Suriye'nin kuzeybatısındaki muhaliflerin stratejik hedefi: Kendi kendine yeterlilik

Suriye’deki halk pazarlarından biri (AFP)
Suriye’deki halk pazarlarından biri (AFP)
TT

Suriye'nin kuzeybatısındaki muhaliflerin stratejik hedefi: Kendi kendine yeterlilik

Suriye’deki halk pazarlarından biri (AFP)
Suriye’deki halk pazarlarından biri (AFP)

Suriye’nin kuzeybatısını kontrol eden Heyetu Tahriru'ş Şam’ın (HTŞ) sivil kolu olan Suriye Kurtuluş Hükümeti’nin en önemli stratejik hedeflerden biri, çok sayıda emtianın ithalat edilmesine kademeli olarak son vererek bölge halkının ihtiyaçlarını karşılayabilecek kapasitede yerli tarımsal ve endüstriyel üretimi ikiye katlamak.
Türkiye sınırındaki Bab el-Hava Sınır Kapısı bölgesinde, Suriye Kurtuluş Hükümeti'nin doğrudan kontrolünde 2012 yılının sonlarında kurulan sanayi şehrinde son zamanlarda çeşitli gıdaların ve metallerin üretimi için yaklaşık 15 üretim tesisi faaliyete geçti. Aynı bölgede kendi kendine yeterliliği sağlayacak ekonomik ve endüstriyel bir ortam oluşturmak amacıyla 100'den fazla üretim tesisinin inşası için çalışmalar devam ediyor.
Bu ivme, İdlib'in kuzeyindeki Sarmada ve Dana ilçelerinde iplik, dokuma, hazır giyim, süt ve peynir fabrikalarının açılışıyla başladı. Fabrikalar, büyük miktarlarda ürün üretmenin ve bunları ithal edilen muadillerine kıyasla yüzde 30 daha düşük fiyatlarla piyasaya sürmenin yanı sıra Sudan, Ürdün, Lübnan ve diğer Arap Körfezi ülkelere ihracat sürecini başlatmak amacıyla çalışıyorlar.
Bab el-Hava Sınır Kapısı bölgesindeki sanayi şehrinde geçtiğimiz günlerde açılan şeker fabrikalarından birinin yatırımcılarından ve sahiplerinden biri olan Ahmed, çikolata fabrikasının inşaatının ve içindeki makinelerin montajının tamamlanmasından yaklaşık bir yıl sonra fabrikanın kısa bir süre önce tüm sözleşmelere ve standartlara uygun olarak büyük miktarlarda çikolata ürettiğini belirtti. Ahmed ayrıca, ürünün İdlib ve Halep kırsalındaki pazarlara sunmaya başlandığını, ürünlerin kalitesi ve düşük fiyatları nedeniyle piyasa tarafından büyük beğeni topladığını söyledi.
Sanayi şehrinde çelik üretimi yapılan bir tesisin sahibi olan Ebu Hasan ise Suriye Kurtuluş Hükümeti'nin fabrikaların zemin ve yapı taşlarını temin ettiğini ve gayrimenkul bedelinin taksitle ödenmesine yardımcı olduğunu ve Türkiye'den elektrik tedarik edildiğini ve tüm bunların, çok sayıda yatırımcıyı Bab el-Hava Sınır Kapısı bölgesindeki sanayi şehrinde çeşitli sanayi alanlarında üretim tesisleri kurmaya teşvik ettiğini vurguladı. Ancak bölgenin endüstriyel demire ihtiyacı olduğunu belirten Ebu Hasan, iyi miktarlarda endüstriyel demir üreten fabrikayı da kendilerinin kurduğunu ve fabrikanın pazar ihtiyacının yaklaşık yüzde 50'sini karşıladığını söyledi. Ebu Hasan, “Şimdi, yurt dışından endüstriyel demir ithalatını kademeli olarak bitirmek ve pazarın tüm ihtiyacını karşılamak umuduyla bir iş planı geliştirmeye çalışıyoruz” dedi.
