Milli Savunma Bakanı Akar, İsveç ve Finlandiya'nın NATO üyelik sürecini değerlendirdi: 'Bu şekilde gittiği takdirde bizim tutumumuz, tavrımız çok açık, net belli'

AA
AA
TT

Milli Savunma Bakanı Akar, İsveç ve Finlandiya'nın NATO üyelik sürecini değerlendirdi: 'Bu şekilde gittiği takdirde bizim tutumumuz, tavrımız çok açık, net belli'

AA
AA

Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, son dönemde İsveç'te Türkiye, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Kur'an-ı Kerim'e yönelik gerçekleştirilen provokatif eylemlere tepki göstererek, İsveç ve Finlandiya'nın NATO üyeliğine ilişkin, "Her türlü alçaklığı, rezilliği, iğrenç girişimi görmezlikten gelmek, bunlara sessiz, tedbirsiz kalmak kabul edilebilir bir şey değil. Bu şekilde gittiği takdirde bizim tutumumuz, tavrımız çok açık, net belli." dedi.
Akar başkanlığında, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Musa Avsever, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Ercüment Tatlıoğlu, Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Atilla Gülan ile Bakan Yardımcıları Yunus Emre Karaosmanoğlu, Şuay Alpay, Alpaslan Kavaklıoğlu ve Muhsin Dere ile ordu, birlik komutanlarının katılımıyla video konferans toplantısı düzenlendi.
Yurt içi ve sınır ötesindeki faaliyetlerle sahadaki son duruma ilişkin bilgi alan Akar, talimatlar verdi. Türkiye'nin başta Irak ve Suriye olmak üzere tüm komşularının sınırlarına, egemenlik haklarına ve toprak bütünlüğüne saygılı olduğunu vurgulayan Akar, "Bunu tekrar tekrar söylememize rağmen özellikle yurt dışı basınında söylemlerimiz çarpıtılıyor ve bilinçli şekilde saptırılıyor. Bizim tek yaptığımız şey ülkemizin, milletimizin savunması ve güvenliği. Bunun için çalışıyor, yapılması gereken ne varsa yapıyoruz." diye konuştu.

"Son bir ayda 134 terörist etkisiz hale getirildi"
Türk Silahlı Kuvvetlerinin terörle mücadele ettiğini bildiren Akar, bunun başka yerlere çekilmek istenmesine yönelik çalışmaların ahlaki olmadığını belirtti.
Türk Silahlı Kuvvetlerinin tek amacının hudutların ve vatandaşlarının güvenliği olduğunu yineleyen Bakan Akar, şunları söyledi:
"Biz hiçbir ayrım yapmadan tüm terör örgütleriyle mücadele ediyoruz. PKK/YPG, DEAŞ, FETÖ ile mücadele ediyoruz. Etnik, dini, mezhepsel gruplarla mücadelemiz asla söz konusu değil. Terör örgütlerinin isimleri ne olursa olsun ülkemize, milletimize zarar verdikleri sürece onlarla mücadelemizi sürdüreceğiz. İnşallah 40 yıldır başımıza musallat olan terör belasından asil milletimizi kurtaracağız. Bunlara kim destek verirse versin azimle kararlılıkla mücadelemizi yaptık, yapmaya devam edeceğiz. 24 Temmuz 2015'ten bugüne kadar toplam 37 bin 474 terörist etkisiz hale getirildi. Son bir ay içinde 134 terörist etkisiz hale getirildi. Mehmetçik büyük bir azim ve kararlılıkla üzerine düşen görevleri yapmaya devam ediyor."

