VİDEO... Sıvı hale gelebilen robot, hapishaneden kaçtı

Aynı zamanda manyetik olan bu nesneler, elektriği de iletebiliyor

Hong Kong Çin Üniversitesi'ne bağlı bilim insanları tarafından yayınlanan bir videodan ekran görüntüsü
Hong Kong Çin Üniversitesi'ne bağlı bilim insanları tarafından yayınlanan bir videodan ekran görüntüsü
TT
20

VİDEO... Sıvı hale gelebilen robot, hapishaneden kaçtı

Hong Kong Çin Üniversitesi'ne bağlı bilim insanları tarafından yayınlanan bir videodan ekran görüntüsü
Hong Kong Çin Üniversitesi'ne bağlı bilim insanları tarafından yayınlanan bir videodan ekran görüntüsü

Araştırmacılar şekil değiştirebilen ve sıvıya dönüşebilen insansı, minyatür robotlar yarattı.
Bu buluş, çeşitli durumlarda kullanılabilecek, sıvı ve katı arasında geçiş yapabilen daha fazla robotun yaratılmasına ön ayak olabilir.
Araştırmacılar robotlardan birinin, sıvıya dönüşerek tutulduğu küçük hapishaneden kaçabileceğini gösterdi.
Diğer gösterimlerde robotlar hendeklerin üzerinden atlama, duvarlara tırmanma ve nesneleri hareket ettirmek için ikiye bölünüp birlikte çalıştıktan sonra tekrar birleşme becerisi sergiledi.
Aynı zamanda manyetik olan robotlar, elektriği iletmek için de kullanılabiliyor ki bu da kontrol edilmelerine olanak sağlıyor.

Bilim insanları artık bu gösterimlerden sonraki aşamaya geçip bu robotlardan gerçekten faydalanmanın yollarını bulmayı umuyor.
Hong Kong Çin Üniversitesi'nde mühendis olan, çalışmanın yürütücüsü Chengfeng Pan, "Halihazırda bu malzeme sistemini, çok spesifik bazı tıbbi ve teknik problemleri çözmek için daha pratik şekilde kullanmaya çalışıyoruz" diyor.
Örneğin araştırmacılar robotları kullanarak yapay bir mideden yabancı bir nesneyi çıkarıp daha sonra midenin içine ilaç koymayı test etti. Araştırmacılar robotların devrelere sızarak bunları monte edip onarma amacıyla da kullanılabileceğini ve bunun aynısını ulaşılması zor vidalar için de yapabileceklerini gösterdi.
Çalışmaya katkıda bulunan Carnegie Mellon Üniversitesi'nden Carmel Majidi, "Gelecekteki çalışmalar, bu robotların biyomedikal bağlamda nasıl kullanılabileceğine daha fazla ışık tutmalı" diyor.

"Gösterdiğimiz şeyler, konsepti kanıtlamak adına yapılan bir defaya mahsus gösterilerdi fakat bunun aslında ilaç takviyesi veya yabancı cisimlerin çıkarılması amacıyla nasıl kullanılabileceğini araştırmak için çok daha fazla çalışmaya ihtiyaç var."

Araştırma, Matter'da yayımlanan "Magnetoactive Liquid-Solid Phase Transitional Matter" (Aktif Manyetik Sıvı-Katı Hal Değişimi Maddesi) adlı makalede açıklandı.



NASA'nın Webb teleskobu Plüton'un donmuş yüzeyindeki gizemleri açığa çıkardı

NASA'nın James Webb Uzay Teleskobu'ndan elde edilen verilerin analizi, Plüton gibi Neptün ötesi cisimlerin eski yüzeylerine ışık tutulmasını sağladı. Bilim insanları beklentilerini, beklenmedik şekillerde doğruladı (NASA/SwRI/JHU-APL)
NASA'nın James Webb Uzay Teleskobu'ndan elde edilen verilerin analizi, Plüton gibi Neptün ötesi cisimlerin eski yüzeylerine ışık tutulmasını sağladı. Bilim insanları beklentilerini, beklenmedik şekillerde doğruladı (NASA/SwRI/JHU-APL)
TT
20

