AB’nin İran Devrim Muhafızları’na yaptırımları nasıl etki edecek?

Belçika’nın başkenti Brüksel'deki Avrupa Birliği merkezi önünde İran Devrim Muhafızları’nın terör listesine alınması çağrısı yapan bir gösteri (EPA)
Belçika’nın başkenti Brüksel'deki Avrupa Birliği merkezi önünde İran Devrim Muhafızları’nın terör listesine alınması çağrısı yapan bir gösteri (EPA)
TT

AB’nin İran Devrim Muhafızları’na yaptırımları nasıl etki edecek?

Belçika’nın başkenti Brüksel'deki Avrupa Birliği merkezi önünde İran Devrim Muhafızları’nın terör listesine alınması çağrısı yapan bir gösteri (EPA)
Belçika’nın başkenti Brüksel'deki Avrupa Birliği merkezi önünde İran Devrim Muhafızları’nın terör listesine alınması çağrısı yapan bir gösteri (EPA)

İran Devrim Muhafızları Ordusu’nun (DMO) Avrupa Birliği (AB) yaptırımlar listesine alınması ve terör örgütü ilan edilmesinin pek çok sonucu olacak. En önemli sonuç, bu adımı atan Batı ülkelerinde DMO’ya üye olmanın, örgütün toplantılarına katılmanın, halka açık yerlerde logosunu taşımanın suç sayılmasıdır.
DMO’nun Batı ülkelerinde doğrudan temsilcilikleri yok. Ancak terör örgütü olarak tanımlanması, İran dışında artan propaganda ve medya faaliyetleri açısından kritik. AB’nin yeni kararı, Batı'da faaliyet gösteren, İran büyükelçilikleriyle bağlantılı olan ve DMO ile bağlantılı olduğundan şüphelenilen merkezlerin yetkililerini de ilgilendiriyor.
Yaptırımlar altında, ister Avrupalı ​​ister ABD’li olsun, hedef alınan kişilerin tüm mal varlıkları donduruluyor ve AB vatandaşlarının ve AB üyesi ülkelerdeki şirketlerin DMO ile işlem yapmasını yasaklanıyor. Hedeflerle belirli işlemlerde bulunanlar da cezalarla karşılaşıyor.
İranlı yetkililerin, özellikle de askeri ve güvenlik kurumlarının liderlerinin yabancı fonları ve yabancı bankalarda bakiyesi ya da kayıtlı gayrimenkulü yok. Ancak son yıllarda İranlı muhalifler, yetkililerin eşlerinin ve çocuklarının Batı ülkelerinde takip edilmesini giderek daha fazla talep ediyor.
İran rejimi muhaliflerinin talepleri arasında, özellikle yetkililerin çocuklarının Batı üniversitelerinde eğitim görme talebinin artmasıyla birlikte, yetkililerin çocuklarına Batı'ya seyahat etmeleri için vize verilmesine kısıtlamalar getirilmesi de yer alıyor.
Analistler, yetkililerin paravan şirketler kurarak yaptırımlardan kaçma yöntemine ek olarak, yetkililerin yurtdışındaki mali işlerini yönetmek için yeni kimliklere bürünmesi gibi başka hipotezler de öne sürüyorlar.
Paravan şirketler, İran'a insansız hava aracı (İHA) motorları da dahil olmak üzere Batı ülkelerinden teknoloji sağlanmasında önemli bir rol oynadı.
İran Devrim Muhafızları, 1979 Devrimi’nden kısa bir süre sonra birçok unsurunu kaybeden İran ordusu ile yeni yöneticiler arasındaki güven bunalımı ve Nojeh darbe teşebbüsü olarak bilinen Humeyni'nin karargahını bombalama girişimi ışığında din adamlarının egemenliğini korumak amacıyla kuruldu.
DMO’nun yaklaşık 125 bin mensubu olduğu tahmin ediliyor. Örgüt karada, havada ve denizde ordu birliklerine paralel kuvvetleri içeriyor. DMO, hükümet karşıtı protestoları bastırmak için kullanılan, iktidardaki rejime sadık gönüllülerden oluşan paramiliter bir güç olan Besic milislerini de komuta ediyor. Ayrıca İstihbarat Teşkilatı’na paralel etkili bir istihbarat servisine de sahip.
DMO, ekonominin ve silahlı kuvvetlerin büyük sektörlerini kontrol etmenin yanı sıra nükleer ve balistik füze programlarından da sorumlu.
Kabinesinde onlarca DMO komutanının bulunduğu Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi'nin seçilmesinden bu yana DMO’nun İran'ın karmaşık güç yapısındaki siyasi etkisi arttı.
DMO'ya bağlı Besic güçleri, 22 yaşındaki Mahsa Amini'nin 16 Eylül'de İran ahlak polisi tarafından gözaltındayken öldürülmesinin yol açtığı huzursuzluğun bastırılmasında ön saflarda yer aldı.