"Teröristlerin tacizlerine seyirci kalmayız"
Terörle mücadelenin kararlılıkla devam ettiğine işaret eden Akar, geçen hafta teröristler tarafından Suriye kuzeyinden Öncüpınar Sınır Kapısı'na yapılan saldırıyı hatırlattı.
Akar, şu açıklamalarda bulundu:
"Bizim kararlılığımız tam, hiçbir şekilde durmamız, susmamız, hareketsiz kalmamız söz konusu değil. Bu saldırıya misliyle karşılık verildi, 20 terörist etkisiz hale getirildi. Gerek ateş destek vasıtaları gerekse diğer vasıtalarla, gerektiğinde ve yeri, zamanı geldiğinde yapılması gereken ne varsa bugüne kadar yaptık, bundan sonra da yapmak konusunda azimli ve kararlıyız. Hiçbir şekilde teröristlere ve tacizlerine taviz vermemiz, seyirci kalmamız söz konusu değil. Ne yaparlarsa misliyle karşılık verecek, terörü bitirme konusundaki mücadelemizi kararlılıkla devam ettireceğiz."
Terörle mücadele konusunda uluslararası ilişkileri, diplomasiyi de yoğun olarak kullandıklarını ifade eden Akar, bu kapsamda Rusya Federasyonu Savunma Bakanı Sergey Şoygu, Suriye Savunma Bakanı Ali Mahmud Abbas ile üç ülke istihbarat başkanlarının katılımıyla Moskova'da gerçekleştirilen üçlü toplantıyı anımsattı.
Toplantıda açık şekilde Türkiye'nin terörle mücadeledeki kararlılığını, ilave göçü arzu etmediğini, Türkiye'deki Suriyelilerin gerekli şartlar oluştuktan sonra topraklarına, evlerine gönüllü, güvenli ve saygın şekilde dönmelerini sağlamayı amaçladıklarını aktardıklarını belirten Akar, "Bunun yanı sıra ister Türkiye'de ister Suriye'de olsun bizim birlikte olduğumuz Suriyeli kardeşlerimiz var. Onları zora sokacak herhangi bir durumda, kararda bulunmamız asla söz konusu değil. Bu tutumumuz herkes tarafından bilinmeli ve buna göre davranılmalı. Bu konuda son derece net bir politika izliyoruz." ifadelerini kullandı.

İsveç ve Finlandiya'nın NATO üyelik süreci
İsveç ve Finlandiya'nın NATO üyelik sürecine ilişkin de Akar, Türkiye'nin NATO’nun açık kapı politikasını daima desteklediğini kaydetti.
Akar, Türkiye'nin İsveç ve Finlandiya'nın düşmanı olmadığını, iki ülkenin NATO üyeliğinin karşısında durmadığını belirterek, şöyle devam etti:
"Onlar nasıl ki kendi ülkelerini savunmak için NATO ile iş birliği yapmak istiyorsa biz de terörle mücadele konusunda bizimle iş birliği yapılmasını, bize destek verilmesini istiyoruz. Onlar kendi ülkelerinin savunması ve güvenliği için bizden destek istiyorlar fakat bizim terörle mücadele konusundaki taleplerimizi reddediyorlar. Orada Türkiye'ye, Cumhurbaşkanımıza, bayrağımıza, Kur'an-ı Kerim'e, kutsal değerlerimize karşı her türlü alçaklığı, rezilliği, iğrenç girişimi görmezlikten gelmek, bunlara sessiz, tedbirsiz kalmak kabul edilebilir bir şey değil. Bu şekilde gittiği takdirde bizim tutumumuz, tavrımız çok açık, net belli. Biz bir an önce İsveç ve Finlandiya'nın devletin gücünü, kuvvetini göstererek taahhütlerini yerine getirmelerini ve iğrenç, alçak girişimleri de sonlandırmalarını bekliyoruz. Bunlar yapıldığı takdirde bizim hiçbir sorunumuz yok."



Şam, federal sistemi reddetmeye devam ederken Kürtleri orduya katılmaya çağırdı

Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara ve ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi Thomas Barrack, dün Şam'daki cumhurbaşkanlığı sarayında bir araya geldiler (AFP)
Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara ve ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi Thomas Barrack, dün Şam'daki cumhurbaşkanlığı sarayında bir araya geldiler (AFP)
TT

Şam, federal sistemi reddetmeye devam ederken Kürtleri orduya katılmaya çağırdı

Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara ve ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi Thomas Barrack, dün Şam'daki cumhurbaşkanlığı sarayında bir araya geldiler (AFP)
Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara ve ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi Thomas Barrack, dün Şam'daki cumhurbaşkanlığı sarayında bir araya geldiler (AFP)

Suriye hükümeti tarafından dün yapılan açıklamada federal sistemin reddedildiği bir kez daha ifade edilirken Kürt güçlerine orduya katılmaları çağrısı yapıldı. Kürt ve resmi Suriye kaynaklarına göre bu karar Cumhurbaşkanı Ahmed Şer'in Suriye Demokratik Güçleri Komutanı Mazlum Abdi ile ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack'ın katıldığı bir toplantıda alındı.

Şarku’l Avsat’ın Fransız Haber Ajansı AFP'den aktardığı habere göre Suriyeli bir Kürt yetkili, Şara ve Abdi, Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi’ni (KDSÖY)Suriye devletine entegre etme çabalarını görüşmek üzere bir araya geldiğini ifade etti.

Kimliğinin gizli tutulması şartıyla konuşan yetkili, ABD’nin Türkiye Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Barrack'ın da toplantıya katıldığını söyledi.

Toplantının, ‘KDSÖY ile Şam hükümeti arasındaki ilişkiler ile ekonomik ve askeri konuların’ görüşülmesi için düzenlendiğini de sözlerine ekledi.

