Şarku'l Avsat özel... Ukrayna kritik bir aşamada!

Patriot hava savunma sistemlerinin Almanya'nın Gnoien şehrinden Polonya'ya nakledildiği araçların yanında yürüyen Alman askerleri (Reuters)
Patriot hava savunma sistemlerinin Almanya'nın Gnoien şehrinden Polonya'ya nakledildiği araçların yanında yürüyen Alman askerleri (Reuters)
TT

Şarku'l Avsat özel... Ukrayna kritik bir aşamada!

Patriot hava savunma sistemlerinin Almanya'nın Gnoien şehrinden Polonya'ya nakledildiği araçların yanında yürüyen Alman askerleri (Reuters)
Patriot hava savunma sistemlerinin Almanya'nın Gnoien şehrinden Polonya'ya nakledildiği araçların yanında yürüyen Alman askerleri (Reuters)

ABD Merkezi İstihbarat Teşkilatı (CIA) Direktörü William Burns'ün Ukrayna’nın başkenti Kiev’e yaptığı ziyaret tek başına önemliyken ziyaretin Brüksel'deki karargâhta düzenlenen NATO Savunma Bakanları Toplantısı ile aynı zamana denk gelmesi de oldukça önemli. Ancak hem Burns’n Kiev ziyaretinin hem de NATO Savunma Bakanları Toplantısı’nın, Rusya’ya karşı savaşında Ukrayna’yı destekleyen ülkelerin Almanya'nın Ramstein kentinde yapacağı toplantıyla aynı zamana denk geliyor. Bu toplantıların çok önemli stratejik sonuçları söz konusu ve bunlara aşağıda sıralayacaklarımız da dahil.
*ABD’nin başını çektiği Batı ülkeleri, Rusya Devlet Başkanı Putin'in Ukrayna'da kazanmasına izin vermemeye kararlı.
*Putin'in Batı'yı kana bulamak için Ukrayna’daki savaşı uzatma stratejisi şimdiye kadar başarılı olamadı.

CIA Direktörü Burns'ün Kiev ziyareti
CIA Direktörü William Burns, tam bir siyaset ve istihbarat dahisi, birinci sınıf bir analisttir. Rusya tarihinin yanı sıra stratejik ve jeopolitik düşünce konusunda da bilgili bir isimdir. Eski Başkan George W. Bush döneminde ABD’nin Moskova Büyükelçisi idi. Dönemin Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice'a Ukrayna'nın NATO'ya üye olmasının yarattığı tehlike dair analiz notu gönderen de oydu, Putin'in düşüncelerini derinlemesine okuyup onun ülkesini eski ihtişamlı günlerine döndürmek istediği sonucuna varan da. Burns’ün analizlerine göre Putin ayrıca Rusya’nın çevresinde bir nüfuz alanı çizmek istiyor ve Ukrayna bu nüfuz alanının merkezinde yer alıyor.
Rusya-Ukrayna savaşı başlamadan önce Putin’in Ukrayna'daki hedeflerini analiz eden de, onun Ukrayna planlarının yarattığı tehlike konusunda uyarmak için Kremlin'i ziyaret eden de oydu. Burns aynı zamanda Rusya ordusunun Kiev çevresindeki askeri planlarına ilişkin Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy'i bilgilendirmek için Kiev'i ziyaret eden ve Rusya Hava Kuvvetleri’nin başkenti Kiev'e 10 kilometre uzaklıktaki Gostomel Antonov Askeri Havaalanı'nın ele geçirmesini engellemenin önemini belirten kişiydi. Şarku’l Avsat’a konuşan uzmanlar, Rusya'nın Gostomel Antonov Askeri Havaalanı'nı ele geçirmesinin önlenmesinin tüm askeri operasyonun önünde engel oluşturduğunu söylüyorlar. Çünkü Kiev'in yani Ukrayna'daki en önemli siyasi ağırlık merkezinin düşmesi, Ukrayna’nın tamamında askeri savunmanın çökmesi ve dolayısıyla teslim olması anlamına geliyor.
Burns'ün ziyaretleri, her zaman son derece önemli zamanlarda gerçekleşir. Peki, Burns, Ukrayna Devlet Başkanı’nı son ziyaretinde ne söyledi? Diplomatik süreçten bahsetti mi? Elbette hayır. Çünkü henüz böyle bir süreç için gerekli atmosfer oluşmadı.  Öyleyse Ukrayna'nın gelecekteki askeri planlarından mı bahsetti? Tabii ki. Peki ya Zelenskiy'den ABD’yi bu meselelere bulaştırmamasını istedi mi? Ukrayna'nın planlarını her zaman en yakın müttefiklerinden bile gizli tuttuğu göz önüne alınırsa ondan istihbarat paylaşımı yapmasını istemiş olabilir mi?
Ukrayna Devlet Başkanı’na ve İstihbarat Şefi’ne Rusya'nın niyetleri ve bir sonraki aşamaya yönelik planları hakkında bilgi verdi mi? Bu ziyaret, Brüksel’deki NATO karargahında ve Ramstein Hava Üssü’nde gerçekleşen toplantıların bir uzantısı mı?

