Halep-Lazkiye karayolunun açılmasının etkilerine dair endişeler artıyor

Yapılan değerlendirmeler Halep-Lazkiye karayolunun açılmasının, Suriye’nin kuzeybatısında yaşayanları kaçmaya zorlayabileceği yönünde.

Suriye'nin kuzeyindeki M4 karayolu. (Şarku’l Avsat)
Suriye'nin kuzeyindeki M4 karayolu. (Şarku’l Avsat)
TT

Halep-Lazkiye karayolunun açılmasının etkilerine dair endişeler artıyor

Suriye'nin kuzeyindeki M4 karayolu. (Şarku’l Avsat)
Suriye'nin kuzeyindeki M4 karayolu. (Şarku’l Avsat)

İdlib’in güneyinde ve batısında bulunan başlıca ilçeler ile Hama kırsalındaki Gab Ovası'nın kuzey kesiminde yaşayanlar, yakınlarından geçen M4 Halep-Lazkiye uluslararası karayolunun açılması ve rejim güçlerinin yolun güneyine ilerleyip kontrol etmesi ihtimalinin basında yer almaya başlamasının endişeye kapıldı. Halk, Moskova’nın girişimleriyle Ankara ile Şam arasında normalleşmeye dair ilk adımların atılmasından korkuyorlar.
İdlib'in güneyindeki Eriha ilçesinde ikamet eden 58 yalındaki Ebu Hasan şu açıklamada bulundu:
“Eğer Türk basınında yer alan ve ‘M4’ adıyla bilinen Halep-Lazkiye uluslararası karayolunun Rusya ve Suriye rejiminin katılımıyla açılmasına yönelik hazırlıklara işaret eden haberler doğruysa bu, bölgenin başına yeni bir felaketin gelecek demektir. Cisr es-Şuğur ve Eriha gibi yolun kuzeyindeki ve güneyindeki kasabalarda ve Cebel ez-Zaviye’deki 20’den fazla köy ve kasabada yaklaşık 250 bin kişi, geçim kaynağını ve çiftliklerini kaybedecektir. Aynı şekilde muhalifler de Suriye'nin kuzeyindeki birçok tarım ürününü güvence altına alan bir tarım ambarı olarak kabul edilen Gab Ovası'nın kuzey kesimini ve er-Ruj Vadisi’ni kaybedecek. Çünkü Türkiye ile Rusya arasında yapılacak bir anlaşma ile karayolunun açılması, Suriye rejim güçlerinin bu bölgelere doğru ilerleyeceği ve kontrol altına alacağı anlamına geliyor. Sonuç olarak, bölge sakinleri kaçmak ve mülteci kamplarına gitmek zorunda kalacaklar.”
İdlibli aktivist Ahmed Hac Hasan, “Bir kısmı muhaliflerin ve Türkiye'nin kontrolündeki Halep-Lazkiye uluslararası karayolunun İdlib’den geçen bölümünün ticari araçlara ve mallara açılması her şeyden önce Suriye rejiminin çıkarına olacaktır. Böylece gelecekte İdlib ve Halep'in kuzeyinde yer alan Bab el-Hava ve Bab es-Selame sınır kapıları üzerinde kontrol sahibi olabilecek” ifadelerini kullandı.
Halep-Lazkiye uluslararası karayolunun açılmasının muhaliflerin üzerindeki sonuçlarının oldukça fazla olacağını vurgulayan Hasan, bunların başında muhaliflerin kontrol ettikleri coğrafi bölgenin kademeli olarak küçülmesinin geldiğini belirtti. Yolun güneyindeki ve kuzeyindeki bölgelerin, Suriye'nin kuzeybatısındaki muhaliflerin kontrolü altındaki tüm bölgenin yaklaşık dörtte birini oluşturduğunu belirten Hasan ayrıca rejim güçlerinin M4 karayoluna ilerleme ihtimalinin, muhaliflerin kontrolü altındaki bölgenin başkenti haline gelen İdlib’e sadece 10 ila 15 kilometre uzaklığa kadar yaklaşması anlamına geldiğini ve bunun da İdlib ve sakinleri için bir tehdit oluşturduğunu vurguladı.
