Dünyanın en çok abartılan 10 kenti açıklandı: Listede Türkiye'den bir şehir var

Çevrimiçi yorumlar, gezginlerin en çok Bangkok'ta hayal kırıklığına uğradığını gösterdi

London Eye, Birleşik Krallık'ın başkentinin en çok hayal kırıklığı yaratan cazibe merkezi olarak değerlendirildi (Reuters)
London Eye, Birleşik Krallık'ın başkentinin en çok hayal kırıklığı yaratan cazibe merkezi olarak değerlendirildi (Reuters)
TT

Dünyanın en çok abartılan 10 kenti açıklandı: Listede Türkiye'den bir şehir var

London Eye, Birleşik Krallık'ın başkentinin en çok hayal kırıklığı yaratan cazibe merkezi olarak değerlendirildi (Reuters)
London Eye, Birleşik Krallık'ın başkentinin en çok hayal kırıklığı yaratan cazibe merkezi olarak değerlendirildi (Reuters)

Gezginlerin çevrimiçi değerlendirmelerinin analizi, dünyanın en çok abartılan şehirlerini ortaya koydu ve ilk 10'da Londra da var.
Dünyanın dört bir yanındaki 85 seyahat noktası için seyahat değerlendirme platformlarına bırakılan binlerce yorumun analizine dayanan liste, turistlerin bir geziden "hayal kırıklığına uğrama" olasılığını değerlendiriyor.
Veri analistlerinin kingcasinobonus.uk adına yaptığı değerlendirmeye göre, gezginlerin beklentilerini boşa çıkarma ihtimali yüzde 16,6 olan Bangkok, en çok hayal kırıklığı yaratan şehir.
Tayland'ın başkentinin en büyük hayal kırıklığı yaratan cazibe merkeziyse Khaosan Yolu çıktı.
İkinci sırada yüzde 16,5'lik hayal kırıklığı oranıyla Türkiye'nin sahil kenti Antalya yer alırken, onu yüzde 15,8'lik oranla Singapur takip etti.
Analize göre şehirlerin en büyük hayal kırıklığı yaratan deneyimleri sırasıyla Water Planet Aqua Park ve Orchard Road oldu.
İlk 5'i Almanya'nın Münih (yüzde 15,7) ve İtalya'nın Rimini (yüzde 14,2) şehirleri tamamlıyor.
Londra, Paris'le birlikte 8'inci sırada yer aldı. Birleşik Krallık ve Fransa başkentlerinin her ikisi de turistleri hayal kırıklığına uğratma olasılığı açısından yüzde 13,8'lik bir orana sahipti.
London Eye, ziyaretçilerin umduğunu bulamaması en muhtemel cazibe merkezi olurken, Fransa'da Montmartre en fazla abartılan cazibe merkezi olarak belirlendi.
The Independent'ın haberine göre, Londra hakkındaki yazıda "Özellikle London Eye dönme dolabı, Buckingham Sarayı ve Big Ben kulesi kötü eleştiriler aldı" dendi.

"Ziyaretçilerin çoğunluğu sıkılmış hissetti ve bu manzaraların ve şehrin kendisinin tamamen abartıldığı sonucuna vardılar. Londra'da görülmesi gereken yeni yerler aramanın zamanı geldi... Sokak lezzetleri, konserler, gece hayatı ve sanat, gelecek nesiller için eski binalardan ve hükümdar görmekten daha ilginç olabilir."

Veri analistleri bu listeyi oluştururken TripAdvisor gibi popüler yorum sitelerinden yararlandı ve dünya genelindeki en popüler 85 seyahat noktasıyla oraların en çok yorum alan 20 manzara ve cazibe merkezi hakkındaki onbinlerce puanlamayı analiz etti.
İnceleme açıklamalarında "büyük hayal kırıklığı" veya "beklendiği kadar güzel değil" gibi belirli anahtar kelime ve ifadelerin ne sıklıkla kullanıldığını değerlendirdiler.

