Britanya'da kızıl sincapları kurtarmak için boz sincapları itlaf edecekler

5 yıllık strateji, uzmanların 10 yıl içinde soylarının tükenebileceğini söylediği ikonik türleri korumayı amaçlıyor

Uzmanlar, kızıl sincapların yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu söylüyor (Theo Louis)
Uzmanlar, kızıl sincapların yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu söylüyor (Theo Louis)
TT

Britanya'da kızıl sincapları kurtarmak için boz sincapları itlaf edecekler

Uzmanlar, kızıl sincapların yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu söylüyor (Theo Louis)
Uzmanlar, kızıl sincapların yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu söylüyor (Theo Louis)

İngiltere'nin kızıl sincaplarını yok olmaktan kurtarmak için hükümet tarafından desteklenen eylem planı, rakip boz sincapların sayılarının azaltılmasını da içeriyor.
Son 150 yılda, çok sevilen kızıl sincapların popülasyonu o kadar hızla azaldı ki tür, ulusal çapta tehlike altında olarak sınıflandırıldı.
Gönüllüler, koruma örgütleri ve devlet kurumları, yasalarla korunan kızıl sincap popülasyonlarını korumak, güçlendirmek ve yaşam alanlarını genişletmek için güçlerini birleştirmeyi planlıyor.
Rakipleri boz sincaplar, türün İngiltere'de hayatta kalmasına yönelik en büyük tehdit.
Kuzey Amerika'dan 1876'da getirilen boz sincaplar daha büyük ve daha saldırgan. Boz sincaplar, yiyecek ve yaşam alanı rekabetinde kızıl sincapların önüne geçiyorlar ve kızıllar için neredeyse her zaman ölümcül olan sincap çiçeği virüsü taşıyorlar.
Woodland Vakfı'na göre Birleşik Krallık'taki kızıl sincapların popülasyonu yaklaşık 3,5 milyondan 120 bin ila 160 bine düştü. İngiltere'de sayılarının 15 bine kadar düştüğü tahmin ediliyor.
The Wildlife Vakıfları, türün 10 yıl içinde yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalabileceğini söylüyor.
2028'e kadar sürecek olan 5 yıllık eylem planı, "insancıl boz sincap yönetiminin" teşvik edilmesini de içeriyor.
Plan taslağında, boz sincapların ayıklanması eğitimi ve "yüksek etik ve etkililik standartlarını teşvik eden akreditasyon" için destek sağlanacağı belirtiliyor.
Ancak ölümcül olmayan kontroller de uygulanabilir. Belgeye göre, "Boz sincap yönetimi için yeni, uygun maliyetli ve alternatif ve tamamlayıcı yöntemler, mevcut ve mümkün oldukları benimsenecek ve teşvik edilecek".
Plan, 43 koruma ve ormancılık kuruluşu, devlet kurumu ve şirketten oluşan Birleşik Krallık çapında bir ortaklık olan Birleşik Krallık Sincap Birliği tarafından hazırlandı.
Birleşik Krallık Sincap Birliği direktörü Kay Haw, The Independent'a şu açıklamayı yaptı:
“Şu anda boz sincap yönetimi için kullanılan ölümcül yöntemler, insancıl diye sınıflandırılıyor çünkü hızlılar. Zehirleme ya da boğma gibi insanlık dışı sınıflandırılan hiçbir yöntemin kullanılmasına izin verilmiyor. Boz sincap yönetimi, kızıl sincap popülasyonunun ve genç, geniş yapraklı ağaçların korunması için gerekli.”
Grup, 2030'a kadar kullanıma sunulmasını umdukları bir doğum kontrol hapı geliştiriyor.
Haw,  "Kızıl sincaplar İngiltere'nin doğal mirasının önemli bir parçası. İnsan eylemleri bu çok sevilen memelileri tehlikeye atarken, kaderlerini tersine çevirebilecek olan da yine insan eylemleri" dedi.
Kızıl Sincapları Hayatta Tutma Vakfı Başkanı Lord Kinnoull ise şu ifadeleri kullandı:
“İngiltere'de üzülerek tanık olduğumuz biyoçeşitlilik kaybını durdurmalıyız. Kızıl sincaplar insanların yaşamlarına neşe katmanın yanı sıra orman alanı ekosistemlerimizin ayrılmaz bir parçası ve ormanlarımızın doğal yenilenmesini destekliyorlar.”



