Yemen’de Başkanlık Konseyi Başkanı Alimi komutasında Vatan Kalkanı adlı yeni bir askeri birim kuruldu

Yemen Başkanlık Konseyi Başkanı Alimi, geçtiğimiz Cumartesi günü Aden'e döndü (SABA)
Yemen Başkanlık Konseyi Başkanı Alimi, geçtiğimiz Cumartesi günü Aden'e döndü (SABA)
TT

Yemen’de Başkanlık Konseyi Başkanı Alimi komutasında Vatan Kalkanı adlı yeni bir askeri birim kuruldu

Yemen Başkanlık Konseyi Başkanı Alimi, geçtiğimiz Cumartesi günü Aden'e döndü (SABA)
Yemen Başkanlık Konseyi Başkanı Alimi, geçtiğimiz Cumartesi günü Aden'e döndü (SABA)

Yemen Başkanlık Konseyi Başkanı Reşad el-Alimi, ülkenin geçici başkenti Aden'e dönmesinden bir gün sonra, doğrudan kendi komutasında ‘Vatan Kalkanı’ adlı yeni bir askeri birimin kurulmasını öngören bir başkanlık kararnamesi yayınladı. Ayrıca birimin komutan atamasına ilişkin bir kararname daha yayınlandı.
Başkanlık Konseyi Başkanı Alimi tarafından Yüksek Askeri ve Güvenlik Komitesi'nin yeniden yapılanma çalışmaları çerçevesinde kurulan Vatan Kalkanı güçlerinin Yemen Silahlı Kuvvetleri'ne bağlı olacağı belirtildi.
Yemenli resmi kaynaklara göre Başkanlık Konseyi Başkanı Alimi tarafından imzalanan 2023 tarihli ve 18 sayılı kararnamesinin 1. maddesi, Silahlı Kuvvetler Başkomutanı sıfatıyla Başkanlık Konseyi Başkanı’nın Vatan Kalkanı adı verilen askeri bir birim kurmasını öngörüyor.
Kararnamenin 2. maddesinde, Vatan Kalkanı güçlerinin sayısının, görevlerinin ve harekat alanının Silahlı Kuvvetler Başkomutanı tarafından belirleneceği, 3. maddede ise bu güçlerin Silahlı Kuvvetlerde hizmet kanununa, ilgili kanunlara ve doğrudan Silahlı Kuvvetler Başkomutanına bağlı olacağı belirtiliyor.
Alimi, ayrıca Vatan Kalkanı biriminin komutanı olarak Tuğgeneral Beşir Seyf es-Subeyhi'yi atayan bir kararname daha yayınladı. Geçtiğimiz Cumartesi günü, yaklaşık 50 günün ardından Riyad'dan ayrılıp Aden'e dönen Alimi, burada yaptığı resmi bir açıklamada, başkanlığını üstlendiği Başkanlık Konseyi’nin ve hükümetin, çalışmalarını Aden’den sürdürmesi, devlet kurumlarının yeniden inşası, yaşam, ekonomik ve hizmet koşullarının iyileştirilmesi ve Yemen'in bölgesel ve uluslararası ortamdaki varlığının her düzeyde güçlendirilmesi dahil olmak üzere Yemen halkına verdiği sözleri yerine getirmekte kararlı olduğunu söyledi.
Başkanlık Konseyi Başkanı Alimi, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Yeni yıl, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) liderliğindeki Yemen’de meşru hükümeti destekleyen Arap Koalisyonunun desteğiyle birçok hizmet ve kalkınma projesinin açılışının yapılması ve temelinin atılması gibi çeşitli alanlarda hayati girişimlere sahne olacak.
Arap Koalisyonu ülkelerine ve uluslararası bağışçılara şükranlarını ifade eden Alimi, “Arap Koalisyonu ülkeleri ve uluslararası bağışçılar, terörist Husi milislerin İran rejiminin ve onun bölgedeki yıkıcı projesinin desteğiyle yarattığı insani acıyı hafifletmek için her zaman acil durum destek programlarını destekliyorlar” şeklinde konuştu.
Başkanlık Konseyi Başkanı, ‘ulusal, bölgesel ve uluslararası düzeyde üzerinde anlaşmaya varılan mutabakatlara ve özellikle 2216 sayılı karara dayalı kapsamlı ve sürdürülebilir bir barış yaklaşımı’ izleyeceklerine dair sözünü bir kez daha yinelerken bu çerçevedeki olumlu tüm çalışmaları memnuniyetle karşıladığını belirtti.
Bu gelişmeler, Birleşmiş Milletler (BM) ve bölgesel arabulucuların, kalıcı barışı sağlayacak istişarelerin başlangıcı olarak Husi milisleri, ateşkesi yenileme ve genişletme yönündeki önerileri kabul etmeleri için çabalamaya devam ettiklerini açıkladıkları bir zamana denk geldi.
Öte yandan Yemen İstişare ve Uzlaşı Komisyonu, ülkede barışı ve siyasi ve ekonomik istikrarı sağlayacak gerçek çözümler bulunması için Başkanlık Konseyi'ne verdiği desteği yineledi.
İstişare ve Uzlaşı Komisyonu, yerel, bölgesel ve uluslararası düzeyde mutabık kalınan kapsamlı çözüm kararlarına göre Başkanlık Konseyi liderliğindeki meşru hükümet ile Husiler arasında kapsamlı ve doğrudan siyasi istişarelerin başlatılması gerektiğini vurguladı.
Uluslararası toplumu ve bölgesel güçleri, Yemen halkının fedakarlıklarına, iradesine ve özlemlerine saygı duymaya ve Husi milislerini ve İran'ın Yemen’in iç işlerine açık müdahalesini kınamaya çağıran İstişare ve Uzlaşı Komisyonu, müzakerelerin tüm aşamalarının Başkanlık Konseyi'nin, Başkanlık Konseyi’ne bağlı organların ve Yemen hükümetinin başlıca ve doğrudan görevi olduğunun altını çizdi.
Resmi kaynaklar, İstişare ve Uzlaşı Komisyonu’nun yetki devri duyurusunun içeriğine tam olarak uyulması gereğini bir kez daha vurguladığını aktardılar. Kaynaklara göre İstişare ve Uzlaşı Komisyonu ayrıca, Başkanlık Konseyi'ni, 7 Nisan 2022 tarihli duyuruda belirtildiği gibi üzerinde anlaşmaya varılan inceleme ve onaylama prosedürlerini bir an önce tamamlamaya çağırırken Başkanlık Konseyi’nin çalışmaları ile devlet kurum ve kuruluşlarının çalışmaları arasındaki koordinasyon için bu kuralların önemini vurguladı.