Tank!
ABD yapımı Bradley, Alman yapımı Marder, Fransız yapımı AMX-10, ABD yapımı Stryker, İngiliz yapımı Challenger ve (halen tartışılan) Alman yapımı Leopard model tanklar, akıllı mühimmat sistemleri, insansız hava araçları (İHA), çeşitli tür ve görevlerde karadan havaya füzeler ve her düzeyde mayın savunma sistemlerinin yanı sıra ABD’den Ukrayna ordusuna çeşitli silahlarla nasıl savaşılacağı konusunda verilen eğitim. Eksik olan ne? Kiev’in taleplerine göre Batılı ülkeler, Ukrayna’ya savaş uçakları ve uzun menzilli füzeler tedarik etmedi. Ukrayna, savaşı kazanmak için 600 zırhlı arala birlikte 300 muharebe tankı istedi. Peki, ABD’nin Ukrayna’ya silah tedarik kararının ve bunların kalitesinin dayandığı dengeler neler?
*Silahlar saha ve taktik gerekliliklerine göre tedarik edilir. Savaşın her aşamasının bir silahı ve pek çok örneği vardır
*Ukrayna ordusunun bu silahı, özellikle teknolojik yanını hızlı bir şekilde öğrenmesi gerekir
*Ayrıca bu silah, özellikle nükleer silahların kullanımı açısından Rusya’yı büyük bir gerilimi tırmandırmaya itmemeli

Leopard 2 neden tartışma konusu oldu?
Analistler, Almanya'nın Ukrayna'ya Leopard 2 model tankları gönderme ve hatta bu tanklara sahip olan ülkelere tankları Ukrayna’ya tedarik etmelerine için izin verme konusundaki isteksizliğinin çeşitli nedenleri olduğunu söylüyorlar. Analistlere göre bu nedenlerden bazıları şunlar:
*Almanya’da Ukrayna’ya silah tedariki konusunda halen büyük ölçüde isteksiz bir kamuoyu var.
*Almanya, Hitler döneminde Alman yapımı tankların Rusya'ya saldırmak için Ukrayna'ya geçtiği sıradaki acı tecrübeyi tekrarlamak istemiyor. Eğer bu tanklardan biri, Rusya ordusunun eline geçerse tankın yapımında kullanılan teknolojinin çalınma olasılığından bahsetmiyorum bile.
*Son olarak, tankı vermek demek gerilim demektir ve bu gerilim, Putin'in yenilgisi durumunda nükleer silahların kullanımına kadar varabilir. Özellikle Almanya’nın caydırıcı bir nükleer silaha sahip olmamasından ötürü toprakları nükleer silahların hedefi olabilir. Buna karşın Almanya, ABD’nin nükleer şemsiyesinin koruması altında olan bir ülke. Ancak Almanya, ABD’nin Berlin'i korumak için nükleer silah kullanacağına inanabilir mi?
Almanya Dışişleri Bakanı geçtiğimiz günlerde, Almanya'nın diğer ülkelerin Ukrayna'ya Alman yapımı tanklar tedarik etmesine bir itirazı olmadığını söyledi. Peki bu ne demek?
Açıklama, Alman hükümetinin önemli bir kaynağı tarafından yapılmıştı. Bu yüzden her ne kadar Başbakan’ın açıklamanın içeriğini kabul ettiği anlamına gelse de bunun resmi olarak ifade edilmesi gerekir. Öyleyse bu açıklama, Alman kamuoyunun nabzını tutmak için bir test olabilir mi? Yoksa amaç müttefiklerin düşüncelerini yatıştırmak mı? Elbette açıklama, bir süre sonra resmiyet kazanacak. Aksi halde Almanya’nın yeni Savunma Bakanı'nın geçtiğimiz günlerde “(Polonya’ya atıfla) Müttefikler, Ukrayna askeri personeli tank konusunda eğitmeye başlasın” şeklindeki son açıklamasının ne anlamı olabilir ki?

*Bu analiz, Şarku’l Avsat için bir askeri analist tarafından kaleme alınmıştır.



Ukrayna: Rus saldırılarında kullanılan 54 İHA'dan 52'si imha edildi

Rusya-Ukrayna savaşı 460. gününe girdi (Reuters/Arşiv)
Rusya-Ukrayna savaşı 460. gününe girdi (Reuters/Arşiv)
TT

Ukrayna: Rus saldırılarında kullanılan 54 İHA'dan 52'si imha edildi

Rusya-Ukrayna savaşı 460. gününe girdi (Reuters/Arşiv)
Rusya-Ukrayna savaşı 460. gününe girdi (Reuters/Arşiv)

Ukrayna, Rusya'nın bugün erken saatlerde başkent Kiev'e düzenlediği insansız hava aracı (İHA) saldırılarıyla ilgili açıklama yaptı.

Ukrayna Hava Kuvvetleri, İran yapımı 54 Şahid tipi İHA'dan 52'sinin imha edildiğini öne sürdü. Yetkililer, saldırının askeri ve altyapı tesislerini hedef aldığını duyurdu. 

