İsrail ordusundan Netanyahu'ya: Smotrich'e yetki verilmesi Batı Şeria'nın resmi ilhakıdır

Netanyahu ve Maliye Bakanı Bezalel Smotrich. (AFP)
Netanyahu ve Maliye Bakanı Bezalel Smotrich. (AFP)
TT

İsrail ordusundan Netanyahu'ya: Smotrich'e yetki verilmesi Batı Şeria'nın resmi ilhakıdır

Netanyahu ve Maliye Bakanı Bezalel Smotrich. (AFP)
Netanyahu ve Maliye Bakanı Bezalel Smotrich. (AFP)

Ordu ve istihbarat servislerindeki bazı üst düzey kanun adamlarının Başbakan Binyamin Netanyahu'ya giderek sivil idarenin yetkilerinin ve işgal altındaki topraklardaki hükümet operasyonlarının koordinasyonunun Savunma Bakanlığı'ndakinin yanı sıra Maliye Bakanı görevini de yürüten Bezalel Smotrich'e devredileceği konusunda uyarıda bulundukları bildirildi. Tel Aviv'deki ordu kaynakları tarafından yapılan açıklamada bunların yasa dışı önlemler olduğu, çünkü asıl tercümesinin Batı Şeria'daki C Bölgesi'nin İsrail'e ilhak edilmesi anlamına geldiği vurgulandı.
Kaynaklar, Netanyahu'nun Likud partisinin liderlerinden Savunma Bakanı Yoav Galant'ın da bu görüşü desteklediğini aktardılar. Bunu, Netanyahu'nun düzenlediği, Smotrich, Galant, Adalet Bakanı Yariv Levin ve bir dizi güvenlik servisi liderinin katıldığı ‘fırtınalı’ bir toplantıda dile getirdi. Haaretz gazetesi ve İsrail Public Broadcasting Corporation (Kan 11) tarafından geçtiğimiz çarşamba akşamı geç saatlerde yayınlanan iki habere göre General Yifat Yerushalmi Tomer ve Hukuk Danışmanı Itay Offir toplantı sırasında, Lahey'deki Uluslararası Adalet Divanı da dahil olmak üzere uluslararası organların Smotrich'e yetki devrini Batı Şeria topraklarının İsrail tarafından fiilen ilhakı olarak görülebilecekleri konusunda uyarıda bulundular.
General Giora Eiland'ın dediği gibi; “Yetki devri, İsrail hukuku anlamında bile yasa dışıdır. Bu yasaya göre Batı Şeria'daki tek otorite ordudur.” Eiland perşembe günü Yedioth Ahronoth gazetesinde yayımlanan makalesinde şu ifadelere yer verdi:
“Batı Şeria işgal edilmiş bir bölge. Bu, solcu bir pozisyon değil, aksine Menachem Begin, Yitzhak Shamir ve diğerleri gibi sağcı başbakanlar da dahil olmak üzere tüm İsrail başbakanlarının 1967'den beri bağlı kaldığı ilkeli bir siyasi pozisyon. Bu nedenle ordudan herhangi bir yetkinin geri çekilmesi, İsrail'e uluslararası konumunu baltalayan uluslararası bir saldırıya kapı açmanın yanı sıra yasa ihlalidir. Batı Şeria'da sivil eylemler  askeri faaliyetlerden ayrılamaz. Sivil işlerle ilgili olsa bile Smotrich'e ordudan herhangi bir yetki vermenin güvenlikle ilgili sonuçları olacaktır. Saha koşulları gerektirmeden Filistin topraklarında bir alevlenmeye ve ordunun güvenlik gerginliğine girmesine yol açabilir. Bu nedenle sivil konularda bile son sözü Savunma Bakanı söylemeli ve Netanyahu'nun Smotrich ile aynı fikirde olması gibi değil.”
Haaretz gazetesi, güvenlik güçlerinin ‘açık bir güvenlik sorunu’ olduğu için işgal kontrol noktalarına ilişkin her konuda Smotrich'e yetki devrinin engellenmesi ve Filistinlilere çalışma izinlerinin onaylanması çağrısında bulunduğunu bildirdi.
İsrail ordusunun ‘aynı nedenlerle Smotrich'in Batı Şeria'daki Sivil İdaredeki subayların atamalarına müdahale etmesine izin vermemesinden’ endişe duyduğunu vurguladı.
Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre generallerin bu adımı, Netanyahu'nun Smotrich'in yanında yer almasının ardından atıldı. ‘Koalisyon anlaşmalarına göre taleplerinin meşru’ olduğu savunuldu. Önümüzdeki pazar günü yapılacak haftalık toplantısında Smotrich ve parlamenter bloğunun bakanlarının Batı Şeria'daki düzinelerce yerleşim karakolunun yasal yerleşim yeri ilan edilmesini amaçlayan planların onaylanması gibi diğer taleplerini karara bağlamayı planlayan hükümetle çatışmanın hız kazanmasını bekliyorlar.
İsrail Hayom gazetesi perşembe günü, sağın ABD Dışişleri Bakanı Anthony Blinken'in önümüzdeki pazartesi İsrail'e yapacağı ziyaretten önce, oldubitti haline gelene kadar bu konuda karar almayı planladığını bildirdi.
Plan, Likud ve ‘dini Siyonizm’ partileri arasındaki koalisyon anlaşmasında, hükümet kararıyla ve hükümetin kurulmasından sonraki 60 gün içinde milyarlarca dolarlık gelişigüzel karakolların yasallaştırılmasını sağlayan bir maddeyi hayata geçirilmesidir. Smotrich’in bakanlığındaki uzmanlara göre 18 ay içinde, ‘hükümet kararı olmaksızın yerleşim yerlerinde inşa edilen tüm rastgele karakollar ve binalar, bunların su ve elektrik şebekelerine bağlanması ve kamu binaları ile kapsamlı altyapı inşa edilmesi de dahil olmak üzere yasallaştırılacak. Yaklaşan İsrail hükümeti toplantısında, Otzma Yehudit partisinden Necef ve Celile Kalkınma Bakanı Yitzhak Wasserlauf, ileri karakolları yasallaştırma adımlarını başlatmak için üç plan sunacak. Bakanlığında ‘Gençlik Yerleşimi’ adı altında gelişigüzel karakollar için özel bir daire kurulmasını içeriyor.



