Türkiye'den Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü'nün üçüncü raporuna ilişkin açıklama: 7 Nisan 2018 tarihinde Duma'da vuku bulan klor gazı saldırısının, rejim tarafından gerçekleştirildiğini tespit etmiş bulunmaktadır

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

Türkiye'den Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü'nün üçüncü raporuna ilişkin açıklama: 7 Nisan 2018 tarihinde Duma'da vuku bulan klor gazı saldırısının, rejim tarafından gerçekleştirildiğini tespit etmiş bulunmaktadır

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

Dışişleri Bakanlığı, Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü'nün (KSYÖ), Suriye'deki kimyasal silah saldırılarına ilişkin üçüncü raporuyla ilgili açıklama yaptı.
Dışişleri Bakanlığı, Suriye’de kimyasal silah kullanan tarafların tespiti amacıyla kurulan KSYÖ'nün soruşturma ve tespit ekibinin duyurduğu üçüncü rapora ilişkin açıklamasında, "7 Nisan 2018 tarihinde Duma'da vuku bulan klor gazı saldırısının, rejim tarafından gerçekleştirildiğini tespit etmiş bulunmaktadır. Bir kimyasal silah saldırısında daha rejimin sorumluluğunun bulunduğu ortaya konulmuştur." ifadelerine yer verdi.
Açıklamada, "Türkiye, Birleşmiş Milletler ve KSYÖ başta olmak üzere, Suriye'de hesap verilebilirliğin sağlanmasına yönelik çabaları desteklemeyi sürdürecektir." ifadesi kullanıldı.

- Esed rejimi kimyasal silah kullandı
KSYÖ, Nisan 2020'de yayımladığı ilk raporunda, 24 Mart 2017'de Suriye'deki Beşşar Esed rejimine ait SU-22 savaş uçağının Şayrat Hava Üssü'nden kalkarak Latamne beldesinde gerçekleştirdiği hava saldırısında 16 kişinin yaralandığını, tarım alanlarının zarar gördüğünü ve bölge halkına ait hayvanların telef olduğunu açıklamıştı.
Örgüt, 12 Nisan'da yayımladığı ikinci raporunda, Esed rejimine bağlı hava kuvvetlerinin, 4 Şubat 2018'de Serakib'e düzenlediği hava saldırısında en az bir silindir bombasının kullandığını tespit etmişti.
KSYÖ, dün, Suriye'de Nisan 2018'de Doğu Guta'nın Duma ilçesinde klor gazıyla 43 kişinin öldüğü kimyasal silah saldırısından Esed rejiminin sorumlu olduğunu açıklamıştı.



Sudan'ın kuzeyinde altın madeninde çökme: 11 ölü

Sudan'ın altın üretiminin büyük kısmı geleneksel madencilikten sağlanıyor (Reuters)
Sudan'ın altın üretiminin büyük kısmı geleneksel madencilikten sağlanıyor (Reuters)
TT

Sudan'ın kuzeyinde altın madeninde çökme: 11 ölü

Sudan'ın altın üretiminin büyük kısmı geleneksel madencilikten sağlanıyor (Reuters)
Sudan'ın altın üretiminin büyük kısmı geleneksel madencilikten sağlanıyor (Reuters)

Sudan'ın kuzeydoğusunda geleneksel altın madenlerinden birinin kısmen çökmesi sonucu 11 kişi öldü, 7 kişi yaralandı. Resmi açıklama, dün Sudan Maden Kaynakları Limited Şirketi tarafından yapıldı.

2023 yılında Sudan ordusu ile “Hızlı Destek Kuvvetleri” (HDK) arasında savaşın patlak vermesinden bu yana, resmi kaynaklar ve uzmanlara göre, her iki taraf da altın gelirlerine giderek daha fazla bağımlı hale geldi.

Madencilik sektörünün çoğu Sudan'ın çeşitli bölgelerinde yaygın olarak görülmekte, sektöründeki kaynakların tahminlerine göre savaş öncesinde bu sektörde en az 2 milyon kişi çalışıyordu.

Şarku'l Avsat'ın AFP'den aktardığı habere göre iki yılı aşkın süredir ülkeyi kasıp kavuran savaş nedeniyle milyonlarca insan birçok bölgede açlığın eşiğine gelmiş durumda. Bu nedenle geleneksel madencilik, zorlu yaşam koşullarında yaşayan çok sayıda insan için cazip bir alan.

Şirket, yaptığı açıklamada, madenin faaliyetlerini daha önce durdurduğunu ve “hayati tehlike arz ettiği için maden içinde faaliyetlerin sürdürülmemesi konusunda uyarıda bulunduğunu” belirterek, “faaliyetlerinin durdurulduğu yerlerde çalışılmaması konusunda uyarısını” yineledi.

Açıklamada, çöküntünün Sudan'ın kuzeydoğusundaki Huveyd çöl bölgesindeki Karş el-Fil madeninde meydana geldiği belirtildi, ancak kazanın zamanı belirtilmedi.

Sudan, Afrika kıtasının en büyük altın üreticilerinden biridir. Hükümetin şubat ayında yaptığı açıklamaya göre, 2024 yılında altın üretimi 41,8 tondan 64 tona çıkarak rekor kırdı.

Sudan'ın savaşın ekonomisini ve altyapısını tahrip ettiği ülkesinin hazinesine geçen yıl 1,57 milyar dolar gelir sağlayan altın ihracatı, Sudan Maden Kaynakları Şirketi'ne göre üretimin yaklaşık yarısı, kara sınırlarından kaçak olarak ülke dışına çıkarılmaktadır.