Türkiye'de elektrikli otomobil sayısı bir yılda yüzde 132 arttı

Türkiye'nin otomobili Togg'un satışına başlanması için geri sayım sürerken ülkede elektrikli otomobil sayısı da artmaya devam ediyor. Türkiye'de elektrikli otomobil sayısı geçen yıl bir önceki yıla göre yüzde 132,2 artarak 14 bin 552'ye yükseldi.

AA
AA
TT

Türkiye'de elektrikli otomobil sayısı bir yılda yüzde 132 arttı

AA
AA

AA muhabirinin, Türkiye İstatistik Kurumu verilerinden derlediği bilgiye göre, geçen yıl Türkiye'de trafiğe kaydı yapılan 566 bin 280 otomobilin yüzde 70,1'i benzinli, yüzde 18'i dizel, yüzde 8,5'i hibrit, yüzde 2'si LPG'li ve yüzde 1,4'ü elektrikli olarak kayıtlara geçti.
Aralık 2022 sonu itibarıyla trafiğe kayıtlı 14 milyon 269 bin 352 otomobilin ise yüzde 36,9'u dizel, yüzde 35,1'i LPG'li, yüzde 26,8'i benzinli, yüzde 0,9'u hibrit ve yüzde 0,1'i elektrikli olarak hesaplandı.
Geçen yıl bir önceki yıla göre bütün yakıt türlerindeki otomobil sayısında artış gözlendi. Artışlar değerlendirildiğinde ise elektrikli otomobillerdeki yükseliş dikkati çekti.
Ülkede elektrikli otomobil sayısı 5 yıl önce 952 iken geçen yıl 14 bin 552 olarak hesaplandı. Bu dönemde yüzde 1428,6'lık artış meydana geldi. 2021'de elektrikli otomobil sayısı 6 bin 267 olarak kaydedildi. Geçen yıl elektrikli otomobil sayısında bir önceki yıla göre yüzde 132,2 artış oldu. Türkiye'nin otomobili Togg'un satışlarının başlamasıyla bu rakamların daha da artması bekleniyor.

Hibrit otomobillerin sayısı yüzde 55,3 arttı
Elektrikli araçların yanı sıra hibrit yakıtlı otomobillerin artışı da dikkati çekti. Hibrit otomobil sayısı 5 yıl önce 4 bin 415 iken geçen yıl sonu itibarıyla bu rakam 134 bin 662'ye yükseldi. Böylece hibrit otomobil sayısı 5 yılda yüzde 2 bin 950,1 arttı. Hibrit otomobil sayısı 2021'de ise 86 bin 682 olarak kayıtlara geçti. Geçen yıl bir önceki yıla göre hibrit otomobil sayısı yüzde 55,35 yükseldi.
Benzinli, dizel ve LPG'li otomobil sayılarında ise son 5 yıldaki artış sınırlı kaldı. Benzinli otomobillerin sayısı 5 yılda yüzde 23,55 artarak 3 milyon 89 bin 626'dan 3 milyon 817 bin 104'e çıktı.
Söz konusu dönemde dizel otomobillerin sayısında artış gözlendi. Dizel otomobillerin sayısı yaklaşık yüzde 15,2 yükseldi. 2018'de 4 milyon 568 bin 665 olan bu otomobillerin sayısı geçen yıl 5 milyon 261 bin 876 olarak hesaplandı.
LPG kullanan otomobillerin sayısı da 5 yılda yüzde 6,6 artarak 4 milyon 695 bin 717'den 5 milyon 5 bin 563'ü buldu.



Bilim insanlarından elektrikli otomobillerin menzil sorununa çözüm önerisi

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters
TT

Bilim insanlarından elektrikli otomobillerin menzil sorununa çözüm önerisi

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters

Araştırmacılar basit bir değişikliğin, bazı araç sahiplerinin elektrikli arabalara karşı yoğun bir şekilde duyduğu "menzil kaygısını" ortadan kaldırabileceğini söylüyor. 

