'nin arzusuyla uyumlu olduğunu” belirterek, bunun Trump'ın Ortadoğu ziyareti öncesinde Amerikan baskısıyla karşılaşabilecek olan Binyamin Netanyahu'nun arzusuyla çeliştiğine işaret etti.

Beyt Lahiya'da İsrail saldırısında öldürülen akrabaları için ağlayan Filistinli bir kadın (AFP)Beyt Lahiya'da İsrail saldırısında öldürülen akrabaları için ağlayan Filistinli bir kadın (AFP)

Filistinli siyasi analist Dr. Eymen er-Rakab, askıdaki ateşkesin ‘parmak ısırma’ aşamasında olduğuna inanıyor. Özellikle de Beyaz Saray'daki toplantıda Trump'ın talimatıyla bu ayın sonuna kadar mühleti olduğunun farkına varan Netanyahu'nun büyük tırmanışıyla birlikte bu çok zor bir aşama. İsrail medyasına sızan bilgilere göre Hamas da bunun farkında ve bu nedenle İsrail Başbakanı üzerindeki baskıyı arttırmayı reddediyor.

Er-Rakab, İsrail'in önerisinin Netanyahu tarafından reddedilmek üzere sunulduğunu, özellikle de çekilmeden ya da esirlerin serbest bırakılmasının anahtarlarından bahsetmemesi gibi birçok kusuru olduğunu ve Hamas'ın ‘kapsamlı bir anlaşma’ çağrısında bulunan yanıtının Washington'dan gelen önceki açıklamalarla örtüştüğü için İsrail içinde geniş kabul gördüğünü belirtti.

Başta Kahire ve Doha olmak üzere arabulucular Hamas'ın pozisyonu hakkında yorum yapmadı. Ancak Halil el-Hayye'nin kapsamlı bir anlaşmaya bağlı kalınması yönündeki konuşmasından önce Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamad Al Sani perşembe günü Moskova'da Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile yaptığı görüşmede, “Filistin halkının acılarını sona erdirecek bir anlaşmaya varmak için görüşleri yakınlaştırmaya çalışıyoruz” ifadelerini kullandı.

İsrail'in Gazze'nin Şucaiyye mahallesinde bir konuta düzenlediği saldırının gerçekleştiği bölgeyi inceleyen Filistinli arama kurtarma görevlileri (AFP)İsrail'in Gazze'nin Şucaiyye mahallesinde bir konuta düzenlediği saldırının gerçekleştiği bölgeyi inceleyen Filistinli arama kurtarma görevlileri (AFP)

Er-Rakab, Mısır ve Katar'ın Hamas'ın ‘kapsamlı bir anlaşma’ talebini dikkate almaksızın kısmi bir ateşkese varmak ve uzlaşmaya yönelik yaklaşımlar oluşturmak için agresif bir şekilde hareket edeceğine inanıyor. Hamas, Mısır'ın kalıcı bir ateşkesin önünü açan son kısmi önerisini kabul etmeye istekli. İsrail hafta ortasında, hareketin silahsızlandırılmasını da içeren bir teklifle karşılık verdi, ancak bu teklif reddedildi.

Mısır ve Katar krizi çözüp görüşleri yakınlaştırana kadar Washington'un önemli bir adım atmayacağına inanan Ferec, ABD'nin Hamas'a garanti vermesi koşuluyla Trump'ın bölgeye yapacağı ziyaret öncesinde özel bir baskıyla ABD müdahalesinin belirleyici olacağına inanıyor.

Ferec'e göre arabulucuların ‘kapsamlı anlaşmanın’ tamamlanması, ABD taahhüdü ve pratikte savaş öncesiyle aynı olmayan silahsızlanmanın reddinin nasıl aşılacağına dair anlayışlar dışında bir seçeneği yok.