BAE, Gazze Şeridi'nden 188 hasta ve refakatçilerini tahliye etti

Emirlik tarafından yapılan bir tahliye operasyonu (Arşiv-WAM)
Emirlik tarafından yapılan bir tahliye operasyonu (Arşiv-WAM)
TT

BAE, Gazze Şeridi'nden 188 hasta ve refakatçilerini tahliye etti

Emirlik tarafından yapılan bir tahliye operasyonu (Arşiv-WAM)
Emirlik tarafından yapılan bir tahliye operasyonu (Arşiv-WAM)

Birleşik Arap Emirlikleri, Gazze'den 188 hasta ve refakatçilerini hastanelerinde tedavi etmek üzere tahliye ettiğini duyurdu.

Birleşik Arap Emirlikleri haber ajansı (WAM), bu adımın dün gece, BAE Devlet Başkanı Şeyh Muhammed bin Zayid Al Nahyan'ın Gazze Şeridi'nden 1000 yaralı ve 1000 kanser hastası Filistinli çocuğa ülkesindeki hastanelerde tedavi ve sağlık hizmeti sunulması talimatı doğrultusunda atıldığını bildirdi.

WAM, BAE'nin Dünya Sağlık Örgütü ile iş birliği içinde, İsrail'in Ramon havaalanından Kerem Ebu Salim sınır kapısı üzerinden 101 hasta ve 87 aile ferdini taşıyan bir konvoy düzenlediğini ve şu ana kadar toplam sayının 101'e ulaştığını belirtti.

2 bin 634 hasta ve refakatçi

Şarku’l Avsat’ın WAM’dan aktardığına göre, BAE Dışişleri Bakanlığı Kalkınma ve Uluslararası Örgütler Yardımcısı ve BAE Uluslararası Yardım Ajansı Başkan Yardımcısı Sultan Al Şemsi, bu girişim "Birleşik Arap Emirlikleri'nin kardeş Filistin halkına verdiği tarihi desteğin ve Gazze halkının içinde bulunduğu krizde yanlarında durmasının bir parçasıdır. BAE’nin insani yardım girişimleri, Gazze halkının, özellikle de çocuklar, kadınlar ve yaşlıların karşı karşıya olduğu felaketlerin etkilerini hafifletmeye katkıda bulunmaktadır" ifadelerini kullandı.

Şemsi sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu kritik zamanda, BAE Filistinli kardeşlerimize yardım eli uzatmak kara, deniz veya hava yoluyla yardım girişimleri sağlamak için hiçbir çabadan kaçınmayacaktır. Birleşmiş Milletler ve uluslararası ortaklarla yorulmadan çalışmaya devam edecek ve Gazze'deki insani acıyı hafifletme çabalarını desteklemek ve tüm olası yollarla acil, güvenli, engelsiz, yaygın ve sürdürülebilir yardım akışını sağlamak için gerekli çabaları iki katına çıkarmak için öncü ve öncü bir rol oynayacaktır."

Ekim 2023'te başlayan krizden bu yana Gazze Şeridi halkına en fazla destek sağlayan ülkeler arasında BAE'nin ilk sırada yer aldığına ve sağlanan toplam yardımın yüzde 40'ından fazlasını oluşturduğuna dikkat çekti.