Kiev Belediye Başkanı Vitali Kliçko, gece yarısından sabah erken saatlere kadar başkentin farklı bölgelerinde patlamaların meydana geldiğini söyledi.

Sviatoşynskiy, Peçersk, Solomyansk ve Holosiyiv bölgelerindeki sivil altyapılarına İHA parçalarının isabet etmesiyle yangın çıktığını bildiren Kliçko, Solomyansk'daki saldırıda 41 yaşındaki bir erkeğin hayatını kaybettiğini, 35 yaşında bir kadınınsa yaralandığını açıkladı.

Ukraynalı yetkililer bunu, "Rusya-Ukrayna savaşında şimdiye kadarki en büyük İHA saldırısı" diye niteledi.

Dnipropetrovsk Valisi Serhii Lysak, Rusya kuvvetlerinin Nikopol kentini dün ve bugün bombaladığını açıkladı. Lysak saldırıda can kaybının yaşanmadığını ancak bazı binaların, doğalgaz ve elektrik hattının zarar gördüğünü bildirdi.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in geçen yıl 24 Şubat'ta verdiği askeri operasyon emriyle başlayan savaşta çatışmalar devam ediyor. 

Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Yüksek Komiserliği'nin 22 Mayıs'ta açıkladığı verilere göre savaşta 8 bin 895 sivil yaşamını yitirdi. Yaralı sayısı 15 bin 117'yi buldu. Çatışmaların devam ettiğini ve bilgi akışının zor olduğunu belirten BM yetkilileri, gerçek sayıların daha yüksek olduğunu düşünüyor.

Independent Türkçe, CNN International, Ukrayinska Pravda, Guardian, AA


Yokoluş İsyanı'nın Hollanda'daki eyleminde 1579 çevreci gözaltına alındı

Birleşik Krallık merkezli Yokoluş İsyanı, 2018'de kuruldu (AFP)
Birleşik Krallık merkezli Yokoluş İsyanı, 2018'de kuruldu (AFP)
TT

Yokoluş İsyanı'nın Hollanda'daki eyleminde 1579 çevreci gözaltına alındı

Birleşik Krallık merkezli Yokoluş İsyanı, 2018'de kuruldu (AFP)
Birleşik Krallık merkezli Yokoluş İsyanı, 2018'de kuruldu (AFP)

Çevre örgütü Yokoluş İsyanı, Hollanda'nın Lahey kentinde dün protesto düzenledi. Gösteriye müdahale eden kolluk kuvvetleri, 1579 kişiyi gözaltına aldı.

Hollanda'nın fosil yakıtlara verdiği sübvansiyonlara tepki gösteren göstericiler, kentin önemli yollarından A12'nin bir kısmını kapattı. Polisin tazyikli suyla müdahale edeceğini düşünen bazı çevrecilerin mayo giydiği ve şemsiye taşıdığı görüldü. 

Gösteriye katılan yüksek lisans öğrencisi Anne Kerevers şöyle konuştu:

İklim değişikliği krizi gittikçe büyüyor. Bunun nedenini biliyoruz. Hükümetimiz hâlâ nedeni sübvanse ediyor. Bunun bitmesi gerekiyor.

Yokoluş İsyanı, protestoya 7 bin kişinin katıldığını duyurdu. Göstericiler arasında Hollandalı ünlüler de vardı. Game of Thrones'taki Melisandre karakteriyle ünlenen Carice van Houten, gözaltına alınıp serbest bırakıldı.

Protestocular arasında yer alan A12 orkestrası da Alman besteci Ludwig van Beethoven'ın bir eserini çaldı.

Polis ekipleri, yolu kapatan eylemcilere tazyikli suyla müdahale etti. Vandallık gibi suçlamalardan dolayı 1579 kişinin gözaltına alındığını duyuran yetkililer, 40 kişinin yargılanacağını bildirdi.

Yetkililer, göstericilerden birinin gözaltına alınırken bir polis memurunu ısırdığını duyurdu. Polis, müdahaleden önce aktivistlere eylemi bitirip dağılma imkanı tanındığını söyledi. 

Yokoluş İsyanı sözcüsü Aaron Pereira ise bölgede neredeyse iki ayda bir gösteri düzenlediklerini ve katılımcı sayısının her seferinde iki katına çıktığını savundu:

Gerçek iklim faaliyetlerine halk büyük destek veriyor.

Independent Türkçe, AFP, BBC


Rusya’nın sınır bölgelerine Ukrayna’dan saldırılar arttı

Ukrayna sınırındaki Belgorod’a geçtiğimiz 24 Mayıs gecesi SİHA’larla yapılan saldırı (AFP)
Ukrayna sınırındaki Belgorod’a geçtiğimiz 24 Mayıs gecesi SİHA’larla yapılan saldırı (AFP)
TT

Rusya’nın sınır bölgelerine Ukrayna’dan saldırılar arttı

Ukrayna sınırındaki Belgorod’a geçtiğimiz 24 Mayıs gecesi SİHA’larla yapılan saldırı (AFP)
Ukrayna sınırındaki Belgorod’a geçtiğimiz 24 Mayıs gecesi SİHA’larla yapılan saldırı (AFP)

Bölgesel makamlar, Rusya topraklarının benzeri görülmemiş bir dizi saldırıya maruz kaldığı bir dönemde, Ukrayna ile Rusya sınır bölgelerine yapılan saldırıda iki kişinin öldürüldüğünü açıkladı.