Gazze ateşkesi: Philadelphia Koridoru 2 ile ilgili anlaşmazlıklar arabulucuların çabalarını zorlaştırıyor

Dün Gazze şehrinde yıkımın ortasında yükselen duman (Reuters)
Dün Gazze şehrinde yıkımın ortasında yükselen duman (Reuters)
TT

Gazze ateşkesi: Philadelphia Koridoru 2 ile ilgili anlaşmazlıklar arabulucuların çabalarını zorlaştırıyor

Dün Gazze şehrinde yıkımın ortasında yükselen duman (Reuters)
Dün Gazze şehrinde yıkımın ortasında yükselen duman (Reuters)

ABD-İsrail görüşmelerinde Hamas ile İsrail arasında anlaşmazlık konusu ‘tek nokta’ olan, İsrail'in Mısır sınırı yakınlarındaki stratejik bir bölgenin kontrolünü ele geçirmesi ve Kahire'nin bunu reddetmesi konuşuluyor.

Mısırlı ve Filistinli kaynaklar, Katar’ın başkenti Doha'da devam eden ateşkes görüşmelerinde ‘taraflar arasında uçurumlar’ ve ‘İsrail'in inatçılığı’ olduğunu vurguladılar.

İsrail basını, müzakere masasında bir ‘kriz’ olduğu yönünde sızıntıları aktarırken özellikle Mısır'ın, arabulucuların anlaşmaya varmak için çabalarını desteklemek üzere uluslararası toplumun ve Avrupa ülkelerinin arabulucu rolü almasını talep etmesi ve Katar heyetinin ABD'de bulunması bu sızıntılara neden oluyor.