Bu toplantı, Şara ve Abdi arasında henüz uygulanmayan bir ikili anlaşmanın imzalanmasından dört ay sonra gerçekleşti.

Şara’nın 10 Mart'ta ABD’nin himayesinde Suriye Demokratik Güçleri (SDG) lideri Abdi ile imzaladığı anlaşma, ‘Suriye'nin kuzeydoğusundaki tüm sivil ve askeri kurumların, sınır geçişleri, havaalanı, petrol ve gaz sahaları dahil olmak üzere Suriye devletinin yönetimi altına alınmasına’ ilişkin maddeler içeriyordu.

Ancak KDSÖY, anayasal bildirinin ardından hükümetin çeşitliliği yansıtmadığını söyleyerek yönetimi eleştirdi. Kürt güçler geçtiğimiz ay ‘merkezi olmayan demokratik’ bir devlet talebinde bulunmuş, Şam ise buna ülkede ‘bölünme girişimlerini’ reddettiğini vurgulayarak yanıt vermişti.

Suriye hükümetinden bir kaynak dün devlet televizyonuna yaptığı açıklamada, “Suriye devleti, ‘tek Suriye, tek ordu, tek hükümet’ ilkesine sıkı sıkıya bağlı olduğunu yineler ve Suriye Arap Cumhuriyeti'nin egemenliği ve toprak bütünlüğüne aykırı her türlü bölünme veya federalizm biçimini kesin bir şekilde reddeder” ifadelerini kullandı.

Kaynak, “Suriye ordusu, tüm vatandaşları birleştiren ulusal bir kurumdur. Devlet, SDG'den Suriyeli savaşçıların anayasal ve yasal çerçeve içinde ordunun saflarına katılmasını memnuniyetle karşılıyor” dedi.

Kaynak ayrıca, ‘imzalanan anlaşmaların uygulanmasındaki herhangi bir gecikmenin ulusal çıkarlara hizmet etmeyeceği, aksine durumu karmaşıklaştıracağın ve Suriye'nin tüm bölgelerinde güvenlik ve istikrarın yeniden sağlanmasına yönelik çabaları engelleyeceği’ uyarısında bulundu.

Cumhurbaşkanı Şara, geçtiğimiz yıl aralık ayında İslamcı grupların ittifakının başında eski Devlet Başkanı Beşşar Esed rejimini devirerek Şam'da iktidarı ele geçirdi. O tarihten bu yana Şara, Suriye'deki tüm askeri grupların lağvedilmesini savunuyor.

Ancak Suriyeli Kürtler, on binlerce erkek ve kadından oluşan askeri güçlerini korumakta ısrar ediyorlar.

Suriye'nin birliğini korumak ve ülkede güvenliği yeniden tesis etmek, yeni yetkililer için başlıca zorluklar arasında yer alıyor.

On yıllardır ötekileştirilmeye ve dışlanmaya maruz kalan Suriyeli Kürtler, bugün yeni iktidarın karar alma sürecini merkezileştirme ve geçiş döneminin yönetiminden önemli unsurları dışlama çabalarını eleştiriyorlar.

SDG lideri Abdi, mayıs ayı sonlarında bir televizyon röportajında “Şam ile yaptığımız anlaşmaya bağlıyız ve şu anda uygulama komiteleri aracılığıyla bu anlaşmayı hayata geçirmeye çalışıyoruz” dedi. Ancak ‘Suriye'nin merkezi olmayan, tüm bileşenlerinin tüm haklarına sahip olduğu ve kimsenin dışlanmadığı bir ülke olması’ konusunda kararlı olduğunu da vurguladı.

Şara, Şam’da iktidarı devralmasının ardından tüm silahlı grupların feshedileceğini açıklamasına rağmen, ABD destekli Kürtler, DEAŞ’ı 2019 yılında son kalesinden de kovana kadar mücadelede etkinliğini kanıtlamış olan organize askeri güçlerini korumakta ısrar ediyorlar.

Kürt özyönetim, Suriye'nin kuzeyinde ve doğusunda, Şam’daki kaynaklara ihtiyaç duyduğu en önemli petrol ve doğalgaz sahalarını da içeren geniş bir alanı kontrol ediyor. Aralarında binlerce yabancının da bulunduğu DEAŞ üyelerini de kamplarda ve gözaltı merkezlerinde tutuyor.

Suriye Dışişleri Bakanı Esad eş-Şeybani daha önce yaptığı bir açıklamada, KDSÖY’le imzalanan anlaşmanın maddelerinin uygulanmasında ‘oyalanmanın ülkedeki kaosu uzatacağını’ söylemişti.