Şarku’l Avsat’ın AFP’den aktardığına göre Belgorod bölgesi valisi Vyacheslav Gladkov Telegram’dan yaptığı açılamada, “Şehirdeki bir şirkette güvenlik görevlisi olarak çalışan bir kişi öldürüldü” dedi.

Gladkov Ukrayna sınırına yakın Chebykino köyünde 15 yaşında bir kız çocuğu ve 17 yaşındaki bir erkek çocuğun yaralandığını ve hastaneye kaldırıldığını duyurdu. Ayrıca başka bir kişinin daha yaralı olarak hastaneye kaldırıldığını belirtti.

Gladkov, bölgedeki saldırıların yangına neden olduğunu ve iki büyük şirketteki elektrik hatlarına zarar verdiğini açıkladı.

Ukrayna sınırındaki Belgorod bölgesi, hafta sonu Ukrayna topraklarından silahlı bir saldırının hedefi oldu ve o zamandan beri düzenli olarak saldırıların hedefi haline geldi.

Ukrayna sınırının başka bir yerindeki Kursk Bölgesi valisi Roman Starovoit Plekhovo köyü yakınlarında havan mermilerinin ateşlenmesinin ardından bir işçinin öldüğünü duyurdu. Gladkov öldürülen işçinin Ukrayna yakınlarındaki savunma tahkimatı üzerinde çalıştığını söyledi.

Bölge Valisi Mihail Vedernikov yaptığı açıklamada, iki uçağın Rusya’nın batısındaki Pskov bölgesinde boru hattı işleten bir binaya da zarar verdiğini söyledi. Herhangi bir yaralanma bildirilmedi ve soruşturma devam ettiğini açıkladı.

Rus medya ajansı BAZ tarafından istihbarat kaynaklarına atıfta bulunarak Telegram’da yayınlanan doğrulanmamış bilgilere göre, iki silahlı insansız hava aracı (SİHA) Pskov’daki Transneft petrol pompa istasyonunu hedef aldı.

BAZ ayrıca Moskova’nın kuzeybatısındaki Tver bölgesindeki başka bir petrol istasyonunu hedef alan bir saldırıyı da bildirdi.

Bölgesel hükümet olayın koşulları hakkında daha fazla ayrıntı vermeden, yaralanmalara neden olmadan Erokhino köyü yakınlarındaki İHA saldırısı hakkında yaptığı açıklamada konuştu.

Geçtiğimiz haftalarda, özellikle Ukrayna sınırındaki bölgelerde İHA saldırılarının meydana gelmesi hakkında bilgiler yoğunlaştı.

Geçtiğimiz Cuma günü, iki SİHA Rusya’nın güneyindeki merkezi Krasnodar kentindeki binalara zarar verdi.

Moskova, artan sayıda saldırı ve sabotaj operasyonundan Kiev ve Batılı destekçilerini sorumlu tuttu. Ukrayna genellikle bu suçlamaları reddediyor.


Ukrayna: Rusya'ya karşı saldırı başlatmaya hazırız

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in geçen yıl 24 Şubat'ta verdiği askeri operasyon emriyle başlayan savaşta çatışmalar, Donetsk'teki Bahmut'ta yoğunlaşmış durumda (AP)
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in geçen yıl 24 Şubat'ta verdiği askeri operasyon emriyle başlayan savaşta çatışmalar, Donetsk'teki Bahmut'ta yoğunlaşmış durumda (AP)
TT

Ukrayna: Rusya'ya karşı saldırı başlatmaya hazırız

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in geçen yıl 24 Şubat'ta verdiği askeri operasyon emriyle başlayan savaşta çatışmalar, Donetsk'teki Bahmut'ta yoğunlaşmış durumda (AP)
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in geçen yıl 24 Şubat'ta verdiği askeri operasyon emriyle başlayan savaşta çatışmalar, Donetsk'teki Bahmut'ta yoğunlaşmış durumda (AP)

Ukrayna Ulusal Güvenlik ve Savunma Konseyi Başkanı Oleksiy Danilov bugün (Cumartesi) BBC'ye verdiği demeçte, Ukrayna'nın Rus kuvvetlerine karşı uzun zamandır beklenen karşı saldırısını başlatmaya hazır olduğunu söyledi.

Danilov bir tarih belirtmedi, ancak 'bölgeyi Devlet Başkanı Vladimir Putin'in işgal güçlerinden geri almaya yönelik saldırının yarın, yarından sonraki gün veya bir hafta sonra başlayabileceğini' söyledi.

Yetkili, "Ukrayna hükümetinin kararda herhangi bir hata yapma hakkı yok. Çünkü bu, kaybedemeyeceğimiz tarihi bir fırsat" dedi.

BBC'ye açıklamalarda bulunan Danilov, Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy’nin kendisini karşı saldırının konuşulacağı toplantıya çağırdığı bir telefon mesajı aldığını söyledi.