Yorumlara göre en çok "abartılan" şehirler
1. Bangkok: yüzde 16,6
2. Antalya: yüzde 16,5
3. Singapur: yüzde 15,8
4. Münih: yüzde 15,7
5. Rimini: yüzde 14,2
6. Miami: yüzde 13,9
7. Mumbai: yüzde 13,9
8. Londra: yüzde 13,8
9. Paris: yüzde 13,8
10. Tokyo: yüzde 13,6



Dodonun yaşayan en yakın akrabası yıllar sonra ilk kez görüldü

Manumea (Wikimedia Commons/Naturalis Biyoçeşitlilik Merkezi)
Manumea (Wikimedia Commons/Naturalis Biyoçeşitlilik Merkezi)
TT

Dodonun yaşayan en yakın akrabası yıllar sonra ilk kez görüldü

Manumea (Wikimedia Commons/Naturalis Biyoçeşitlilik Merkezi)
Manumea (Wikimedia Commons/Naturalis Biyoçeşitlilik Merkezi)

Soyu tükenmiş dodo kuşunun yaşayan en yakın akrabası olan manumeanın 2013'ten beri ilk kez görülmesi, nesli kritik tehlikedeki türün yok olmaktan kurtarılabileceği umudunu doğurdu.

Samoa Koruma Derneği'nin 17 Ekim - 13 Kasım'da gerçekleştirdiği son saha araştırması, Güney Pasifik ülkesinin yağmur ormanlarında Didunculus strigirostris türü en az 5 kere gözlemlendi.

Samoa Koruma Derneği Proje Koordinatörü Moeumu Uili yerel medyaya yaptığı açıklamada, "Bu gözlemlerde aynı bireyin mi yoksa farklı kuşların mı görüldüğü henüz net değil. Gözlemlenen tüm bireyler yetişkin gibi görünüyor, bu nedenle türün bölgede yuva mı yaptığını yoksa sadece yiyecek mi aradığını teyit edemiyoruz" dedi.

Yaban hayatı uzmanları, gözlemlerin yapıldığı Uafato köyü yakınlarındaki yağmur ormanı vadilerinin, kuşu ve yaşam alanını siklonlardan koruyabileceğini söylüyor.

Uzmanlara göre manumeanın, diğer kuşların tüketemediği büyük ve yerel tohumlara bağımlılığı, onu Samoa'da ulusal bir sembol haline getirse de ülkedeki birçok insan onun tanımıyor.

Kuşun bu büyük tohumların dağıtımında önemli bir rol oynayarak Samoa'nın orman ekosistemlerinin korunmasına katkı sağladığı biliniyor.

Dodo benzeri bu kuşun Samoa yağmur ormanlarında yaşadığı bilinse de hızlı hareketleri ve yağmurlu hava koşulları nedeniyle fotoğrafını çekmek zorlu bir işti.

Alışılmadık derecede kalın, kavisli ve diş benzeri tırtıklı bir gagaya sahip, tavuk büyüklüğündeki bu kuş, "küçük dodo" anlamına gelen Didunculus cinsinin yaşayan tek türü.

1990'ların başında yapılan araştırmalar, Samoa'da yaklaşık 7 bin manumea olduğuna işaret ediyordu. Ancak yaşam alanlarının yoğun bir şekilde tahrip edilmesi, türün sayısını büyük ölçüde azalttı ve 2024 itibarıyla sadece 50-150 üyesi kaldığı tahmin ediliyor.

Kuşu bulma ve izleme çabaları, özellikle yabani kediler ve sıçanlar gibi istilacı avcılara karşı savunmasız olan kırılgan ada ekosistemlerinde, yaban hayatı türlerini yok olmaktan korumadaki zorlukları vurguluyor.

Uluslararası Doğayı Koruma Birliği'nde manumea koruma çalışmaları yürüten Joe Wood, Live Science'a yaptığı açıklamada "Yabani kedilerin bu azalmada büyük bir payı olması çok muhtemel görünüyor. Bir tür kontrol programı uygulanmalı" dedi.

