İran’da fırsatçı ‘Şah adayları’ patlaması yaşanıyor

Eski İran şahının destekçileri, geçen hafta Strazburg’daki Avrupa Parlamentosu Genel Merkezi önünde düzenlenen muhalefet gösterisine katıldıkları sırada onun ve oğlunun fotoğrafını elinde tutarken (AP)
Eski İran şahının destekçileri, geçen hafta Strazburg’daki Avrupa Parlamentosu Genel Merkezi önünde düzenlenen muhalefet gösterisine katıldıkları sırada onun ve oğlunun fotoğrafını elinde tutarken (AP)
TT

İran’da fırsatçı ‘Şah adayları’ patlaması yaşanıyor

Eski İran şahının destekçileri, geçen hafta Strazburg’daki Avrupa Parlamentosu Genel Merkezi önünde düzenlenen muhalefet gösterisine katıldıkları sırada onun ve oğlunun fotoğrafını elinde tutarken (AP)
Eski İran şahının destekçileri, geçen hafta Strazburg’daki Avrupa Parlamentosu Genel Merkezi önünde düzenlenen muhalefet gösterisine katıldıkları sırada onun ve oğlunun fotoğrafını elinde tutarken (AP)

Yetmişli yaşlarında bir adam bilinmeyen bir yerdeki ormanın ortasında, büyük Fars şairlerinden alıntılar yaparak ayağa kalktı. İranlılara kendisinin, Şehinşâh (Şahlar Şahı) ve İran İmparatoru Şah Abbas Selçuklu olduğunu duyurdu. Bu kişi ayrıca, Selçuklu hanedanından kalan son kişi ve İran Türklerinden olduğunu iddia ediyor.
Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre soyundan geldiğini iddia ettiği Selçuklu hanedanının 8 asırdan fazla bir süre önce yıkıldığı düşünülürse şahsın İran’ı yönetme iddiası komik görülebilir. Ancak performansıyla, kendilerini mevcut sisteme alternatif olarak sunmaya çalışan birçok kişi arasından sadece biri.
18’inci yüzyılda Safevilerin yıkılmasından sonra İran’ı yöneten hanedanlara bağlı olduğunu iddia eden insanlar var ve bazıları atalarının tahtını yeniden kazanmak için taht yarışına girmiş durumda.
İranlıların sosyal medyadaki ana meşguliyeti, yüzyıllar önce ülkelerini yöneten tarihi hanedanların soyundan gelenlerin haberlerini, şaşkınlıkları artıran taht hakkını iddia eden videoları veya hiciv paylaşımlarını takip etmek oldu.

Kaçar Hanedanı’nın mirasıyla ilgili çatışma
Babek Mirza Kaçar adlı bir kişi, Rıza Han Pehlevi tarafından devrilmeden önce 1794’ten 1925’e kadar ülkeyi yöneten Ahmed Şah Kaçar hanedanından geldiğini iddia etti.
Birkaç gün önce Türk kanalı Art TV Farsça yayınında, 2016 yılında yayınlanan ve Kaçar hanedanının torunlarından birinin İstanbul’da bulunduğunu iddia eden bir haberi hatırlattı. Babek Mirza’yı İran Kaçar hanedanının torunlarından olarak tanımlayan kişi, “Bu çalkantılı dönemde Türkiye ile İran arasındaki ilişkide bir yakınlaşma görüyorum. İran’dan geliyorum ve Türkçe konuşuyorum ve İranlıların yarısından fazlası Türkçeyi anlayabiliyor” dedi.
Twitter’da, Cenevre merkezli ve Kaçar hanedanının Oğullarını temsil ettiğini söyleyen Kaçar Derneği tarafından yayınlanan bildiri yayınlandı. Bildiride, Babek Mirza ile Kaçarların herhangi bir bağlantısı olmadığı bilgisi yer alıyor.
Dernek, “Kaçarların tahtını ve kraliyet tacını miras aldığını iddia eden Babek Mirza adlı bir kişinin iddiasını gördük. Dernek tarafından bilinmeyen bu kişi sosyal medya aracılığıyla siyasi faaliyetler yürütmeyi amaçlıyor” dedi.
Dernekten yapılan açıklamanın devamında, “Kaçar ailesi olarak İran halkının yanındayız. Kişisel çıkarlar elde etmek ve zor durumlardan yararlanmak için sahte kimlik edinmeye çalışan herkesi sınır dışı ediyoruz” denildi.