Polonya, güvenliği üzerindeki ‘olası Rus etkisini’ araştırıyor

Polonyalı milletvekilleri parlamentoda oy kullanıyor (AP)
Polonyalı milletvekilleri parlamentoda oy kullanıyor (AP)
TT

Polonya, güvenliği üzerindeki ‘olası Rus etkisini’ araştırıyor

Polonyalı milletvekilleri parlamentoda oy kullanıyor (AP)
Polonyalı milletvekilleri parlamentoda oy kullanıyor (AP)

Polonya Parlamentosu, Rusya'nın ülke güvenliği üzerindeki olası etkisini araştırmak için tartışmalı bir yasa çıkardı.

Polonya haber ajansı PAP'ın bildirdiğine göre, milletvekillerinin çoğunluğu iktidardaki Hukuk ve Adalet Partisi’nin (PİS) dün sunduğu yasa tasarısının kabul edilmesi yönünde oy kullandı.

Eleştirmenler hükümeti, parlamento seçimlerine sadece aylar kala yeni yasayla muhalefet lideri ve eski Başbakan Donald Tusk'ı itibarsızlaştırmaya çalışmakla suçluyor. Cumhurbaşkanı Andrzej Duda ise yasayı henüz imzalamadı.

Tasarıya göre, bir soruşturma komitesi 2007 ile 2022 yılları arasında ülke güvenliğine zarar veren resmi eylemlerin gerçekleşip gerçekleşmediğini inceleyecek.

Komite ayrıca, ilgili bilgilerin üçüncü taraflara aktarılıp aktarılmadığını ve Rus nüfuzu için sözleşmeler yapılıp yapılmadığını da araştıracak.

Komite’nin yaptırım tavsiyesinde bulunmasına da izin verilecek.


Fransa: DEAŞ üyesi Guavarch ve eşi hapis cezasına çarptırıldı

Kevin Guiavarch’i (sağda) Paris'teki bir mahkeme salonunda gösteren çizim (AFP)
Kevin Guiavarch’i (sağda) Paris'teki bir mahkeme salonunda gösteren çizim (AFP)
TT

Fransa: DEAŞ üyesi Guavarch ve eşi hapis cezasına çarptırıldı

Kevin Guiavarch’i (sağda) Paris'teki bir mahkeme salonunda gösteren çizim (AFP)
Kevin Guiavarch’i (sağda) Paris'teki bir mahkeme salonunda gösteren çizim (AFP)

Paris Mahkemesi, Suriye’de terör örgütü DEAŞ ile bağlantılı Fransız terörist Kevin Guavarch’ı 14 yıl hapis cezasına çarptırdı.

Mahkeme, bir alt mahkemeden Kevin Ghiavarch'a verilen cezayı da onadı. Alınan karara göre Kevin tüm hayatını parmaklıklar arkasında geçirmeyecek.

Ghiavarch’ın eşi Selma ise evde elektronik kelepçe ile altı yıl hapse mahkum edildi.

Selma karar açıklanmadan önce ‘bir anne olarak işine dönmek için fırsat istediğini’ ifade etti.

Ulusal Terörle Mücadele Savcılığı, ilk derece mahkemesi tarafından verilen kararları yetersiz bularak davanın temyize götürülmesine yol açtı, ancak Cumhuriyet Savcısı Ghiavarsh'ın ne ‘fanatik ne de deli’ olduğunu açıkladı.

30 yaşındaki Kevin, Birleşmiş Milletler tarafından en çok aranan teröristlerden biri ve 2014 yılında kara listeye alındı.


Zor zamanlar Rusya ve Küba'yı yeniden yakınlaştırdı

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ve Küba Devlet Başkanı Miguel Diaz-Canel geçen ay Havana'da bir araya geldi (AFP)
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ve Küba Devlet Başkanı Miguel Diaz-Canel geçen ay Havana'da bir araya geldi (AFP)
TT

Zor zamanlar Rusya ve Küba'yı yeniden yakınlaştırdı

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ve Küba Devlet Başkanı Miguel Diaz-Canel geçen ay Havana'da bir araya geldi (AFP)
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ve Küba Devlet Başkanı Miguel Diaz-Canel geçen ay Havana'da bir araya geldi (AFP)

Fransa merkezli AFP haber ajansı, Sovyetler Birliği'nin dağılmasının ardından Rusya'yla Küba'nın ilk kez ilişkilerinde yakınlaşmaya gittiğini yazdı.

Ukrayna savaşının ardından uluslararası kamuoyunda yalnızlaşan Rusya, yıllar sonra ilk kez Küba'ya yoğun ilgi gösterirken, bu süreçte aralarında Rusya Güvenlik Konseyi Sekreteri Nikolay Patruşev ve devlet petrol şirketi Rosneft'in üst yöneticisi Igor Seşin, Rus iş insanlarının temsilcisi Boris Titov'un da olduğu üst düzey Rus yetkililer ada ülkesine ziyaretler düzenledi.

Moskova'dan Küba'ya yönelik en üst düzey ziyaret ise Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov'dan geldi. Lavrov, eylülde Latin Amerika turuna çıkarak Küba, Venezuela ve Nikaragua gibi ülkeleri ziyaret etmişti.

