Irak Federal Şeffaflık Komisyonu, eski İçişleri Bakanı ve üç eski valinin soruşturulduğunu bildirdi

Merkez Bankası yakınında duran Irak polisi (DPA)
Merkez Bankası yakınında duran Irak polisi (DPA)
TT

Irak Federal Şeffaflık Komisyonu, eski İçişleri Bakanı ve üç eski valinin soruşturulduğunu bildirdi

Merkez Bankası yakınında duran Irak polisi (DPA)
Merkez Bankası yakınında duran Irak polisi (DPA)

Irak Federal Şeffaflık Komisyonu, eski İçişleri Bakanı Osman Ganimi’nin kişisel çıkarları için konumunu kötüye kullanmaktan soruşturulduğunu ve ifadeye çağrıldığını bildirdi.
Komisyon tarafından yapılan açıklamaya göre, Gamini, kişisel menfaati için 2,8 dönüm bir arsa satın almak amacıyla kendisini devlet varlıklarının alım satımına ilişkin düzenlemelerden muaf tutan bir kararname almak için olağanüstü bir oturumda kabineye ‘gerçeğe uymayan yanlış veriler’ sundu.
Maliye Bakanı’na sunduğu rapor, arsayı aldığı Divaniye’nin kadastro, belediye ve şehircilik dairesinin sunduğu raporla örtüşmedi.
Açıklamada, “Yolsuzlukla Mücadele Merkez Ceza Mahkemesi, eski bakan ve raporu yazan komitenin üyeleri olan üç sanık hakkında ifadeye çağırma kararı aldı” denildi.
Irak Meclisi’nden eski bir milletvekili, ülkedeki büyük hırsızlıklara kıyasla önemsiz sayılan bir konu nedeniyle eski İçişleri Bakanı hakkında celp kararı çıkarılmasına şaşırdığını ifade etti.
Şarku’l Avsat’a isminin gizli kalması koşuluyla konuşan milletvekili şunları söyledi;
“Celp kararı, kişiye yönelik doğrudan bir suçlama anlamına gelmiyor. Ancak bununla birlikte, Nur Zuhayr dahil büyük hırsızların serbest bırakıldığı bir zamanda, terörle savaşan ve Irak askeri kurumu tarihinde net bir iz bırakan üst düzey bir askeri figürün ifadeye getirilmesi şaşırtıcı görünüyor. Nur Zuhayr’i yakalayan, uçaktan indiren ve hapse atan İçişleri Bakanı iken Ganimi’nin kendisiydi.”
Irak Meclisi’nden bağımsız milletvekili Burhan Mamuri ise, “Umuyoruz ki tüm denetim makamları yolsuzluk olaylarını tek gözle ele alır ve hatalar yapılmadan önce önlem alınır” dedi.
Şarku’l Avsat’a konuşan Mamuri şunları ekledi;
“Görevden ayrıldıklarında değil, görev süreleri boyunca yolsuzluk dosyaları olan mevcut makam sahiplerinden hesap sorulmalı, çünkü bu bir soru işareti yaratıyor. Şeffaflık Komisyonu’nun siyasi baskılardan, özellikle milyarlarca doların heba edildiği büyük davalardan etkilenmeyeceğini umuyoruz. Bu davayla ilgili olarak da, yapılması gereken İçişleri Bakanı iken kendisiyle ilgili bir sorun olması durumunda ifadeye çağrılmasıdır.”
Şarku’l Avsat’a görüş bildiren hukuk uzmanı Amir Dami ise, “Eski bir bakanın ve eski valilerin ifadeye çağrılması ile ilgili olarak, her davanın kendi kanıtı vardır ve yargının sorularına cevap verilmesi gerekebilir. Bu, celbin belirli bir dava hakkında bir sorgulama olduğu anlamına gelir, ancak bir kınama olduğu anlamına gelmez” dedi.
Öte yandan, Federal Şeffaflık Komisyonu, Babil’in 3 eski valisi ve eski bir eyalet meclisi üyesinin görevlerini kasıtlı olarak ihlal etmeleri nedeniyle ifadeye çağrıldığını duyurdu.
Komisyon açıklamasında, söz konusu kişilerin kamu parasına zarar teşkil eden, Bakanlar Kurulu kararına aykırı bir şekilde ticari arsa tahsis ettikleri ifade edildi.
Babil eski valisinin eyalet ile bir gayrimenkul yatırım şirketi arasında, 2011 yılında Babil antik kentine yönelik anlaşma protokolü yapılması konusunda ihmali olduğu bilgisi verildi.
Irak hükümeti, döviz kaçakçılığıyla mücadelenin yanı sıra devlet dairelerinde kamu parasının israfını ifşa etmek gibi yolsuzlukla mücadele önlemlerini sıkılaştırdı.



Devlete ve Hizbullah'a karşı artan kızgınlık

Lübnan'ın güneyindeki Mecdal kasabasına perşembe günü İsrail tarafından düzenlenen saldırının ardından kasabadan dumanlar yükseldi (AFP)
Lübnan'ın güneyindeki Mecdal kasabasına perşembe günü İsrail tarafından düzenlenen saldırının ardından kasabadan dumanlar yükseldi (AFP)
TT

Devlete ve Hizbullah'a karşı artan kızgınlık

Lübnan'ın güneyindeki Mecdal kasabasına perşembe günü İsrail tarafından düzenlenen saldırının ardından kasabadan dumanlar yükseldi (AFP)
Lübnan'ın güneyindeki Mecdal kasabasına perşembe günü İsrail tarafından düzenlenen saldırının ardından kasabadan dumanlar yükseldi (AFP)

Güney Lübnan'ın cephe hattındaki köylerinde düzenlenen protesto ve gösteriler, etkilenenlere tazminat ödenmesindeki gecikme nedeniyle devlete ve Hizbullah'a karşı halkın duyduğu öfkeyi yansıtıyor. Bu durum, birçok kişinin köylerini terk ederek köylerinin dışında yeni bir hayat kurmasına neden oldu.