Bilinç, beynin neresinde? Öne çıkan iki teori de sınavı geçemedi

Araştırmacılar bilincin, beynin zekadan ziyade duyularla ilişkili bölümünde oluştuğunu düşünüyor (Pixabay)
Araştırmacılar bilincin, beynin zekadan ziyade duyularla ilişkili bölümünde oluştuğunu düşünüyor (Pixabay)
TT

Bilinç, beynin neresinde? Öne çıkan iki teori de sınavı geçemedi

Araştırmacılar bilincin, beynin zekadan ziyade duyularla ilişkili bölümünde oluştuğunu düşünüyor (Pixabay)
Araştırmacılar bilincin, beynin zekadan ziyade duyularla ilişkili bölümünde oluştuğunu düşünüyor (Pixabay)

Bilincin beynin hangi bölümünde olduğunu araştıran bilim insanları ilginç sonuçlara ulaştı. 

Kişinin kendisini, etrafını, deneyimlerini, duygularını anlamasını sağlayan bilinç, insan varlığının temel bileşenlerinden biri. 

Bilim insanları uzun zamandır bilincin beynin hangi bölümünde, nasıl meydana geldiğini anlamaya çalışıyor. Pek çok fikir ortaya atılırken halihazırda 30'a yakın teori olduğu tahmin ediliyor. 

Bunlar arasında en çok öne çıkan ikisiyse Küresel Çalışma Alanı Teorisi (GWT) ve Bütünleşik Bilgi Teorisi (IIT). Bunlardan ilki bilincin, beynin ön kısmında olduğunu ve buradaki kilit bölgeler duyusal bilgileri tüm beyne yaydığında bilinçli deneyimin ortaya çıktığını savunuyor. 

IIT ise beyindeki bilginin son derece entegre ve bütünleşik olduğunu ve bu şekilde bilinçli bir deneyimin mümkün olduğunu öne sürüyor.

Önde gelen hakemli dergi Nature'da 1 Mayıs Perşembe günü yayımlanan çalışmada bilim insanları, bu iki teoriyi test ederek hangisinin geçerli olduğunu bulmaya çalıştı. Bulgular, ikisinin de yetersiz olduğuna işaret ediyor. 

Max Planck Enstitüsü'nden Dr. Lucia Melloni ve ekip arkadaşları, ABD, Avrupa ve Çin'deki 12 laboratuvarda 256 kişiye çeşitli görüntüleri izleterek beyinlerindeki elektrik ve manyetik aktiviteyi ve kan akışını ölçtü. 

Katılımcıların bilinçli farkındalığını ölçmek için onlara çeşitli yüzler, nesneler ve semboller gösterildi. Katılımcılar ekranda belirli görüntüler belirdiğinde bir düğmeye bastı. Ekip katılımcıların beynini üç farklı yöntem kullanarak izledi.

Bulgular bilincin, beynin düşünmeyle ilişkili ön kısmından ziyade, görme ve işitmeyle bağlantılı duyusal bölgeleri içeren arka kortekste ortaya çıktığına işaret ediyor. 

Çalışma, beynin arka kısmındaki nöronlarla öndeki bölgeler arasındaki önemli bağlantılar saptasa da bilincin ana merkezinin arka kortekste olduğu fikrini destekliyor.

Araştırmada ayrıca IIT'nin öne sürdüğü gibi bilincin, beynin çeşitli bölümlerinin etkileşimi ve işbirliğiyle oluştuğunu destekleyen güçlü kanıtlar da bulunmadı. 

Makalenin başyazarlarından Christof Koch, "Burada kanıtlar kesinlikle arka korteks lehine. Bilinçli deneyimle ilgili bilgiler ön loblarda ya yoktu ya da arka kortekse kıyasla çok daha zayıftı" diyerek ekliyor: 

Bu durum, ön lobların zeka, yargılama, muhakemede kritik önem taşımasına karşın görme, bilinçli görsel algılama gibi konularda kritik bir rol oynamadığı fikrini destekliyor.

Araştırmacılar yeni çalışmanın komadaki veya bitkisel hayattaki hastalar açısından da önem taşıdığını ifade ediyor.  

Bu durumdaki hastalar birkaç gün boyunca yanıt vermediği zaman genellikle bilinçlerini kaybettikleri varsayılarak yaşam destek ünitesiyle bağları kesiliyor. Ancak geçen yıl yayımlanan bir çalışmada tepkisiz hastaların yaklaşık 4'te birinin bilinci olabileceği tespit edilmişti.

Bu araştırmaya gönderme yapan Koch "Bilincin beyindeki temelini bilmek, sinyal vermeden 'orada olmanın' bu gizli biçimini daha iyi saptamamızı sağlar" diyor. 

Independent Türkçe, Reuters, New York Times, SciTechDaily, Nature