Türkiye'de ilk ölümlü vakanın Ankara'da gerçekleştiği Streptekok A bakterisinin merak edilenleri: Hastalık daha fazla yayılır mı? Nasıl önlem alınır?

Dünyada yayılan, Türkiye'de ilk ölümlü vakanın Ankara'da gerçekleştiği hastalığı Prof. Dr. Esin Davutoğlu Şenol ve Prof. Dr. Tutku Taşkınoğlu'yla konuştuk

Üç yıla yakın süredir devam eden Kovid-19 pandemisine ek olarak bu yıl aynı anda influenza, adenovirüs gibi pek çok üst solunum yolu enfeksiyonu görülüyor. Son olarak Strep A bakterisi kaynaklı bir ölümün gerçekleşmesi, toplumda tedirginliğe yol açtı / Fotoğraf: Pixabay
Üç yıla yakın süredir devam eden Kovid-19 pandemisine ek olarak bu yıl aynı anda influenza, adenovirüs gibi pek çok üst solunum yolu enfeksiyonu görülüyor. Son olarak Strep A bakterisi kaynaklı bir ölümün gerçekleşmesi, toplumda tedirginliğe yol açtı / Fotoğraf: Pixabay
TT

Türkiye'de ilk ölümlü vakanın Ankara'da gerçekleştiği Streptekok A bakterisinin merak edilenleri: Hastalık daha fazla yayılır mı? Nasıl önlem alınır?

Üç yıla yakın süredir devam eden Kovid-19 pandemisine ek olarak bu yıl aynı anda influenza, adenovirüs gibi pek çok üst solunum yolu enfeksiyonu görülüyor. Son olarak Strep A bakterisi kaynaklı bir ölümün gerçekleşmesi, toplumda tedirginliğe yol açtı / Fotoğraf: Pixabay
Üç yıla yakın süredir devam eden Kovid-19 pandemisine ek olarak bu yıl aynı anda influenza, adenovirüs gibi pek çok üst solunum yolu enfeksiyonu görülüyor. Son olarak Strep A bakterisi kaynaklı bir ölümün gerçekleşmesi, toplumda tedirginliğe yol açtı / Fotoğraf: Pixabay

Dünyadaki en ölümcül patojenler arasında yer alan 'Streptekok' (Strep A) bakterisi; Fransa, İrlanda, Hollanda, İsveç ve Birleşik Krallık gibi ülkelerin ardından Türkiye'de tespit edildi. 
Özellikle Birleşik Krallık'ta 21'i çocuk 94 kişinin ölümüne neden olan Streptekok (Strep A) bakterisi Türkiye'de de yayılıyor.
Strep A'ya bağlı boğaz ve kızıl hastalığı salgınları, genellikle kış ve ilkbahar aylarında, daha çok çocuklarda görülüyor.
Ankara'da 3 yaşındaki Aras Sönmez'in Strep A bakterisi nedeniyle yaşamını yitirmesi sonrası aileler alarm durumuna geçti. 

Independent Türkçe'nin özel haberine göre, Strep A bakterilerinin ne kadar yaygın hale gelebileceğini ve alınabilecek önlemleri, Prof. Dr. Esin Davutoğlu Şenol ve Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Tutku Taşkınoğlu değerlendirdi.
Hastalığa sebep olan bakterinin hapşırma, öksürük veya yakın temas yoluyla yayılabildiğini belirten Şenol ve Taşkınoğlu, hastalığın görülme oranının önceki yıllara göre artabileceği uyarısını yapsa da çocuklarda ölümcül seyrin nadiren görüldüğünü aktardı.
Uzmanlar, ebeveynlere çocuklarının boğazında ağrıdan şüphelendiklerinde vakit kaybetmeden doktora gidip muayene yaptırılması tavsiyesinde bulundu.