Kanada, Suriye'yi terörü destekleyen devletler listesinden çıkardı

Suriye Devlet Başkanı Ahmed el-Şara, geçen Eylül ayında Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda konuşuyor (Arşiv-Reuters)
Suriye Devlet Başkanı Ahmed el-Şara, geçen Eylül ayında Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda konuşuyor (Arşiv-Reuters)
TT

Kanada, Suriye'yi terörü destekleyen devletler listesinden çıkardı

Suriye Devlet Başkanı Ahmed el-Şara, geçen Eylül ayında Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda konuşuyor (Arşiv-Reuters)
Suriye Devlet Başkanı Ahmed el-Şara, geçen Eylül ayında Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda konuşuyor (Arşiv-Reuters)

Kanada hükümeti, dün yaptığı açıklamada, Suriye'yi terörü destekleyen yabancı devletler listesinden çıkardığını ve Cumhurbaşkanı Beşşar Esed'in devrilmesine yardımcı olan muhalif ittifakın lideri olan Heyet Tahrir el-Şam'ı da terör örgütleri listesinden çıkardığını bildirdi.

Hükümet yaptığı açıklamada, "Bu önlemler, Birleşik Krallık ve ABD de dahil olmak üzere müttefiklerimiz tarafından yakın zamanda alınan kararlarla uyumlu olup, Suriye geçiş hükümetinin Suriye'de istikrarı teşvik etme ve vatandaşları için kapsayıcı ve güvenli bir gelecek inşa etme, bölgesel istikrarı teşvik etmek ve terörizmle mücadele etmek için küresel ortaklarla çalışma çabalarını takip etmektedir" ifadelerine yer verdi.


Trump’ın açıklaması ateşkesi tehlikeye mi attı? 17. Maddeyle Gazze'de fiili bölünme ihtimali masada mı?

Filistinliler, Gazze Şeridi'nin merkezindeki Nuseyrat mülteci kampında kaplarını suyla dolduruyor (AFP)
Filistinliler, Gazze Şeridi'nin merkezindeki Nuseyrat mülteci kampında kaplarını suyla dolduruyor (AFP)
TT

Trump’ın açıklaması ateşkesi tehlikeye mi attı? 17. Maddeyle Gazze'de fiili bölünme ihtimali masada mı?

Filistinliler, Gazze Şeridi'nin merkezindeki Nuseyrat mülteci kampında kaplarını suyla dolduruyor (AFP)
Filistinliler, Gazze Şeridi'nin merkezindeki Nuseyrat mülteci kampında kaplarını suyla dolduruyor (AFP)

ABD Başkanı Donald Trump’ın, Gazze’deki ateşkes anlaşmasının “ikinci aşamasının değiştirileceği” yönündeki kısa ve belirsiz açıklaması, bu değişikliğin ne anlama geldiğine ilişkin soruları gündeme taşıdı.