Bu hamleler, evlerini ve mülklerini kaybettikten sonra hala yerinden edilme deneyimini yaşayan ve İsrail'in neredeyse her gün oraları hedef aldığını ve zamanla hasarın daha da artacağını bilerek henüz yeniden inşa tazminatı alamayan sınır kasabalarındaki sakinlerin trajik yaşamının başlamasından iki yıldan fazla bir süre sonra geliyor.

Bu bağlamda siyasi analist Ali el-Emin, Şarku'l Avsat'a yaptığı açıklamada, bu tür hareketlerin ortaya çıkmasının "normal olduğunu, çünkü köylerin neredeyse terk edildiğini" söylüyor. Emin, "Bu protestoların, halka sırt çevirenlere karşı yapıldığını ve protestocuların, onun (Hizbullah'ın) tutumlarının, meselenin ele alınmasına yönelik her türlü olasılığın ufkunu kapatmaya katkıda bulunduğuna inandıklarını" vurguluyor.


Şara: İsrail'e şiddeti ihraç etmeyeceğiz

Şara: İsrail'e şiddeti ihraç etmeyeceğiz
TT

Şara: İsrail'e şiddeti ihraç etmeyeceğiz

Şara: İsrail'e şiddeti ihraç etmeyeceğiz

Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara, dün İsrail'in güney Suriye'de silahsızlandırılmış bölge kurulması talebini, ülkesini "tehlikeli bir duruma" sokacağı gerekçesiyle reddetti ve "(Biz) İsrail de dahil olmak üzere şiddet ihraç eden bir ülke olmakla ilgilenmiyoruz" dedi.

Eş-Şara, Doha Forumu'na katılımı sırasında verdiği röportajda, bu yılın başlarında Dürzi ve Alevilerin yaşadığı bölgelerde yaşanan kanlı çatışmalara atıfta bulunarak, "Sahilde ve Süveyda'da işlenen suçların faillerini yargılayacağız" sözü verdi.

Eski Cumhurbaşkanı Beşşar Esed'in devrilme yıldönümü arifesinde, El-Arabiya/El-Hadath kanalı, devrik cumhurbaşkanını, 2024 yılında gizemli bir şekilde öldürülen danışmanı Luna eş-Şibl ile bir arada olduğu video kayıtları yayınladı. Danışmanıyla birlikte yapılan "Esed kayıtları", güçlerinde savaşan Suriye askerleriyle alay etme, devrik cumhurbaşkanının Şam Guta'sına yönelttiği hakaretler (Guta'ya lanetler yağdırma) ve "Kaplan" lakaplı askeri komutan Süheyl el-Hasan ile Lübnan "Hizbullahı"nı eleştirme gibi ifadeler içeriyor.

Suriyeliler, sızdırılan ses kayıtlarının Esed'in, bir yıl önce muhalif grupların Şam'a girmesi ve rejiminin devrilmesiyle askeri olarak ilk kez düşüş yaşamasının ardından, destekçileri ve Suriye'de ve komşu ülkelerde onunla birlikte savaşanların gözünde ikinci kez düşüş yaşadığına işaret ettiğini düşünüyor.


Arapların kaygısı Gazzelilerin Refah üzerinden göç etmesinin önlenmesine odaklandı

Gazze Şehri'ndeki İslam Üniversitesi'nde yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan kampın genel görünümü (AFP)
Gazze Şehri'ndeki İslam Üniversitesi'nde yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan kampın genel görünümü (AFP)
TT

Arapların kaygısı Gazzelilerin Refah üzerinden göç etmesinin önlenmesine odaklandı

Gazze Şehri'ndeki İslam Üniversitesi'nde yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan kampın genel görünümü (AFP)
Gazze Şehri'ndeki İslam Üniversitesi'nde yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan kampın genel görünümü (AFP)

İsrail, ateşkes anlaşmasının ikinci aşaması beklentisiyle ve belirsiz bir durum ortasında, Gazze Şeridi'nde kontrolü altındaki bölgelerin geri kalanını tahrip etmeye devam ederken, Arap ve İslam ülkeleri Gazzelilerin Refah üzerinden yerinden edilme tehlikesine karşı önleyici tedbirler almakla meşgul.

Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati, dün Doha Forumu'nda yaptığı açıklamada, "Refah Sınır Kapısı, Filistinlilerin yerinden edilmesi için bir geçit olmayacak, sadece Gazze'ye insani ve tıbbi yardım ulaştırmak için kullanılacak" ifadelerini kullandı.

Filistin Toprakları Hükümet Faaliyetleri Koordinatörlüğü Ofisi, çarşamba günü yaptığı açıklamada, Refah sınır kapısının "önümüzdeki günlerde Kahire ile koordinasyon halinde yalnızca Gazze Şeridi sakinlerinin Mısır'a çıkışı için açılacağını" duyurdu.

Ayrıca Suudi Arabistan, Mısır, Ürdün, BAE, Endonezya, Pakistan, Türkiye ve Katar dışişleri bakanları cuma akşamı yaptıkları açıklamada, "Filistin halkını topraklarından çıkarmaya yönelik her türlü girişimi tamamen reddettiklerini" vurguladılar.