Suriye Kurtuluş Hükümeti'nin Başbakanı Ali Keda, daha önce İdlib’de sanayi sektörünün geliştirilmesi ve yerli üretime dayanılmasının önemine değinilen bir konferansta yaptığı konuşmada şunları söyledi:
“Hükümet, bu projenin önemi ve toplumun çeşitli kesimleri üzerindeki olumlu yansımaları çerçevesinde istihdam olanaklarını artırmak ve vatandaşların yerel ihtiyaçlarının büyük bir kısmını temin etmek üzere Suriyeli sanayicilerin ve yatırımcıların yatırım yapmaları için uygun ortamı oluşturmak amacıyla yolların açılması, kanalizasyon ağının kurulması, su şebekesi, telefon şebekesi, güvenlik ve sağlık merkezleri kurulması dahil olmak üzere sanayi şehrinin başarısı için gerekli olan hizmetleri sağlayacak her türlü çabayı göstermiştir.”
Tarım alanında ise Suriye Kurtuluş Hükümeti, tarımın gelişmesi, vatandaşların geçim ve gıda temin durumunun iyileştirilmesi amacıyla ‘Karz-ı Hasen Projesi’ kapsamında son yıllarda çiftçilere büyük miktarlarda gübre ve zirai ilaç dağıtarak tarım sektörünü desteklemeye ve geliştirmeye çalıştı. Karz-ı Hasen Projesi, hasat mevsiminde geri ödenmesi şartıyla, banka tarafından faiz, yatırım getirisi yahut herhangi bir artış talep edilmeksizin çiftçilere verilen finansman kredisidir. İdlib'in batısındaki Cisr es-Sugur bölgesindeki yerel meclislerin başkanlarından birine göre hükümet kendi kendine yeterliliğe ulaşmayı hedefliyor.
Yerel meclis başkanı, geçtiğimiz tarım mevsiminde Karz-ı Hasen Projesi kapsamında İdlib'in batısındaki Cisr Şugur ilçesine bağlı Firike, ez-Ziyara, el-Muşeyrife, el-Karkur, el-Kefir, Kastun ve ez-Ziyadiyye bölgelerindeki tarım alanlarında buğday ve diğer mevsimlik ürünler yetiştirilmesini teşvik etmek amacıyla çiftçilere yaklaşık 150 ton gübre ve zirai ilaç dağıtıldığını söyledi. Yerel meclis başkanı, projenin vatandaşların bu malzemeleri zamanında temin etmesini kolaylaştırdığını ve hükümetin birçok bölgede çok sayıda merkez açarak ulaşımın yük ve masraflarını hafiflettiğini belirtti. Yerel meclis başkanı, İdlib kırsalındaki diğer bölgelerde de çok sayıda çiftçinin, sulama kuyularını güneş panelleri ve sulama ağlarıyla donatarak su çıkarmak ve mahsullerini sulamak için Karz-ı Hasen Projesi’nden yararlandığını sözlerine ekledi.
İdlibli aktivist Husam (34), içilebilir temiz su, süt ürünleri, hazır giyim, metal, cam ve hatta karton dahil olmak üzere yerel olarak üretilen ürünlerin şimdiden piyasalarda görülmeye başladığına dikkati çekti. Bu ürünlerin son tüketiciye ulaştırılan dükkan raflarındaki fiyatlarının genellikle ithal edilen ürünlerin fiyatlarından yüzde 20 ila 40 daha düşük olduğunu belirten Husam, emtia fiyatlarındaki bu düşüşün, hayat şartlarının zorlu ve iş imkanlarının kısıtlı olması nedeniyle alım gücü zayıf olan vatandaşın onlara ulaşmasını kolaylaştırdığının altını çizdi.



