Mısır'da tekstil ihracatında artış yüzleri güldürüyor

Mısır hükümeti 2,5 milyar dolarlık satış yapıldığını açıkladı

Mısır'ın hazır giyim ihracatı zirveye ulaştı (Marie Louis Egypt markası web sitesi)
Mısır'ın hazır giyim ihracatı zirveye ulaştı (Marie Louis Egypt markası web sitesi)
TT

Mısır'da tekstil ihracatında artış yüzleri güldürüyor

Mısır'ın hazır giyim ihracatı zirveye ulaştı (Marie Louis Egypt markası web sitesi)
Mısır'ın hazır giyim ihracatı zirveye ulaştı (Marie Louis Egypt markası web sitesi)

Mısır'da hazır giyim sektörü, bir patlama yaşadı. Mısır Hazır Giyim İhracat Konseyi’nin bu patlamayı açıklamasının ardından uzmanlar durumu, "umut verici" olarak nitelendirdi. Hazır giyim sektörü ihracatında, elde dilen gelir 2021’de 2,06 milyar dolar olurken 2022'de yüzde 22’lik bir artışla 2,5 milyar dolar görerek rekor seviyeye ulaştı.
Hazır Giyim İhracat Konseyi Başkanı Marie Louis, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Hazır giyim sektörünün ihracatını artırmak amacıyla daha önce geliştirilmiş bir plan var. Plan, işletme ve ürün fiyatlarının düşürülmesine paralel olarak yıllık verimliliğin artırılmasının yanı sıra Koronavirüs salgınının devam ettiği iki yılda adeta felç olan uluslararası sergi ve fuarların yeniden canlandırılmasını amaçlıyor.”
Louis, üretim artışının nedenini söyle açıklıyor: “Geçtiğimiz yıl boyunca Avrupa ülkeleri, Avrupa ve Amerika ülkelerine nakliye maliyetinin yüksek olması nedeniyle Doğu Asya ülkeleri ve Çin yerine Mısır'da üretim yapmaya yöneldi. Böylece Mısır dünyanın kalbindeki konumuyla öne çıkmış oldu.”
Gözlemcilere göre Mısır'dan en çok hazır giyim ithalatı yapan ülkeler sıralamasında Amerika Birleşik Devletleri yaklaşık yüzde 11'lik artış göstererek, yani toplam ihracatın yaklaşık yüzde 52'si, 1,3 milyar dolarlık ihracat değeriyle ilk sırada yer alıyor. Bunu yüzde 31 artışla Avrupa Birliği ülkeleri ve 2021 yılına göre yüzde 113 artış göstererek Mısır'dan en çok hazır giyim ithalatı yapan Avrupa ülkesi olan Türkiye izledi.
Burada Louis, dünya üretiminin yüzde 28,7'sini üstlenerek dünyanın en büyük üreticileri listesinde yer alan Çin'in, Mısır'daki giyim ihracatı sektörüne gölge düşüren bir boyut olduğunu kaydediyor. Louis, "Çin pazarı artık teknoloji sektörünü artırma ve ardından diğer sektörleri küçültme eğiliminde" dedi. Aynı şekilde, Mısır'ı yatırım ve ihracat için cazip bir pazar olarak destekleyen Çin'de de işçi ücretlerinde artış var.
Hazır giyim sektörünün önde gelen Mısır firmaları, yüzde 70'lik kapasite ile ihracat alanında aslan payına sahipken, küçük tasarımcılar, sektörün önümüzdeki yıllarda artırmayı beklediği bir paya sahip. Hazır Giyim İhracat Konseyi Başkanı açıklamasında şu ifadelere yer verdi: "Mısır, gelecek vaat eden tasarımcılar açısından zengin bir ülke. Mısır, devletin uluslararası itibarı şemsiyesi altında onları küresel yarışmalara yönlendirmeye ve desteklemeye çalışıyor. Sektör, Mısır kimliğinin küreselleşme yolunda önünü açan eğitim olanaklarının sağlanmasına ve uluslararası kalite belgelerinin alınmasına da katkı sağlamakta."
Bununla ilgili olarak, Mısır Kamu Seferberlik ve İstatistik Merkezi Ajansı tarafından ocak ayında yayınlanan verilere göre, Mısır pamuk ihracatı geçen yıl yüzde 46 arttı. Bu büyüme, Mısır'ın pamuk sektörüne dikkat etmesinden ve Mısır hükümetinin uzun lifli pamuğa tahsis edilen tarım alanlarını ikiye katlama ve çiftçileri pamuk yetiştirmeye teşvik etmek için pamuk fiyatlarını artırma çalışmalarından sonra kaydedildi. Ayrıca Mısır, Ticaret Bakanlığı tarafından "dünyanın türünün en büyüğü" olarak tanımlanan bir iplik ve dokuma fabrikasını birkaç gün içinde açmaya hazırlanıyor. Moda endüstrisinde uzman ve tasarım uzmanı Prof. Dr. Betül Şemsi, konuyla ilgili açıklamasında şunları söyledi: “Mısır'da giyim sektörü bir patlama yaşadı. Ayrıca ithalata getirilen kısıtlama yerel ürünü ve fabrika sahiplerini üretimi artırmaya teşvik etti. Geride bıraktığımız yıl içerisinde, tamamen yerel endüstriye dayalı birçok yükselen markanın ortaya çıkışına da tanık olduk ve bunların tümü yurt içinde ve yurt dışında giyim sektörünün durumuna yansıdı.” Şemsi, engellerin aşılarak yükselişin devam edeceğinden emin. Bu bağlamda Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamasında şunları söyledi: "Genç tasarımcıların bir yandan becerilerini geliştirmeye, diğer yandan da devlet desteğine ihtiyaçları var. Çünkü küresel ürünle rekabet etmek önce kalite demek." Şemsi, "uzun lifli pamuk sektörünün ve Mısır'daki iplik ve dokuma fabrikalarının yanı sıra boya endüstrilerinin varlığının önemine" de işaret etti.