Uzmanlara göre Trump’ın işaret ettiği değişiklik, anlaşmanın uygulanma biçiminde bir revizyon anlamına geliyor. Buna göre, İsrail’in hâlihazırda yüzde 55’ini kontrol ettiği Gazze’den çekilmesi ve Hamas’ın silahsızlandırılmasına geçilmesi yerine, 17. maddenin devreye alınması söz konusu olabilir. Bu madde, barış planının taraflardan biri kabul etmese bile tek taraflı olarak ilerletilmesine imkân tanıyor.

10 Ekim’de yürürlüğe giren ateşkes anlaşmasındaki 17. madde, Hamas’ın öneriyi geciktirmesi veya reddetmesi halinde, “yardımların genişletilmesi dahil, planın belirtilen unsurlarının, İsrail ordusunun terörden arındırılmış olarak uluslararası istikrar gücüne devrettiği bölgelerde uygulanacağını” düzenliyor.

Geçen ekim ayında Hamas ile İsrail arasında imzalanan “barış belgesi” sadece birinci aşamayla ilgili maddeleri içeriyordu. Bu aşama; ilk ateşkes, İsrail güçlerinin geri çekilmesi, esir takası ve insani yardım girişlerinin kolaylaştırılmasını kapsıyor. Ancak savaş sonrası Gazze’nin yönetimine ilişkin “ikinci aşama” konusunda resmî bir mutabakat sağlanmış değil.

Perşembe günü yaptığı açıklamada Trump, planın ikinci aşamasının “çok yakında değiştirileceğini” söyledi. Açıklama, sürecin tıkanması ve sahadaki ilerlemenin sınırlı kalması nedeniyle endişelerin arttığı bir döneme denk geldi; ancak Trump değişikliğin içeriğine dair ayrıntı vermedi.

Görsel kaldırıldı.
Filistinli bir kadın, İsrail'in Han Yunus'ta düzenlediği bir baskın sonucu akrabalarından birinin öldürülmesine tepki gösteriyor (AFP)

Ahram Siyaset ve Strateji Merkezi İsrail Çalışmaları uzmanı Dr. Said Okaşa, (Saeed Okasha) Trump’ın sözünü ettiği değişikliğin büyük olasılıkla 17. maddeye dayanacağını belirtiyor. Okaşa’ya göre bu adım, “eski Gazze” ve “yeni Gazze” ayrımını güçlendirecek bir fiili bölünmeye kapı aralayabilir. Bu yaklaşımı geçen ay ABD’nin bölge özel temsilcisi Steve Witkoff’un da çeşitli görüşmelerde dile getirdiğini hatırlattı.

Okkaşa, anlaşmanın geçen ay Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi tarafından onaylandığını anımsatarak, Hamas’ın silahsızlanma sürecine yanıt vermemesi gibi gerekçelerle 17. maddenin yeniden devreye sokulmasının mümkün olduğunu söyledi. Uzman, böyle bir senaryonun Gazze’de “ne savaş ne barış” şeklinde sürecek bir çıkmaz yaratabileceğini ifade etti.

Görsel kaldırıldı.
Filistinliler, Cebaliye'de yıkılan binaların enkazı arasında sokaklara kurulmuş çadırların yanından geçiyor (AFP)

Filistinli siyaset analisti Dr. Ayman el-Rakkab da, Trump’ın değişiklik açıklamasının içeriğinin belirsizliğine işaret ederek, “İsrail’in bölgede kalma isteğiyle birleştiğinde, Gazze’nin fiilen ikiye bölünmesi ihtimali güçleniyor” değerlendirmesinde bulundu.

Bu belirsizlik sürerken, Axios haber sitesi Trump’ın 25 Aralık’tan önce Gazze’de barış sürecinin ikinci aşamasına geçileceğini açıklamayı planladığını duyurdu. Habere göre Washington, Gazze’de oluşturulacak yeni yönetim yapısı ve uluslararası istikrar gücünün son hazırlıklarını tamamlıyor. ABD Başkanı’nın, bu adımları görüşmek üzere İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile ay sonundan önce bir araya gelmesi bekleniyor.

İkinci aşamanın önünde ciddi engellerin olduğunu ifade eden Rakkab: “Barış Konseyi ile teknokrat hükümet henüz kurulmadı. Güvenliği devralacak polis gücü ve uluslararası istikrar kuvveti oluşturulmadı. Bu nedenle somut bir hareketin en erken ocak ayında mümkün olabileceğini düşünüyorum” dedi.