Şarku’l Avsat’a konuşan uzmanlar, İsrail'in Mısır sınırı yakınlarındaki bölgelerden, özellikle de ‘Philadelphia Koridoru 1 ve Philadelphia Koridoru 2’ bölgelerinden çekilmemeyi sürdürmesi halinde müzakerelerin çıkmaza girebileceğini düşünüyor.

gthy
Salı günü Gazze'nin güneyindeki Morag Ekseni’nde seyir halindeki İsrail askeri araçları (AP)

Mısır, geçtiğimiz yıl sınırlarına yakın olan Philadelphia (Salahaddin) Koridoru’nun İsrail tarafından yeniden işgal edilmesini reddetmiş ve iki taraf arasında bu konuda gerginlikler yaşanırken derhal geri çekilmesini talep etmişti. Öte yandan İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu geçtiğimiz nisan ayında, ‘Philadelphia Koridoru 2’ olarak nitelendirdiği, Han Yunus’un hemen güneyinde uzanan bir askeri yol olan Morag Ekseni’nin kontrol altına alınması gerektiğini ve bu koridorun işgal edilmesinin Filistin'in Refah bölgesini Gazze Şeridi'nden ayırmaya imkan vereceğini açıklamıştı.

"Stratejik riskler"

Dün Şarku’l Avsat’a konuşan Mısırlı bir kaynak, Kahire'nin İsrail'in Philadelphia Koridoru veya Morag Ekseni gibi bölgelerden çekilmesinin önemine ilişkin tutumunun sarsılmaz olduğunu ve ‘Filistinlileri Refah'ta toplama gibi, bölgedeki istikrarı bozacak ve onların zorla yerlerinden edilmesine yol açacak başka planlar dayatılmasının kesinlikle kabul edilemez’ olduğunu belirtti.

Doha’daki mevcut müzakerelerin ‘gizli’ olduğunu ve ABD ve İsrail çevrelerinde yayılan söylentilerin aksine, müzakerelerin sona ermiş ve çıkmaza girmiş olabileceğini düşünen kaynak, buna karşın ABD’nin baskısıyla İsrail'in tutumunun değişmesi halinde bu durumun değişebileceğini belirtiyor.

fvbfrg
Dün Gazze Şeridi'nin orta kesimlerindeki Gazze şehrinde İsrail'in saldırısının ardından dumanların yükseldiği görüntü (AFP)

Filistinli bir kaynak, Morag Ekseni’nin müzakere belgesinde kalan veya temel sorun olmadığını, işgalci İsrail’in geri çekileceği bölgeler konusunda bir anlaşmaya varılması ve uluslararası toplum ile Birleşmiş Milletler (BM) kurumlarının insani yardımları ulaştırma rolünün yeniden aktif hale getirilmesi gerektiğini, bunun da Washington'ın işgalci İsrail’e karşı ciddi bir tutum sergilemesi ve anlaşmayı engellememesi veya başarısızlığa uğratmaması için baskı yapması halinde gerçekleşebileceğini’ belirtti.

Dün Şarku’l Avsat’a konuşan kaynak, Mısır’ın İsrail’in önerisini reddettiği ve bu konuda net bir tavır sergilediğini belirterek, Kahire’nin İsrail’in Refah bölgesindeki işgalinin Mısır'ın ulusal güvenliği için doğrudan bir tehdit oluşturduğunun ve Morag Ekseni gibi sınır şeridine yakın bölgelere düzensiz bir şekilde çekilmenin gelecekte ciddi gerginliklere yol açabilecek stratejik riskler barındırdığının farkında olduğunu da sözlerine ekledi.

Öte yandan İsrail gazetesi Yedioth Ahronoth, başlıca anlaşmazlık noktasının İsrail'in Morag Eksenini kontrol altında tutma planıyla ilgili olduğunu aktardı. Gazete  bu konuyla ilgili olarak İsrail’de, rehinelerin serbest bırakılmasını geciktirebileceğini düşünenler ile İsrail'in, yerinden edilmiş kişileri Hamas üyelerinden ayırmak için bir şehir inşa etme girişimleri çerçevesinde bunun hayati önem taşıdığını düşünenler arasında görüş ayrılığı olduğunu bildirdi.

bgy
Dün Gazze Şeridi'nin güneyindeki Nasır Hastanesi önünde cenaze töreni düzenleyen Filistinliler (AFP)

Öte yandan İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz pazartesi günü yaptığı açıklamada, bakanlığın Refah bölgesinde en az 600 bin Filistinliyi kabul etmek üzere yeni bir insani bölge kuracağını ve bu bölgenin Hamas’tan arındırılmış olacağını söyledi.

‘ABD baskısı’ kartı

Eski Mısır Dışişleri Bakanı ve Mısır Dışişleri Konseyi Başkanı Büyükelçi Muhammed Urabi, İsrail'in Mısır için kabul edilemez olan sınırlarda kalma gibi tutumunu değiştirmediği sürece ateşkes için bir fırsat olduğunu düşünmüyor. Masada birtakım zorluklar olduğunu ve anlaşma için son şansın giderek azaldığını belirten Büyükelçi Urabi, İsrail'in anlaşmayı kabul etmek için henüz ciddi bir adım atmadığını vurguladı.