Diğer yandan Ceyş el-İzze Tugayı liderlerinden Albay Mustafa Bakur, Türkiye'nin muhalif gruplara Halep-Lazkiye karayolunu açmaya başladığını bildirdiği haberini yalanladı. Bakur, yaptığı açıklamada, şu ifadeleri kullandı:
“Türk Silahlı Kuvvetleri’nden (TSK) ya da Milli İstihbarat Teşkilatı’ndan (MİT) bize şu ana kadar Türkiye'nin M4 karayolunu Rusya ve rejim ortaklığında üçlü gözetim altında açma istediğine dair herhangi bir bilgi gelmedi. Henüz buna dair bir işaret yok.”
Halep-Lazkiye karayolu da dahil olmak üzere uluslararası yolların açılmasının, 2017 yılında Astana sürecinin başlamasının ardından Türkiye, Rusya ve İran arasında üzerinde anlaşmaya varılan yedi maddeden biri olduğunun altını çizen Bakur, bu maddelerden bir diğerinin ise İdlib’te gerginliği azaltmayı amaçlayan anlaşmanın imzalanması olduğunu söyledi. Bakur sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ankara ayrıca M4 karayolunun açılması ve yolun kuzeyinde ve güneyinde altı kilometre derinlikte, Türkiye ve Rusya ortak devriyelerin düzenlenmesiyle ılımlı muhalif grupları Heyetu Tahriru'ş Şam’dan (HTŞ) ayırma ve İdlib'den uzaklaştırma sözü verdi. Ancak Rusya, Türkiye ile yaptığı her görüşmede ya da Suriye konulu her yeni müzakerede uluslararası karayollarının açılması için baskı yapmaya çalışıyor.”
Gözlemciler, Rusya'nın Türkiye ile Suriye rejimi arasındaki ilişkilerin düzelmesini ve normalleşme sürecinin başlamasını, Halep-Lazkiye uluslararası karayolunun açılmasını talep etmek, Suriye rejimine yönelik uluslararası tecridi kademeli olarak kırmak, Suriye'yi yeniden Türkiye ile Arap ülkeleri arasında malların geçişini kolaylaştırmak amacıyla köprü yapmak için kullanmaya çalıştığını öne sürdüler. Gözlemcilere göre bunun gerçekleşmesi halinde rejimin kontrolündeki bölgelerdeki boğucu ekonomik kriz atlatılacak ve bunun ekonomiye olumlu yansımaları olacak. M4 karayolu, kıyı şeridini Suriye'nin en büyük şehri olan Halep'e bağladığından bu yolun açılması başta İran olmak üzere çeşitli taraflar için de büyük bir önem taşıyor. Zira Suriye'nin kuzeyinde ve kuzeydoğusunda yer alan iller, rejim güçleri ve Rus kuvvetleri için Halep ile Lazkiye arasında bir ikmal hattı konumunda. Suriyeli muhalif gruplar şu an M4 karayolunun, batıda Cisr es-Sugur kırsalındaki Bidama beldesi ile doğuda Serakib şehri yakınlarındaki Neyrab ilçesi arasında uzanan, yaklaşık 124 kilometresini kontrol ediliyorlar. Karayolu, İdlib şehir merkezinin yaklaşık 15 kilometre güneyindeki Eriha ve Cisr es-Sugur ilçelerinden geçiyor.