Okaşa, yakın vadede İsrail’in kontrolde tuttuğu bölgeyi yüzde 60 seviyesine çıkarmaya çalışabileceğini, ancak anlaşmanın genel çerçevesinde büyük bir tırmanış beklemediğini belirtti.

Geçtiğimiz günlerde Yedioth Ahronoth, İsrail’in yaklaşık iki milyon Filistinliyi sarı çizginin doğusunda İsrail kontrolündeki yeni bölgelere yeniden yerleştirmeyi, Hamas kontrolündeki bölgeleri tamamen sivillerden boşaltmayı ve Hamas unsurlarını bu bölgelerde aşamalı şekilde takip etmeyi içeren bir plan hazırladığını yazmıştı. Şarku’l Avsat’ın  Telegraph gazetesinin Batılı diplomatlara dayandırdığı haberinden aktardığı bilgilere göre ABD planının Gazze’nin kalıcı biçimde ikiye ayrılması riskini barındırdığını bildirmişti.

Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati ise geçtiğimiz günlerde Barselona’da AB Dış Politika Yüksek Temsilcisi Kaja Kallas ile yaptığı görüşmede, Gazze ile Batı Şeria’nın birliğinin korunması gerektiğini vurgulayarak, ayrıntıları tartışılan hiçbir adımın “bölünmeyi pekiştirmesine” izin verilemeyeceğini söyledi. Abdulati, çarşamba günü yaptığı başka bir açıklamada da, “Gazze’nin bölünmesini konuşmak dahi mümkün değildir. Gazze, Doğu Kudüs dâhil olmak üzere, kurulacak Filistin devletinin ayrılmaz bir parçasıdır” dedi.

Uzman Okaşa’ya göre Mısır, hem Gazze’nin bölünmesini hem de anlaşmayı zayıflatacak her türlü değişikliği engellemek için diplomatik çabalarını sürdürecek. Buna karşın, Trump’ın planı etrafındaki belirsizlik nedeniyle önümüzdeki döneme ilişkin tüm senaryolar hâlâ masada.


Avn, BM Güvenlik Konseyi heyetinden İsrail'e ateşkes ve geri çekilme anlaşmasını uygulaması için baskı yapmasını istedi

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn'ın bugün Baabda'daki Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi temsilcilerinden oluşan bir heyetle yaptığı görüşmeden (Lübnan Cumhurbaşkanlığı’nın resmi X hesabı)
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn'ın bugün Baabda'daki Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi temsilcilerinden oluşan bir heyetle yaptığı görüşmeden (Lübnan Cumhurbaşkanlığı’nın resmi X hesabı)
TT

Avn, BM Güvenlik Konseyi heyetinden İsrail'e ateşkes ve geri çekilme anlaşmasını uygulaması için baskı yapmasını istedi

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn'ın bugün Baabda'daki Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi temsilcilerinden oluşan bir heyetle yaptığı görüşmeden (Lübnan Cumhurbaşkanlığı’nın resmi X hesabı)
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn'ın bugün Baabda'daki Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi temsilcilerinden oluşan bir heyetle yaptığı görüşmeden (Lübnan Cumhurbaşkanlığı’nın resmi X hesabı)

Lübnan Cumhurbaşkanlığı, Cumhurbaşkanı Joseph Avn’ın bugün ülkede bulunan Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi temsilcilerinden oluşan bir heyetle bir araya geldiğini açıkladı. Görüşmede Avn, Lübnan ordusunun görevini tamamlaması için destek çağrısında bulunarak, İsrail’in Güney Lübnan’dan çekilmesi için baskı yapılmasını talep etti.

Cumhurbaşkanlığı, heyetin ‘uluslararası kararların uygulanması yoluyla Lübnan’da istikrarı destekleme ve ülkelerin Lübnan ordusuna yardım ederek birliklerini tamamlamaya ve silah tekelini sağlamaya hazır olduklarını’ belirttiğini duyurdu.

Açıklamada Avn’ın, Lübnan’ın uluslararası kararları uygulama taahhüdünü yinelediği ve “İsrail tarafını ateşkesi uygulamaya ve çekilmeye zorlamamız gerekiyor; bu konuda sizden destek bekliyoruz” ifadelerini kullandığı kaydedildi.

Geçen yıl kasım ayında, ABD arabuluculuğunda İsrail ile Hizbullah arasında bir ateşkes sağlanmıştı. Bu ateşkese rağmen, İsrail hâlâ Güney Lübnan’daki bazı noktalarda kontrolünü sürdürüyor ve ülkenin doğusu ile güneyine yönelik saldırılarını devam ettiriyor.