Suriye’nin işgal altındaki Golan Tepeleri’nde artık bir tampon bölge yok

Stratejik öneme sahip Şeyh Dağı'nın zirvesindeki İsrail askerleri (Reuters)
Stratejik öneme sahip Şeyh Dağı'nın zirvesindeki İsrail askerleri (Reuters)
TT

Suriye’nin işgal altındaki Golan Tepeleri’nde artık bir tampon bölge yok

Stratejik öneme sahip Şeyh Dağı'nın zirvesindeki İsrail askerleri (Reuters)
Stratejik öneme sahip Şeyh Dağı'nın zirvesindeki İsrail askerleri (Reuters)

Halil Musa

İsrail ordusu, ‘ileri savunma cephesi’ kurmak amacıyla Suriye'nin işgal altındaki toprakları Golan Tepeleri’ndeki tampon bölgede askeri üsler kurmaya devam ediyor. Bu üsler, tampon bölgenin ötesine geçerek Golan Tepeleri’nin doğusundaki Suriye topraklarının derinliklerindeki köylere kadar ilerliyor.

Söz konusu askeri üsler, Şeyh Dağı'nın (Hermon Dağı) kuzeyinden batıya doğru Dera'nın batı kırsalındaki Yermuk Havzası’na kadar uzanan Suriye-Ürdün-İsrail sınır üçgeninde yer alıyor.

İsrail'in 8 Aralık 2024 tarihinden bu yana Suriye’de işgal ettiği toprakların yüzölçümü 500 kilometrekareyi aşarak Golan Tepeleri’nin yarısı kadar bir alana ulaştı.

En büyük ve stratejik açıdan en önemli üs, deniz seviyesinden 2 bin 814 metre yüksekliğindeki Şeyh Dağı'nın zirvesinde yer almakta ve başkent Şam’a, Lübnan'ın Bekaa Vadisi’ne ve İsrail’in kuzeyine hâkim bir konumda.

İsrail ordusu, bu üssü Suriye ordusunun geçen yılın sonunda Esed Beşşar rejiminin düşüşüyle birlikte çekilmeden önce kullandığı yerlerde kurdu.

