Irak Başbakanı Sudani’den DEAŞ’la mücadele mesajı

Irak Başbakanı, ülkesinin DEAŞ ile mücadelede NATO ile ortaklığına vurgu yaptı

Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani, NATO Müşterek Kuvvetler Komutanı’nı kabul etti (Irak Başbakanlık Medya Ofisi)
Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani, NATO Müşterek Kuvvetler Komutanı’nı kabul etti (Irak Başbakanlık Medya Ofisi)
TT

Irak Başbakanı Sudani’den DEAŞ’la mücadele mesajı

Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani, NATO Müşterek Kuvvetler Komutanı’nı kabul etti (Irak Başbakanlık Medya Ofisi)
Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani, NATO Müşterek Kuvvetler Komutanı’nı kabul etti (Irak Başbakanlık Medya Ofisi)

Irak Başbakanı Muhammed Şiya es Sudani, ülkesinin terörle mücadele alanında NATO ile ortaklık taahhüdünü vurguladı. Önceki akşam Irak'ın NATO Müşterek Kuvvetler Komutanı’nı kabul eden Sudani, güvenlik güçlerine eğitim sağlayarak terörizm karşısında Irak'ı destekleyen NATO’nun konumunu çok takdir ettiğine değinerek, ülkesinin NATO ortaklık taahhüdünü ve "ortak eylemi sürdürme konusundaki istekliliğini” vurguladı.
Irak Başbakanlık Medya Ofisi, Sudani’nin "Irak'ta güvenliği sağlamlaştırmanın önemine ve bunun bölge ve dünya güvenliğine yansımasına" atıfta bulunduğunu, ayrıca Irak güvenlik güçlerinin terörle mücadele alanında ileri bir aşamaya geçtiğini söylediğini bildirdi.
Sudani’nin DEAŞ’la mücadele alanında NATO ile ortaklığı yenileme iddiası özellikle Irak'ta yabancı güçlerin varlığını reddeden ve İran'a yakın olan siyasi çevrelerin yabancı güçler konusunda yeniden tartışmalar yaşadığı bir zamana denk geliyor. Sudani’nin tutumu, Dışişleri Bakanı Fuad Hüseyin'in önümüzdeki ayın başlarında Washington'a yapacağı ziyaret planladığına dair haberler arasında geldi. Ülkede dolar krizinin hakim olduğu bir dönemde Hüseyin'in ve ardından Irak Başbakanı’nın Washington’a yapacağı ziyarette Irak'taki ABD varlığına ilişkin stratejik çerçeve anlaşmasının tartışılması konusu hakim olacak.
ABD dolarının Irak yerel para birimi karşısındaki düşüşü, özellikle ABD Federal Bankası'nın bazıları İran'a kaçak para kaçakçılığı yapan yaklaşık 16 Irak bankasına uyguladığı yaptırımların ardından son zamanlarda daha da kötüleşti. Irak Başbakanı’nın geçtiğimiz hafta ABD'nin Kuzey Afrika ve Ortadoğu Koordinatörü Brevet McGurk ile yaptığı görüşmede, yabancı güçlerin Irak'ta kalması gerektiğine ilişkin önceki açıklamaları bir dizi silahlı grubu kızdırdı.
Irak askeri teşkilatı, Irak kuvvetleri için özellikle istihbarat ve lojistik destek açısından hala yabancı eğitmenlere ihtiyaç olduğuna inanıyor. Silahlı gruplar da dahil olmak üzere Irak siyasi güçleri; İran tarafından yönlendirilen Haşdi Şabi veya onun dışında ülkede yabancı varlığına gerek olmadığını düşünüyor. Bu taraflar özellikle İranlı General Kasım Süleymani ve Haşdi Şabi Başkan Yardımcısı Ebu Mehdi El-Mühendis'in 2020'nin başlarındaki başkent Bağdat’ta öldürülmesinin ardından eski Başbakan Mustafa el-Kazimi üzerindeki baskılarını artırırken, (Şii) Koordinasyon Çerçevesi’nin adayı olan Sudani’nin başbakan olarak atanması NATO veya ABD’lilere ilişkilerin kuralların hiçbirini değiştirmedi.
Halihazırda başkente çok yakın bölgelerden Termiye gibi ülkenin bazı alanlarında faaliyet gösteren DEAŞ Irak için büyük tehdit oluşturmamasına rağmen bir Birleşmiş Milletler (BM) heyeti terör örgütü DEAŞ’ın bir kısmının daha önce hem Irak hem de Suriye'de kullanılmış olan kimyasal silahlara sahip olduğunu ortaya çıkardı. BM uzmanları tarafından hazırlanan bir raporda, örgütün kimyasal silah kullandığına dair tanık ifadelerinden belgesel ve dijital kanıtları yer aldı. Uzmanlar, Güvenlik Konseyi'ne sundukları raporda, DEAŞ’ın roket, havan topu, roket güdümlü el bombası mühimmatı, kimyasal savaş başlıkları ve el yapımı patlayıcılar ürettiğini belirtti. Raporda, terör örgütünün satın alma ve liderlik unsurlarıyla bağlantılara ilişkin mali ve lojistik düzenlemelerin olduğu kanıtlara atıfta bulunularak, Irak genelinde şüpheli silah üretim ve kullanım faaliyetleri bölgelerinin daha iyi anlaşıldığına işaret edildi.



Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri'nden oluşan bir ekip, Yemen'in doğusunda istikrarı sağlamak amacıyla Aden'de

Yemen'in geçici başkenti Aden, (Reuters)
Yemen'in geçici başkenti Aden, (Reuters)
TT

Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri'nden oluşan bir ekip, Yemen'in doğusunda istikrarı sağlamak amacıyla Aden'de

Yemen'in geçici başkenti Aden, (Reuters)
Yemen'in geçici başkenti Aden, (Reuters)

Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri'nden oluşan bir askeri ekip, Yemen'in geçici başkenti Aden'e, Güney Geçiş Konseyi'ne bağlı güçlerin Hadramut ve Al-Mahra vilayetlerinden çekilmesi ve meşru yönetimi destekleyen Suudi liderliğindeki koalisyonun doğrudan gözetimi altında önceki konumlarına geri dönmeleri için yürütme mekanizmalarını kurmayı amaçlayan acil bir görevle geldi.

Ekip ayrıca, statüko öncesine dönüşü sağlamak amacıyla koordineli prosedürlere göre, bölgelerin "Vatan Kalkanı" güçlerine devredilmesi için düzenlemeler üzerinde de çalışıyor. Bu adım, Suudi Arabistan'ın Doğu Yemen'deki gerilimi sona erdirmek için yoğun çabalarının ve koalisyon liderliğinin Hadramut'taki Güney Geçiş Konseyi'nin tek taraflı eylemlerini reddetmesinin bir devamı niteliğinde. Koalisyon liderliği bu eylemleri, zorla yeni bir gerçeklik dayatma veya vilayeti barış ve istikrarı tehdit eden iç çatışmalara sürükleme girişimi olarak değerlendirmektedir.

Şarku’l Avsat'a konuşan özel kaynaklara göre askeri birliğin gelişi, Riyad'ın Yemen'deki meşru kurumlar içinde güvensizlik ortamı yaratacak veya bölünmeyi derinleştirecek adımları reddetme tutumunu güçlendiriyor.


Lübnan, İsrail'den gelecek büyük çaplı bir saldırı endişesi ile yaşıyor

 İşgal altındaki Golan Tepeleri'nde, Suriye'nin güneyini gören bir gözetleme noktasında duran İsrail askeri, 25 Mart (AFP)
İşgal altındaki Golan Tepeleri'nde, Suriye'nin güneyini gören bir gözetleme noktasında duran İsrail askeri, 25 Mart (AFP)
TT

Lübnan, İsrail'den gelecek büyük çaplı bir saldırı endişesi ile yaşıyor

 İşgal altındaki Golan Tepeleri'nde, Suriye'nin güneyini gören bir gözetleme noktasında duran İsrail askeri, 25 Mart (AFP)
İşgal altındaki Golan Tepeleri'nde, Suriye'nin güneyini gören bir gözetleme noktasında duran İsrail askeri, 25 Mart (AFP)

İsrail’in geniş çaplı bir saldırı hazırlığında olduğu yönündeki iddiaların gölgesinde yaşayan Lübnan’da, Mısır gerilimi düşürmek ve ülkenin İsrail kaynaklı herhangi bir askeri tırmanıştan korunmasını sağlamak amacıyla diplomatik girişimlerini yoğunlaştırdı. Bu çerçevede Mısır Başbakanı Mustafa Medbuli’nin gelecek hafta Beyrut’u ziyaret etmesi öngörülüyor.

