Yargıç Avn’dan bankalara üst düzey çalışanların gizliliğini kaldırın çağırısı

Yargıç Ghada Avn (Lübnan medyası)
Yargıç Ghada Avn (Lübnan medyası)
TT

Yargıç Avn’dan bankalara üst düzey çalışanların gizliliğini kaldırın çağırısı

Yargıç Ghada Avn (Lübnan medyası)
Yargıç Ghada Avn (Lübnan medyası)

Lübnan şu anda, Beyrut Limanı’ndaki patlamadaki sorumluları ifşa etmenin ötesinde, Lübnan yargısını yerle bir etmeye ve bankacılık sektörünü yok etmeye kadar uzanan bir dizi siyasi sorunla karşı karşıya.
Başbakan Necip Mikati’ye, Genel Temyiz Komisyonu’nun derhal toplanıp, yargının direkleri arasındaki benzeri görülmemiş çatışmayı durdurmak için adım atma talebini dikte ettiren de bu krizdir.
Yargı içindeki ihtilaf büyürken, bu durum Lübnan yargısında mezhepçiliği artırdı ve Mikati müdahale etmek zorunda kaldı.
Mikati bu adımı ile ‘kuvvetler ayrılığı ilkesini’ ihlal etmedi, bilakis yozlaşmamış son kurumlar arasında yer alan yargının prestijini yeniden sağlamak ve işleri normale döndürmek için yetkili yargı organlarından müdahale etmelerini istedi.
Ancak, güçler çatışması nedeniyle Beyrut Limanı patlamasını soruşturan Yargıç Tarık Bitar ve Başsavcısı Gassan Uveydat arasındaki çatışmayı durdurmak için Yargıtay’ı görevlendirmek yeterli değil.
Yetkilerini aşmada ısrar eden Yargıç Ghada Avn ise, doğrudan bankacılık sektörünü ilgilendiren bazı adımlarıyla tepki çekti.
Şarku’l Avsat’ın kıdemli bir banka kaynağından öğrendiğine göre, Yargıç Avn 7 Lübnan bankasına bankacılık sektöründeki mevcut ve eski kıdemli çalışanların hesaplarından bankacılık gizliliğinin kaldırılmasını talep eden bir muhtıra gönderdi.
İsmini vermek istemeyen banka kaynağına göre, Yargıç Avn’ın bu bankalara verdiği muhtırada, bankacılık sırlarının kaldırılmasına ilişkin kanuna istinaden, mevcut ve eski yönetim kurulu üyeleri, yöneticiler, şube müdürleri, denetçiler ve mali kontrolörlerden bankacılık sırlarının kaldırılmasını istedi.
Yargıç Avn’ın ihlalde bulunduğuna dikkat çeken kaynak, “Çünkü bu kanun, Başsavcılıktan geçmeden bankalarla muhatap olmasına izin vermiyor. Ayrıca, kara para aklamanın değerlendirilmesi Mali Savcı Ali İbrahim’in yetkisindedir” dedi.
Kaynak, Bankalar Birliği’nin, denetleyici idari organın hesaplardan bankacılık gizliliğinin kaldırılmasını talep ederek, büyük bankaları hedef aldığı için Lübnan bankalarının oluşturduğu tehlikeleri ortadan kaldırmak için insiyatif aldığını bildirdi.
Yargıç Avn’ın, Merkez Bankası Başkanı Riyad Selame ve kardeşi Raca Selame’nin hesaplarını takip ederek, bu bankalara gönderdiği muhtırada yer alan tüm şahısların peşine düşmek için Başsavcılık’tan herhangi bir onay almadan kendi başına hareket ettiğini ekledi.
Kaynak, Yargıç Avn’ın Fransa, Almanya ve Lüksemburg’dan gelen yargıçlardan oluşan yargı ekibi tarafından başlatılan soruşturmalarla bağlantılı olarak bu muhtırayı yeniden göndermesinin, yetkilerini aşma olarak görüldüğünü vurguladı.
Lübnan Bankacılar Birliği Başkanı Salim Sfeir, Çarşamba günü Başbakan Mikati ile görüşerek, Yargıç Avn’ın yetkilerini aşma konusundaki ısrarı hakkında şikayette bulundu.
Sfeir ayrıca, Lübnan’ı kuşatan boğucu mali krize son vermek ve mevduat sahiplerine çözüm üretmek istenildiği bir dönemde, Yargıç Avn’ın muhtırasının bankacılık sektörü üzerindeki olumsuz yansımaları konusunda uyardı.
Kaynak da, bankaların anlaşmalı olduğu en büyük ABD bankalarından birinin bu sektörde neler olup bittiğini sorgulama girişimi ışığında, Yargıç Avn’ın muhtırasının bir bütün olarak bankacılık sektörüne zarar verebileceğini dile getirdi.
Yargıç Avn’ın, Lübnan bankalarının yurtdışındaki bankaların finansal kredi açma veya yurt dışından Lübnan’a gönderilen havaleleri kabul etme konusunda finansal hizmet vermekten kaçınması durumunda ülke için oluşturduğu risklerin farkında olmadığını söyledi.
Söz konusu kaynak, “Bankacılık sektörünün maruz kaldığı zarar yetmedi mi? Sektör artık yetkilerini aşan bir yargıç tarafından disipline edilmek zorunda mı? Bunu durdurabilecek ve Lübnan’ın dünyayla bağlantısının kesilmesine yol açacak ihtiyari tedbirlere son verebilecek biri yok mu?” ifadelerini kullandı.



