Irak-Suriye sınırında hava saldırısı: 11 ölü

Silah taşıyan tırlar hedef alınmış olabilir. Hava saldırısının ardından Tahran, Bağdat ve Şam sessiz.

SOHR tarafından Elbukemal'deki gece bombardımanına ilişkin yayınlanan bir fotoğraf
SOHR tarafından Elbukemal'deki gece bombardımanına ilişkin yayınlanan bir fotoğraf
TT

Irak-Suriye sınırında hava saldırısı: 11 ölü

SOHR tarafından Elbukemal'deki gece bombardımanına ilişkin yayınlanan bir fotoğraf
SOHR tarafından Elbukemal'deki gece bombardımanına ilişkin yayınlanan bir fotoğraf

Suriye’de kimliği belirsiz silahlı insansız hava araçları (SİHA) tarafından dün, 24 saatten kısa bir süre içinde üç ayrı hava bombardımanı gerçekleşti. Deyrizor'un doğusunda yer alan Elbukemal’in kırsal kesimindeki es-Suveyya beldesinde, İran destekli milislere silah ve mühimmat taşıdığı iddia edilen bir petrol tankeri hedef alındı. Suriye İnsan Hakları Merkezi'nden (SOHR) aktarılan ilk bilgilerde pazarı pazartesiye bağlayan gece düzenlenen saldırıda tankerin infilak etmesi sonucunda bir kişinin öldüğü bildirildi. Gecenin ilerleyen saatlerinde düzenlenen iki bombardımanda bu sayı 11’e yükseldi. Ölenlerin İran destekli milisler olduğu, aralarında bir de milis liderinin bulunduğu ve bazılarının Suriye uyruklu olmadığı aktarıldı.
SOHR dün, İran destekli milislerin liderlerinden birinin ve Suriye uyruklu olmayan iki arkadaşının, Elbukemal kırsalındaki Herri köyünde yer alan el-Ustura Meydanı'nda gece baskını yapılan yeri incelerken içinde bulundukları kamyonetin hedef alındığını ve bunun sonucunda öldüklerini belgeledi.
Kimliği belirlenemeyen bir SİHA’nın ‘soğutmalı tır’ konvoyunu hedef alması sonucunda konvoydaki araçlar hasar alırken 7 kamyon şoförü ve beraberindeki kişiler hayatlarını kaybettiler. Irak plakalı tırların kimliği belirsiz SİHA’larca hedef alınmasıyla ilgili ne Irak ne İran ne de Suriye’den resmi bir açıklama yapılırken SOHR Direktörü Rami Abdurrahman, Fransız Haber Ajansı’na (AFP) verdiği demeçte, ‘tırların İran menşeli silahlar taşıdığını’ söyledi. Ancak Bağdat'tan tırların silah mı yoksa gıda maddesi mi taşıdığı konusunda çelişkili haberler geldi. Bazı silahlı gruplara yakın Iraklı bir kaynak Şarku'l Avsat'a yaptığı açıklamada, söz konusu tırların, mezarı Suriye topraklarında olan İmam Ali bin Ebi Talib'in kızı Seyyide Zeyneb’in ölüm yıldönümü münasebetiyle dini bir tören yapmak isteyen Suriye'nin başkenti Şam'ın güneyindeki Seyyide Zeyneb bölgesindeki Iraklı gruplara erzak taşıdıklarını söyledi. Kaynak, bu tür gıda maddelerini taşıyan çok sayıda tırın Suriye topraklarına girdiğini ve girmeye devam ettiğini’ de sözlerine ekledi.
Ancak İran'ın Suriye'deki askeri varlığına karşı olanlar, tırların soğutucu tırlar olması nedeniyle sadece gıda maddeleri taşıdıklarına şüpheyle yaklaşırken silahların genellikle gıda maddeleri ve sebzelerin arasına saklandığını belirttiler.
Son günlerde bölgenin zaman zaman özellikle Tahran'a yakın grupların konvoylarını hedef alan hava saldırılarına tanık olduğu bir dönemde Irak'tan el-Meyadin’e gitmek üzere çok sayıda tır konvoyunun Suriye'ye giriş yapması dikkati çekiyor.
Suriye hükümet güçleri, İranlı unsurlar ve onlara bağlı gruplar, Deyrizor’u ikiye bölen Fırat Nehri'nin batısındaki bölgeyi kontrol ederken ABD liderliğindeki Uluslararası Koalisyon tarafından desteklenen Suriye Demokratik Güçleri (SDG) ise doğu yakasındaki bölgeleri kontrol ediyor. İran destekli gruplar ise Hizbullah da dahil olmak üzere Iraklı ve Lübnanlı güçlerle birlikte, Deyrizor'un doğu kırsalında, özellikle Elbukemal ve el-Meyadin şehirleri arasında geniş bir alana konuşlanmış durumdalar.
Uluslararası Koalisyon, bölgede Tahran'a yakın unsurlara karşı sık sık saldırılar düzenliyor. ABD ordusu, son olarak geçtiğimiz yıl Ağustos ayında Suriye’deki İran yanlısı unsurların bulunduğu bölgelere şiddetli bir saldırı düzenledi. Saldırıda, Suriye'nin kuzeydoğusundaki Deyrizor’da İran Devrim Muhafızları Ordusu (DMO) destekli milislere ait ve en büyüğü olduğuna inanılan mühimmat depoları hedef alındı.
ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı’ndan (CENTCOM) saldırıdan sonra yapılan açıklamada “Bu tür saldırılar, ABD güçlerini İran destekli grupların saldırılarından korumayı amaçlıyor” denildi.
 