"Ölümcül seyir nadiren görülüyor"
Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Esin Davutoğlu Şenol; bu yıl grip, Kovid-19 gibi birden fazla salgının yaşandığını, iki yıl boyunca dışarı çıkılmaması sonrası sosyalleşmelerin artmasıyla bu vakaların katlandığını söyledi.
Strep A seyrinin ise nadiren ölümle sonuçlandığını aktaran Şenol, bu hastalığın genellikle grip, influenza ya da suçiçeği salgınlarına eşlik ettiğini, yani bir viral enfeksiyonun üzerine ikincil olarak eklendiğinde saldırgan bir seyir izleyebildiğini belirtti.
"10 yaş altında su çiçeği, grip gibi süreçlere eşlik eder, şimdi Kovid'i de tetiklediği görülüyor" diyen Şenol, virüslerin bulunduğu ortamı değiştirerek bakterilerin saldırgan özelliklerini ortaya çıkardığını ifade etti. Şenol, "Strep A bakterisi, viral enfeksiyonun üzerine eklendiğinde, fazla protein senteziyle daha etkili oluyor ve saldırganlığı artıyor" dedi.

"Boğaz ağrısı olan çocuklara test yapılmalı"
Velilerin bu konuda tetikte olmasını isteyen Prof. Dr. Şenol, boğaz ağrısı olan çocuklara zaman kaybetmeden test yaptırılması gerektiğini uyarısında bulundu.
Streptekok bakterisinin erken teşhis ve etkin bir antibiyotik kullanımıyla tedavisinin mümkün olabildiğini vurgulayan Şenol, bugünlerde dünya genelinde çok hasta bulunduğu için antibiyotik erişiminde de güçlük çekildiği uyarısını da yaptı.
Grip ve Kovid aşısının Strep A için önleyici olacağını belirten Şenol; maske kullanımı, kapalı alanların özellikle de sınıfların havalandırılması ve hijyenin önemini vurgularken, hasta çocukların okula gönderilmemesi ve şüpheli durumlarda yakın temastan kaçınılması gerektiğini kaydetti.

"Ölüme neden olabildiği için halkı panik etmeden doğru bilgi paylaşımı gerekli" 
Bu hastalık yaygın şekilde görülmese de ölüme neden olabildiği için halkı panik etmeden Sağlık Bakanlığı tarafından doğru bilgilerin paylaşılması gerektiğini de dile getiren Şenol, "Sağlık yükünün kaliteli bakıma izin verecek hale getirilmesi lazım. Alt grup çalışmalarının yapılması lazım, sistematik olarak süreci bakanlığın, birinci basamak hekimler ve akademiyle ele alması lazım ama böyle bir yaklaşım görmüyoruz" diye konuştu.

"Hafif boğaz ağrısı şeklinde başlıyor"
Dr. Tutku Taşkınoğlu da grup A streptokok bakterileri konusunda uyarılarda bulundu.
Bu bakterilerin hafif bir boğaz ağrısından zatürreye veya hayatı tehdit eden kan ve organ enfeksiyonlarına kadar bir dizi hastalığa neden olabildiği uyarısı yapan Taşkınoğlu, genellikle insanların derisinde veya boğaz florasında zararsız bir şekilde yaşayan bu mikroroganizmaların kimi zaman boğaz iltihabı gibi hafif enfeksiyonlara veya impetigo ve selülit dahil cilt ve yumuşak doku enfeksiyonlarına neden olabileceğini aktardı. 

"Yılda yaklaşık 300 bin kişinin hayatını kaybettiği romatizmal kalp hastalığına yol açıyor"
Özellikle çocuklarda ve gençlerde boğaz enfeksiyonun yaygın bir nedeni olan Strep A'nın gelir düzeyi yüksek ülkelerde antibiyotiklerle tedavi edilebildiğini ancak tıbbi bakıma erişimin sınırlı olduğu yerlerde önü alınamayıp tekrarlandığına işaret eden Taşkınoğlu, "Bakteriye karşı aşırı bağışıklık cevabı ile kalp kapakçıklarında iltihaplanmayı ve akut romatizmal ateş adı verilen bir durumu tetikleyebiliyor. Her yıl yaklaşık 300 bin kişinin hayatını kaybettiği romatizmal kalp hastalığına yol açıyor" ifadelerini kullandı.
Bu bakterilerin nadiren toksin üreterek deri döküntüsüne neden olabileceğine değinen Dr. Tutku Taşkınoğlu; küçük, kabarık tümsekler gibi görünen, zımpara kağıdı gibi pürüzlü, bu döküntülü hâle "kızıl hastalığı" denildiğini söyledi.
Döküntünün genellikle göğüs ve karında başlayıp yayıldığını aktaran Taşkınoğlu, enfekte kişilerin dillerinin ise kırmızı, şiş ve beyaz olabildiğini belirtti.