Üs, 1974 yılında İsrail ile Suriye arasında imzalanan Ayrışma Anlaşması ile kurulan tampon bölgenin dışında yer alıyor.

Her sabah Şam'da

Birkaç ay önce üssü ziyaret eden İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz, “Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara’nın her sabah Şam'daki başkanlık sarayında gözlerini açtığında İsrail Savunma Ordusu'nun onu Şeyh Dağı'nın tepesinden izlediğini ve bizim burada, Suriye’nin güneyindeki tüm güvenlik bölgesinde Golan Tepeleri ve Celile halkını onun tehditlerinden korumak için bulunduğumuzu hatırlayacak” ifadelerini kullandı.

İsrail’in söz konusu askeri üslerinde, İsrail ordusunun üç tugayı konuşlu. Bu tugaylar 210. Bölgesel Bashan Tümeni'ne bağlı. İsrail, Şeyh Dağı'nın eteklerinden Dera’nın batı kırsalındaki Hamma bölgesine (Yermuk Nehri havzası) kadar uzanan 70 kilometre uzunluğundaki tampon bölge boyunca 10'dan fazla askeri üs kurdu.

Üsler, Cibata el-Haşeb, el-Hamidiye, Kuneytra, Kahtaniye, Tel Kuna, Tel el-Ahmer eş-Şarki ve Tel el-Ahmer el-Garbi köylerine kuruldu.

jı8uk

İndependent Arabia’ya konuşan kaynaklar, İsrail ordusunun şu anda Kenitra kırsalındaki Kudna kasabası yakınlarındaki Tel Ahmer’in doğusunda bir askeri üs inşa ettiğini ve bu üssün Tel Ahmer'in batısındaki başka bir askeri üsse ekleneceğini söyledi.

İsrail ordusu, bu askeri üslerin yakınlarındaki evleri yıkıyor. Son haftalarda, Kuneytra kırsalında yer alan Hamidiye köyünde 16 evi yıktı.

İsrail ordusu, Dera’nın batı kırsalında güvenlik ve askeri operasyonlar yürütmek üzere Mariye beldesi yakınlarında bir askeri üs kurdu.

İsrail, bu üsleri kurarak ordusunun bölge üzerindeki kontrolünü güçlendirmeyi ve iki taraf arasındaki ‘çatışmayı önleme anlaşmasına’ aykırı olarak Suriye'nin güneyinde yeni bir gerçeklik oluşturmayı hedefliyor.

Birleşmiş Milletler Ateşkes Gözlem Gücü (UNDOF), Kuneytra’daki başlıca karargahı ve Nebe el-Fevvar köyündeki başka bir karargahı ile Şeyh Dağı eteklerindeki diğer karargahları aracılığıyla tampon bölgede çalışmalarını sürdürüyor.

Dişleri olmayan bir ülke Suriye

Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı habere göre Suriye’nin Golan Tepeleri’nde kontrol ettiği bölge, bin 800 kilometre karelik yüzölçümüyle Suriye'nin yüzölçümünün yaklaşık yüzde birini oluşturuyor. İsrail 1967 yılında Golan Tepeleri’nin bin 160 kilometre karelik kısmını ele geçirmişti. Son aylarda ise kontrolünü 500 kilometre karelik bir alana daha genişletti.

İsrail ordusu bu üsler aracılığıyla kuzeyde Şeyh Dağı'ndan güneyde sınır üçgenine kadar uzanan onlarca Suriye köyüne baskınlar ve aramalar düzenleyerek, ‘terörizmin altyapı tesisleri’ olarak adlandırdığı yerleri hedef alıyor ve ‘kuzey cephesinden gelebilecek tehditleri önlemek’ için askeri faaliyetlerde bulunuyor.

İsrail ordusu, birkaç gün önce ‘Suriye'nin güneybatısındaki Ummu el-Lahs ve Ayn el-Bustali bölgelerinde İran'a bağlı dört silahlı kişiyi’ tutukladığını duyurdu.

İsrail ordusundan yapılan açıklamada, ‘İsrail'in kuzey sınırlarının güvenliğini sağlamak için tampon bölgede ve ona yakın birkaç ek noktada faaliyet gösterildiği’ belirtilirken nerelerde konuşlandığına değinmekten kaçındı.

