Türkiye üç fırkateyni eş zamanlı üretecek

Türk mühendisleri tarafından dizayn edilen ilk Türk fırkateyni TCG İstanbul'un devamındaki üç fırkateyn için çalışmalar başlıyor.

AA
AA
TT

Türkiye üç fırkateyni eş zamanlı üretecek

AA
AA

Türk savunma sanayisi, özel sektör tersanelerinin üretim gücünden yararlanarak üç milli fırkateyni eş zamanlı üretip, Deniz Kuvvetleri Komutanlığının hizmetine sunacak.
MİLGEM Ada sınıfı korvetlerinin ikinci faz devamı niteliğinde olan MİLGEM İstif (İ) Sınıfı Fırkateyn Projesi'nin ilk gemisi TCG İstanbul'un inşası sürerken 6, 7 ve 8'inci gemiler için çalışmalar başlıyor.
Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanı İsmail Demir, AA muhabirine, MİLGEM Projesi'nin seyri ve İ sınıfı fırkateynlerin inşasına ilişkin değerlendirmede bulundu.
Demir, üç İ Sınıfı Fırkateyn Tedariki Projesi'nin Anadolu, Sedef, Sefine, TAİS Ortak Girişimi Ticari İşletmesi ve STM Savunma Teknolojileri Mühendislik ve Ticaret AŞ İş Ortaklığı ile gerçekleştirilmesine karar verildiğini söyledi.
Proje kapsamında bu iş ortaklığında yer alan Anadolu, Sedef, Sefine tersanelerinin her birinin eş zamanlı bir adet İ sınıfı fırkateyni inşa etmesinin planlandığını belirten Demir, son yıllarda hem yurt içinde hem de yurt dışında gerçekleştirilen askeri gemi projeleri sonucu özel sektör tasarım ofisleri/tersanelerinin, askeri gemi tasarım ve inşasında oldukça ilerleme kaydettiğini bildirdi. Demir, söz konusu işletmelerin proje yönetimi ve kalifiye iş gücü ile birlikte finansal yapılarını da geliştirdiğini, askeri gemi inşa projelerine yönelik proje ve risk yönetimini başarıyla icra edebilecek bilgi ve tecrübeye ulaştığını dile getirdi.

36 ayda üç gemi teslim edilecek
İ sınıfı fırkateynlerin özel sektör tersaneleri tarafından inşa edilmesinin sağlayacağı faydalara dikkati çeken Demir, şu değerlendirmede bulundu:
"Gemilerin inşasının, sürdürülebilir bir askeri gemi inşa sanayisi oluşturabilmek için özel tersanelerin üretici sıfatıyla yer aldığı bir modelle yürütülmesinin uygun olduğu değerlendirildi. Bununla birlikte, bu modelle üç gemi için teslim süresinde avantaj sağlanacak, askeri gemi inşasında özel sektör tersanelerinde bilgi ve tecrübe birikimi tutulacak ve pekiştirilecek, sektörün yetenek bazlı büyümesi ve sürdürülebilirliği desteklenecek, ihracat potansiyeli yüksek nitelikli bir ürün ortaya konulacak, ölçek ekonomisine katkı sağlanacak. Üç geminin 36 ayda teslimi planlanıyor. İ sınıfı fırkateynlerin ilki TCG İstanbul'da yerlilik oranı yüzde 75 seviyesinde bulunmakta. Bununla birlikte projede 80 civarında, büyük çoğunluğu yerli alt yüklenici görev alıyor. Projede çalışan toplam firma sayısı ise yaklaşık 200."

Gemileri donatacak milli çözümler
Demir, daha önce tasarlanan ve inşa edilen gemilerin üzerinde yer alan silah ve sensörlerden birçoğunun yurt dışından tedarik edilirken İstanbul Fırkateyni ile hemen hepsinin milli olarak tasarlanıp üretildiğini anlattı.
Yakın hava savunma sistemi Gökdeniz, üç boyutlu arama radarı Cenk, atış kontrol radarı Akrep, aydınlatma radarı, torpido kovanı, Milli Dikey Atım Sistemi MİDLAS, Hisar-D gibi milli çözümlerin konfigürasyona dahil edildiği bilgisini veren Demir, "Proje kapsamında yürütülecek çalışmalar ve yeni yerli çözümlerin kullanılmaya başlanmasıyla milli gemilerde yer alan sistem ve alt sistemlerdeki yerlilik oranı daha da artacak." diye konuştu.



Türkiye: İsrail bölgenin güvenliğine yönelik en büyük tehdit ve Suriye'yi istikrarsızlaştırıyor

TT

Türkiye: İsrail bölgenin güvenliğine yönelik en büyük tehdit ve Suriye'yi istikrarsızlaştırıyor

Türkiye: İsrail bölgenin güvenliğine yönelik en büyük tehdit ve Suriye'yi istikrarsızlaştırıyor

İsrail'in Suriye'ye yönelik hava saldırılarını arttırması ve Türkiye'yi Suriye'yi vesayeti altına almaya çalışmakla suçlamasının ardından Türkiye dün yaptığı açıklamada, İsrail'in Suriye'den çekilmesi ve istikrar çabalarını engellemekten vazgeçmesi gerektiğini belirtti.

Dışişleri bakanlığı açıklamasında, “İsrail, bölgedeki güvenliğe yönelik en büyük tehdit haline geldi” diyerek, “stratejik bir istikrarsızlaştırıcı, kaosa neden olan ve terörizmi körükleyen” bir ülke haline geldiğini ifade etti.

Şarku’l Avsat’ın Reuters'ten aktardığına göre açıklama şöyle devam etti: “Dolayısıyla, bölgede güvenliğin tesis edilebilmesi için İsrail'in öncelikle yayılmacı politikalarından vazgeçmesi, işgal ettiği topraklardan çekilmesi ve Suriye'deki istikrar çabalarını baltalamaktan vazgeçmesi gerekmektedir.”

Suriye'ye yönelik hava saldırılarını dün gece yoğunlaştıran İsrail, saldırıları Şam'daki “yeni yöneticilere” bir uyarı olarak ilan etti ve Ankara'yı Suriye'ye vesayetini dayatmaya çalışmakla suçladı.

İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz, çarşamba gecesi düzenlenen hava saldırılarının “İsrail Devleti'nin güvenliğinin tehlikeye atılmasına izin vermeyeceğimize dair açık bir mesaj ve gelecek için bir uyarı” olduğunu söyledi.

Katz yaptığı açıklamada, İsrail silahlı kuvvetlerinin Suriye içindeki tampon bölgelerde kalacağını ve güvenliğine yönelik tehditlere karşı harekete geçeceğini belirterek, Suriye hükümetini, İsrail'e düşman güçlerin girmesine izin vermesi halinde ağır bir bedel ödeyeceği konusunda uyardı.

İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Saar, İsrail'in Türkiye'nin Suriye'deki etkisine ilişkin endişelerini yansıtarak, Ankara'yı Suriye'de, Lübnan'da ve başka yerlerde “olumsuz bir rol” oynamakla suçladı.

Saar, Paris'te düzenlediği basın toplantısında “Suriye'ye Türk vesayetini empoze etmek için ellerinden geleni yapıyorlar. Niyetlerinin bu olduğu çok açık” ifadelerini kullandı.