Saddam Hüseyin'in Ticaret Bakanı ABD yaptırımlarından muaf tutuluyor

 Eski Irak Ticaret Bakanı Muhammed Mehdi Salih (Arşiv)
Eski Irak Ticaret Bakanı Muhammed Mehdi Salih (Arşiv)
TT

Saddam Hüseyin'in Ticaret Bakanı ABD yaptırımlarından muaf tutuluyor

 Eski Irak Ticaret Bakanı Muhammed Mehdi Salih (Arşiv)
Eski Irak Ticaret Bakanı Muhammed Mehdi Salih (Arşiv)

Eski Irak Devlet Başkanı Saddam Hüseyin rejiminin ABD güçleri tarafından devrilmesinden yaklaşık yirmi yıl sonra Washington, onun temel direklerinden biri olan Ticaret Bakanı Muhammed Mehdi Salih el-Ravi'ye yönelik yaptırımları kaldırıyor.

El-Ravi, eski rejimin devrilmesinden aylar sonra 2003 yılında tutuklandı ve yaklaşık dokuz yıl sonra Irak yetkilileri tarafından serbest bırakıldı. ABD güçlerinin, Saddam Hüseyin liderliğindeki en çok aranan 55 kişiden oluşan listesinde 35. sıradaydı.

El-Ravi, serbest bırakılmasından sonra bir Arap ülkesinde kaldı. Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre yıllar sonra, Irak'a abluka uygulanmasından yaklaşık beş yıl sonra BM kararları uyarınca uygulamaya konulan “karne” sisteminin tasarlanmasındaki deneyimlerini anlattığı “Kıtlığı Önlemek” adlı bir kitap yazdı.

Bu sistemin, 1990'larda Irak nüfusunun çoğunluğu için belirli sınırlar dahilinde, temel gıda maddelerine erişimi garanti altına almış olması dikkat çekicidir. Saddam Hüseyin'in Kuveyt'i işgalinin ardından uluslararası yaptırımlar kapsamında Irak'a uygulanan ekonomik ablukanın etkilerini hafifletmeye yardımcı olduğuna inanılmaktadır.

El-Ravi, serbest bırakıldıktan ve kendisine yöneltilen tüm suçlamalardan beraat ettikten sonra çeşitli Arap ve uluslararası medya kuruluşlarına röportajlar verdi. Irak dışında herhangi bir mal varlığına veya gayrimenkule sahip olduğunu açıklamamıştır; bu da ABD yaptırımlarına dahil edilmesinin, eski Irak rejiminin tüm unsurlarını kapsayan genel bağlamda gerçekleştiği anlamına gelmektedir.

ABD Hazine Bakanlığı, bu haftanın başlarında, Anbar Vilayeti doğumlu Iraklı bakanın isminin yaptırım listesinden çıkarılmasına karar verdiğini duyurdu.

Eski Irak Ticaret Bakanı Muhammed Mehdi Salih, 1990'lardaki ablukalara karşı koymak için karne sistemini başlattı (Arşiv)Eski Irak Ticaret Bakanı Muhammed Mehdi Salih, 1990'lardaki ablukalara karşı koymak için karne sistemini başlattı (Arşiv)

Saddam'la 'tartışma'

El-Ravi 1967 yılında Bağdat Üniversitesi'nden mezun olmuş ve 1978 yılında Birleşik Krallık'ta doktorasını tamamlamıştır. Daha sonra Bağdat'a döndü ve 1981 yılına kadar Planlama Bakanlığı Genel Müdürlüğü ve Bağdat Üniversitesi'nde öğretim üyeliği görevlerinde bulundu.

Daha sonra Cumhurbaşkanı'nın ekonomik işlerden sorumlu danışmanlığı ve Ağustos 1987'ye kadar Cumhurbaşkanlığı Ofisi Başkanlığı gibi üst düzey görevlerde bulundu. Çağdaşı gözlemcilerin ve politikacıların ifadelerine göre Ticaret Bakanlığı görevini üstlenecek en iyi isimlerden biri olarak kabul ediliyordu.

El Ravi, televizyon röportajlarından birinde, Saddam Hüseyin'in bir kabine toplantısı sırasında bakanlardan birinin, bakanların karne dağıtım sisteminin dışında tutulmasını istemesi üzerine bu karara itiraz ettiğini iddia etmiştir. Saddam her bakan için kotayı arttırmayı kabul ettiğinde, el-Ravi itiraz ederek, bu önlemin karne sisteminin çökmesine yol açacağını iddia etti. Eski bakana göre, Saddam anayasal yetkilerine müdahale edilmemesini talep etti ve toplantıyı öfkeyle bitirdi. Saddam Hüseyin ertesi sabah tekrar geldi ve bakanın söyledikleri doğru olduğu için emrini yerine getirmemesini istedi.