Arap Koalisyonu, BAE'nin açıklamasında yer alan iddiaları yalanlarken Mukalla Limanı’ndaki iki gemi ile ilgili bazı ihlaller ve usulsüzlüklere işaret etti

Dün Mukalla Limanı yakınlarında Arap Koalisyonu güçleri tarafından vurulmadan önce askeri kargonun izlendiğini gösteren bir videodan alınmış bir kare (Reuters)
Dün Mukalla Limanı yakınlarında Arap Koalisyonu güçleri tarafından vurulmadan önce askeri kargonun izlendiğini gösteren bir videodan alınmış bir kare (Reuters)
TT

Arap Koalisyonu, BAE'nin açıklamasında yer alan iddiaları yalanlarken Mukalla Limanı’ndaki iki gemi ile ilgili bazı ihlaller ve usulsüzlüklere işaret etti

Dün Mukalla Limanı yakınlarında Arap Koalisyonu güçleri tarafından vurulmadan önce askeri kargonun izlendiğini gösteren bir videodan alınmış bir kare (Reuters)
Dün Mukalla Limanı yakınlarında Arap Koalisyonu güçleri tarafından vurulmadan önce askeri kargonun izlendiğini gösteren bir videodan alınmış bir kare (Reuters)

Yemen'de Meşru Hükümeti Destekleme Koalisyonu Ortak Kuvvetler Komutanlığı, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Dışişleri Bakanlığı'nın açıklamasını yalanlayan ve açıklığa kavuşturan resmi bir açıklamada, iki geminin belirlenmiş prosedürleri ihlal ederek ve meşru Yemen hükümeti veya Arap Koalisyonu liderliğinden gerekli izinleri almadan Mukalla Limanı’na girişiyle ilgili ciddi ihlaller ve usulsüzlükler olduğunu duyurdu.

Arap Koalisyonu Sözcüsü Turki el-Maliki, iki geminin Yemen karasularına girdiğini ve girmeden önce izleme ve tanımlama sinyallerini kapattığını, bunun da bu tür durumlarda geçerli olan denizcilik yasaları ve prosedürlerinin açık bir ihlali olduğunu söyledi.