NASA'nın Webb teleskobu Plüton'un donmuş yüzeyindeki gizemleri açığa çıkardı

NASA'nın James Webb Uzay Teleskobu'ndan elde edilen verilerin analizi, Plüton gibi Neptün ötesi cisimlerin eski yüzeylerine ışık tutulmasını sağladı. Bilim insanları beklentilerini, beklenmedik şekillerde doğruladı (NASA/SwRI/JHU-APL)
NASA'nın James Webb Uzay Teleskobu'ndan elde edilen verilerin analizi, Plüton gibi Neptün ötesi cisimlerin eski yüzeylerine ışık tutulmasını sağladı. Bilim insanları beklentilerini, beklenmedik şekillerde doğruladı (NASA/SwRI/JHU-APL)

NASA'dan bilim insanları, ilk kez Plüton ve dış Güneş Sistemi'ndeki diğer küçük ve buzlu gök cisimlerinin yapısını gözlemledi.

"Neptün ötesi" cisimler diye bilinen bu yapıların yüzeyinde su, metan ve karbondioksit gibi, Dünya yüzeyinde gaz veya sıvı halde bulunan donmuş moleküllerin baskın olduğunu bulmayı bekliyorlardı. Güneş ve Güneş Sistemi'nden gelen radyasyonun bu kimyasal yapıyı değiştirerek metanol ve etan gibi, yeni ve daha karmaşık hidrokarbon moleküller yarattığını düşünüyorlardı.

NASA çarşamba günü paylaştığı blog yazısında James Webb Uzay Teleskobu'nun Yakın Kızılötesi Spektrograf (NIRSpec) cihazından elde edilen yeni verilerin, "bunu beklenmedik şekillerde ve benzeri görülmemiş ayrıntılarla doğruladığını" açıkladı.

Bulgular hakemli dergi Nature Astronomy'de yayımlandı.

Araştırmacılar, Webb teleskobundaki 4 bilim cihazından biri olan NIRSpec'ten elde edilen verileri kullanarak bu sonuçlara ulaştı.

Spektrograflar bir cisimden gelen ışığı spektruma dağıtıyor: Bir tablo veya grafikte, bir dizi enerji üzerinden yayılan ışığın yoğunluğu görülüyor. Bu tabloyu analiz ederek bir cismin sıcaklığı, kütlesi ve kimyasal bileşimi ortaya çıkarılabiliyor.

Bilim insanları, yakın kızılötesi ışık dalga boylarını algılayan ve aynı anda 100'den fazla cismi gözlemleyebilen NIRSpec'ten elde edilen verilerle, 75'ten fazla Neptün ötesi cismi inceledi.

Cisimlerin boyutları, çapının kilometre uzunluğu 10'larla ifade edilenlerden, yaklaşık 2 bin 500 kilometre çaplı cüce gezegenlere kadar değişiyor. Bu nesneler Neptün'ünkine benzer ya da ondan daha büyük yörüngelerde hareket ediyor. NASA, bu cisimlerin izlediği yolların, Güneş Sistemi'nin erken oluşum döneminde buz devleri Uranüs ve Neptün'ün göçünü yansıttığını belirtiyor.

Yaklaşık 60 Neptün ötesi cisimden elde edilen veriler, incelenen spektrumlara özgü üç "spektral sınıfın" belirlenmesini sağladı. Spektral sınıflar, gökbilimcilerin ışık spektrumlarına ve sıcaklıklarına göre yıldızları kategorize etme şeklini ifade ediyor.

sdvfgrthy
Bir zamanlar Güneş Sistemi'nin 9. gezegeni olan Plüton, cüce gezegen olarak yeniden sınıflandırıldı. Diğer Neptün ötesi cisimlerle birlikte Kuiper Kuşağı'nda yer alıyor (NASA/JHUAPL/SwRI)

Bu üç kategori renk ve şekil açısından birbirinden farklı. Özellikle biri, su, karbondioksit buzu ve silikat bakımından zengin toz içeren moleküller tarafından üretiliyor.

Uzay ajansı, kase şeklindekilerin Güneş'e daha yakın bir mesafede oluştuğunu ve daha yüksek sıcaklıklara maruz kaldığını ifade ediyor.

Veriler, bir grup uluslararası araştırmacıdan oluşan DiSCo-TNOs programından elde edildi.

Araştırmacılar gelecekte, bu cisimlerden ve uydularından birkaçının görüntüleme ve spektroskopisi üzerinde çalışacak.

Independent Türkçe