Osmanlı yönetimi ve Fransız mandasına tanıklık etti: Suriye’nin İdlib bölgesi, 300’den fazla torunu bulunan en yaşlı sakinine veda etti

Nura Himiş’in ölümünden birkaç ay önceki hali ve kimliği (İdlib haber sayfası)
Nura Himiş’in ölümünden birkaç ay önceki hali ve kimliği (İdlib haber sayfası)
TT

Osmanlı yönetimi ve Fransız mandasına tanıklık etti: Suriye’nin İdlib bölgesi, 300’den fazla torunu bulunan en yaşlı sakinine veda etti

Nura Himiş’in ölümünden birkaç ay önceki hali ve kimliği (İdlib haber sayfası)
Nura Himiş’in ölümünden birkaç ay önceki hali ve kimliği (İdlib haber sayfası)

Suriyeli aktivistler ve Suriye’nin kuzeybatısında yer alan İdlib halkı dün (Cuma), Nura Şarşut adı ile bilinen bölgenin en yaşlısı olan Nura Himiş’in hayatını kaybettiğini öğrendi. 136 yaşında olduğu söylenen kadının, geçen yüzyılın başı ve ortalarında Osmanlı yönetimi ve Suriye’deki Fransız mandasına tanık olduğu belirtildi.
Nura, İdlib’in 20 kilometre batısındaki el-Vastani Dağları’ndaki Umm er-Riş köyünde doğdu, onlarca yıl önce aldığı kimlik kartına göre doğum tarihi resmi olarak 1901 olarak kaydedildi. Oğulları, kızları ve köyündeki bazı insanlar, Osmanlı’nın hüküm sürdüğü dönemde özellikle de Himiş’in doğduğu dağlık ve ücra bölgelerde Suriyelilere yönelik resmi dairelerin olmaması nedeniyle kadının kimlik kartını ancak 18 yaşına geldikten sonra aldığını anlattı.
Torunlarından biri, büyükannesi Nura’nın yaklaşık 136 yaşına kadar yaşadığını, hayatının yarısından fazlasını, kocasının yaklaşık 60 yıl önce vefat etmesinden sonra dul olarak yaşadığını, birçok erkek ve kız çocuğunun yanı sıra 300’den fazla torunu olduğunu söyledi. Torununa göre, 40 yılı aşkın bir süre ebe olarak çalışan kadın, 60 yaşına kadar çalışmaya devam etti. O yıllarda köyünün yoksul ve yardıma muhtaç insanlarına yardım etti. Tarlada çalışarak ve koyun otlatarak kazandığı para ile taş ve inşaat malzemeleri alarak köydeki tek camiyi inşa etmek için çalıştı. Sonrasında sağlığı bozuldu ve kızlarından biri ölümüne kadar onunla ilgilendi.
Nura ile akraba olan Umm er-Riş köyünde yaşayan 70 yaşındaki Ahmed el-Ali, geçen yüzyılın 40’lı yılların başında doğduğunu, Nura’nın köydeki yaşlı kadınlardan biri olduğunu, ona hayatında olanlara dair hikayeler anlattığını söyledi. Kadının 1914 yılında, Birinci Dünya Savaşı’nda Almanya ile İtilaf Devletleri'ne karşı Osmanlı ordusu saflarında ilan edilen seferberliğin yanı sıra 1946’da Fransızların Suriye’den tahliyesine kadar Fransız Mandası da tanık olduğunu belirtti.
Ahmed el-Ali “Nura hayatı boyunca zeytinyağı, incir, koyun sütü ve ürünleri ile tandır ekmeği gibi tamamen doğal gıdalarla beslendi. Yaklaşık bir yıl önce kendini halsiz hissetmeye başladı ve sağlığı bozuldu. Halsizlik, hareket edememe ve işitme kaybı yaşadı. Şu anda 80 yaşını geçmiş olan kızı Hatice, onunla ilgilendi ve hizmet etti” ifadelerini kullandı.



Gazze’de ateşkes görüşmeleri ne durumda?

İsrail ordusunun 7 Ekim 2023'ten bu yana Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda hayatını kaybedenlerin sayısı 58 bine yaklaştı (Reuters)
İsrail ordusunun 7 Ekim 2023'ten bu yana Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda hayatını kaybedenlerin sayısı 58 bine yaklaştı (Reuters)
TT

Gazze’de ateşkes görüşmeleri ne durumda?