Elektrikli bir aracın bir yolculuğu başarıyla tamamlayamayacağı ya da aracın şarj olması için uzun süre beklemek gerekeceği korkusu, elektrikli araçların önündeki en büyük engellerden ikisi. Bu tür araçları satın alma ihtimali olan pek çok kişi benzinli araçları tercih ettiğini çünkü kolayca ulaşılabilen benzin istasyonlarında hemen doldurulabildiklerini belirtiyor.

Ancak yeni araştırma bu durumun basit bir değişiklikle çok daha kolay hale getirilebileceğini öne sürüyor. Yeni araştırmada bu tür sorunların sadece bir zihniyet değişikliğiyle çözülebileceği ve menzil kaygısının sadece yanlış açıdan bakmanın sonucu olabileceği ifade ediliyor.

Menzil kaygısı sorununun büyük bir kısmı, elektrikli araç sürücülerinin eski zihniyetlerine takılıp kalmasından kaynaklanıyor: Sürekli ne kadar menzilleri kaldığına bakıp zamanlarını nerede şarj edebileceklerini düşünmeye harcıyorlar.

Bunun yerine sürücüler, araştırmacıların "olayla tetiklenen model" diye adlandırdığı yeni bir düşünce tarzına geçmeyi çok daha faydalı bulabilir. Bu, gösterge benzinin azaldığını gösterdiğinde doldurmak yerine, sürücünün örneğin eve veya işe vardığında otomatik olarak aracı fişe takması anlamına geliyor.

Bu anlamda benzinli araçlardaki geleneksel modelden ziyade belki de bir kişinin cep telefonuyla uyguladığı rutine daha çok benziyor.

Chalmers Teknik Üniversitesi'nden Frances Sprei, yürütülmesine katkı sunduğu çalışma hakkında "Deneyimli elektrikli araç sürücüleri, fişe takmayı tetikleyen bir olay ya da konum seçiyor; örneğin eve ya da işe gidince otomatik olarak aracı fişe takıyorlar. Böylece bu, sabah ya da akşam rutinlerinin parçası oluyor ve şarj etmeyi düşünmek daha az iş gibi geliyor" diyor.

Elektrikli araçları şarj etmek için gereken süreye çok fazla vurgu yapılıyor fakat bunu geceden yaparsanız, sadece fişe takmak için gereken süre kalıyor. Yani aslında sadece uzun yolculukları planlamanız gerekiyor.

Araştırmacılar bu zihniyet değişikliğiyle beraber yine de altyapıda değişiklik yapılması gerekeceğini belirtiyor. Sürücülere bu konuda yardımcı olmak, örneğin şarj cihazlarını yol kenarlarına, benzin istasyonlarının yanına koymak yerine insanların yaşadığı ve çalıştığı yerlere koymaya odaklanmayı içeriyor.

Dr. Sprei, "Sürücülerin elektrikli araçları mümkün olan en iyi şekilde kullanabilmesi için mümkün olan yerlerde, evlerine veya işyerlerine yakın şarj altyapısına erişebilmelerini sağlayacak şekilde politikaların uyarlanması gerekiyor" diyor.

Sprei bataryaları güçlendirmeye odaklanmanın benzer bir zihniyetten ve gerçekten uzun yolculuklara odaklanmaktan kaynaklanabileceğine dair de uyarıyor. Araştırmacı bunun araç fiyatlarının artması ve bu araçları üretmek için daha fazla kaynak kullanılmasının yanı sıra sürücülerin ihtiyaçlarına uygun olmayan araçları satın almasına da yol açabileceğini söylüyor.

"Mental models guide electric vehicle charging" (Zihinsel modeller elektrikli araç şarjına yön veriyor) başlıklı çalışma önceki haftalarda Energy adlı bilimsel dergide yayımlandı. Çalışma hem deneyimli hem de acemi elektrikli araç kullanıcılarıyla yapılan derinlemesine görüşmelerden yararlanılarak kaleme alındı.

Independent Türkçe