İki geminin Mukalla Limanı’na varışının, limanın kapatılması ve tüm yerel işçi ve çalışanların tahliyesiyle aynı zamana denk geldiğini ekleyen Maliki, gemilerin silah ve mühimmat yüklü konteynerlerin yanı sıra 80'den fazla araç taşıdığını belirtti.

Maliki, gemilerin varış ve boşaltma sürecinin belgelendiğini ve BAE'deki üst düzey yetkililere, güvenlik ve istikrarı tehdit eden çatışma bölgelerine aktarılmasını önlemek için bu askeri desteğin Mukalla Limanı’ndan ayrılmasının engellenmesi gerektiği konusunda bilgi verildiğini söyledi.

Maliki, BAE'ye çatışmayı körükleyen bu tür eylemlerin hoş görülmeyeceğinin bildirildiğini ve araçların limana geri dönmesinin talep edildiğini, bunun da yapıldığını, ancak silah konteynerlerinin Reyyan Askeri Üssü’nde kaldığını açıkladı.

Maliki, Arap Koalisyonu liderliğinin, bu konteynerlerin Hadramut ve çöl bölgesindeki çeşitli yerlere nakledilip dağıtılacağına dair teyit edilmiş bilgiler aldığını ve bunun gerginliği ve tırmanışı artıracağını belirttti. Bu durum, Arap Koalisyonu liderliğini sivillerin ve kamu mallarının güvenliğini korumak için dün sabaha karşı sınırlı bir askeri operasyon düzenlemeye sevk etti.

Operasyonun kayıp veya hasar olmaması için angajman kurallarına uygun olarak yürütüldüğünü vurgulayan Maliki, kalan konteynerlerin şu anda Reyyan Askeri Üssü’nde kontrol altında olduğunu belirtti.

Bu açıklama, Yemen'de ve bölgede güvenliği ve istikrarı korumak, meşruiyeti zayıflatmaya yönelik her türlü girişime karşı koymak ve siyasi barış sürecini tehdit eden tüm müdahaleleri durdurmak için Arap Koalisyonu ülkeleri arasında koordinasyonu güçlendirmek amacıyla Yemen'de Meşru Hükümeti Destekleme Koalisyonu tarafından gösterilen aralıksız çabalar çerçevesinde yapıldı.


Irak’ta meclis başkanı ve yardımcıları göreve başladı

Yeni Irak Meclisi üyeleri Bağdat'ta ilk oturumlarına giderken (AFP)
Yeni Irak Meclisi üyeleri Bağdat'ta ilk oturumlarına giderken (AFP)
TT

Irak’ta meclis başkanı ve yardımcıları göreve başladı

Yeni Irak Meclisi üyeleri Bağdat'ta ilk oturumlarına giderken (AFP)
Yeni Irak Meclisi üyeleri Bağdat'ta ilk oturumlarına giderken (AFP)

Irak Meclisi, dün Meclis Başkanı ve iki yardımcısının seçimini tamamlayarak siyasi krizi hızla sona erdirdi. Üçüncü tur oylamanın ardından, Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) üyesi Ferhad el-Atruşi, ikinci Meclis Başkan yardımcısı olarak seçildi.

Bu karar, KDP’nin iki turda da mutlak çoğunluğu elde edemeyen önceki adayı Şahvan Abdullah'ı adaylıktan çekip yerine Ferhad el-Atruşi’yi aday göstermesinin ardından alındı.

Muhammed el-Halbusi 208 oyla Meclis Başkanı olarak seçilirken Adnan Feyhan 177 oyla birinci başkan yardımcısı seçildi.

Sonuçların açıklanmasının ardından yeni başkanlık kadrosu resmi olarak göreve başladı. Halbusi, cumhurbaşkanlığı için aday başvurularının açıldığını duyurarak, Şii Koordinasyon Çerçevesi tarafından seçilecek olan başbakanın onaylanmasıyla sona erecek olan bir sonraki anayasal süreci başlattı. Şii Koordinasyon Çerçevesi, kendisini meclisteki en büyük blok olarak ilan etmişti.