Suriyeli kaynaklara göre İsrail ordusu birkaç hafta önce bu köylerde, özellikle de Yermuk Havzası'nda bulunan Dera ilinin batı kırsalında ve Kuneytra kırsalında nüfus ve sosyal araştırmalarını tamamladı.

İsrail ordusu, Suriye'nin güneyindeki güvenlik bölgesinin silahsız ve tehditlerden arındırılmış olmasını sağlamak amacıyla Suriye'de süresiz olarak kalmaya hazır olduğunun altını çizdi.

Suriyeli stratejist Fayez el-Esmer, “İsrail, Beşşar Esed rejiminin düşüşünü fırsat bilerek Suriye'yi dişsiz ve pençesiz hale getirmeye ve Golan Tepeleri’ndeki kontrol alanını genişletmeye çalışıyor” yorumunda bulundu.

Tel Aviv'in bunun durumun perde arkasında Ayrışma Anlaşması dışında yeni bir anlaşma dayatmak istediğini düşünen Esmer, “Bu anlaşma, Tel Aviv'e tampon bölgede erken uyarı istasyonları kurma ve güvenliğini sağlama bahanesiyle bölgeye ABD askerleri konuşlandırma imkanı verecek” dedi.

Suriyeli stratejist, İsrail’in Ahmed eş-Şara liderliğindeki yeni Suriye yönetimine güvenmediği için tıpkı 7 Ekim 2023'te Hamas'ın İsrail'e düzenlediği Aksa Tufanı Operasyonu gibi bu kez Suriye topraklarından yeni bir saldırı düzenlenmesinden çekindiğini söyledi.

1974 tarihli Ayrışma Anlaşması’nın çöküşü

Stratejist Anan Vehbi ise İsrail'in bu üsler aracılığıyla güvenlik tehditlerine karşı önleyici saldırılar düzenlemeye dayanan yeni çatışma kuralları dayatmak istediğini düşünüyor. Bu yeni üslerin çatışmanın devam etmesini sağlamak, ancak büyük bir savaşa değil, düşük yoğunluklu bir çatışmaya yol açmak amacıyla kurulduğunu söyleyen Vehbi, “İsrail ordusunun bu bölgelerden çekilmesini imkânsız görüyorum, çünkü Tel Aviv bu bölgelerden hareketle Suriye'nin güneybatısının tamamında güvenlik hakimiyeti kurmak istiyor” değerlendirmesinde bulundu.

8ı
Netanyahu, Golan Tepeleri konusunda Ayrışma Anlaşması’nın çöktüğünü açıkladı (Reuters)

Öte yandan Suriye Dışişleri Bakanlığı, Tel Aviv'in Şam ile ilişkilerin ‘normalleştirilmesi’ konusundaki ilgisini dile getirmesinin ardından, Suriye'nin 1974 yılında İsrail ile imzalanan Ayrışma Anlaşması’na geri dönmek için ABD ile iş birliği yapmaya hazır olduğunu açıkladı.

Suriyeli yetkililer, İsrail'in Suriye'nin askeri cephaneliğine yüzlerce hava saldırısı düzenlemesi ve Beşşar Esed rejiminin düşmesinden sonra ülkenin güneyine girmesinin ardından ‘tansiyonu düşürmek için’ İsrail ile dolaylı müzakereler yürüttüğünü kabul etti.

ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack, Suriye ve İsrail'in ABD'nin arabuluculuğunda ‘sınırlarında sükuneti yeniden tesis etmeyi amaçlayan’ ciddi görüşmeler yaptığını doğruladı.

Suriye'den resmi bir kaynak ise ‘İsrail ile barış anlaşması imzalanacağına dair açıklamalar yapmak için zamanlamanın doğru olmadığını, ancak Tel Aviv'in 1974 tarihli anlaşmaya tam olarak uyması ve işgal ettiği bölgelerden çekilmesi halinde yeni anlaşmaların müzakere edilebileceğinden söz edilebileceğini’ söyledi.