İran tımarhaneye döndü
İranlılar Babek Mirza’nın fotoğraflarını ve videolarını izlemekle meşgulken, Şehinşah ve İran imparatoru Şah Abbas Selçuklu olduğunu açıklayan yetmişli yaşlarındaki bir adamın videosu ortaya çıktı.
Ferid Han adlı bir Twitter kullanıcısı, “Babek Mirza Kaçar’dan sonra bir Selçuklu prensi ortaya çıktı. Selçuklu ailesinin reisi ve İran’da Şah rejiminin yeniden kurulmasının savunucusu Prens Abbas Selçuklu... Ülke tam bir tımarhaneye dönüştü” diye paylaşımda bulundu.
Bir başka Twitter kullanıcısı ise, “Prens Abbas Selçuklu, Şah rejimini yeniden kurmaya hazır olduklarını açıklayan Safevi, Afşar, Kaçar ve Balhavi hanedanlarından 4 aday ile yarışmaya hazır” paylaşımında bulundu.
Şerare adlı bir Twitter kullanıcısı ise, “Tarihi dönüş yarışında bir Selçuklu prensi belirdi. Diğer hanedanların prensleri acele etmeli çünkü dikkatsizlik pişmanlığa yol açar. Rıza Pehlevi, rakipleri arttığı için intihar etmeli” dedi.
Rıza Pehlevi, İran’daki İslam Cumhuriyeti rejimine bir alternatif ortaya koymak için babasının destekçilerini ve bazı ünlüleri etrafında toplamayı başaran eski İran Şahı'nın oğlu. Ancak Şah’ın oğlu, Kürtler, Araplar, Türkler ve Beluc gibi Pers olmayan halklar arasından geniş bir kesimin muhalefetiyle karşı karşıya.
Yeni fenomen, İran makamlarının ölüm cezasını genişletmek ve 4 göstericiyi infaz etmek de dahil olmak üzere protestoları bastırmaya çalışmasıyla ortaya çıkıyor.
Son günlerde, İslam dünyasını yönetmek için Osmanlılarla rekabet etmeye çalışan Safevi yönetiminin mevcut rejimine benzeyen videolar yayınlamak moda haline geldi.
1030’lu yıllarda Tuğrul Bey tarafından kurulan Büyük Selçuklular, İran topraklarına çoğunlukla hükmettiği için Türk-İran kültürünü bünyesinde barındırıyordu. İran’a sırasıyla Safevî (1501-1736), Afşar (1736-1802), Zend (1750-1794), Kaçar (1789-1925) ve Pehlevi (1925-1979) hanedanlıkları hükmetti. 1979’da yaşanan devrim ile saltanat sistemi yerini Velayet-i Fakih ideolojisi çerçevesinde Şii din adamları oligarşisine bıraktı.   



Gazze'nin güneyinde 13 evin enkazı altında kalan 55 Filistinlinin cesetlerinin çıkarılması süreci başladı

Bir akraba, Gazze şehrinin el-Tuffah mahallesinde sığınağa dönüştürülen okula düzenlenen İsrail bombardımanında bir gün önce hayatını kaybeden el-Nadir ailesi üyelerinin cenazeleri başında yas tutuyor (AFP)
Bir akraba, Gazze şehrinin el-Tuffah mahallesinde sığınağa dönüştürülen okula düzenlenen İsrail bombardımanında bir gün önce hayatını kaybeden el-Nadir ailesi üyelerinin cenazeleri başında yas tutuyor (AFP)
TT

Gazze'nin güneyinde 13 evin enkazı altında kalan 55 Filistinlinin cesetlerinin çıkarılması süreci başladı

Bir akraba, Gazze şehrinin el-Tuffah mahallesinde sığınağa dönüştürülen okula düzenlenen İsrail bombardımanında bir gün önce hayatını kaybeden el-Nadir ailesi üyelerinin cenazeleri başında yas tutuyor (AFP)
Bir akraba, Gazze şehrinin el-Tuffah mahallesinde sığınağa dönüştürülen okula düzenlenen İsrail bombardımanında bir gün önce hayatını kaybeden el-Nadir ailesi üyelerinin cenazeleri başında yas tutuyor (AFP)

Filistin haber ajansı Safa’nın haberine göre Sivil savunma ekipleri, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta yıkılan 13 evin enkazı altında kalan 55 şehidin cesedini aramaya başladı.

Ajans, "Sivil Savunma ekiplerinin, uluslararası kuruluşlarla iş birliği içinde, Gazze şehrinin Rimal mahallesindeki bir evin enkazı altından Filistinli ailenin şehitlerinin cesetlerini çıkardığını" belirtti.

Şarku’l Avsat’ın Safa’dan aktardığına göre "Gazze Şeridi'nde iki yıldır süren İsrail imha savaşının kurbanı olan 9 binden fazla şehit, halen evlerin enkazı altında gömülü kalmaya devam ediyor."