"Antibiyotiklerle tedavi edilebiliyor"
1940'lara kadar çocukluk çağında yaygın bir ölüm nedeni olan bu hastalığın günümüzde antibiyotiklerle tedavi edilebildiğini dile getiren Taşkınoğlu, Strep A bakterilerinin kimi zaman kan dolaşımına veya beyin omurilik sıvısına girerek nekrotizan fasiit (et yiyen hastalık) ya da bakteriyel toksinlerin kontrolsüz ve aşırı bir bağışıklık reaksiyonu tetiklendiği streptokok toksik şok sendromu gibi hayatı tehdit eden enfeksiyonları tetikleyebileceği uyarısını da yaptı.

"Vaka artışları 2022'nin ikinci yarısında belirginleşti"
"2022 boyunca iGAS ve kızıl hastalığı vakalarında bir artış bildirdi, ancak bu özellikle yılın ikinci yarısında belirginleşti" diyen Taşkınoğlu, genellikle bahardan yaza doğru A grubu Streptokok enfeksiyonlarında düşüş görülse de bu yıl farklı bir tablonun görülebileceği uyarısını yaptı.
Bir teoriye göre Kovid-19 salgınının en yoğun olduğu dönemdeki sokağa çıkma yasaklarında A grubu Streptokok'a (strep A) maruz kalınmadığından, çocukların bakterilere karşı bağışıklığı azaldı. Bu görüşe katılmayan Dr. Taşkınoğlu, pandemiden önce de Streptekok enfeksiyonlarında dalgalanmaların söyledi.
Ancak 2022'de sosyalleşmenin artmasıyla kızıl hastalığının daha fazla görüldüğünü belirten Tutku Taşkınoğlu, yazın vakaların beklendiği gibi düşmediğini, hatta okulların tatil nedeniyle kapalı olduğu kısa süreli dönemlerde de yükselişin sürdüğünü aktardı.
"Düzenli el yıkamak, maske takmak, tek kullanımlık mendiller kullanmak şart"
Strep A bakterisine karşı alınabilecek tedbirleri de sorduğumuz Taşkınoğlu, "Enfekte bir kişinin öksürmesi, hapşırması veya bir yara yoluyla yayılan hastalığa karşı düzenli olarak el yıkamak, tek kullanımlık mendiller kullanmak, maske takmak ve kendinizi iyi hissetmiyorsanız başkalarından uzak durmak şart" dedi.

"Erken tespit edildiğinde tedavi edilebiliyor"
İyi bir iç mekan havalandırmasının bugünlerde dolaşımda olan sayısız solunum yolu virüsü bir yana, Strep A'nın bulaşmasını azaltmaya da yardımcı olabileceğini kaydeden Taşkınoğlu, bu (Strep A) enfeksiyonların büyük çoğunluğunun hafif geçtiğini ve çoğu kişinin bakterileri herhangi bir soruna neden olmaksızın zararsız bir şekilde taşıdığını kaydetti. 
Bu vakaların yeterince erken tespit edilirse tedavi edilebileceği için ebeveynlerden de tetikte olmalarını isteyen Dr. Tutku Taşkınoğlu, şüpheli bir durumda doktora başvurmaları gerektiğini sözlerine ekledi. 
 
Independent Türkçe



Kalçanızın şekli, diyabet riskiniz hakkında ne söylüyor?

(Pexels)
(Pexels)
TT

Kalçanızın şekli, diyabet riskiniz hakkında ne söylüyor?

(Pexels)
(Pexels)

Bryony Gooch 

Gluteus maximus kasınızın şeklinin, diyabete yakalanmaya daha yatkın olup olmadığınızı öngörebileceğini söyleyen yeni bir araştırma, yüksek form düzeyindeki bir yaşam tarzının sizi daha uzun süre sağlıklı tutacağına dair kanıtlara yenilerini ekliyor.