Araştırmacılar, gelecekte kuşu bulup davranışlarını anlamak için gelişmiş yapay zeka ses izleme araçlarını kullanmak üzere çalışıyor.

Independent Türkçe


22 yıllık programının kaldırılmasıyla gündem olan komedyen, Trump'ı hedef aldı

Kimmel'ın katıldığı Channel 4'un Alternatif Noel Mesajı programında bir medya ünlüsü, Kral'ın resmi konuşmasına alternatif bir mesaj paylaşıyor (Channel 4)
Kimmel'ın katıldığı Channel 4'un Alternatif Noel Mesajı programında bir medya ünlüsü, Kral'ın resmi konuşmasına alternatif bir mesaj paylaşıyor (Channel 4)
TT

22 yıllık programının kaldırılmasıyla gündem olan komedyen, Trump'ı hedef aldı

Kimmel'ın katıldığı Channel 4'un Alternatif Noel Mesajı programında bir medya ünlüsü, Kral'ın resmi konuşmasına alternatif bir mesaj paylaşıyor (Channel 4)
Kimmel'ın katıldığı Channel 4'un Alternatif Noel Mesajı programında bir medya ünlüsü, Kral'ın resmi konuşmasına alternatif bir mesaj paylaşıyor (Channel 4)

ABD'li talk show sunucusu ve komedyen Jimmy Kimmel, gece yarısı programının yayından kaldırılmasından birkaç ay sonra Britanya televizyonundan ABD Başkanı Donald Trump'ı hedef aldı.

Channel 4'un Alternatif Noel Mesajı'nda 58 yaşındaki Kimmel, Trump yönetimi altındaki Birleşik Devletler'de "faşizm" ve "tiranlığın" "hızla yayıldığı" uyarısı yaparak Britanya halkından özür diledi.

Komedyen "Size şunu söyleyebilirim; faşizm açısından gerçekten harika bir yıl oldu" dedi.

Burada tiranlık hızla yayılıyor. Renkli gazetelerinizde okumuş olabilirsiniz; ülkemin başkanı, ona istediği gibi hayranlık göstermediğim için beni susturmak istiyor.

Kimmel'ın Jimmy Kimmel Live! adlı programı, Turning Point kurucusu Charlie Kirk'ün öldürülmesiyle ilgili canlı yayında yaptığı yorumların ardından 17 Eylül'de "süresiz olarak" askıya alınmıştı. 2003'te başlayan program 20 yılı aşkın süredir yayındaydı.

Programın yayından kaldırılması, geniş çaplı tepkilere, protestolara ve ifade özgürlüğü hakkında kamuoyu tartışmalarına yol açmış ve nihayetinde birkaç gün sonra yeniden yayına alınmıştı.

Kimmel, yaşananları anlatırken, "Birdenbire yayından kaldırıldık" diye konuştu. 

Milyonlarca insan ayağa kalkıp 'Hayır, bu kabul edilemez' dedi.

Kimmel, "Şimdi dünyanın en güçlü politikacısını her gece hak ettiği gibi sağlam fırçalıyorum" dedi.

Trump daha önce programın düşük reytingler nedeniyle yayından kaldırıldığını ve sunucunun "yeteneksiz olduğu için kovulduğunu" söylemişti. Kimmel'ın "SIFIR yeteneği" olduğunu ve programının askıya alınmasının "Amerika için harika bir haber" olduğunu yineleyerek mesajını pekiştirmişti.

Noel konuşmasında Kimmel, ülkesiyle ilgili endişesini dile getirerek okyanus ötesindeki siyasi iklimden etkilenen Britanyalılardan özür diledi. Trump yönetimi Noel arifesinde, "radikal aktivistler" diyerek ifade özgürlüğü savunucusu iki Britanyalının ABD'ye girişini yasaklamıştı.

Kimmel sözlerine "Şu anda Birleşik Devletler'nde hem mecazi hem de gerçek anlamda demokrasimizin yapısını yıkıyoruz" diye devam etti.