İskoçya'daki Aberdeen Üniversitesi'nde Rusya-Latin Amerika ilişkileri üzerine çalışan Mervyn Bain konuyla ilgili, "Rusya'nın hem ticaret ortaklarına hem de siyasi müttefiklere ihtiyacı var. Latin Amerika'da bunların ikisini de bulmak mümkün. Ancak bu işbirliğinin nereye kadar gidebileceği belirsiz" diye konuştu.

Rusya'dan "özel girişim" vurgusu

İki ülke arasında yakınlaşan ilişkiler kapsamında Rusya Başbakan Yardımcısı Dimitri Çernişenko geçen hafta Küba'yla işbirliğini hızlandırmak için bir yol haritası hazırlamıştı.

Son 30 yılın en büyük ekonomik kriziyle karşı karşıya kalan Küba'yla Rusya arasında inşaat, bilgi teknolojileri, bankacılık, şeker, ulaşım ve turizm gibi sektörlerde ticari ilişkileri yeniden başlatmak için bir dizi anlaşma imzalanmıştı.

Bu kapsamda Moskova'yla Küba'nın sahil kenti Varadero arasında direkt uçuşlar başlarken, marttan itibaren Rus turistlerin Rusya Merkez Bankası tarafından oluşturulan Visa ve Mastercard benzeri Mir ödeme sistemini kullanmalarının da önü açıldı.

Çernişenko'nun hazırladığı planda Küba'nın özel girişimler üzerindeki kısıtlamaları hafifletmek için bazı yasaları değiştirmesi gerektiği belirtildi.

Komünist bir rejimle yönetilen Küba artan ekonomik sıkıntılar nedeniyle bir süre önce küçük ve orta ölçekli işletmelere izin vermek zorunda kalmıştı.

Avrupa Birliği'nden uyarı

Rus yetkililerin Küba ziyaretleri, ada ülkesinin lideri Miguel Diaz-Canel'in geçen yılın son aylarında Moskova'ya düzenlediği gezinin ardından geldi.

Soğuk Savaş döneminde iki yakın müttefik olan Küba ve Sovyetler Birliği arasındaki işbirliği 1991'de Sovyet bloğunun çökmesiyle birlikte neredeyse durma noktasına gelmişti.

O zamana kadar Küba'nın ticari ilişkilerinin yüzde 75'i Sovyetler Birliği'yleydi. 1991'de tamamen duran ilişkiler 2005'te yeniden yükselişe geçmeye başladı.

Rus yönetiminin verilerine göre iki ülke arasındaki ticaret hacmi 450 milyon dolara yükselirken, bu hacmin yüzde 90'ı Rusya'dan Küba'ya gönderilen petrol ve soya yağından oluşuyor.

Küba ve Rusya arasındaki ilişkilerin güçlenmesi Moskova'ya uluslararası kamuoyunda da bazı avantajlar sağlıyor.

Havana yönetimi Ukrayna savaşı konusunda tarafsızlık politikası izlerken, bu konuda BM çatısı altında yapılan oylamalara katılmıyordu.

Ancak Diaz-Canel bu hafta Çernişenko'yla yaptığı görüşmede, "Rusya'nın Batı'yla savaşında koşulsuz destek" sözü verdi. Kübalı diplomatlar ayrıca Ukrayna sağlık sistemine yönelik Rusya saldırılarıyla ilgili Dünya Sağlık Örgütü'nde görüşülen kınama metnine de ret oyu verdi.

Küba'nın Rusya'ya yakınlaşmasına Batı'dan tepki gösteren ilk isim Avrupa Birliği dış politika şefi Josep Borrell oldu.

Borrell, Küba yönetimine Avrupa Birliği'yle ekonomik ilişkileri sağlamlaştırma çağrısı yaparken, Küba'yla AB arasındaki ticaret hacminin Rusya ve Çin'in toplamından iki kat fazla olduğunu hatırlattı.

Independent Türkçe, AFP, Reuters

 


Aktivistler Kral Charles'ın kuzularını çaldı

Grup, kesilmeden önce kuzuları "kurtardığını" iddia ediyor (Animal Rising)
Grup, kesilmeden önce kuzuları "kurtardığını" iddia ediyor (Animal Rising)
TT

Aktivistler Kral Charles'ın kuzularını çaldı

Grup, kesilmeden önce kuzuları "kurtardığını" iddia ediyor (Animal Rising)
Grup, kesilmeden önce kuzuları "kurtardığını" iddia ediyor (Animal Rising)

Bir grup hayvan hakları aktivisti, Kral Charles'ın Sandringham Malikanesi'ne zorla girerek kesime hazırlandığını söyledikleri üç kuzuyu "kurtardıklarını" iddia ediyor.

23 yaşındaki Sarah Foy, 23 yaşındaki Rosa Sharkey ve 33 yaşındaki Rose Patterson, "açık kurtarma" görevi dedikleri eylem kapsamında koyunları çaldıkları için dün sabah Windsor'daki bir polis karakoluna teslim olduklarını söylüyor.