Hamas konusunda uzman Filistinli siyasi analist İbrahim el-Medhun, İsrail'in çekilmeyi engellemeye ve uluslararası kuruluşların çalışmalarını aksatmaya çalıştığını belirterek, “İsrail'in Gazze'nin güneyinden ve doğusundan çekilmeme konusundaki ısrarı, zorla yerinden etme planının hâlâ geçerli olduğu yönündeki endişeleri güçlendiriyor ve bu da gerçek bir sükunet veya kapsamlı bir siyasi çözüm için gösterilen çabaları baltalıyor” dedi.

dfrgt
Dün Gazze şehrinin batısındaki Şati Mülteci Kampı’nda İsrail'in saldırısının yol açtığı yıkıma derin düşüncelerle bakan Filistinli bir genç (AFP)

Filistinli siyasi analist Nizar Nazzal ise İsrail'in Morag Ekseni’nde kalma ısrarının arabulucuların çabalarını zorlaştırdığını ve İsrail'in yerinden etme planını sürdürme niyetini ortaya koyduğunu belirtti. Mısır'ın ‘ulusal güvenliğine tehdit oluşturduğu için bunu kabul etmeyeceğini’ ifade eden Nazzal, “Ancak genel olarak, ABD’nin Netanyahu üzerindeki baskısı, onun bu eksende güçlerini azaltmasına ve geçici bir anlaşmaya varmaya yöneltebilir” şeklinde konuştu.

Avrupa Birliği'nin rolü

İsrail’in ateşkes ve esir takası anlaşmasını tehdit eden bu hamleleri devam ederken Mısır Dışişleri Bakanı Bedir Abdulati, Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Noël Barrot ve ve Hollanda Dışişleri Bakanı Kasper Veldkamp ile dün Gazze'de ateşkese ilişkin müzakerelere dair son gelişmeleri, uluslararası toplumun sorumluluklarını yerine getirmesi ihtiyacını ve ateşkes çabalarını destekleme konusunda Avrupa Birliği'nin (AB) rolünün önemini görüştü.

Yedioth Ahronoth gazetesi, Katar heyetinin bu hafta Washington'a giderek ABD yönetiminin üst düzey yetkilileriyle görüşmelerde bulunduğunu, Başkan Donald Trump'ın ise salı günü İsrail Başbakanı Netanyahu ile Beyaz Saray'da ikinci kez bir araya gelerek ‘Gazze konusunda azami baskı uygulamak’ için görüşmelerde bulunduğunu bildirdi.

İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Sa'ar dün düzenlediği basın toplantısında,İsrail'in ‘Gazze'de ateşkes sağlanması konusunda ciddi olduğunu ve bunun gerçekleştirilebilir bir hedef olduğunu’ vurguladı. Sa’ar, “Geçici bir ateşkes sağlanırsa, kalıcı bir ateşkes için müzakerelere başlayacağız” dedi.

İsrail ve ABD'nin anlaşmayı desteklemesinin ‘gerçekte hiçbir karşılığı olmadığını’ düşünen Urubi, “Washington İsrail’e baskı yapmadığı sürece, ateşkes anlaşması olmayacak ve bu da İsrail’in bölgede barışı engellemeden veya geciktirmeden gerçek bir yol izlemesini sağlayacak. Mısır’ın şu anki girişimleri akıllıca ve sorumluluk sahibidir ve arabulucuların çabalarına uluslararası ve Avrupa desteği sağlamak ve bölgede istikrarı sağlamak amacıyla yapılıyor” değerlendirmesinde bulundu.

Öte yandan Medhun’a göre İsrail'in bu yaklaşımını sürdürmesi, daha fazla tırmanışa ve 60 günlük sınırlı bir ateşkes fikrinin önünü açacak, ancak nihai bir çözüm getirmeyecek. Medhun, böyle bir durumun ise Filistinliler tarafından kabul edilmeyeceğinin altını çizdi.

Nazzal ise, anlaşmanın açıklanmasının ardından ABD'nin baskısıyla ‘İsrail'in, Hamas’ın çok sayıda rehineyi serbest bırakmasının ardından bölgeyi yeniden savaşa sürükleyecek mayınlar döşeyeceğini’ öngörüyor.