İsrail ordusunun 7 Ekim 2023'ten bu yana Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda hayatını kaybedenlerin sayısı 58 bine yaklaştı (Reuters)
İsrail ordusunun 7 Ekim 2023'ten bu yana Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda hayatını kaybedenlerin sayısı 58 bine yaklaştı (Reuters)

Filistinli yetkililere göre Gazze'de ateşkes görüşmeleri çıkmaza girdi. 

Kimliğinin açıklanmaması şartıyla BBC'ye konuşan kaynaklar, Tel Aviv yönetiminin Katar'ın başkenti Doha'daki müzakerelere, ihtilaflı konularda karar vermeye yanaşmayan bir heyet gönderdiğini savunuyor. 

Ayrıca yetkililer, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun ABD ziyaretiyle "zaman kazanmaya" çalıştığını ve süreci tıkadığını ileri sürüyor. 

Netanyahu, 7-10 Temmuz'da gerçekleştirdiği ziyarette ABD Başkanı Donald Trump'la bir araya gelmişti. Ancak beklenen 60 günlük ateşkesin sağlandığına dair bir açıklama yapılmamıştı.

Filistinli yetkililer, İsrail ordusunun Gazze'den çekilmesi ve bölgeye yardım girişleri gibi konularda uzlaşma sağlanamadığını belirtiyor. 

BBC, özellikle İsrail'in Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah ve Han Yunus kentlerini ayıran Morag Koridoru'nda işgali sürdürme ısrarının henüz aşılamadığını aktarıyor. İsrail ordusunun Gazze'nin 1 ila 1,5 kilometre içine giren bir alandaki "tampon bölgeleri" bırakmak istemediği ifade ediliyor.

Diğer yandan Hamas'ın tampon bölgelere ait haritaları istediği ve sözkonusu alanın söylenenden çok daha büyük olduğunun ortaya çıktığı aktarılıyor. Buna göre İsrail ordusu, bazı noktalarda Gazze'nin 3 kilometre kadar içine giren tampon bölgeler inşa etmeyi planlıyor. 

Filistinli örgütün ilk etapta bu konuda taviz vermeyi düşündüğü fakat haritaları görünce bundan vazgeçtiği ifade ediliyor. Tel Aviv yönetiminin, Gazze'nin Mısır sınırındaki Refah kentinin tamamında işgalini sürdürmeyi planladığı aktarılıyor.

Kaynaklardan biri, Netanyahu yönetiminin tutumuna dair şunları söylüyor: 

Bu görüşmeleri hiçbir zaman ciddiye almadılar. Bunları zaman kazanmak ve sahte bir ilerleme görüntüsü vermek için kullandılar.

Diğer yandan New York Times'ın (NYT) analizinde, Netanyahu'nun Gazze savaşını iktidarını sürdürmek için kullandığına dikkat çekiliyor. 

Netanyahu'nun, savaşın sürmesini isteyen Maliye Bakanı Bezalel Smotrich ve Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir gibi radikal sağcı koalisyon ortaklarını memnun etmek için ateşkese yanaşmadığı ifade ediliyor. 

Analizde, Netanyahu'nun Nisan 2024'te ateşkes yapmayı düşündüğü fakat yine aynı baskılar nedeniyle geri adım attığı belirtiliyor. Bazı Amerikalı yetkililerin, Netanyahu'yla İsrail halkının yüzde 50'sinin savaş yerine rehine takası anlaşmasını istediğine dair anket sonuçları paylaştığı, İsrail liderininse şöyle yanıt verdiği aktarılıyor: 

Evet ama bu yüzde 50'lik kesim benim seçmenlerimden oluşmuyor.

Başbakanın yargı reformu paketinin 2023'te büyük protestolara yol açtığı, hatta yedek askerlerin greve gittiği anımsatılıyor. Bunlara ek olarak Netanyahu hakkında yolsuzluk ve rüşvet suçlamalarıyla açılan davaların sürdüğü hatırlatılıyor. 

Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) de Gazze'de işlenen "savaş suçları ve insanlığa karşı suçlar" nedeniyle Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkında Kasım 2024'te tutuklama emri çıkarmıştı. 

Analizde, Netanyahu'nun Gazze savaşını uzatarak bu davalardan kendini korumaya çalıştığı belirtiliyor. "İsrail hiç olmadığı kadar güvensiz bir konumda" denen analizde, başbakanın hamlelerinin ülke tarihinin en karanlık sayfalarından birini oluşturduğu ifade ediliyor: 

Netanyahu, 21. yüzyılın felaketlerinden birinin mimarı ve bu felaket, İsrail'in adını muhtemelen onlarca yıl lekeleyecek.

Independent Türkçe, BBC, Times of Israel, New York Times