Yemen'de taraflar arasında ‘ABD yıkımını ülkenin başına kim musallat etti?’ tartışması

ABD'nin Husilere yönelik saldırıları Yemen'de tartışmaya yol açtı (X platformu)
ABD'nin Husilere yönelik saldırıları Yemen'de tartışmaya yol açtı (X platformu)
TT

Yemen'de taraflar arasında ‘ABD yıkımını ülkenin başına kim musallat etti?’ tartışması

ABD'nin Husilere yönelik saldırıları Yemen'de tartışmaya yol açtı (X platformu)
ABD'nin Husilere yönelik saldırıları Yemen'de tartışmaya yol açtı (X platformu)

Tevfik eş-Şenvah

Yemen’in meşru hükümeti ve Husiler, on yılı aşkın bir süredir Yemen'in başına bela olan yıkımın sorumlusu olarak birbirlerini suçlamaya devam ediyor. Yemen Enformasyon Bakanı Muammer el-Eryani dün yaptığı açıklamada, İran destekli Husilerin 2014 yılındaki darbeden bu yana ‘Yemen'in altyapısı ve ekonomisindeki yıkımın başlıca nedeni olmakla’ suçladı.

Aynı zamanda uluslararası meşruiyete sahip Yemen hükümetinin sözcüsü olan Eryani, Husilerin kurtarılmış bölgelerdeki hayati tesislere sistematik saldırılar düzenlediğini, örneğin 30 Aralık 2020 tarihinde Aden Uluslararası Havalimanı'na İran yapımı balistik füzelerle düzenledikleri saldırıda 25 kişinin öldüğünü, 110 kişinin de yaralandığını ve havalimanının altyapısının zarar gördüğünü söyledi. Husilerin 2022 yılında da Hadramut ve Şebva'daki petrol ihracat edilen limanlara yönelik saldırılarda bulunduklarını belirten Eryani, bunlar arasında insansız hava araçları (İHA) ve balistik füzeler kullanılarak ed-Debba ve Neşime limanlarına yönelik saldırıların da olduğunu ifade etti.

Yemenli Bakan, söz konusu saldırıların Husilerin iddia ettiği gibi Yemen'i ya da Gazze'yi savunmak için değil, Yemen'i yok etmeyi, halkını yoksullaştırmayı ve bölgenin güvenliğini baltalamayı amaçlayan İran gündemini uygulama stratejisinin bir parçası olduğunu söyledi.