Birleşik Krallık Ulusal Sağlık Servisi, yaşlandıkça ve kilo aldıkça tip 2 diyabet görülme olasılığının arttığına dair uzun zamandır uyarıda bulunuyor. Yeni bir araştırma, kalçalarımızdaki kasların şeklinin yaşla ve diyabet veya osteoporoz gibi hastalıklarla değiştiğine işaret ediyor.

Westminster Üniversitesi'nden araştırmacılar, insan vücudundaki en büyük kaslardan biri olan gluteus maximus'un metabolik sağlıkta da önemli bir rol oynadığını söylüyor.

Üniversitenin Optimum Sağlık Araştırma Merkezi'nden çalışmanın ortak yazarı Dr. Marjola Thanaj "Yoğun fiziksel aktivite ve elin kavrama gücü üzerinden yapılan ölçümlerde daha formda olan kişilerin gluteus maximus yapısı daha büyüktü; yaşlanma, bedensel zayıflık ve uzun süre oturmaysa kas incelmesiyle bağlantılıydı" diyor.

üzerindeki etkisini haritalandırdı (Kuzey Amerika Radyoloji Derneği)Bilim insanları gluteus maximus kasının şeklini ve insanların sağlığı üzerindeki etkisini haritalandırdı (Kuzey Amerika Radyoloji Derneği)

Araştırmacılar MR 3D haritalama kullanarak oluşturdukları üç boyutlu anatomik modelle, gluteus maximus kasında tip 2 diyabetle ilişkili, belirgin, cinsiyete özgü örüntüleri ortaya çıkardı. Birleşik Krallık Biyobankası'nın veri tabanındaki 61 bin 290 MR taramasından derlenen veriler, kasın şeklinin (boyutunun değil) hastalıkla bağlantılı metabolik farklılıkları yansıtabileceğine işaret ediyor.

Araştırmacılar diyabeti olan katılımcıların analizinde, "zayıf/kırılgan" olarak sınıflandırılan erkeklerin gluteus maximus boyunca daha genel bir kas küçülmesi yaşadığını, kadınlarınsa muhtemelen kas içindeki yağ sızması sonucu daha geniş bir kas kütlesine sahip olduğunu buldu.

Dr. Thanaj sonuçların, erkek ve kadınların aynı hastalığa karşı çok farklı biyolojik tepkiler verdiğini gösterdiğini söylüyor.

Çalışma, sadece güç açısından değil, aynı zamanda kasın kan şekerini düzenlemeye yardımcı olması ve kalp-damar hastalıklarından yağlı karaciğer hastalığına kadar çeşitli rahatsızlıklara yakalanma riskini azaltması nedeniyle de kas kütlesini korumanın önemini vurguluyor.

Çalışmanın kıdemli yazarı Profesör Louise Thomas, The Times'a yaptığı açıklamada "Yaşlandıkça kas kütlesini korumak, uzun vadeli sağlığımız için yapabileceğimiz en önemli şeylerden biri" diyor.

İnsanlar kaslarının ne kadar önemli olduğunu anlar ve sağlıklı kalmaları için küçük değişiklikler yaparsa, toplum genelindeki hastalıklar üzerinde büyük bir etki yaratılabilir.

Asansörü kullanmak yerine merdiven çıkmak veya haftalık rutininize squat ve lunge egzersizlerini eklemek gibi basit değişiklikler bile, gluteus maximus kasınızı korumanıza ve çalıştırmanıza fayda sağlayabilir.

Araştırma, Kuzey Amerika Radyoloji Derneği'nin bu hafta düzenlenecek yıllık toplantısında sunulacak.

Independent Türkçe, Independent.co.uk/news


Gazze’de ruh sağlığı alarm veriyor: Psikolojik çöküş 5 yılda üç kat arttı

Uzmanlar, Gazze'nin iyileşmesinde ruh sağlığı hizmetlerinin hayati önem taşıyacağını söylüyor (Reuters)
Uzmanlar, Gazze'nin iyileşmesinde ruh sağlığı hizmetlerinin hayati önem taşıyacağını söylüyor (Reuters)
TT

Gazze’de ruh sağlığı alarm veriyor: Psikolojik çöküş 5 yılda üç kat arttı

Uzmanlar, Gazze'nin iyileşmesinde ruh sağlığı hizmetlerinin hayati önem taşıyacağını söylüyor (Reuters)
Uzmanlar, Gazze'nin iyileşmesinde ruh sağlığı hizmetlerinin hayati önem taşıyacağını söylüyor (Reuters)

Gazze'deki yetişkinlerin yaşadığı psikolojik baskı oranının son 5 yılda üç kat arttığı tespit edildi.

