ABD'li yetkili: Başkan Biden bu hafta Ukrayna'ya M1 Abrams tankları vereceklerini duyuracak

AA
AA
TT

ABD'li yetkili: Başkan Biden bu hafta Ukrayna'ya M1 Abrams tankları vereceklerini duyuracak

AA
AA

ABD'li bir yetkili, ABD Başkanı Joe Biden’ın en erken yarın olmak üzere bu hafta içinde Ukrayna'ya M1 Abrams tankları vereceklerini duyuracağını açıkladı. 
Anadolu Ajansına konuşan yetkili, "Başkan Biden, en erken yarın olmak üzere, bu hafta içinde Ukrayna’ya M1 Abrams tankı sağlayacağını duyuracak." dedi. 
Yetkili, açıklanacak pakette "bir tabur Abrams" olabileceğini bunun da 30 ila 50 tanka tekabül ettiğini söyledi. 
ABD’nin tank taburları 44 tanktan oluşuyor. 
Washington yönetiminin bu adımı, Almanya’nın ABD’den önce Ukrayna’ya tank tedarik etmekte isteksiz olması ve Alman yapımı tankların Ukrayna ordusuna başka devletlerce verilmesini henüz onaylamaması üzerine geldi. 
Gün içinde basına konuşan ABD’li yetkililer, Washington’un Almanya ile diplomatik bir anlaşma kapsamında Ukrayna’ya tank tedarik etmeye meyilli olduğu belirtmişti.
Buna göre, Almanya’nın kendi envanterinden Leopard tanklarını Ukrayna’ya vermesi ve Polonya ile diğer devletlerin de ellerindeki Alman yapımı tankları Ukrayna'nın kullanımına sunmalarını onaylaması karşılığında ABD de Ukrayna’ya M1 Abrams tankları sağlayacak. 
ABD yönetimi bakım, idame ve eğitimleri gerekçe göstererek Abrams tanklarının Ukrayna’ya verilmesinin şu aşamada uygun olmadığını öne sürüyordu. 
Ancak ABD medyasına konuşan yetkililer Washington’un bu pozisyonunun 17 Ocak’ta Biden ile Almanya Başbakanı Olaf Sholz arasındaki telefon görüşmesinde değiştiğini öne sürdü. 
Beyaz Saray ve Pentagon, bu iddialar üzerine yorum yapmadı ancak Pentagon Sözcüsü Tuğgeneral Partick Ryder, müttefiklerle Ukrayna ordusunun ihtiyaçlarını konuştuklarını söylemekle yetindi. 
18-20 Ocak'ta Almanya’daki Ramstein üssünde Ukrayna Temas Grubu olarak bilinen 50 ülkenin savunma bakanları Ukrayna gündemiyle bir araya gelmişti. 
Toplantıda, Almanya’nın ABD'den önce Ukrayna’ya tank vermeyeceğini açıkladığı iddia edilmişti. 
Almanya’nın aynı zamanda Alman yapımı tankları Ukrayna’ya vermek isteyen diğer ülkelere onay vermemesi de tartışmalara neden olmuştu.



İsrail-İran çatışmaları: Tahran siyasi mahkumlara baskıyı artırdı

İsrail'in saldırısı sonucunda Evin Hapishanesi'nin bir kısmı çökmüştü (AP)
İsrail'in saldırısı sonucunda Evin Hapishanesi'nin bir kısmı çökmüştü (AP)
TT

İsrail-İran çatışmaları: Tahran siyasi mahkumlara baskıyı artırdı

İsrail'in saldırısı sonucunda Evin Hapishanesi'nin bir kısmı çökmüştü (AP)
İsrail'in saldırısı sonucunda Evin Hapishanesi'nin bir kısmı çökmüştü (AP)

İsrail'le 12 günlük çatışmanın ardından İran ülke içindeki baskıyı artırıyor.

Guardian'ın haberinde, 13 Haziran'da İsrail'in saldırısıyla başlayan ve İran'ın misillemesinin ardından 24 Haziran'da ABD'nin arabuluculuğunda ateşkes ilan edilen çatışmaların, İran'da "geniş çaplı bir iç baskı dalgasını" tetiklediği belirtiliyor.

İsrail'in 23 Haziran'da Evin Hapishanesi'ne düzenlediği saldırıda 71 kişinin hayatını kaybettiği anımsatılıyor. Hayatta kalan bazı mahkumların da daha kötü koşullardaki cezaevlerine nakledildiği yazılıyor.

Mahsa Emini protestolarına katıldığı gerekçesiyle hapse atılan aktivist Rıza Handan'ın, bombalamadan sonra daha kötü şartlardaki bir hapishaneye gönderildiği belirtiliyor. 60 yaşındaki aktivistin kızı şunları söylüyor:

Ne babamın ne de diğer mahkumların yatağı var, yerde uyumak zorunda kalıyorlar. Bir keresinde uyandığında battaniyesinin içinde 6 ya da 7 tahtakurusu bulmuştu.

Kadın mahkumların da yanlarına kişisel eşyalarını bile alamadan Karçak Hapishanesi'ne gönderildiği belirtiliyor. İdam cezasına çarptırılan Kürt yardım çalışanı Pakşan Azizi'den en az iki gündür haber alınamadığı aktarılıyor. Af Örgütü'ne göre Azizi, "barışçıl insani yardım ve insan hakları faaliyetleri" nedeniyle cezalandırıldı. Tahran yönetimiyse kendisini "devlete karşı silahlı isyanla" suçluyor.

Savaş sonrası İran genelinde bir güvenlik baskısı dalgası başlatıldığı da ifade ediliyor. Kolluk kuvvetlerinin kontrol noktaları oluşturduğu ve sosyal medya paylaşımları nedeniyle birçok kişinin tutuklandığı aktarılıyor.

İsrail-İran çatışmalarında Mossad'ın Tahran'da gizli bir drone üssü kurduğu ortaya çıkmıştı. Ayrıca istihbarat teşkilatına bağlı komandoların saldırıdan aylar önce başkente sızarak operasyon sırasında İran'ın hava savunma sistemlerini imha ettiği belirlenmişti. Mossad da casusların saldırılarda yer aldığını doğrulamıştı.

İran devlet medyasında geçen ay çıkan haberlerde, İsrail istihbaratı adına çalıştığı iddia edilen 700 kişinin yakalandığını duyurulmuştu. ABD merkezli İran İnsan Hakları Merkezi'nin (CHRI) verilerine göre 6 kişi casusluk iddiasıyla idam edildi. CHRI'dan Hadi Gayemi şu iddiaları paylaşıyor:

İranlı yetkililer, insanları hiçbir gerekçe göstermeden ve avukatlarına erişim hakkı vermeden gözaltına alıyor, ardından ‘ulusal güvenlik' suçlamalarıyla idam ederek halkı sindirmeye ve kontrolü yeniden kurmaya çalışıyor.

New York Times'ın analizinde de Evin Hapishanesi'nin "insan hakları ihlalleriyle" gündem olduğu hatırlatılıyor. Haberde, 12 günlük çatışmaların ardından Tahran yönetiminin tarihsel bir kavşakta olduğu yazılıyor. İran'ın ileride içerideki baskıyı artırmakla ülkenin dönüşümüne yönelik politikaları uygulamak arasında bocalayabileceği ifade ediliyor.

Independent Türkçe, Guardian, New York Times