Animal Rising adlı kampanya grubuna mensup üçlü, iddialarına göre hayvanları kesilmeden önce götürmek için çarşamba akşamı Norfolk'taki Appleton Çiftliği'ne girdiklerini belirtti.

Üçlü, hayvanların güvenliğinin sağlandığını söyledikten sonra polis memurlarına teslim oldu. Daily Telegraph'a konuşan grup, hayvanların açıklanmayan bir yere götürüldüğünü söyledi.

Teslim olmadan önce kadınlar, Sooty, Sunny ve Sammy adlarını verdikleri hayvanların fotoğraflarını ve "Kral'ın Koyunlarını kurtardım" gibi sloganlar içeren pankartlar taşıdı.

Norfolk Polisi sözcüsü, The Independent'a, "Norfolk'un West Newton köyündeki bir çiftlikten üç kuzunun çalındığı ihbarlarını araştırdıklarını" söyledi:

Slough'daki bir polis karakoluna kendi istekleriyle giden 20'li ve 30'lu yaşlardaki üç kadın, hırsızlık şüphesiyle gözaltına alındı.

Halen gözaltındalar.

Sandringham Malikanesi, bunun bir polis vakası olduğunu ve "devam eden bir soruşturma hakkında yorum yapmayacağını" belirtti.

Telegraph'a konuşan Foy şunları söyledi:

Herkes gibi hayvanlar da hayatlarını güvenli bir şekilde ve kullanılmadan ya da istismar edilmeden sürdürmek ister. Ne yazık ki Sandringham'da ya da gıda sistemimizde kullanıldıkları herhangi bir yerde durum böyle değil.

İşte tam da bu nedenle bugün üç koyunu kurtardık. Bu üç güzel kuzu artık hayatlarını dolu dolu yaşayacak. Diğer hayvanlar ve doğayla olan ilişkimiz hakkında acilen ulusal bir konuşmaya ihtiyacımız var.

Kraliyet Ailesi bu konuda öncü olabilir; Büyük Londra'nın yaklaşık iki katı büyüklüğünde araziye sahipler.

Güvenli, emniyetli, bitki kökenli bir gıda sistemine geçişi ve yeniden yabanlaştırma programını tamamen taahhüt etmeleri inanılmaz bir açıklama olurdu. Hayvanlarla olan bağımızı onarmak iklim ve doğa krizleriyle mücadelede hayati önem taşıyor.

Eylem haberi, Yokoluş İsyanı (Extinction Rebellion) grubunun gelecek ayki Epsom Derby at yarışında, nisandaki Grand National'dan daha büyük bir katılımla protesto düzenleme sözü vermesinden kısa süre sonra geldi.

Birkaç protestocunun kendilerini pistteki çitlere yapıştırmaya çalışmasının ardından yarış 14 dakika geç başlamıştı.


Ermenistan'daki üst düzey isimler, Karabağ Savaşı'nda İsrail yapımı casus yazılımla dinlenmiş

Nikol Paşinyan, 2018'den bu yana Ermenistan Başbakanlığı görevini yürütüyor (Reuters)
Nikol Paşinyan, 2018'den bu yana Ermenistan Başbakanlığı görevini yürütüyor (Reuters)
TT

Ermenistan'daki üst düzey isimler, Karabağ Savaşı'nda İsrail yapımı casus yazılımla dinlenmiş

Nikol Paşinyan, 2018'den bu yana Ermenistan Başbakanlığı görevini yürütüyor (Reuters)
Nikol Paşinyan, 2018'den bu yana Ermenistan Başbakanlığı görevini yürütüyor (Reuters)

Bir grup araştırmacı İsrail yapımı Pegasus casus yazılımının Ermenistan'daki yetkililer ve gazetecileri takip etmek için kullanıldığını tespit etti.

Dijtal haklar örgütü Access Now, Uluslararası Af Örgütü, Kanada merkezli internet gözlem örgütü Citizen Lab, Ermenistan merkezli dijital savunma grubu CyberHUB-AM ve bağımsız araştırmacı Ruben Muradyan tarafından yürütülen araştırma sonrasında casus yazılımın kullanıldığı en az 12 farklı vaka olduğu tespit edildi.

Hedef alınan kişiler içinde Ermenistan'ın resmi insan hakları gözlemcisi Kristinne Grigoryan, Özgür Avrupa Radyosu'ndan iki gazeteci, bir BM yetkilisi ve Ermenistan Dışişleri Bakanlığı'nın eski sözcüsü de bulunuyor.

Access Now'ın yasal temsilcisi Natalia Krapiva konuyla ilgili, "Araştırmacıların teyit edebildikleri buzdağının sadece görünen kısmı. Hedef kitle çok geniş" ifadelerini kullandı.

En ileri casus yazılımlardan biri olan Pegasus, hackerların hedefteki kişinin telefonuna erişim sağlamasına, görüşmeleri kaydetmesine, mesajları okumasına ve hatta telefonları dinleme cihazına dönüştürmesine olanak sağlıyor.

Araştırmacılar Ermenistan'daki casus yazılım faaliyetlerinden komşu Azerbaycan'ın sorumlu olduğuna inanıyor. 