7 Ekim 2023'te başlayan savaşın ardından İsrail saldırılarında Gazze'de onbinlerce kişi hayatını kaybetti. Geçen ay yürürlüğe giren ateşkese rağmen İsrail'in saldırıları kesilmedi.

Bu iki yıllık süreçte ailelerini kaybeden, yerinden edilen, sürekli bombardıman altında yaşayan Filistinlilerin psikolojik sıkıntıları üzerine bazı araştırmalar yapıldı.

Ancak İsviçre'nin Basel Üniversitesi'nden Curdin Brugger ve ekibi, Gazze Savaşı'nın psikolojik etkilerini 5 yıllık bir süre zarfında birey bazında inceleyen ilk çalışmayı gerçekleştirdi.

Bulguları hakemli dergi eClinicalMedicine'da 24 Kasım Pazartesi günü yayımlanan çalışmada Gazze Şeridi'nde yaşayan 40 yaş ve üstü 677 kişiyle 2020, 2023 ve 2025'te anketler yapıldı.

Depresyon, uykusuzluk, sürekli stres ve değersizlik hissi gibi ağır psikolojik sorunlar yaşayan yetişkinlerin oranı, 2020 ve 2023'teki yaklaşık yüzde 20 seviyesinden 2025 başlarında yüzde 67'nin üzerine çıktı.

Bu artışın tüm demografik gruplarda görülmesi, şiddet, yerinden edilme ve altyapı yıkımıyla bağlantılı yaygın ruh sağlığı sorunlarına işaret ediyor.

Çalışmanın bir diğer önemli bulgusu da katılımcıların yüzde 99'unun 2025'e kadar en az bir kez yerinden edildiğini gösteriyor.

Bilim insanları, sivil ölümleri, güvenli barınak eksikliği ve gıda güvensizliği gibi koşulların eşlik ettiği bu yerinden edilmelerin ruh sağlığındaki hızlı bozulmaya katkıda bulunduğunu belirtiyor.

Araştırmada, diğer yerlerdeki popülasyonların çatışma ve çatışma sonrası durumuna kıyasla Gazze'deki yetişkinlerin ruh sağlığı açısından dünyanın en kötü örneklerinden birini oluşturduğu belirtiliyor.

Ekip Gazze Savaşı'nın başlamasından sonra İsrail'de yapılan başka bir araştırmada da ruh sağlığı sorunlarının kötüleştiğinin bulunduğunu söylüyor. Ancak anksiyete, depresyon ve travma sonrası stres bozukluğundaki artışın, Gazze'yle kıyasla kayda değer derecede düşük kaldığını ifade ediyorlar.

Ayrıca İsrail'de daha çok önceden ruh sağlığı sorunu yaşayanlar, etnik azınlıklar ve kadınların bu sıkıntılardan etkilendiği kaydediliyor.

Araştırmacılar, yeni çalışmaları neden-sonuç ilişkisi kurmasa da gözlemlenen üç katlık artışın, Gazzelilerin Ekim 2023'ten önce "aşırı derecede yüksek bir ruh sağlığı yükü" taşımasından kaynaklandığını belirtiyor.

Makalede şu ifadeleri kullanıyorlar:

Bulgularımız, Gazze'de ve çatışmalardan etkilenen diğer topluluklarda,bugünün ve geleceğin nesilleri üzerindeki olumsuz etkileri önlemek için sürdürülebilir psikososyal ve ruh sağlığı hizmetlerinin önemini vurguluyor.