Ürdün, Suriye'deki DEAŞ mevzilerine yönelik saldırılara katıldı

Ürdün Kraliyet Hava Kuvvetleri'ne ait bir F-16 Fighting Falcon savaş uçağı, 29 Mayıs 2014'te Eager Lion tatbikatı sırasında Ürdün'ün kuzeyindeki bir hava üssünün üzerinden uçuyor. [ABD Hava Kuvvetleri web sitesi]
Ürdün Kraliyet Hava Kuvvetleri'ne ait bir F-16 Fighting Falcon savaş uçağı, 29 Mayıs 2014'te Eager Lion tatbikatı sırasında Ürdün'ün kuzeyindeki bir hava üssünün üzerinden uçuyor. [ABD Hava Kuvvetleri web sitesi]
TT

Ürdün, Suriye'deki DEAŞ mevzilerine yönelik saldırılara katıldı

Ürdün Kraliyet Hava Kuvvetleri'ne ait bir F-16 Fighting Falcon savaş uçağı, 29 Mayıs 2014'te Eager Lion tatbikatı sırasında Ürdün'ün kuzeyindeki bir hava üssünün üzerinden uçuyor. [ABD Hava Kuvvetleri web sitesi]
Ürdün Kraliyet Hava Kuvvetleri'ne ait bir F-16 Fighting Falcon savaş uçağı, 29 Mayıs 2014'te Eager Lion tatbikatı sırasında Ürdün'ün kuzeyindeki bir hava üssünün üzerinden uçuyor. [ABD Hava Kuvvetleri web sitesi]

Ürdün, Kraliyet Ürdün Hava Kuvvetleri aracılığıyla, dün sabah erken saatlerde Suriye'nin güneyindeki çeşitli DEAŞ mevzilerini hedef alan hassas hava saldırılarına katıldı.

Ürdün devletine ait el-Memleke TV internet sitesine göre, ABD ile iş birliği içinde gerçekleştirilen bu katılım, Suriye hükümetinin yakın zamanda katıldığı DEAŞ karşıtı uluslararası koalisyon operasyonlarının bir parçasıdır.

Bu operasyon, terörle mücadele çerçevesinde ve özellikle DEAŞ terör örgütünün güney Suriye'de yeniden yapılanıp kapasitesini güçlendirmesinin ardından, aşırılıkçı örgütlerin bu bölgeleri Suriye'nin komşularının ve bölgenin güvenliğini tehdit etmek için birer üs olarak kullanmasını önlemek amacıyla gerçekleştirildi.


El-Hakim, silahların devletle sınırlandırılmasını istiyor

Irak güvenlik güçleri, Suriye topraklarında bir operasyon düzenlediklerini ve DEAŞ liderlerini tutukladıklarını açıkladı (Hükümet medyası)
Irak güvenlik güçleri, Suriye topraklarında bir operasyon düzenlediklerini ve DEAŞ liderlerini tutukladıklarını açıkladı (Hükümet medyası)
TT

El-Hakim, silahların devletle sınırlandırılmasını istiyor

Irak güvenlik güçleri, Suriye topraklarında bir operasyon düzenlediklerini ve DEAŞ liderlerini tutukladıklarını açıkladı (Hükümet medyası)
Irak güvenlik güçleri, Suriye topraklarında bir operasyon düzenlediklerini ve DEAŞ liderlerini tutukladıklarını açıkladı (Hükümet medyası)

Irak'taki "Koordinasyon Çerçevesi" ittifakının liderlerinden Ammar el-Hakim, devletin güç kullanımında tekel sahibi olması gerektiğini belirterek, silahların ülkedeki karar vericiler üzerinde baskı aracı olarak kullanılmaması gerektiğini vurguladı.

El-Hakim dün yaptığı konuşmada, "Silahlar, anayasaya uygun olarak, Irak halkının ve siyasi partilerinin iradesiyle, dışarıdan dayatmalarla değil, devletin elinde olmalıdır" dedi.

Hikmet Hareketi partisinin lideri el-Hakim, karar vericiler üzerinde baskı kurmak için devlet dışında silah kullanılmasına karşı olduğunu ifade etti.

El-Hakim'in partisinin liderlerinden Fahd el-Cuburi, "Washington, yeni hükümette grupların yer alması konusunda çekincelerini dile getirdi" dedi.

Son dönemde parlamentoda birkaç sandalye kazanan ve silahlı bir fraksiyon olan İmam Ali Tugayları ise "devletin elindeki silahların tekelleştirilmesini ve Haşdi Şabi Güçlerinin güçlendirilmesini" savundu. Tugayların genel sekreteri Şibl el-Zaidi, yaptığı açıklamada, "fraksiyonel güçlerin seçimlerdeki önemli zaferi, onları önemli bir sınavın önüne koyuyor" ifadelerini kullandı.