Basından bilime, tıbba, yargı bağımsızlığına ve hatta Beyaz Saray'ın kendisine kadar her şey berbat durumda. Bunun sizi de etkilediğini biliyoruz ve sadece özür dilemek istedim. Ve bilmenizi istiyoruz, ya da en azından ben bilmenizi istiyorum ki, hepimiz onun gibi değiliz. Hepimiz onun gibi değiliz.

Independent Türkçe


Elektrikli araç menzilini iki katına çıkaracak batarya geliştirildi

Soğuk havaların batarya kapasitesini azaltması, elektrikli araç menzilleriyle ilgili sorunlardan biri (Reuters)
Soğuk havaların batarya kapasitesini azaltması, elektrikli araç menzilleriyle ilgili sorunlardan biri (Reuters)
TT

Elektrikli araç menzilini iki katına çıkaracak batarya geliştirildi

Soğuk havaların batarya kapasitesini azaltması, elektrikli araç menzilleriyle ilgili sorunlardan biri (Reuters)
Soğuk havaların batarya kapasitesini azaltması, elektrikli araç menzilleriyle ilgili sorunlardan biri (Reuters)

Bilim insanları elektrikli araç menzilini iki katına çıkarabilecek bir anotsuz batarya geliştirdi.

Anot ve katot, bataryalardaki elektrik akışını sağlayan iki elektrotu ifade ediyor. Anotsuz bir bataryada, katotta depolanan lityum iyonları şarj sırasında hareket ederek doğrudan bakır bir toplayıcı üzerinde birikiyor. Bu sayede enerji depolama için daha fazla alan açılabiliyor. 

Bu tür lityum iyon bataryalar uzun zamandır umut vaat etse de verimli sonuç alınamıyordu. 

Bu bataryaların önündeki engellerden biri, lityum iyonlarının düzensiz yerleşimi sonucu yüzeyde iğne benzeri yapılar oluşmasıydı. Bu yapılar, bataryanın kısa devre yapmasına ve güvenlik risklerine yol açabiliyor.

Ayrıca tekrarlanan şarj ve deşarj döngüleri, lityum yüzeyine zarar vererek batarya ömrünü hızla kısaltabiliyor.

Güney Kore'deki Pohang Bilim ve Teknoloji Üniversitesi'nden araştırmacılar bu sorunun üstesinden gelmek adına, içinde eşit dağıtılmış gümüş nanoparçacıklar olan bir polimer çerçeve tasarladı. 

Bu sayede lityum iyonları, batarya içinde rasgele değil, belirli noktalarda düzenli şekilde birikiyor. 

Ayrıca tasarladıkları bir elektrolit de lityum yüzeyinde koruyucu bir tabaka yaratarak iğne benzeri yapıların oluşmasını engelliyor. 

Bulguları hakemli dergi Advanced Materials'ta yayımlanan çalışmaya göre bu tasarım, 1270 Wh/L hacimsel enerji yoğunluğuna ulaştı. Bir sistemin hacmine kıyasla ne kadar enerji içerdiğini gösteren bu değer, elektrikli araçlarda kullanılan geleneksel lityum iyon  bataryalarda ise yaklaşık 650 Wh/L seviyesinde.

Batarya ayrıca 100 şarj döngüsünden sonra başlangıçtaki ​​kapasitesinin yüzde 81,9'unu korudu.

Bu sonuçlar, laboratuvardaki küçük pillerin ötesinde, gerçek dünyadaki elektrikli araçlarda kullanılanlara benzer bataryalarda da elde edildi. 

Bilim insanları yeni teknolojinin elektrikli araç menzilini iki katına çıkarma ve soğuk havalarda daha rahat yolculuk yapma potansiyeli sunduğunu söylüyor.

Çalışmaya liderlik eden Soojin Park gelişmeyi şöyle değerlendiriyor:

Bu çalışma, anot içermeyen lityum metal bataryalarda verimlilik ve ömür sorunlarını aynı anda ele alarak anlamlı bir atılımı temsil ediyor.

Independent Türkçe, Interesting Engineering, TechXplore, Advanced Materials