Independent Türkçe, MedicalXpress, eClinicalMedicine


Yüzdeki ölüm üçgeni: Burundaki sivilceleri sıkmak ölümcül sonuçlar doğurabilir

Uzmanlar, yüzünüzdeki sivilceleri sıkmanın gizli bir risk taşıyabileceği uyarısında bulundu (Pexels)
Uzmanlar, yüzünüzdeki sivilceleri sıkmanın gizli bir risk taşıyabileceği uyarısında bulundu (Pexels)
TT

Yüzdeki ölüm üçgeni: Burundaki sivilceleri sıkmak ölümcül sonuçlar doğurabilir

Uzmanlar, yüzünüzdeki sivilceleri sıkmanın gizli bir risk taşıyabileceği uyarısında bulundu (Pexels)
Uzmanlar, yüzünüzdeki sivilceleri sıkmanın gizli bir risk taşıyabileceği uyarısında bulundu (Pexels)

Bir sivilceyi sıkmak veya burun kılını koparmak, hayatı tehdit eden bir enfeksiyonla hastanelik olmaya yol açabilir.

Kulağa aşırı gelebilir ancak uzmanlar, yüzde "ölüm üçgeni" adı verilen yüksek riskli bir bölge olduğu uyarısında bulunuyor.

Burun köprüsünden ağız kenarlarına kadar uzanan bu bölgeye zarar vermek ciddi sonuçlar doğurabilir.

Lancaster Üniversitesi'nde anatomi alanında öğretim üyesi olan Adam Taylor'a göre, son derece nadir de görülse, bir sivilceyi patlatmanın "ölümcül sonuçlara" yol açması mümkün.

Taylor en uç durumlarda, ciltteki kesik ve yırtıkların beyin enfeksiyonlarına, sepsis ve pıhtılara neden olabileceğini söylüyor.

Çünkü bu bölge, beyinden drene olan kanın aktığı damarları içeren kavernöz sinüse bağlı.

Öğretim üyesi Taylor, The Independent'a yaptığı açıklamada, "Yüzdeki bazı damarlarda kapakçıklar (kirli kanın yalnızca tek yönde akmasını sağlamak için kullanılanlar) yok. Bu da yüzdeki burun üstüyle ağız kenarları arasındaki sivilce veya kesiklerin, bulaşıcı unsurların damar boyunca geri hareket ederek kavernöz sinüse girmesine izin verebileceği anlamına geliyor" diyor.

Bu sinüs daha sonra beyne ve diğer kritik sinir yapılarına bağlanıyor ve bu kilit bölgelerde, saptanıp tedavi edilmezse ölümcül sonuçlar doğurabilecek enfeksiyonlara yol açabiliyor.

Bu bölgedekicildin herhangi bir zarar görmesi bile enfeksiyon riskini artırarak antibiyotik ve muhtemelen hastanede kalmayı gerektirebilir.

Nadir durumlarda bölgedeki kontrol altına alınmayan bir bakteriyel enfeksiyon sepsise yol açabilir. Enfeksiyona karşı verilen bu yaşamı tehdit eden reaksiyonda, vücudun bağışıklık tepkisi kendi dokularına ve organlarına zarar vermeye başlıyor. 

Ancak öğretim üyesi Taylor, beyne bağlı damarlarda pıhtı oluşmasının daha büyük bir tehdit yaratacağını ve bunun acil tedavi gerektireceğini vurguluyor.

Taylor "Bu bölgede oluşan sivilceler ve bunların patlatılması, çizilmeleri ve içe doğru büyüyen kıllar, ciltte enfeksiyonlara yol açabilir ve bu enfeksiyonlar daha sonra bu bölgedeki damarlar aracılığıyla kavernöz sinüse geri giderek burada enfeksiyona neden olabilir" diye açıklıyor.

Sepsis muhtemel olsa da bu sinüste pıhtı veya menenjit oluşması daha büyük bir risk; her ikisi de inanılmaz derecede sorunlu durumlar ve acil teşhis ve tedavi gerektirir. Çok yaygın görülmese de inanılmaz derecede ciddidir ve sağlık görevlilerinin her zaman dikkat ettiği bir durumdur.

Sivilcelerden sıkarak kurtulmak yerine bu dürtüye direnip onları olduğu gibi bırakmalısınız. Yüzünüzü yıkayarak temizleyin veya profesyonel bakım için bir dermatoloğa görünün.

Independent Türkçe