İsrail'in Gazze'ye düzenlediği saldırıda 22 Filistinli hayatını kaybetti

İsrail hava saldırısında hayatını kaybeden iki Filistinlinin yakınları, Deyr el-Balah'taki Aksa Şehitleri Hastanesi'nde cenazelerin başında yas tutuyor. (DPA)
İsrail hava saldırısında hayatını kaybeden iki Filistinlinin yakınları, Deyr el-Balah'taki Aksa Şehitleri Hastanesi'nde cenazelerin başında yas tutuyor. (DPA)
TT

İsrail'in Gazze'ye düzenlediği saldırıda 22 Filistinli hayatını kaybetti

İsrail hava saldırısında hayatını kaybeden iki Filistinlinin yakınları, Deyr el-Balah'taki Aksa Şehitleri Hastanesi'nde cenazelerin başında yas tutuyor. (DPA)
İsrail hava saldırısında hayatını kaybeden iki Filistinlinin yakınları, Deyr el-Balah'taki Aksa Şehitleri Hastanesi'nde cenazelerin başında yas tutuyor. (DPA)

Gazze Şeridi'ndeki Sivil Savunma Müdürlüğü bu sabah yaptığı açıklamada, İsrail'in Gazze şehrine düzenlediği saldırıda 22 kişinin hayatını kaybettiğini belirtirken, tıbbi kaynaklar da Gazze Şeridi'nin kuzeyinde gece boyunca düzenlenen bir başka saldırıda onlarca kişinin yaşamını yitirdiğini bildirdi.

Sivil Savunma Müdürlüğü Sözcüsü Mahmud Basal AFP'ye yaptığı açıklamada, “Gazze şehrinde Şeyh Rıdvan mahallesinde el-Aruki'nin evinin hedef alınması sonucu 22 şehit verildiğini teyit ediyoruz” dedi.

Tıbbi kaynaklara göre gece yarısı Beyt Lahiya ve Cibaliye arasındaki bir bölgede düzenlenen bir başka saldırıda onlarca kişi hayatını kaybetti.

Ne Sivil Savunma Müdürlüğü ne de Hamas'a bağlı Sağlık Bakanlığı bu ikinci saldırıda ölenlerin sayısını henüz açıklamadı.

Bölge sakinlerine göre saldırı, Cibaliye ve Beyt Lahiya kasabalarının eteklerindeki Kemal Advan Hastanesi'ne birkaç yüz metre mesafede meydana geldi.

Gazze Şeridi'nin kuzeyinde kısmen faaliyet göstermeye devam eden birkaç hastaneden biri olan Kemal Advan Hastanesi'nin müdürü Dr. Husam Ebu Safiye AFP'ye yaptığı açıklamada, “İşgal güçlerinin Kemal Advan Hastanesi yakınlarındaki bir yerleşim bölgesine düzenlediği ve hastaneyi tamamen yerle bir eden hava saldırısında enkaz altında onlarca şehit ve yaralı var. Şehit ve yaralıların kurtarılma çalışmaları devam ediyor. Cesetler hastaneye parçalar halinde geliyor” ifadelerini kullandı.

Ebu Safiye, ‘Gazze Şeridi'nin kuzeyinde sağlık sistemi çöktüğü için ambulansların bulunmadığına’ dikkat çekti.

AFP'nin saldırılarla ilgili sorusuna İsrail ordusu yorum yapmayı reddetti.

İsrail ordusu ekim ayı başında Gazze Şeridi'nin kuzeyinde büyük bir saldırı başlatmış ve Hamas savaşçılarının bölgede yeniden toparlanmasını engellemek istediğini vurgulayarak, Gazze Şeridi’ndeki Sağlık Bakanlığı'na göre binden fazla kişinin ölümüne neden olmuştu.

Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA) Genel Komiseri Philippe Lazzarini, X hesabı üzerinden yaptığı paylaşımda şu ifadeleri kullandı: “Gazze Şeridi'nin yüzde 80'i, insanların temel ihtiyaçlar, özellikle de var olmayan güvenlik arayışı içinde kaçmak zorunda kaldığı yüksek riskli bir bölge haline geldi. Gazze Şeridi’nin kuzeyinde halk halen sıkı bir kuşatma altında. Kısır döngüler içinde canlarını kurtarmaya çalışıyorlar ve 40 günden fazla bir süredir insani yardımdan mahrumlar.”