Seferberlikten kaçan 5 Rus, Güney Kore'de havalimanında yaşıyor

Güney Kore Adalet Bakanlığı mülteci statüsü başvurularını reddetti  (Reuters)
Güney Kore Adalet Bakanlığı mülteci statüsü başvurularını reddetti (Reuters)
TT

Seferberlikten kaçan 5 Rus, Güney Kore'de havalimanında yaşıyor

Güney Kore Adalet Bakanlığı mülteci statüsü başvurularını reddetti  (Reuters)
Güney Kore Adalet Bakanlığı mülteci statüsü başvurularını reddetti (Reuters)

Ukrayna savaşı nedeniyle başlatılan kısmi seferberlikten kaçan 5 Rusya yurttaşı, aylardır Güney Kore'deki İncheon Uluslararası Havalimanı'nda yaşıyor.
ABD'nin önde gelen medya kuruluşlarından CNN'e konuşan Rus yurttaşların avukatı Lee Jong-chan, müvekkillerinden üçünün ekimde ikisininse kasımda havalimanına vardığını söyledi.
Lee, müvekkillerinin sığınmacı statüsü almak için yaptıkları başvuruların Güney Kore Adalet Bakanlığı tarafından reddedildiğini belirtti.
Avukat, seferberlikle orduya katılma çağrısına karşı çıkan kişilerin talebinin sığınmacı statüsü kapsamında değerlendirilemeyeceğine karar verildiğini söyledi.
Lee, Rus yurttaşların taleplerinin savaş kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini savunarak karara itiraz ettiklerini belirtti. Mahkeme sonucunu bekleyen Ruslarsa bu süreçte havalimanında kaldı.
Avukat, "Kendilerine günde bir öğün akşam yemeği veriliyor. Bunun dışında bütün gün ekmek ve içeceklerle idare ediyorlar" dedi.
Lee, müvekkillerinin sağlık hizmetlerine sınırlı erişimi olduğunu ve psikolojik destek alamadıklarını da savundu.
Bazı hak grupları başvuruların kabul edilmesi için Seul hükümetine çağrı yaparken Lee, müvekkillerinden üçünün itirazıyla ilgili duruşmanın 31 Ocak'ta düzenleneceğini belirtti.
Güney Kore'de 18 ila 35 yaşındaki tüm erkekler en az 18 ay zorunlu askerlik görevi yapıyor.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in 21 Eylül'de başlattığı kısmi seferberlik iki hafta sürmüştü. Kremlin, bu süreçte 222 bin kişinin silah altına alındığını bildirmişti.



Trump'ın BM Daimi Temsilcisi adayı BM'yi önyargılı olmakla suçladı ve reform çağrısında bulundu

ABD Başkanı Donald Trump'ın Birleşmiş Milletler (BM) Daimî Temsilcisi adayı Mike Waltz (Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump'ın Birleşmiş Milletler (BM) Daimî Temsilcisi adayı Mike Waltz (Reuters)
TT

Trump'ın BM Daimi Temsilcisi adayı BM'yi önyargılı olmakla suçladı ve reform çağrısında bulundu

ABD Başkanı Donald Trump'ın Birleşmiş Milletler (BM) Daimî Temsilcisi adayı Mike Waltz (Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump'ın Birleşmiş Milletler (BM) Daimî Temsilcisi adayı Mike Waltz (Reuters)

ABD Başkanı Donald Trump'ın Birleşmiş Milletler (BM) Daimî Temsilcisi adayı ve eski Ulusal Güvenlik Danışmanı Mike Waltz, BM'nin muazzam potansiyelini överken reform yapılmasının önemini vurguladı.

Senato Dış İlişkiler Komitesi'ndeki onay oturumunda konuşan Waltz şunları söyledi: “Çin'den Rusya'ya, Avrupa'dan gelişmekte olan ülkelere kadar herkesin anlaşmazlıkları çözmek için bir araya gelebileceği bir yer olmalı. Ancak 80 yılın ardından BM, temel misyonu olan barışı sağlama görevinden uzaklaştı. BM Şartı’na ve onun temel ilkelerine geri dönmeliyiz. ‘Barışı koruma’ amacı halen önemli bir role sahip, ancak reforma da ihtiyaç var.”

Waltz, ABD'nin BM operasyonlarının yüzde 25'ini finanse ettiğini, Afrika'daki misyonların ‘milyarlarca dolara mal olduğunu ve on binlerce askeri içerdiğini’ kaydetti. Waltz, “1940'lardan bu yana var olan, yenilenmiş bir yetkisi olmayan ve görünürde bir sonu olmayan iki misyonumuz var. BM Güvenlik Konseyi'ne misyonların süresini ve maliyetlerini sınırlandırması, hedeflerini netleştirmesi ve ulus inşasına değil barışı korumaya odaklanması için baskı yapmalıyız” ifadelerini kullandı.

Waltz, Çin'le yüzleşmenin kendisi için ‘mutlak bir öncelik’ olduğunu vurguladı ve Pekin'in etkisine karşı koymak için ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio ile birlikte çalışma sözü verdi.

BM'de ‘antisemitizmle’ yüzleşmek

Öte yandan Waltz, BM Genel Kurulu'nun 2015-2023 yılları arasında İsrail aleyhinde 154 karar kabul ederken, diğer tüm ülkeler aleyhinde sadece 71 karar kabul ettiğine dikkat çekerek, ‘yaygın antisemitizmle’ yüzleşilmesi gerektiği çağrısında bulundu. Waltz, Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA) çalışanlarını 7 Ekim olaylarına karışmakla ve okullarını da ‘Yahudi karşıtı nefreti öğretmekle’ suçlayarak, ‘UNRWA'nın dağıtılması’ gerektiğini bildirdi.

Waltz, ‘İsrail ile iş yapan ABD şirketlerinin boykot edilmesi çağrısında bulunan BM Filistin Özel Raportörü Francesca Albanese'nin yeniden atanmasının bu önyargının bir tezahürü olduğunu’ söyledi.

Suriye ‘değerlendirilmesi gereken bir fırsat’

Suriye konusunda ise Waltz, ABD için büyük bir fırsat olduğunu belirterek, önceliklerinin BM'deki müttefik ve ortaklarıyla birlikte çalışarak ‘Esed rejimini hedef alan ve İran'ın etkisini sınırlayan yaptırımları’ kaldırmak olacağını vurguladı.

Waltz, “Önümüzde değerlendirilmesi gereken bir fırsat olduğunu düşünüyorum. Ancak kritik bir dönemden geçiyoruz. Bu bana Libya’yı hatırlatıyor, bir seçim yapmamız gerekiyor: Ya bu fırsatı değerlendiririz ya da Suriye kaosa sürüklenir ve bu da tüm bölgeyi beraberinde sürükleyebilir. Şu anda bu fırsat değerlendirilebilir” şeklinde konuştu.

Suriye konusunda ABD’nin Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff, Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack ve diğer yetkililerle birlikte çalışmayı dört gözle beklediğini ifade eden Waltz, “Suriye'de Libya'da yaptığımızdan daha iyisini yapmayı umuyoruz” dedi.

Waltz sözlerini şöyle tamamladı: “ABD Başkanı'nın liderliğinde barış ve refahı yaymaya devam edebileceğimize ve ‘BM'yi yeniden büyük yapabileceğimize’ inanıyorum.”