Suudi Arabistan, güvenliği ve Yemen'in istikrarı için kırmızı çizgiyi çizdi

Salı günü Fuceyra Limanı’ndan Mukalla Limanı’na ulaştıktan sonra Arap Koalisyonu güçleri tarafından imha edilen bazı araçlar (Reuters)
Salı günü Fuceyra Limanı’ndan Mukalla Limanı’na ulaştıktan sonra Arap Koalisyonu güçleri tarafından imha edilen bazı araçlar (Reuters)
TT

Suudi Arabistan, güvenliği ve Yemen'in istikrarı için kırmızı çizgiyi çizdi

Salı günü Fuceyra Limanı’ndan Mukalla Limanı’na ulaştıktan sonra Arap Koalisyonu güçleri tarafından imha edilen bazı araçlar (Reuters)
Salı günü Fuceyra Limanı’ndan Mukalla Limanı’na ulaştıktan sonra Arap Koalisyonu güçleri tarafından imha edilen bazı araçlar (Reuters)

Yemen salı günü, Suudi Arabistan'ın güvenlik denklemlerini yeniden çizdiği ve kırmızı çizgileri ve ittifak sınırlarını belirlediği önemli gelişmelere tanık oldu. Hadramut ve el-Mehra'da Güney Geçiş Konseyi'nin (GGK) gerginliği tırmandırmasıyla birlikte Riyad, Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE) ‘son derece tehlikeli’ olarak nitelendirdiği eylemlerinden duyduğu üzüntüyü dile getirdi. Bu adımlar, GGK’ya bağlı güçlerin güney sınırları yakınlarında askeri eylemlerde bulunmasına neden oldu. Riyad, bu gelişmeleri ulusal güvenliği ile Yemen ve bölgenin güvenliğine yönelik doğrudan bir tehdit olarak değerlendirdi.

Güvenliğinin ‘kırmızı çizgi’ olduğunu vurgulayan Suudi Arabistan, Yemen'in birliğine ve egemenliğine bağlılığını ve Yemen Başkanlık Konseyi'ne tam desteğini teyit ederken, ‘güney davasının’ haklılığı konusundaki tutumunu ve bunu kapsamlı siyasi diyalog çerçevesi dışında ele almayı reddettiğini bir kez daha yineledi.

Riyad, Yemen Başkanlık Konseyi Başkanı Reşad el-Alimi’nin talebine yanıt olarak BAE güçlerinin Yemen'den çekilmesini ve herhangi bir iç tarafa askeri ya da mali destek verilmesinin sonlandırılmasını istedi. Yemen'de Meşru Hükümeti Destekleme Koalisyonu Sözcüsü Tümgeneral Turki al-Maliki'ye göre Suudi Arabistan öncülüğündeki Arap Koalisyonu güçleri, resmi izin olmadan Mukalla Limanı’na getirilen silah ve savaş araçlarını hedef alan ‘sınırlı ve nokta atışı’ bir hava saldırısı düzenledi.

Öte yandan Yemen Başkanlık Konseyi Başkanı Reşad el-Alimi, BAE ile ortak savunma anlaşmasının iptal edildiğini duyurdu. 90 günlük olağanüstü hal (OHAL) ilan edildiğini açıklayan Alimi, BAE güçlerinin 24 saat içinde ülkeyi terk etmelerini ve kamplarını Vatan Kalkanı Güçleri’ne devretmelerini talep etti. Bu kararlar resmi kurumlar tarafından desteklendi.

Tüm bu gelişmeler ve Alimi'nin verdiği son tarih çerçevesinde BAE Savunma Bakanlığı, ilgili ortaklarla koordineli olarak güçlerinin geri çekileceğini duyurdu. Bakanlık, misyonu sonlandırma kararının ‘mevcut aşamanın gerekliliklerinin kapsamlı bir değerlendirmesi’ çerçevesinde alındığını ve BAE'nin bölgesel güvenlik ve istikrarı destekleme konusundaki taahhütleri ve rolüyle tutarlı olduğunu vurguladı.