Husilerin Kızıldeniz'deki uluslararası gemilere yönelik saldırıları da dâhil olmak üzere çeşitli maceraperestliklerinin, ABD ve İngiltere tarafından ‘Refahın Muhafızı Operasyonu’ kapsamında geçtiğimiz yıl ocak ayında başlayan askeri saldırılarını tetiklediğini söyleyen Eryani, bu saldırıların yıkımın birincil nedeni olmadığını, daha ziyade Husilerin saldırılarına karşı bir yanıt olduğunu vurguladı.

Öte yandan Husiler, Yemen halkının çektiği acılardan başta Yemen’in meşru hükümeti olmak üzere ABD ve müttefiklerinin sorumlu olduğunu söyledi. ABD merkezli haber kanalı NBC tarafından aktarılan Husilere bağlı medya organlarının haberlerine göre Husiler, 17 Mart 2025 tarihinde 53 kişinin ölümüne ve 98 kişinin yaralanmasına neden olan ABD’nin son saldırılarını ‘suç teşkil eden saldırganlık’ olarak nitelendirdi. Kızıldeniz’deki gemilere ve askeri hedeflere yönelik saldırılarının dış müdahaleye ve Gazze'ye uygulanan kuşatmaya karşı savunma amaçlı bir yanıt olduğunu vurgulayan Husiler, Filistinlilerle dayanışma içinde olduklarını açıkladılar.

Medyada yer alan haberlere göre Husilerin Kızıldeniz’de uluslararası gemilere yönelik saldırıları ülke içindeki popülariteleri ve saflarına savaşçı çekme hızını arttırdı. Uluslararası toplumu kendileriyle etkileşime girmeye zorladılar ve Yemen'in resmi hükümeti olarak tanınmamalarına rağmen popüler bir yankı uyandırdılar. Nüfuzları zayıf olmasına rağmen İsrail'e füze atmalarının ardındaki gizli amaçlarından biri de buydu.

Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan çevirdiği habere göre Yemen hükümeti, İran'ı, ‘Birleşmiş Milletler (BM) silah ambargosunu ihlal ederek Husileri İHA ve balistik füzeler gibi çeşitli silahlarla desteklemekle’ suçluyor. Buna karşın İran Devrim Muhafızları Ordusu (DMO) Genel Komutanı Hüseyin Selami, İran medyasına yaptığı açıklamada, Tahran'ın Husilerin kararlarını doğrudan kontrol ettiği iddialarını reddederek Husilerin kararlarını bağımsız bir şekilde aldıklarını vurguladı. Ancak Yemen hükümeti çevreleri İran'ın desteğinin Husilerin eylemlerinin ana kaynağı olduğunda ısrar ediyor.

Yemen hükümeti, ABD'nin hava saldırıları sonucunda Husilerin kontrolündeki limanlarda meydana gelen ağır kayıpların ardından ‘Husiler Yemen'e yıkım getiriyor’ etiketiyle (hashtag) bir sosyal medya kampanyası başlattı. Kampanyanın amacının ‘Husilerin suçlarını ifşa etmek ve ülke kaynaklarına verdikleri zararın boyutlarını ortaya koymak, altyapı ile ekonomik ve sivil tesislerin tahrip edilmesinden ve bunların savaş amacıyla kullanılmasından onları tamamen sorumlu tutmak’ olduğu belirtildi.

Husiler cuma günü, ABD'nin Yemen'in batısındaki Hudeyde ilinde bir petrol ihracatı limanına gece boyunca düzenlediği saldırılarda ölenlerin sayısının 80'e yükseldiğini ve bu sayının Washington'ın bir ay önce başlattığı yoğun hava saldırılarının en ölümcülü olduğunu açıkladılar.

Bu arada saldırılar şiddetlenmeye devam ederken, ABD ile İran arasındaki müzakereler Umman’ın başkenti Maskat'ın ardından Roma'da tüm hızıyla devam ediyor. Basında yer alan haberlerde, İran’ın Dini Lideri Ali Hamaney’in Suudi Arabistan Savunma Bakanı Prens Halid bin Selman'la bölgedeki birçok karmaşık meseleyi görüşmek üzere bir araya gelmesinin ardından gerilimin azalacağına dair umutlar ifade edildi.