Mısır’ın Beyrut Büyükelçisi Ala Musa, Cumhurbaşkanı Joseph Avn ile görüşmesinin ardından yaptığı açıklamada, “Üzerinde çalıştığımız konu, gerilimin azaltılması ve Lübnan’ın saldırıların şiddetinde herhangi bir artıştan korunmasıdır. Asıl hedef budur. Sürecin, birçok engelin aşılmasında kullanılabilecek bir ivme yaratmak için adım adım ilerlemesi gerekiyor” dedi.

Öte yandan İsrail, diplomatik çabalara sahadaki gerilim ve geniş çaplı savaş tehditleriyle karşılık verdi. İsrail medyası, Lübnan hükümeti ve ordusunun yıl sonuna kadar belirlenen süre içinde Hizbullah’ın silahsızlandırılmasında başarısız olması halinde, İsrail ordusunun Lübnan genelinde Hizbullah hedeflerine yönelik kapsamlı bir saldırı planladığını yazdı.

Aynı zamanda İsrail, Lübnan’ın güneyindeki askeri gerilimi artırdı. İsrail güçleri, sivil müzakerelerin iki hafta önce başlamasından bu yana ilk kez, sınırdan yaklaşık 40 kilometre uzaklıktaki Zahrani bölgesinin de aralarında bulunduğu Litani Nehri’nin kuzeyindeki bölgeleri hedef aldı.


BM raporu: Batı Şeria'daki yerleşim faaliyetleri 2017'den bu yana en yüksek seviyesine ulaştı

İsrail Maliye Bakanı Bezalel Smotrich, Batı Şeria'daki Ma'ale Adumim yerleşiminin genişletilmesine ilişkin bir haritayı gösteriyor (AFP)
İsrail Maliye Bakanı Bezalel Smotrich, Batı Şeria'daki Ma'ale Adumim yerleşiminin genişletilmesine ilişkin bir haritayı gösteriyor (AFP)
TT

BM raporu: Batı Şeria'daki yerleşim faaliyetleri 2017'den bu yana en yüksek seviyesine ulaştı

İsrail Maliye Bakanı Bezalel Smotrich, Batı Şeria'daki Ma'ale Adumim yerleşiminin genişletilmesine ilişkin bir haritayı gösteriyor (AFP)
İsrail Maliye Bakanı Bezalel Smotrich, Batı Şeria'daki Ma'ale Adumim yerleşiminin genişletilmesine ilişkin bir haritayı gösteriyor (AFP)

AFP'nin dün gördüğü BM Genel Sekreteri'nin raporuna göre, İsrail'in işgal altında bulunan Batı Şeria'daki yerleşim genişlemesi, BM'nin 2017'de izlemeye başlamasından bu yana 2025'te rekor seviyeye ulaştı.

BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, Güvenlik Konseyi üyelerine gönderdiği belgede, "İşgal altındaki Batı Şeria'da, Doğu Kudüs de dahil olmak üzere, İsrail yerleşimlerinin devam eden genişlemesini kınıyorum. Bu durum gerilimleri körüklemeye, Filistinlilerin topraklarına erişimini engellemeye ve bağımsız, demokratik, bütünleşik ve tam egemen bir Filistin devletinin kurulma olasılığını tehdit etmeye devam ediyor" ifadelerini kullandı.

İsrail'in 1967'de işgal edip ilhak ettiği Doğu Kudüs'te yaklaşık üç milyon Filistinli yaşıyor; bunların yanı sıra Birleşmiş Milletler'in uluslararası hukuka göre yasadışı saydığı yerleşim yerlerinde de yaklaşık 500 bin İsrailli bulunuyor.

Batı Şeria'daki yerleşim faaliyetleri hem sağcı hem de solcu çeşitli İsrail hükümetleri döneminde devam etmiştir.

Bu yerleşim faaliyetleri, özellikle 7 Ekim 2013'te Hamas'ın güney İsrail'de gerçekleştirdiği benzeri görülmemiş saldırının ardından Gazze'de savaşın başlamasından bu yana, mevcut hükümetin döneminde önemli ölçüde yoğunlaştı.