2021'de yürütülen soruşturmada İlham Aliyev hükümetinin yerel siyasi rakiplerine karşı Pegasus yazılımını kullanması ve yüzlerce Azerbaycanlı telefonlarının hedef alınması bu şüphelerin temel kaynağını oluşturuyor. 

Dinlemelerin Dağlık Karabağ savaşı dönemine kadar uzandığına dikkat çeken araştırmacılar, "Bu Pegasus casus yazılımının uluslararası bir savaş bağlamında kullanıldığını gösteren ilk belgeli kanıt" ifadelerini kullanıyor.

Ancak dinlenen kişilerden bazıları telefonlarındaki casus yazılımdan Ermenistan hükümetinin de sorumlu olabileceğine dikkat çekiyor.

Pegasus'un üreticisi İsrail merkezli NSO, geçmiş yıllarda hükümetlerin siyasi rakiplerini takip etmesine yardım etmekle suçlanmıştı. Şirket, insan haklarıyla ilgili endişeler nedeniyle 2021'de ABD tarafından kara listeye alınmıştı.

Hakkındaki suçlamaları reddeden şirket, ürettikleri yazılımların ciddi suçlarla ve terörle mücadelede kullanıldığını söylemişti.
Independent Türkçe, Politico, Reuters

 


Fransa, Manş faciası nedeniyle 5 sahil güvenlik görevlisine dava açtı

BK hükümetinin verilerine göre geçen yıl en az 45 bin mülteci, Manş Denizi üzerinden ülkeye geçti (Reuters)
BK hükümetinin verilerine göre geçen yıl en az 45 bin mülteci, Manş Denizi üzerinden ülkeye geçti (Reuters)
TT

Fransa, Manş faciası nedeniyle 5 sahil güvenlik görevlisine dava açtı

BK hükümetinin verilerine göre geçen yıl en az 45 bin mülteci, Manş Denizi üzerinden ülkeye geçti (Reuters)
BK hükümetinin verilerine göre geçen yıl en az 45 bin mülteci, Manş Denizi üzerinden ülkeye geçti (Reuters)

Fransa'da Manş Denizi'nde 27 mültecinin öldüğü 2021'deki faciayla ilgili 5 sahil güvenlik görevlisi hakkında hukuki işlem başlatıldı. 

Paris savcılığından perşembe günü yapılan açıklamada, askerler hakkında "tehlike altındayken mültecilere yardım etmedikleri" gerekçesiyle dava açıldığı bildirildi. 

Kimlikleri açıklanmayan kişilerin, bir sonraki duruşmaya kadar serbest bırakıldığı aktarıldı. Duruşmanın ne zaman görüleceğiyse henüz kararlaştırılmadı.

24 Kasım 2021'de yaşanan olayda, Fransa'dan yola çıkıp Manş Denizi üzerinden Birleşik Krallık'a giden göçmenleri taşıyan teknenin batması sonucu, aralarında biri hamile 7 kadının, üç çocuğun ve 17 erkeğin yer aldığı 27 kişi ölmüştü. 

Birleşmiş Milletler'in "Manş Denizi tarihinde tek seferde en fazla kayıp yaşanan facia" diye nitelediği olayın ardından Fransa, geçen yıl soruşturma başlatmıştı.

Dava metninde, mültecilerin 15 kez Fransız sahil güvenlik personeline yardım çağrısı yaptığı fakat görevlilerin harekete geçmediği belirtildi.

Fransız yetkililerin ancak 10 saat sonra, batan tekneyi gören bir balıkçının yardım çağrısı üzerine olay yerine gittiği ifade edildi. 

İnsan kaçakçılığı yaptığı öne sürülen Ahmed Ebubekir, yürütülen soruşturma kapsamında kasımda tutuklanmıştı. 32 yaşındaki şüphelinin, ölen mültecilerin ailelerine şikayetçi olmamaları için para teklif ettiği öne sürülmüştü. Ebubekir hakkındaki dava devam ediyor.

Öte yandan BK ticari televizyonlarının kamu hizmeti ağı ITV'nin The Crossing (Geçiş) adlı belgeselinde yayımlanan telsiz kayıtlarında, Fransız ve Britanyalı yetkililerin sorumluluğu birbirine attığına dikkat çekilmişti.

Buna göre Fransız yetkililer, mültecilere BK sularında olduklarını söyleyerek yardım edemeyeceklerini belirtmiş, BK ise teknenin Fransız sularında olduğunu savunarak sorumluluk kabul etmemişti.

Fransa'nın önde gelen gazetelerinden Le Monde'un araştırmasında da mültecilerin WhatsApp üzerinden Fransız yetkililere konum bilgisi gönderdiği fakat görevlilerin harekete geçmediği belirtilmişti. 

Olay, BK ve Fransa arasında krize de yol açmıştı. Dönemin BK Başbakanı Boris Johnson, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'u Manş Denizi'ndeki mülteci akınını denetim altında tutmamakla uçlamıştı. Macron ise Johnson'ın faciayı kendi siyasi çıkarları için kullandığını savunmuştu. 

Independent Türkçe, Telegraph, BBC